Es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke YÂ EKSERİ'n-NÂSİ TEBEAN YEVMİ'l-KIYÂMETİ Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her iki eliyle (Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin’in) iki avucundan tutmuştur. Torunun ayağı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mübarek ayağı üzerine çıkmıştır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona söyle demiştir: ““Çık!.” Çocuk ayaklarını Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in göğsüne koyuncaya kadar çıkmıştır. Sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona “Ağzını aç!” demiştir. Sonra çocuğu öpmüş ve ondan sonra: “Allah’ım, bunu sev, çünkü ben bunu seviyorum” buyurmuştur. (Buhârî, “Hüsnü’l-Hulk”, Edebü’l-Müfred, Hadis no: 249, 270)
Azîz kardeşlerim;
Bu sistemin (imtihÂN) tümü maddî-mânevî "BENlik" üzerine kurulmuştur.
Varlık; canlı, cansız buna mecbur ve mahkûmdur. İmtihÂN ise, benliğin hududundadır.
İfrat edip (maksimum) ilâhlık ilân etmek..
Tefrit edip (minimum) "kulluktan istifâ ettim!..." demek..
Anormal olandır. Muradullah ve Emrullah bu değildir.
İnsan ve kâinâtın yaratılışının hikmeti asla bu değildir...
İtidal (optimum) ise, normal, doğru, HaKK ve HaYR olup, Emredilen ve Murad edilen (dilenen) dir. Adam gibi "Abd" (kul) olmaktır..
Aklı olan ve insan kılığına giren her nefs için kuLLuğun kuralları, ellerinin içinde, gözlerinin önündedir..
Ve DE dERim ki; Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l-Âlem’imiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşeâ ALLAHu TeÂLA:
Es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
Rivâyete göre sahabeler tarafından Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemle: “Ehl-i Beyti’nden hangisi sana daha sevimlidir?” diye sorulmuştur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de: “Hasan ve Hüseyin’dir.” buyurmuştur. Ardından Hz. Fâtıma’ya “çocuklarını çağır” buyurmuş ve onları koklayarak bağrına basmıştır." (Tirmizî, Sünen, V, 657)
ZEVK 6463
HayrÂN-CevLÂN-SeyrÂN SeYrin >DevrÂNında DEM EYyLedik
şU ÂNda ->“Şe’ÂN ŞuÛRu”n ->“ŞeHR-i MuHARREM” EYyLedik
->Mü’MİN ki ->“HaYRı UM”uLan ->“ŞeRRinden EMîN OL”unan
->Y E Ş İ L C Â M i CeNNetinde -> CUMÂmızı ->CEM’ EYyLedik!..
Bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem oturmakta olan bir grup insanın yanına gelir ve onlara: “Size hanginizin hayırlı, hanginizin şerli olduğunu söyleyeyim mi?” diye sorar. Oradakiler, “Söyleyin Yâ Rasûlullah!” dediklerinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Hayırlınız kendisinden hayır umulan ve şerrinden emin olunandır. Şerliniz ise kendisinden hayır beklenmeyen ve şerrinden de emin olunmayandır.” buyurdu. (Tirmizî, Fiten, 76.)
Ve DE dERim ki; Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l-Âlem’imiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşeâ ALLAHu TeÂLA:
Es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL-AHİRÎN Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Benim Ehl-i Beyt'im sizin aranızda aynen Nuh'un gemisine benzer. Her kim o gemiye bindiyse kurtuldu ve her kim ondan geriye kaldıysa boğulup helâk oldu. Onlardan öne geçmeyin helâk olursunuz. Onlardan geri kalmayın (yine) helâk olursunuz. Onlara bir şey öğretmeye kalkmayın, çünkü onlar sizden daha çok biliyor!.” buyurmuştur. (Savaiku'l Muhrika, s.136 ve 227 Cami'us Sağir, c2, s.132;Müsned-i Ahmed, c.3 s.17 ve c.4, s366;Hilyet'yl Evliyâ, c.4, s3O;Müstedrek'us Sahiheyn, c.3, s.151;Talhis-i Zehebi-EI-Mu'cem'us Sağır-i Tabaranî, c2, s22)
cÂN-cÂNÂN ÇİLE ÇçÖLünde!. ->MecNÛNLar ->LeYyLÂ-Lar GÖRdük!
->S ı R r-ı ÂLi!. ->S I R r-ı SIFIR!. ->S I R r-ı SÜveydÂ-Lar GÖRdük!
İnKÂR<->İkRÂR! GüBRe<-de->GÜL ki ->Çift kANat kARga<->BüLBüL!.
“K A R A SEVd”-Lar ->Y A Ş A-dık!. ->Nice “A K SEVd”--LAr GÖRdük!.
İnKÂR<->İkRÂR!. GüBRe< de >GÜL ki->Çift kANat kARga<->BüLBüL!. MaSALLımız ki;
Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLeme bir soru sorulmuştu bir kenara çekti soranı konuşurken, yakınındaki sahebeler de aralarında böyle hususlarda münakaşa ediyor, işte ifrat ve tefrit konuşuyorlar.
“Öyle olmaz böyle olur şöyle olur! vs.” Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem buna çok üzüldü. Dönüşünde hemen yere çömeldi.
Eliyle mübarek eliyle kumları düzeltti, asâsıyla ortaya bir çizgi çizdi. “Benim ve bana uyanların sahib çıktıklarımın sahib çıkanların yolu budur. Ve başında Allah vardır. Allah’a gider bu yol diyor yani. “SEBİLİLLAH”.
Sağ tarafa çiziyor çizgiler paralel çizgiler, başlarında şeytan vardır, sola çiziyor, çiziyor çok. Başlarında şeytan vardır. Ne demektir bu?
“İfrat ve tefrit istemiyorum, i’tidal istiyorum” demek. “Orta yol istiyorum” demektir.
Sağa çizilen çizgiler Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem sanki buyuruyor ki: “Benden daha dindarlar daha coşkunlar gelecektir” böyle hadisler de var. Çok. Ama başlarında şeytan vardır.”
Sola çizilen çizgilerde de: “Ya da dini hafife alan küçümseyen daha basit görenlerin de onlarında başında şeytan vardır.”
MuhaMMedî Melâmette-Tasavvufta uydur kaydır İŞ yoktur hâşâ, konuşacaksak MESNEDli konuşmalıyız İnşâAllah!
---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ebu Zer (ra)'e: "Cin ve insan şeytânlarından ALLAH'a sığındın mı?" buyurunca Ebu Zer: "İnsanın da şeytânları var mıdır?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Evet, onlar cin şeytânlarından daha şerlidir!..." buyurdu. (İ. Ahmed,Müsned I/178,179,265)
---İbni Mes'ud (ra): "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize düz bir çizgi çizdi ve: "Bu rüşd yoludur." dedi. Sonra bunun sağından ve solundan bir çok çizgiler daha çizdi: "Bunlar da bir takım yollardır ki her birinde bir şeytân vardır, ona (kendisine) çağırır!" buyurdu ve En'âm 6/151-153 Âyetlerini okudu." dedi. (Buhârî , Rikak 4;Tirmizî, Kıyâmet 22; Ibn. Mâce, Mukaddime 1; Darimî , Mukaddime 23)
ALLAH celle celâluhunun SALLat YOLU tektir:
وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ---“Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne) : Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakınırsınız.” (En’âm 6/153)
ALLAH celle celâluhunun Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLeminin YOLuda TEKtir ve O dur İ’tidaldir ZÂTen..
İ’tidal; YOKluğun Tefritinden, ÇOKLuğun İfratından kurtulup, TEKliğin TEVHİDine ULAŞımın Anası, Esası ve Temeli ve ALLAH’ın YOLUdur..
