B/ORA baZaRRına, yağmur getirir geçici/delici, çetin rüzGÂR. ORAsı hep toz dumÂN! yoksa darmadumÂN, tarumar MI? ReBaB çalınıyor içli İÇli, en ince tELinde sAKLı tİZi. AYRılık bir şeyin sonuysa, bir şeyinde B/AŞKalALAŞIMı MI?
B/ORA baZaRRı hep BAZlı! Kuvveti-zayıfı içinde ÇÖZeltili! ORAsı burası Ne BuRSaya, ESiyorsa çılgınca, KeŞiŞDaĞı! Renkler kendi içinde İŞVEli. İŞvesi kendine içinde EZÂlı! AYRlık yeni bir VEDÂysa? EDÂsı içinde, kendi YAZılı!
B/ORA baZaRRı hep ESintili, eSÎNtisi içinde cilVELİ! ORAsı nerden burası, burası nerden ORAlı/buralı OYAlı! RAKSı kendi içinde DÜĞümlü, DÜĞÜMü kendine, IRAKlı! ARDı arkasında sAKLı. AKSlı AKSsı kendinde, ÇIRAlı!
B/ORA baZaRRı hep NAZlı. NAZı içinde, kendi NİYAZlı! ORAda burada DOLaşma. TURru kendi içinde, TURAlı! RİTMi içinde GERgin. TEFfedir GERginliği, SÖZlerin. AYyuka çıkınca, KÖZlerin KÜLleri dAĞılır ÂLEMe!
B/ORA baZaRRı hep bulAŞIK. AŞIKı kendine içinde, dolAŞIK. ORAya SAHİPlenmek ne HOŞ. BEDELi kendi, içinde NİŞANı! Refiki refiKÂsına EŞli. ŞARTı BİRbirine içinden, SADAKATı! AYRı GAYRı değil FASLı, ASLına RÛCUdur, NAZ/NİYAZı!
B/ORA baZaRRı hep ESer. Yüksekteki YÜKsüktendir, BOYAsı. ORAdan, buradan, şuradan değil. BİZin içinden, TÜRKüsü! RüzGÂRESer dÖRT yÖNe, TAYYfunun ardındadır, kasırgası. AHlar İŞe yarasın, "BİZ BİR-İZ" kervÂNında eŞŞek YOL alsın. DEHh!
B/ORA baZaRRı buRRa, bir oturan kalmaz BİRdaha ORAdan DUYulur DeDenin, İçindeki Çılgın ÇIĞlık! ROLü BİL/BULduysa, OL/YAŞAr GİYindiyse KAFtanı ANtenin yÖNü sAKLı kendi İçinde KeŞiŞDAĞına DOĞru
B/ORA baZaRRıdır burası. SOYUnup çırılçıplak İŞTEnirmİŞ! ORAya, dÖRT CeHÂR atarlarMIŞ. OYUNda Zar atan KeŞiŞler. RIZÂymış istenen EŞten/DOSTan. ''BİR HOŞ SEDÂ!'' için. AYR GAYRı değiliz. ÂDEMden ÜRÜyen, MuhaMMedî CANlarız.
ŞiişŞşt!.. dOKUz DOĞuruşun SeSi!. ->İÇimdeki ÇIĞlık ÇİLEsi!..
ECEL YAKın>EMEL UZAK
gÖLgem giBi baNa TuZAK.. “feyeKûN”>küLLî ŞEY’inde
tOHumdan tOHuma>HaYyat
CAN ÇEKirdek->Beden KOZaK!..
*
Kendi KaLBimden TAŞarım
KâF DaĞın ARDına Aşarım! dOKUz DELi DÜN-ya-sında
İşte ben bÖYLe YAŞArıMm!..
ZEVK 5566
“Mutu kable en temutü” ->ÖL-ür!. >DOĞar!. ->“ben”ilerim! ->AÇar e-LEM ÇiÇekleriMm!.. -> ÇİLLE-leriMm ->YENİlerim! ->dOKUz DOĞurur YÜREĞiMm!. ->TeK TeK YoK OLur yAVrular!. ->ARDından->gÖZ YAŞI DÖKer!.. ->KÖPEK giBi ->ÇENİlerim!..
14.09.13 15:33
Brsbrs..tktktrstkkmİZ..
Demem o ki;
ECELYAKın>EMELUZAK:
EMELL->ECELL->teCELLîsi->“N”ki???...
---Abdullah İbni Mes'ud radiyallahu anhu: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir dörtgen şekli çizdi. Bu şeklin ortasına da bir çizgi çizdi. Bir çizgi de dörtgenin dışına çizdi. Sonra ortadaki çizgiyi başka çizgilerle (dâirelerle) çevirdi ve şöyle buyurdu:"İşte bu (dörtgenin ortasındaki çizgi) insandır. Bu da (dörtgen) insanoğlunu kuşatan ecelidir. Ortadaki şu çizgi insandır. Şu çizgiler de onun kaderidir, birinden kurtulursa diğeri ona dokunacaktır. Dışardaki çizgi ise emeldir..."buyurmuştur. (Buhârî, Rikak 4; Tirmizî, Kıyâmet 22/2454)
İnsÂNoğlu fıtraten öyle yaratılmıştır ki kader dâireleriyle ve ECEL dikdörtgeniyle çevrili olduğu halde çok uzaklardaki EMELinin pEŞİndedir.. bUYuruyor sallallahu aleyhi ve sellem..