Bir başka rivâyette:
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kumu düzleyip asası ile ortaya bir dikey çizgi çizdi ve: “Bu ALLah’ın yoludur” buyurdu. Sonra o çizginin sağına ve soluna başka çizgiler çizdi ve “Bunlar da yollardır ve her yolun başında oraya çağrıda bulunan bir ŞEYTÂN vardır!” buyurdu. Sonra da şu âyeti okudu: “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Bana uyun. (Başka) yollara uymayın. Zîrâ o yollar sizi ALLah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için ALLAH size bunları emretti.” (En’âm 6/153) “buyurmuştur. (İbni Kesir 2/190)
Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem; ALLAH Teâlânın yolu olan orta yol, Fırka-i Nâciye, İ’tidal Yolu olan Sırat-ı Müstakîmin sağına çizgiler çizerek ifratçıları, aşırı dincileri ve bidadçıları; soluna çizgiler çizerek tefritçileri, dini ve Sünnet-i Seniyyeyi ibtale (hükümsüz bırakma, bozma) çalışan benlikçileri ve her ikisinin de başlarındaki şeytânları ne güzel târif buyurmuştur.
İfratsız, tefritsiz; i'tidal üzere, Fırka-i Nâciye ki sırât-ı müstakîm olan interkollekte (ortak) sisteme bağlamak esastır...
İnsanoğlunun hevâsı, aklını bastırdı mı hayvandan hatta İblisten dahi alta düşer.
İnsanoğlunun aklı hevâsını bastırdı mı melekten de üstün olur... Mesele MuhaMMedî Şuûr edebilmekte...
Şuûr: İnsana verilen maddî, mânevî tüm nimetleri (göz, kulak, beyin, kalb, akıl, hafıza v.s.) organize edip, tevhid ettirip, birlikte i’tidal (optimum) üzere hakta ve hayırda kullanabilme kabiliyeti yeteneği ve gücüdür...
Şuûr: İnsana yüklenen esma TÜMMü AKIL Nimetini selamete erdirerek Akl-ı Silm edip, Akıldan Nakile, Zâhirden Bâtına, Maddeden Mânâya geçişte NEFSin İlk Aslen Anlayış, İnceliklerini iyice İdrak ve Şahsî Vicdan Hissidir.
Şuûr: Emânet ve Ni’meti en hayırlı bir şekilde (optimum, i’tidal üzere) kullanabilme melekesidir. Şahdamarından da YAKIN olan RABBul’- ÂLEMine MuhaMMedî İman, Amel, Aklâk ve Hâlde Şehadet Yaşayışıdır.
MuhaMMedî ŞuûRu BİLiş MuhaMMedî NuûRu BULuş MuhaMMedî SüRûRda OLuş MuhaMMedî O-NuûRu YAŞAyış Şefâat Şerefidir SüNNetuLLAH ve de SüNNet-i ResÛLULLAH Üzere şu ÂN da Şe’ÂNuLLahta ve de ŞehÂDetuLLAHa ŞÂHİD OLUŞ MaHViyyetidir ve’s- SELÂMm!.
MuhaMMedî ŞuûRu BİLiş BesMeLesi ise;
Denge-Düzen, Sükûn ve Sükût -> Sırat-ı Müstakîm üzere ->Tefritsiz-İfratsız HâLis-MuhLis-Sıddık-ÂDiL bir MuhaMMedî KıtMÎROLarak İ'TİDÂL üzere Olmaktadır:
عن جابر بن عبدالله قال كنا جلوسا عند النبي صلى الله عليه وسلم فخط خطا هكذا أمامه فقال: هذا سبيل الله عز وجل وخط خطا عن يمينه وخط خطا عن شماله وقال هذه سبل الشيطان ثم وضع يده في الخط الأوسط ثم تلا هذه الآية :
وَ أَنَّ هَـذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيماً فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ---Câbir İbni Abdillah radiyallahu anhu: Bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında otururken parmağı ile kumlar üzerine bir çizgi çekti, sonra : “İşte bu Allah’ın dosdoğru yoludur” dedi. Daha sonra o çizginin sağına ve soluna çizgiler çizdi ve tekrar şöyle buyurdu:“Bu da şeytanın yoludur, bunların her birinin kavşağında bir şeytan oturuyor ve o yollara davet ediyor “Ve daha sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şu âyet-i celîleyi okudu:
وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ---''Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne): Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.” (En’âm 6/153) (Darimî, Sünen 1.c. 208.n – İ. Ahmed, Müsned 1 / 435 – 465 - Hakim : 2 / 318 - M. Zevaid : 7 / 22 - Es – Sünne :16 .17. n; Bezzâr : 2210 –2211)
---İbni Mes'ud (ra): "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize düz bir çizgi çizdi ve: "Bu rüşd yoludur." dedi. Sonra bunun sağından ve solundan bir çok çizgiler daha çizdi: "Bunlar da bir takım yollardır ki her birinde bir şeytân vardır, ona (kendisine) çağırır!" buyurdu ve En'âm 6/151-153 Âyetlerini okudu."dedi. (Buhârî, Rikak 4;Tirmizî, Kıyâmet 22; Ibn. Mâce, Mukaddime 1; Darimî, Mukaddime 23)
قُلْ تَعَالَوْاْ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلاَدَكُم مِّنْ إمْلاَقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلاَ تَقْرَبُواْ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلاَ تَقْتُلُواْ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ ---'' :“De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım; O'na bir şeyi ortak koşmayın. Anne, babaya ihsanla davranın. Yokluk (fakirlik) sebebiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de yalnız Biz rızıklandırırız. Kötülüğün açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haklı olmanız hariç kimseyi öldürmeyin ki; onu Allah haram kıldı. İşte bunları size vasiyet (emir) etti. Böylece siz, akıl edersiniz.” (En'âm 6/151)
وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ لاَ نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا وَإِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُواْ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَبِعَهْدِ اللّهِ أَوْفُواْ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ---''Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne) :“Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah'ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.” (En'âm 6/152)
وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ ---''Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne) : “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” (En'âm 6/153)
Ve DE dERim ki; Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l-Âlem’imiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşeâ ALLAHu TeÂLA:
Es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke YÂ NEBİYYİR-RAHMETİ Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mescidde ashabının arasında oturuyordu. O sırada Hz. Ali(Keremullahiveche) içeri girdi. Oturacak bir yer aradı bulamadı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hangisi ona yer verecek diye ashabının yüzüne bakıyordu. Resulullah’ın sağında oturmakta olan Hz. Ebubekir: “Ya Ebu Hasan gel buraya otur” dedi. Ali (Keremullahiveche) Ebu Bekir (r.a.)’le Hz. Peygamberin arasına oturdu. Peygamberimizin yüzü birdenbire ışıdı ve Ebu Bekir’e dönerek: “Ya Ebu Bekir büyüklerin kadrini büyükler bilir.” dedi. (Enes (r.a.)’den; Hadislerle Müslümanlık - M.Yusuf Kandehlevî S. 1048.)
YÂRimin KALBi..
GaribÂNca
kÂNda cÂNca
GüLLe-GüBRe
cÂN-cÂNÂNca!.
SUyun KÂBı
ÇÖL TurÂBı
GÖRmek->
->BAKmak
AŞKk KitÂBı!.
Ve DE dERim ki; Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l-Âlem’imiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşeâ ALLAHu TeÂLA:
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ali’yi anmak bir ibâdettir” buyurdu. (Buharî, Ebu Muhammed B. İsmail. Tecrid-i Sarih Terc. Diy. İşl. Bşk. Yayın. Hz. Peygamberin Dilinden Dört Halifesi. Çev. A. Fikri Yavuz, Sönmez Neşr. S. 250.)
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE İmâm-ı Alî (keremullahi veche)ye ait salâvâtı şerîfe:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâdeyke salâvâtullahil-Berrir-Rahîm Vel-melâiketil-mukarrebîn Ven- nebîyyine ves-sıddıkîne veş-şühedâi ves-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şeyin yâ Rabbel-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemin- nebîyyîne Ve Seyyidil-mürselîne ve imâmil-mûttâkîne Ve Resûli Rabbül-âlemîneş-şâhidil-beşirid- dâi ileyke bi iznike es sirâcel-münir Ve aleyhis- salâtü ves- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu. MÂNÂSI: Emret (buyur) ALLAHım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum) , RABBim, ALLAHım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)e, Hatemül-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşim) olsun! http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 158&t=3141
Ve DE dERim ki; Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l-Âlem’imiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşeâ ALLAHu TeÂLA:
TÜRKÇESİ: ALLAHümme salli alâ men rûhuhu mihrâbü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
ALLAHümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, ALLAHümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI: ALLAH’ım!.Rûhu,kâinâtın,meleklerin ve rûhların Mihrâbı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et!. ALLAH’ım!.Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et!. ALLAH’ım!.Cennet ehlinin ve ALLAH’ın mü’min kullarının İmâmı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et!.
Bismillâhin Nûr! Bismillâhi NûRi'n- NûR! Bismillâhi NûRun alâ NûR! Bismillâhillezî huve mudebbiru'’l-umûr! Bismillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Elhamdu lillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Ve enzelen NûRa ale’t-tûr,fî kitâbin mestûr,fi rikkin menşûr, Bi kaderin makdûr,alâ nebiyyin mahbûr! Elhamdu lillâhillezî huve bi’l-izzi mezkûr
Ve bi’l-fahri meşhûr ve ale’s-serrâî ve’z-zarrâi meşkûr! Ve sallallâhu alâ MuhaMMedin ve âlihi’t-tâhirîn!.
MÂNÂSI:
NûR olan ALLAH’ın adıyla, NûRun NûRu olan ALLAH’ın adıyla, NûR üstüne NûR (her NûRdan daha üstün)olan ALLAH’ın adıyla, Bütün işleri-emirleri-ömürleri tedbirle yapan ALLAH’ın adıyla, NûRu NûRdan yaratan ALLAH’ın adıyla; NûRdan NûR yaratan ve NûRu Tûr Dağı’ndaki yazılmış kitâba,yayılmış kâğıda,belli oranda,faziletlerle dolu Peygamber’ine(Hz Musâ’ya)nâzil eden ALLAH’a hamd olsun! Hamd,izzetle anılan,övgüyle tanınan,darlıkta ve genişlikte şükürle yâd edilen ALLAH’a mahsustur! ALLAH’ın salâtı MuhaMMed’e ve O’nun pâk Ehl-i Beyt’ine olsun!
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 11 Eyl 2018, 23:37
gönderen kulihvani
İMâM HÜSEYiN GERÇeği
Şu ÂN GEÇmiş GELeCeği
TEK-BİR OLAN
GÖZ YAŞImda
ÇÖLde AÇan CÂN ÇİÇEği!.
ZEVK 8997
DERTLerim DERMÂNı DERtte =>Şu ÂN ŞE’ÂN DEM Bu DEMi
KÜLLî ŞEYy ÖZÜnde>CÂNÂN =>CÂN CihÂNı CÜMMLe CEM’i
ŞEHîD-i ŞÂH->KÂR-ü-BELÂsı
FATMATü’z-ZEHRÂ Es SELÂsı
“KÛN feyeKÛN =>KaDERi”nde =>MuHABBetin MUHARREM’i!. aleyhumusselâm..
Azîz kardeşlerim;
Bu içinde YAŞAmakta Olduğumuz KULLuk İmtihÂNı Sisteminin tümü maddî-mânevî "BENlik" üzerine kurulmuştur.
Varlık; canlı, cansız buna; Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve Mahkûmdur. İmtihÂN ise, “ben”liğin hududununu BİLmektir.
İfrat edip/Maksimumda İlâhlık ilân etmek..
Tefrit edip/Minimumda: "RABb’a Kulluktan istifâ ettim!." demek..
İ’tidal/Normal olan/Optimumda: "RABb’a Kulluğa devamm!." demektir..
Muradullah ve Emrullah HAKk TeÂLÂ’ya Halife oluştur, muhalefet etmek değildir.
İnsan ve kâinâtın yaratılışının Fıtrî Hikmeti budur..
İ’tidal, normal, doğru, HaKK ve HaYR olup, Emredilen ve Murad edilen/istenendir. HAKk TeÂLÂ’ya Adam gibi "Abd"/KuLu OLmaktır..
Aklı olan ve insan kılığına giren her nefs için kuLLuğun kuralları, ellerinin içinde, gözlerinin önündedir..
Ve DE dERim ki;
Ey Ezelî-Ebedî hayrı ve birr-u-ihsânı bol ve sonsuz ve şânı yüce olan RABBü'l- Âlem’inimiz:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şu DUÂsını BİZim için de, muHaRRem hürmetine kabul buyur İnşâe ALLAHu TeÂLA:
Miladî Takvim.: 11 Eylül 2018
Hicrî Takvim.: 1 Muharrem 1440
Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in, Mekke'den Medîne'te hicretinin başlangıç kabul edildiği seneye "Hicrî Yıl" denir. Burada, ayın hareketi esas tutulduğu için, "Hicrî-Kamerî Sene" veya "Sene-i Kameriyye" de denir. Hicrî Takvim, Miladî Takvim gibi 12 ay esasına dayanır. Hicri takvimin başlangıcı Muharrem ayı, sonu ise Zilhicce ayıdır.
Hicrî Takvimde geçen ay isimler şöyledir: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebiülahir, Cemazilevvel, Cemazilahir, Receb, Şaban, Ramazân, Şevval, Zilkade, Zilhicce..
Muharrem ayı 2018 yılında 11 Eylül Salı günü başlıyor. Bugün aynı zamanda Hicri yılın ilk günüdür. Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicret, tarihte yeni bir sayfa açmıştır. Hz. Ömer radiyallahu anhu'n halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali kerremallahu vechehu'nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem Hicrî Takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür..
Muharrem ayının onuncu gününe "aşura" günü denilir. Bu sene Aşure günü 20 Eylül Perşembe gününe denk geliyor..
Muharrem Ayı, Hicri Takvime göre yılın birinci ayıdır. Muharrem Arapça bir kelime olup, kelime kökü itibarıyla "haram"dan türemiştir. Sözcük karşılığı, haram olan, yasaklanan, hürmeti şart olan anlamındadır. Araplar, İslamiyet öncesi dönemde (Câhiliye Döneminde) dahi, kabile yaşantısının bencilliklerinden kaçınarak, Arabi ilk ay olan "Muharrem" ayında birbirlerine savaş açmak gibi "yasaklanan" fiillerden kaçınır ve uzaklaşırlarmış..
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 20 Eyl 2018, 20:54
gönderen kulihvani
TEKeTEKTEKKEmm..
İhvÂNim BURSAm>BURAsı
KaDERin =>YAZı =>TURAsı
KÜLLî ŞEYy=>ALLAH’ın NÛRu
CEMMü’L- CEMMde CEM' CURAsı..
ZEVK 9007 SoM ALTıNdandır =>AŞK KÖŞKü =>TEVHiD RENgi TEPE-DİBi
SOMut<->SOYut=>ARA KESit.. SEVen<->SEViLendir=>SEVgi
AKSARAY ZÂHİRde SİLÂm
BÂTıNda BURSAm Es SELÂm
CİHÂNda EŞi-BENZERi YOKk!. =>AŞK BAŞKENti BURSAm GİBi!.
CURA.: bağlama türünden çalgıların en küçüğü olan, iki ya da üç telli, tezene denilen bir mızrapla çalınan bir halk sazı.. =>DİVÂNe ÂŞIKız ŞÜKüR =>ARŞ’a KANat AÇıYORuz SEYRÂNe ZEVKinde =>ZİKiR HAKk’tan HAKk’a KAÇıYORuz HALK İÇİnde HAKkLa =>FİKiR ==>AŞKk kOKusun SAÇıYORuz!.
Bismillâhin Nûr! Bismillâhi NûRi'n- NûR! Bismillâhi NûRun alâ NûR! Bismillâhillezî huve mudebbiru'’l-umûr! Bismillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Elhamdu lillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Ve enzelen NûRa ale’t-tûr,fî kitâbin mestûr,fi rikkin menşûr, Bi kaderin makdûr,alâ nebiyyin mahbûr! Elhamdu lillâhillezî huve bi’l-izzi mezkûr
Ve bi’l-fahri meşhûr ve ale’s-serrâî ve’z-zarrâi meşkûr! Ve sallallâhu alâ MuhaMMedin ve âlihi’t-tâhirîn!.
MÂNÂSI:
NûR olan ALLAH’ın adıyla, NûRun NûRu olan ALLAH’ın adıyla, NûR üstüne NûR (her NûRdan daha üstün)olan ALLAH’ın adıyla, Bütün işleri-emirleri-ömürleri tedbirle yapan ALLAH’ın adıyla, NûRu NûRdan yaratan ALLAH’ın adıyla; NûRdan NûR yaratan ve NûRu Tûr Dağı’ndaki yazılmış kitâba,yayılmış kâğıda,belli oranda,faziletlerle dolu Peygamber’ine(Hz Musâ’ya)nâzil eden ALLAH’a hamd olsun! Hamd,izzetle anılan,övgüyle tanınan,darlıkta ve genişlikte şükürle yâd edilen ALLAH’a mahsustur! ALLAH’ın salâtı MuhaMMed’e ve O’nun pâk Ehl-i Beyt’ine olsun!
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Bismillâhin Nûr! Bismillâhi NûRi'n- NûR! Bismillâhi NûRun alâ NûR! Bismillâhillezî huve mudebbiru'’l-umûr! Bismillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Elhamdu lillâhillezî halakan NûRa mine’n-NûR! Ve enzelen NûRa ale’t-tûr,fî kitâbin mestûr,fi rikkin menşûr, Bi kaderin makdûr,alâ nebiyyin mahbûr! Elhamdu lillâhillezî huve bi’l-izzi mezkûr
Ve bi’l-fahri meşhûr ve ale’s-serrâî ve’z-zarrâi meşkûr! Ve sallallâhu alâ MuhaMMedin ve âlihi’t-tâhirîn!.
MÂNÂSI:
NûR olan ALLAH’ın adıyla, NûRun NûRu olan ALLAH’ın adıyla, NûR üstüne NûR (her NûRdan daha üstün)olan ALLAH’ın adıyla, Bütün işleri-emirleri-ömürleri tedbirle yapan ALLAH’ın adıyla, NûRu NûRdan yaratan ALLAH’ın adıyla; NûRdan NûR yaratan ve NûRu Tûr Dağı’ndaki yazılmış kitâba,yayılmış kâğıda,belli oranda,faziletlerle dolu Peygamber’ine(Hz Musâ’ya)nâzil eden ALLAH’a hamd olsun! Hamd,izzetle anılan,övgüyle tanınan,darlıkta ve genişlikte şükürle yâd edilen ALLAH’a mahsustur! ALLAH’ın salâtı MuhaMMed’e ve O’nun pâk Ehl-i Beyt’ine olsun!
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2020, 16:13
gönderen kulihvani
kARA GÜLümüz=>EHL-i BEYt AŞK BÜLBÜLümüz EHL-i Beyt
=>KÂR-ü-BELÂyız->BİZ BİR-İZ ÇİLE ÇÖLÜmüz =>EHL-i Beyt!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
MuhaMMedîMuhaBBetLerimLe...
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 22 Ağu 2020, 15:31
gönderen kulihvani
kARA GÜLümüz=>EHL-i BEYt, AŞK BÜLBÜLümüz EHL-i Beyt,
=>KÂR-ü-BELÂyız->BİZ BİR-İZ, ÇİLE ÇÖLÜmüz =>EHL-i Beyt!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
İMâM HüSeYiN aleyhisselâmKERBELÂ’ya VARmadan ÖNce Müslim bin Akil İŞe BİRLikte ŞEHİD OLan CÂNLar.:
1-) Müslim bin Akil. 2-) Muhammed bin Müslim Akil. 3-) İbrahim bin Müslim Akil. 4-) Meşkur. ( Akil Oğullarını zindândan kurtaran zindâncı.) 5-) Hani. (Müslim bin Akil’i evinde saklayan kişi) 6-) Muhammed bin Kesîr. 7-) Mahdum Bin Muhammed Kesîr. 8-.) Kays bin Arabî. 9-) Gülam Selâm. (Basra’da Şehid oldu.)
KERBELÂ’da İMâM HüSeYiN aleyhisselâmiLe BİRLikte ŞEHİD OLanLar.:
1-) Hür bin Riyâh. 2-) Ali bin Hur. 3-) Urve bin Gulam Hur. 4-) Mis’ab bin Riyah Hur. 5-) Abdullah Arm bin Kelbî Ebu Talib 6-) Berir bin Hasini Hamadanî. 7-) Veheb bin Kelbî. 8-.) Ömer bin Halil. 9-) Halil bin Ömer. 10-) Said bin Hanzala 11-) Ömer Abdullah Muhyi. 12-) Vekkas bin Mâlik. 13-) Serih bin Ubeyd. 14-) Müslim bin Avsece. 15-) Mahdum bin Müslim. 16-) Hilâl bin Raf’i. 17-) Abdurrahman bin Abdullah. 18-.) Yahya bin Müslim Mazenî. 19-) Abdurrahman bin Ürve. 20-) Mâik bin Enes. 21-) Ömer bin Muta. 22-) Hasim bin Utbe Vakkas. 23-) Fazl bin Ali Mürtezâ. 24-) Habib bin Mezâhir. 25-) Hamza bin Harir. 26-) Zeyd bin Muhacir Câfi. 27-) Enes bin Ma’kel. 28-.) Zehir bin Hassan. 29-) Câfer bin Müezzin. 30-) Yusuf bin Haris. 31-) Maik bin Utbe. 32-) Faris. 33-) Hanzala bin Sa’d. 34-) Zeyd bin Ziyad Saabî. 35-) Sa’d bin Abdullah. 36-) Cebave bin Haris 37-) Ömer bin Cebâve. 38-.) Muhammed bin Mikdad. 39-) Abdullah bin Deccâne. 40-) Saad bin Gulam Mevleyi. 41-) Kays bin Rebia. 42-) Sait bin Seyyid. 43-) Ömer bin Ferrat. 44-) Müslim bin Hammad. 45-) Abdullah bin Müslim. 46-) Câfer bin Akil. 47-) Abdurrahman bin Meczub Ilahi Sarib. 48-.) Muhammed bin Abdullah Câfer 49-) Muhammed bin Avf Abdullah. 50-) Avn bin Avf. 51-) Abdullah bin İmam Hasan. 52-) Muhammed bin Enes. 53-) Sa’d bin Deccâne. 54-) Firuzan. 55-) Kasım bin İmam Hasan. 56-) Ebubekir bin İmam Hasan. 57-) Osman bin Ali. 58-.) Avn bin İmam Ali. 59-) Abdullah bin İmam Ali. 60-) Abbas bin İmam Ali. 61-) Ali Ekber bin İmam Hüseyin. 62-) Ali Asgar bin İmam Hüseyin. 63-)İMâM HüSeYiN bin İMâM ALİ aleyhumusselâm..
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; Fatıma aleyha's-selâmı, Ali kerremullahi vecheyi, Hasan aleyhi's-selâmı ve Hüseyin aleyhi's-selâmı çağırarak.:“Ey Allah’ım bunlar benim ailemdendir”buyurmuştur. (Tirmizî, Sünen, V, 225.)
---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hz Hasan ve Hüseyin (aleyhisselâm)a bakarak.:“ALLAH’ım! Ben bunları seviyorum, Sen de sev!” buyurmuştur. (Tirmizî, Menâkib 3784)
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hasan aleyhi's-selâm ve Hüseyin aleyhi’s-selâm’in elinden tutmuş ve: “Kim beni, bu iki çocuğu, bunların babalarını ve annelerini severse kıyamet günü yüksek derecelerle benimle birlikte olacaktır.” buyurmuştur. (Tirmizî, Sünen, V, 656.)
وَلاَ تَقُولُواْ لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبيلِ اللّهِ أَمْوَاتٌ بَلْ أَحْيَاء وَلَكِن لاَّ تَشْعُرُونَ ---“Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât (emvâtun), bel ahyâun ve lâkin lâ teş’urûn (teş’urûne).: Ve ALLAH YOLU'nda öldürülen kimseler için “öLüler” demeyin. Hayır, onlar DİRİdirler. Fakat siz, farkında olmazsınız/ şuurunda değilsiniz.” (Bakara 2/154)
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
KUL İHVÂNim SÖZün Tutmak
HAKk’tan gAYRIsın Unutmak,
==>İÇİP=->HAYy’ın ŞARÂBInı,
=>ŞEHÎDLik ŞEREFin Yutmak!.
İ’LÂ-yı KELİMETULLAH.: ALLAH celle celâlihu kelâmının, İslâmiyetin ulvîyetini ve hakikatlarının kıymetini bildirmek ve yaymak. Hakâik-ı KUR'ÂNiye ve İMÂNiyenin neşir ve tâmimine cehd ile çalışmak..
KUNÛt.: Dâimî Duâ-Tâat- Şükür –Kâimî Huzu-Huşu,Sükût.. Raziyyeten-Merziyye..
HABBe.: Tohum. Çekirdek. Tane. ÖZün ÖZÜndeki Rububiyyet-Rusûliyyet BİLE-Lik HAKikatı.
HABBetü’L- KaLB: Süveydâ. Sevâdü’l- kalb, Sevdâü’l- kalb. Kalbin ortasında varlığı kabul edilen siyah nokta. Kalbdeki basîret ve idrak mahalli. MuHABbet.: Sevgi, sevme. Sohbet. Ruhun, kendisinden lezzet duyduğu şeye meyletmesi.
VÂCİBu’L- VÜCÛD AHADİYyetTEKLik HÜVİYYeti..
هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ ---“Huve’l- EVVELu ve’l- ÂHİRu ve’z- ZÂHİRu ve’l- BÂTIN (bâtınu), ve huve bi kulli şey’in ALÎM (alîmun).: O, evveldir (başlangıcı olmayan ezelî ilktir) ve ahirdir (her şey helâk olduktan sonra geriye kalacak ebedî sondur), zâhirdir (alâmetleri tüm varlıklarda görünendir) ve bâtındır (akılların idrak edemiyeceği zâtı ise gaybî- gizli olandır). Ve O, herşeyi en iyi bilendir.” (Hadîd 57/3)
Kapkara SEVdâ =>SıRR-ı Süveydâ =>İnsÂN Nefsinin =>KaLBdeki Hacerü’l- Esved gibi OLan Kara Delikten =>FUADa GEÇip =>AHMEDîyyet =>AHADîyyet A’MÂsı.. SıRR-ı Sıfır, SıRR-ı Sırf, SıRR-ı Süveydâ, SıRR-ı SaHiBB, SıRR-ı SuBHÂN..
Azîz EfendimİZ İmâmı Alî kerremullahi veche: ---“Eyâ İnsan cirmike cirmi’s-sâgirun, ve fike intavâ Âlemü’l- Ekber.: Ey insanoğlu! Cirmin (cismin, hacmin) çok küçüktür, fakat Âlemü’l- Ekber sende intevadır, mündemictir. İçine sokulmuştur (o kadar da değerin var)!.”Buyurması ne hârikadır.
ÂLeM-i Asgar.: Daha küçük âlem. En küçük âlem. İnsan/Âdem.. ÂLeM-i Ekber:En büyük âlem. Kâinat âlemi.. Tavâ kökü: elbiseyi, yatağı v.s. dürüp katlamaktır. Mündemic:(dümûc’dan) indimâc eden, dürülüp sarılan, içine yerleşen, içine sokulması olup aynı anlamdadır.
SıRR-ı ÂLİ
SıRR KEMÂLi..
ÂLemi Asgâr-Küçük ÂLemler =>ÂLem-i Kebîr ÂDEMde derc olmuştur.. Nihâyet/SonUÇ =>Bidâyete/SeBeBe derc edilmiştir..
Biz, hepimiz herc-ü-merc olmuşuz =>Dost MuhaMMed sallallahu aleyhi ve sellem ’e derc olmuşuz.
Ben, sen, o, Biz Hepimiz =>"BİZ BİR-İZ" ve =>BİZ MuhaMMedîyiz!.
EMÂNet ve AHD NOKtası:
ASL =>ASLiyyet NOKtası =>EVVELi..
AYN =>AYNiyyet NOKtası =>BÂTINı..
AKL =>AKLiyyet NOKtası =>ZÂHİRi..
AKB =>AKiBiyyet NOKtası =>ÂHİRii..
İMaM Ali kerremullahi veche’nin.: “İLiM bİR NOKta idi onu câhiller ÇOĞalttı!”
BUYUrduğunun MÂNÂsı, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır..
---İMaM Ali kerremullahi veçhe.:
“Her İLiM =>“Besmele” ye,
Besmele dahi =>“ﺐ - Be” harfine,
“ﺐ - Be” harfi dahi =>Be harfinin altındaki =>“.” NOKta da mündemic*tir, derc edilmiştir, toplanıp içinde CEM’ edilmiştir..” BUYUrduğunun da MÂNÂsı, RUHu, SıRRı bu İLK NOKtadır.. *Mündemic.: İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan. İçine alınmış olan, kapsanan..
Velâyet ŞAHımız İmam ALi kerremullahi veche ne güzel Buyurmakta ki.:
“Tüm Kur'ÂN-ı Kerim =>Fâtihaya,
Fâtiha =>Besmeleye,
Besmele =>“Be- ب ” Harfine DERC edilse-yoğunlaştırılıp içine sokulsa;
BEN =>o “Be” Harfinin NOKTAsı OLurum!.” buyurmaktadır.
Ondandır ki ALi kerremullahi veche Sırrına eren İLİM Şehrine SALLeder-ULAşır..
---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem.:“Ben İlmin Şehriyim =>Ali Kapısıdır. Şehre girmek isteyen kapıdan girmelidir!.” buyurdu. ( İbn-i Abbas radiyallahu anhu’dan; Hâkim-i Nişaburî Müstedrek C. 3 S. 126)
---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem.: “Ben Hikmet Eviyim =>Ali Kapısıdır” buyurdu. (Tirmizî Sahih C.2 S. 399.)
ALLAHu zü’l- CeLÂL =>Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, tÜMM HAKk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.Âmin!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
MuhaMMedîMuhaBBetLerimLe...
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 28 Ağu 2020, 20:43
gönderen kulihvani
aleyhumu's-selâm..
Es SALÂtü=->ve’s-SELÂMî,
EL KERiM Kur'ÂN->KELÂMî,
İHVÂNİm KeRVÂN KıTMÎRi,
->MuhaMMedî MîM MELÂMî!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
KUL İHVÂNim SIRR SERiLmez,
ÇİLLEsiz==->SIRR’a ERiLmez,
=>ÖLÜLer->ÖLdü=>DİRLmez,
SAĞLar>HÜSEYİN!. HÜSEYİN!.
Sevgili Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yaşamı boyunca kendisine en sevgili insanlardan biri hatta belki de en sevgilisi temiz, iffetli, yardımsever, muhterem kızı Fatımatü’z-ZEHRÂ aleyhasselâm ANNEmiz idi..
---Âişe radiyallahu anha ANNEmize.: “İnsanların, Resûlullaha en sevgili olanı kimdi?” diye soruldu.
Âişe radiyallahu anha ANNEmiz.: “Fâtıma idi” dedi.
“Erkeklerden kimdi?” diye sordular.”Fâtıma’nın kocası” cevabını verdi. (Tabakât, 1/248-249)
Yürüyüşü dahi Âlemlerin Efendis Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e benzeyen, doğru sözlü, hayâ sahibi Fatımatü’z-ZEHRÂ aleyhasselâm ANNEmiz hakkında İnsân Sûresinin şu âyetleri nâzil olmuştur.:
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا ---“Yûfûne bin nezri ve yehâfûne yevmen kâne şerruhu mustetîrâ (mustetîren).: Nezirlerini (adaklarını) ifa ederler (yerine getirirler). Ve şerri (heryere) yayılan günden korkarlar.” (İnsan 76/7)
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا ---“Ve yut’imûne’t- taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ (esîren.): Ve sevdiği taamı (yemeği), miskinlere (fâkir ve yoksullara), yetimlere ve esir olanlara yedirirler.”(İnsan 76/8)
إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَاء وَلَا شُكُورًا ---“İnnemâ nut’imukum li vechillâhi lâ nurîdu minkum cezâen ve lâ şukûrâ (şukûren).: Biz sadece ALLAH'ın vechi (cemâl rızası) için sizi doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemiyoruz.” (İnsan 76/9)
إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا ---“İnnâ nehâfu min RABBinâ yevmen abûsen kamtarîrâ (kamtarîren).: Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde RABBimizden korkuyoruz.” (İnsan 76/10)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Her kim İnsan sûresini (vird olarak) okursa, onun ALLAH katındaki mükafatı cennet ve ipektir."buyurmuştur. (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsiru’l-Kur’ân, 6/347; Ebu Suud Efendi, Ebû Suud Tefsiri (İrşâdü Aklis-Selim), 9/77)
DEHR-İnsÂN Sûresi 7-10 âyet-i celîleri nüzul sebebi olan rivâyetLer.:
a-)İbn Abbâs'tan rivayetle Atâ der ki.: Bu âyet-i kerime Hz. Ali kerremallahu vechehu ve Hz. Peygamber aleyhisselâm'in kızı Fâtıma aleyhasselâm hakkında nâzil olmuştur. Hz. Ali kerremallahu vechehu bir gece bir miktar arpa karşılığında bir hurmalığı suladı. Sabah olup da ücreti olan arpayı alınca eve geldi, üçte birini öğütüp ondan "hazîra" dedikleri bir yemek yaptılar. Yemek pişince bir yoksul geldi ve yemek istedi de pişen yemeği ona verdiler. Sonra ikinci üçte biri öğütüp yemek yaptılar. Bu yemek pişince bu sefer de bir yetim gelip bir şeyler istedi. Bu yemeği de o yetime verdiler ve kalan son üçte biri öğütüp ondan yemek yaptılar. Bu yemek pişince bu sefer müşriklerden bir esir geldi ve bir şeyler istedi. Son yemeklerini de ona verdiler ve o günü aç olarak geçirdiler. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime nâzil oldu.. (Bkz. Üsdü’l-Gàbe, 5: 530-531; Tefsir-i Kebir, 30: 224.)
b-) Hasan ile Hüseyin aleyhumusselâm rahatsızlanırlar. Ali, Fatıma aleyhumusselâm ile evlerinin hizmetçisi Hz. Fıdda radıyallahu anha iyileşmeleri için üç gün oruç tutmayı adak ederler ve mübârek çocukları iyileşir. Oruç sonrası evde yiyecekleri bulunmadığından Ali kerremallahu vechehu bir komşusundan arpa ödünç alır ve Fatıma aleyhasselâm ilk gün bu arpanın üçte biri ile beş ekmek pişirir. O akşam gelen bir fâkire bu ekmekleri verirler. İkinci gün kalan arpanın yarısından pişirir onu da kapıya gelen bir yetime verirler. Üçüncü gün ise kalan arpadan pişirilen ekmekleri kapıya gelip dilenen bir savaş esirine verirler. Böylece kendileri hiçbir şey yemeyip yoksula, yetime ve savaş esirine yedirdiklerinden dolayı haklarında bu âyetler nazil olur.. (Bkz. Üsdü’l-Gàbe, 5: 530-531; Tefsir-i Kebir, 30: 224.)
c-)Azîzim MuhaMMedî İmam Ali keremullahi veche’nin canı, kelle tiriti (paça çorbası) istemiş... Fatımatü’l-Zehra annemiz aleyha’s-selâm’a çarşıdan alıp getirmiş.
İkisi de oruç. Kelle pişmiş, kemik ayıklanıp ekmek üzerine dökülmüş ve iftar vakti beklenirken yakın akraba bir zât gelip “açız...” demiş, alıp götürmüş.. Kendileri bir şeylerle iftar etmişler.
İkinci gün yine aynı şeyler ve aynı vakitte bir başkası gelip: “yetimiz ve açız...” deyince yine infâk etmişler.... Kendileri aç...
Üçüncü gün yine son anda gelen bir zât: “Ben yolcuyum ve açım...” demiş ve bir oturuşta tümünü silip süpürmüştür...
Cebrail aleyhi’s-selâmResûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hemen haber vermiştir ki: Üç kimse de Cebrail aleyhi’s-selâm imiş...
İşte İnsan Sûresinin indiriliş sebebi... İmamı Ali keremullahi veche çok yüce şahsiyet ve MuhaMMedî meşrebdir. Tıpkı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi yaşamıştır.
Ömrü ilimle ve cihâdla geçmiştir.
Hiç zengin olamamış, vakit bulamamış ve vaziyeti idâre etmiştir. Ancak; olandan verişi ve müstesnâ hâli ona ve EhL-i Beyt aleyhumusselâm’a mahsusdur..
ALLAHu zü’l- CeLÂL =>Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, tÜMM HAKk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.Âmin!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
MuhaMMedîMuhaBBetLerimLe...
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 01 Eyl 2020, 15:40
gönderen kulihvani
aleyhi's-selâm..
HeR ÂN KULuyLadır ALLAH,
Lî-VECHiLLAH->SEBîLiLLAH,
CERYÂN TAŞıyan>KaBLOdur,
=>EHL-i BEYt-i RESÛLULLAH!.
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ramazan orucundan sonra orucun en faziletlisi, Allah’ın ayı olan Muharrem ayı orucudur!..” buyurdu. (Müslim 1153/202, Ebu Davûd 2429, Nesei 1612, Tirmizî 438, 740, İbni Mâce 1742, Darimî 2/21, İbni Hibbân 3636, İbni Huzeyme 2076, Beyhakî 4/291, Begavî 1788, Ebu Yâlâ 6395, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/303, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 951.)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bir zât Peygamberimiz aleyhisselâm’a geldi ve sordu.: "Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Muharrem Ayında oruç tut. Çünkü o, ALLAH'ın AYIdır. Onda öyle bir gün vardır ki, ALLAH o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir"buyurdu. (Tirmizi, Savm,40.)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allahü teâlânın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.” buyurdu. (Müslim, İbni Mâce, Ebu Davûd, Tirmizî, Nesaî.)
İslâm Âlemide Muharrem Ayında AŞURE AŞı pişirilip dağıtmak ânane/gelenek hâline gelmiştir. Arapça “aşir=>10” mânâsına geldiğinden bugüne “Aşurâ Günü” de denir ve bütün Müslümanlar bugünde aşure yemeği yaparak komşulara dağıtılmasını bir gelenek haline getirmişlerdir..
AŞURE AŞı; 10 Muharremde İmam Hüseyin aleyhisselâm haince Şehid edildiği için üzüntü ve feci’ olaydan sağ kurtulan Zeynel Abidin aleyhisselâm'ın kurtulması ve Ehl-i Beyt aleyhumusselâm Şerîf Soyunun devam etmesinden dolayı şükür ve kutlamadır..
61. Hicret yılının 10 Muharrem'ine gününde İmam Hüseyin aleyhisselâm 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hâin tarafından Kerbelâ'da hunharca şehîd edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevî Halifesi Zâlim Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad Zâlimi vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimiz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bizzat haber verdiği bu ciğerleri yakan olay Hüseyin aleyhisselâm'ı “Cennet Gençlerinin Efendisi” olma şanına yüceltmiştir.:
---Huzeyfe radiyallahu anhu.: "“Annem, benden: "Son görüşmen ne zaman oldu?" diye sordu. Ben: "Falanca günden şimdiye kadar (kendisini ziyaret etmemişim)." dedim. Maksadı Peygamber (aleyhisselâm) ile görüşmemdi. Bu yüzden bana kızdı. Bunun üzerine ben: "Ben akşam Resûlullah'ın (aleyhisselâm) yanına gidip akşam namazını onunla kılayım ve ondan bizim için mağfiret dilemesini isteyeyim." dedim. Gidip akşam namazını Peygamber (aleyhisselâm) ile kıldım; Resûlullah yatsı namazına dek namazla meşgul oldu. Yatsıdan sonra da yine nâfile namazı kıldı. Ben de Peygamber'e (aleyhisselâm) bakarak namazla meşgul oldum. O benim sesimi duyunca.: "Kimsin, Huzeyfe misin?." dedi. "Evet" dedim. Buyurdu ki.: "İsteğin nedir? Allah seni ve anneni bağışlasın." Sonra sözlerine şöyle devam etti.: "Bu (gördüğüm) melek, bu geceden önce yeryüzüne asla inmemiş olan bir melektir. O, RABB’inin selâmını bana ulaştırmak ve Fatıma'nın cennet hanımlarının en üstünü, Hasan Hüseyn'in cennet gençlerinin Efendileri olduğunu müjdelemek için gelmiştir."buyurdu. (Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Menakıb, 31. bap, Menakıbu'l-Hasan ve'l-Hüseyn, Hadis: 3781 (c.2, s.306)..)
ALLAHu zü’l- CeLÂL =>Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, tÜMM HAKk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.Âmin!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالمَلاَئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِم مِّن كُلِّ بَابٍ ---“Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim ve’l- melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb (bâbin).: Adn cennetleri (vardır). Onların babalarından ve eşlerinden ve zürriyyetlerinden salâha ulaşan kimseler, ona (adn cennetlerine) girerler. Ve her kapıdan melekler, onların yanlarına girerler.” (Ra’d 13/23)
سَلاَمٌ عَلَيْكُم بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ ---“Selâmun aleykum bi mâ sabertum fe ni’me ukbed dâr(dâri).: Sabretmenizden dolayı size selâm olsun. Dâr-ı dünyânın (dünyâ yurdunun) âkıbeti (sonucu) ne güzel.” (Ra’d 13/24)
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ ---“Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh (zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb (kulûbu).: Onlar, iman edenler ve kalbleri, ALLAH'ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalbler ancak; ALLAH'ı zikretmekle mutmâin olur, öyle değil mi?”(Ra’d 13/28)
Tabiùn'un büyüklerinden Hasan-ı Basri kaddesallahu sırrahu.: “Hikmet taşımayan söz, boşboğazlıktır. Susması düşünce olmayan insan yanılmıştır. Bakışının amacı ibret olmayan kimse boşu boşuna oyalanmıştır.”
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şüphesiz, ben sizin için yerime iki şey bırakıyorum. ALLAH’ın kitabı ki, gök ve yer arasında uzatılmış "İP"tir. Ve âilem olan EHL-i BEYtim. Bu ikisi Kevser Havuzunun başına varıncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar!.” buyurmuştur.. (Tirmizî, Menâkıb: 31; İ. Ahmed, Müsned, 3: 14, 17, 26)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İnsanların en hayırlısı benim içinde bulunduğum nesildir…”buyurmuştur. .. (Buharî, Şehâdat: 9, Tirmizî, Fiten: 45, İbn Mâce, Ahkâm: 27)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kalbi huşû içinde olanın bedeni de öyle olur!.” buyurmuştur. .. (Sülemî, s. 122)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Sizin en hayırlılarınız, ahlâkça en güzel olanınızdır." buyurmuştur. .. (Riyazu’s-Sâlihin, C.2, Sh.51, Had. No.627)
---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Bir Mü’min güzel ahlâkı ile, gece ibâdet eden, gündüz oruç tutan kimselerin derecelerine erişir." buyurmuştur. . (Ebu Davûd, Edeb 8.)
1-) Herkese nsaflı ve merhametli olmak, 2-) Kimsenin hatasını görmemek, araştırmamak, 3-) Hüsn-ü zan etmek, kötü zanda bulunmamak, 4-) Hep kendi ayıp ve kusurlarını düşünmek, 5-) Güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmak, 6-) Kimseyi çekiştirmemek, az konuşmak, 7-) ALLAH için sevmek, ALLAH için düşmanlık etmek, 8-.) Emâneti korumak, verdiği sözde durmak, 9-) Komşu hakkını ve arkadaşlarını gözetmek, 10-) Kendisi için istediğini müslüman kardeşi için de istemek, 11-) Hâline şükretmek, başkalarının malında gözü olmamak, 12-) İbâdet hayatı başta olmak üzere her konuda sabırlı olmak, 13-) Kanaat sahibi olmak, hak etmediği bir şeyi almamak, 14-) Yalan konuşmamak ve yalan şahidlikte bulunmamak, 15-) Kimseye kötülük ve iftira etmemek, 16-) Kötülüklere iyilikle mukabelede bulunabilmek, 17-) Her yönüyle güvenilir bir kimse olmak, 18-.) İffet ve namusu korumak, hayalı olmak, 19-) Helâlinden kazanıp, helâlinden yemek, 20-) Bir Lokmasını bile Lî-VechiLLah paylaşmak, 21-) İçki, kumar, zinâ, fuhuş gibi yasaklanan şeylerden uzak durmak..
ALLAHu zü’l- CeLÂL =>Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, tÜMM HAKk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.Âmin!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Şe’ÂNuLLAH=>EBDÂL-EBRÂR,
Lî-VECHiLLAH=>DUÂ->AHYÂR,
DÜN-ŞU ÂN-YARıNa=>MUHLiS,
=>EHL-i BEYt İZİ’nde->AHRÂR!.:
إِنَّا أَخْلَصْنَاهُم بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِ ---“İnnâ ahlasnâhum bi hâlisatin zikred dâr(dâri).: Muhakkak ki Biz, onları (ahiret) yurdunu zikreden halis (kullar) olarak ihlâs sahibi kıldık.” (Sâd 38/46)
وَإِنَّهُمْ عِندَنَا لَمِنَ الْمُصْطَفَيْنَ الْأَخْيَارِ ---“Ve innehum ındenâ le minel mustafeynel ahyâr(ahyâri).: Ve muhakkak ki onlar, katımızda, gerçekten "hayırlılardan ve seçilmişlerden"dir.” (Sâd 38/47)
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ وَكُلٌّ مِّنْ الْأَخْيَارِ ---“Vezkur ismâîle velyesea ve zel kifl(kifli), ve kullun minel ahyâr(ahyâri).: Ve İsmail (A.S)'ı ve İlyas (A.S)'ı ve Zülkifli (A.S)'ı da zikret. Hepsi hayırlı olanlardandır.” (Sâd 38/48)
FeDHuLî Fî==>İBÂDihi,
EHL-i BEYt-i ve SAHBihi,
KANa SARıLı=>CÂN İLe,
TEKMiLi TEVHid TERCihi!.:
ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً ---“İrciî ilâ RABBiki râdıyeten mardıyyeh (mardıyyeten).: RABBine dön (ALLAH'tan) razı olarak ve ALLAH'ın rızasını kazanmış olarak!” (Fecr 89/26)
فَادْخُلِي فِي عِبَادِي ---“Fedhulî fî ibâdî.:ALLAH’ın rızasına uygun amelleri çoğaltıp peygamberlerin sorumluluklarına eş görevler yaparak, beni ilâh tanı, candan müslüman olarak BANA bağlı, saygılı, saf, ihlâslı, cesur, gÖZde KULLarımın arasına girerek yerini al.” (Fecr 89/27)
وَادْخُلِي جَنَّتِي ---“Vedhulî cennetî.:CeNNetimde CeMâLime, rızama mazhar olan KULLarım arasında yerini al.” (Fecr 89/28)
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Allahümme salli alâ men ruhuhu mihrabü'l-ervâhi ve'l-melâiketi ve'l-kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmü'l-enbiyâi ve'l-mürselin, Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehli'l-cenneti ve ibâdillahi'l-mü'minin...
MÂNÂSI.: Allah’ım! Ruhu,kâinâtın,meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! Allah’ım! Cennet ehlinin ve Allah’ın mü’min kullarının İmamı olan O yüce Zât’a(sav)salât ü selâm et! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
MuhaMMedîMuhaBBetLerimLe...
KÂR-ü-BeLÂ KıtMÎRikul İhvÂNi
Re: Mest-i MUHARREM ZEVKLerim..
Gönderilme zamanı: 09 Eyl 2020, 18:04
gönderen kulihvani
aleyhi's-selâm..
KÜFRün TÜMüne TEKe TEKk,
CİHÂD-ı HÜSEYiN=>GERÇEKk,
>ZİNCİR-Le DÖVÜNMek DEğiL,
HALka HASBî HİZMEt GEREKk!.
KUL İHVÂNİm=>Lî-VECHİLLAH,
=>EHL-i BEYt İZi=>SEBÎLİLLAH,
=->MuHaMMeDî=>EDEB<->İLİM, EZEL<->EBED==>SÜNNETİLLAH!.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ ---“Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tensurûllâhe yensurkum ve yusebbit akdâme kum.: Ey iman edenler, eğer siz ALLAH'a (ALLAH adına İslama ve müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed 47/7)
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ مَوْلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَأَنَّ الْكَافِرِينَ لَا مَوْلَى لَهُمْ ---“Zâlike bi ennALLÂHe mevlellezîne âmenû ve enne’l- kâfirîne lâ MEVLÂ lehum.: Bu, ALLAH'ın iman edenlerin dostu/ MEVLÂsı olması sebebiyledir. Ve kâfirlerin ise gerçek dostu (MEVLÂsı) yoktur.” (Muhammed 47/11)
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَا أَنْهَارٌ مِّن مَّاء غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِن لَّبَنٍ لَّمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِّنْ خَمْرٍ لَّذَّةٍ لِّلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِّنْ عَسَلٍ مُّصَفًّى وَلَهُمْ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاء حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءهُمْ ---“Meselu’l- cennetilletî vuide’l- muttekûn (muttekûne), fîhâ enhârun min MÂin gayri âsin (âsinin), ve enhârun min LEBENin lem yetegayyer ta’muh (ta’muhu), ve enhârun min hamrin lezzetin li’ş- ŞÂRİBîn (şâribîne), ve enhârun min ASELin musaffâ (musaffen), ve lehum fîhâ min kulli’s- semerâti ve magfiretun min rabbihim, ke men huve hâlidun fî’n- nâri ve sukû mâen hamîmen fe kattaa em’âehum.: Takvaâsahiblerine vaadedilen cennetin durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen SUdan nehirler, tadı bozulmayan SÜTten nehirler, içenlere lezzet veren ŞARABdan nehirler ve saf (süzülmüş) BALdan nehirler bulunur. Onlar için orada her çeşit meyve bulunur ve (onlar için) RABB'lerinden mağfiret vardır. (Bunların durumu), ateşte devamlı kalacak olan ve hamîm (sıcak kaynar su) içirilen, bu sebeble bağırsakları parçalanan kimsenin durumu gibi midir?” (Muhammed 47/15)
فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوَاكُمْ ---“Fa’lem ennehu lâ ilâhe illâllâhu vestagfir li zenbike ve li’l- mu’minîne ve’l- mu’minât (mû’minâti), vallâ hu ya’lemu mutekallebekum ve mesvâkum.: Bu durumda ALLAH'tan başka İlâh olmadığını bil ve kendi günahların için, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için mağfiret dile. Ve ALLAH, sizin dönüşünüzü ve sizin yurdunuzu bilir.” (Muhammed 47/19)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَلَا تُبْطِلُوا أَعْمَالَكُمْ ---“Yâ eyyuhâllezîne âmenû etîûllâhe ve etîû’r- resûle ve lâ tubtılû a’mâlekum.: Ey iman edenler, ALLAH'a itaat edin, RESÛL'e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın.” (Muhammed 47/33)
لاَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينَ ---“Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetu’l- evvelîn (evvelîne).: Evvelkilerin sünneti (âdeti) gelip geçtiği halde onlar, ona (resûle) îmân etmezler.” (Hicr 15/13)
أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَى قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا ---“E fe lâ yetedebberûne’l- Kur’ÂNe em alâ kulûbin akfâluhâ.: Hâlâ Kur'ÂN'ı tefekkür etmezler mi? Yoksa kalbler üzerinde kilitleri mi var?” (Muhammed 47/24)
إِنَّمَا الحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَإِن تُؤْمِنُوا وَتَتَّقُوا يُؤْتِكُمْ أُجُورَكُمْ وَلَا يَسْأَلْكُمْ أَمْوَالَكُمْ ---“İnneme’l- hayâtu’d- dunyâ laibun ve lehv (lehvun), ve in tu’minû ve tettekû yu’tikum ucûrekum ve lâ yes’elkum emvâlekum.: Gerçekten DÜNYA hayatı, ancak bir OYUN ve tutkulu bir oyalanmadır/EĞLENCEdir.. Eğer iman ederseniz ve sakınırsanız, O, size ecirlerinizi verir ve mallarınızı da istemez.” (Muhammed 47/36)
سُنَّةَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلً ---“SUNNETELLÂHilletî kad halet min kabl (kablu), ve len tecide li SUNNETİLLÂHi tebdîlâ (tebdîlen).: (Bu,) ALLAH'ın öteden beri sürüp giden SÜNNETidir. Sen ALLAH'ın SÜNNETİnde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın.” (Fetih 48/23)
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ---“İnneme’l- mû’minûne ihvetun fe aslihû beyne ehaveykum vettekûllâhe leallekum turhamûn (turhamûne).: MÜ'MİNLER ancak KARDEŞtir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Ve ALLAH'a karşı takvâ sahibi olun. Umulur ki, böylece siz rahmet olunursunuz.” (Hucurât 49/10)
فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ---“Fe firrû ilâllâh (ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn (mubînun).: Ey Muhammed! de ki: “Öyleyse ALLAH'a koşun/ ALLAH'a firar edin! Ben kesinlikle, O'ndan size apaçık bir uyarıcıyım!" (Zâriyât 51/50)
وَلَا تَجْعَلُوا مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ ---“Ve lâ tec’alû meallâhi ilâhen âhar (âhara), innî lekum minhu nezîrun mubîn (mubînun).: Ve lâ tec’alû meallâhi ilâhen âhar (âhara), innî lekum minhu nezîrun mubîn (mubînun).: Ve ALLAH ile beraber başka ilâhlar kılmayın. Muhakkak ki ben, sizin için O'ndan (ALLAH tarafından gönderilmiş) apaçık bir nezirim.” (Zâriyât 51/51)
ALLAH celle celâlihu.. =>KELÂMULLAH..
=>RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem..
=>EHL-i BEYt aleyhumusselâm..
=>VELÎYyULLAH kaddesallahu sırrahu..
=>ABDULLAH radiyallahu annâ..
ALLAHu zü’l- CeLÂL =>Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, tÜMM HAKk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.Âmin!.
ALLAHu zü’L-CeLÂL’in Kur'ÂN-ı Kerîm’inde, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e dolayısıyla ÜMMetine BUYruğu.:
إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ---“İnnellezîne ferrekû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’ (şey’in), innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn (yef’alûne).: Muhakkak ki; onlar, onların dînini (dinlerini) tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. SEN’in onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece ALLAH'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.” (En’âm 6/59)
TÜRKÇESİ.: Lebbeyke ALLAHümme RABbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli RABBü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI.: “Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”! (7letâifimizinsallini-isalini-sılasını-ulaşımınısağla!) Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn.. Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.
ÂminYâ Latîf Yâ KerîmALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Rahîm Yâ VedûdALLAH celle celâluhu! ÂminYâ Fettâh Yâ GaffârALLAH celle celâluhu! ÂminYâ SettârYâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin...Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.
Yâ RABBenâ ALLAHımız celle celâlihu!.
Biz, FAKRiYyet-ACZiYYet-ZiLLet-İLLet İçinde, MuHTaÇ-MECBÛr-ME’MuR-MAHKuM KULLarınız,
BİZe, ZÂTuLLAH, KELÂMuLLAH, RASÛLuLLAH, EHL-i BEYtuLLAH ve ESMÂuLLAH Hörmetine,
İLMuLLAH’ındaki HAK ve HAYRını NÂSiB ve KISMet BUyur ve,
BİZi, SENden başka kimslere MuHTaÇ ve MaHCûB etme ALLAHımız celle celâlihu!.
BİZi, SENden RAZı OLan ve RAZı OLduğun KULLarından KıL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.
Âmin!. Yâ KEFîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEKîLu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VELîYyu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ VEDûDu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ LATîFu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ HABîRu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ MUHEYMiNu ALLAH celle celâlihu! Âmin!. Yâ ALLAH!. ALLAH!. ALLAH celle celâlihu!.
Âmin!..Âmin...Âmin...Âmin!..Yâ Muîn Celle Celâluhu.