Ve UYarıyor HaKK SÖZün HaYY SeSi sallallahu aleyhi ve sellem:
---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Dikkat ediniz! emel ve arzularınız uzayıp da size ECELinizi unutturmasın! aksi takdirde kalbleriniz katılaşır."buyuruyor. (İbni Mâce Mukaddime 7)
HaKK SÖZü DUYmak için KULağına->HaYY SESe UYmak için YOLağına;Muhtaç-Mecbur-Me’mur-MahkumOlduğumuz Hakikat HABBemiz Habibullah aleyhi's-selâm:
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün eline iki çakıl taşı aldı ve bunlardan birisini yakına, diğerini uzağa attı ve:“Bu neyi temsil ediyor, biliyor musunuz?”dedi. Sahabe-yi Güzin: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Şu uzağa düşen EMEL, şu yakına düşen de ECELdir”buyurdu. (Tirmizî, Emsal, 7)
KOZaK:Kestane, palamut gibi ağaçların tuhumunun dışındaki dikenli kabuk..YÖRÜkçesi Kozalak...
“Mutükableentemutü”ÖLür!.:
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!: “Mutü kable en temutü: ÖLmeden önce ÖLünüz!”buyurmuştur. (Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II-291-2669)
dOKUz DOĞurur YÜREĞiMm!. ->TeK TeK YoK OLur yAVrular!. ARDından->gÖZ YAŞI DÖKer!.. -> KÖPEK giBi->ÇENİlerim!..:
Sanırım 1958 yılıydı, ilk okul 4-e gidiyordum.. o zamanlar okullar köylerde erken kapanırdı.. iş-güç diye.. Mayıs ayında Hasan Dağa Tıkır Osman Dedemin Kevenlitösme Obasına yaylaya çıktık.. Hacer doğmamıştı.. 6 kardeştik.. neredeyse ANAm her yıl doğururdu.. ufacık, kuru taştan yapılı tek oda dağ evinde sıkış-tıkıştık.. kavga kıyamet gırlaydı..
Kar suyu kaynaklı Karaağıllı Kuyusu tek su kaynağımızdı.. Etrafında her kabilenin obaları vardı.. Çamkerten, Çolakların Obası, Düz Oba, BaşOba, Çığşak vs..
Çokça hatıralarım kaldı Hasan Dağımda..
Çocukluk AKLıma kazınanlardan birisi de, bu gün gibi aklımda..
Çolakların Kancığı-Dişi Çoban Köpeği çok yavuzdu-saldırgandı.. Onu gören yayla çocukları koskoca karnıyla zor yürüyen hayvanı taşa tutardı..
Anam onlara doğru yürür dövecek gibi seslenir: “Dokunman çocuklaaar o it gunnacı-hamile!”derdi..
Bir gün Çolakların Obasındaki Anamın akrabalarına gitmiştik..
Obanın girişinde Kanbur Durmuş Emmi elinde bir kürekle yeni doğmuş köpek yavrularını tek vuruşta ikiye bölmekteydi.. görünce içim yandı feryad ettim..
ANAm: “Ulann ocağı yanasıcaaa Şelekli-Kanbır! yazık değil mi?..”dedi..
Durmuş Emmi pişkince sırıtarak:“Tıkırın Kızı, 9 doğurmuş meret ne yapacağız, kim bakacak bunlara, 3 tanesini ayrıdım gomşulara vereceğim!”dedi..
Her yavrusunun öldürülüşünde koşarak gelen ve gökler dolusu çenileyen-uzun uzun uluyan ve tekrar yuvasındakilere koşan zavallı İT aNa-nın çığlık sesi-çeniltisi hâlâ içimde ve hiç ÇIKmadı ve’s SeLÂMm!..
MuhaMMedi MuhaBBetleriMle..
Re: e-LEM ÇİÇEKleri ZeVKlerim..
Gönderilme zamanı: 20 Eyl 2013, 17:30
gönderen kulihvani
Ben BU DERde ben BU DERde
BİLmiyorum DÜŞtüm->NErde ÜZme!.ÜZülme!.SEV!.SEVil!. YÂR-in A R A ->S E H E R–lerde!..
ZEVK 5584
TEKe TEK-in TEK-liğinde->çARK-ı ÇİLEm ÇeK ÇEKkleriMm! SıRR-ı SıFıR S I R A T–ında>Gönül GÂR-ım GErÇEKKleriMm! AĞUstOS-un ORTASI-nda-> K A R A-KıŞın K O R TASInda!. ARZ-dan ARŞ-a KANATlanır!. -> AÇAR ELEM ÇİÇEKleriMm!..
yıllar sonra düşümdeydin! saçların çift örgülüydü.. yüzün yine mütebessim…>bakışların görgülüydü.. ak saçlara gülümsedin! “seni hep bekledim!”dedin
KORKulara yutulmuştuk!..UMUTlarımız->ÖLÜydü!..
وَيَسْأَلُونَكَ عَن ذِي الْقَرْنَيْنِ قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا ---“Ve yes’elûneke an zil karneyn(karneyni), kul se etlû aleykum minhu zikrâ(zikren).: Ve sana “Zülkarneyn”den sorarlar. De ki: “Ondan bahsederek size tilâvet edeceğim (açıklayacağım).”(Kehf 18/83)
فَأَتْبَعَ سَبَبًا ---“Fe etbea sebebâ(sebeben).: Böylece bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).” (Kehf 18/85)
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَن تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا ---“Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmâ(kavmen), kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim husnâ(husnen).: Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: “Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara azab edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin.” (Kehf 18/86)
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَى قَوْمٍ لَّمْ نَجْعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتْرًا ---“Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren). : Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.”(Kehf 18/90) كَذَلِكَ وَقَدْ أَحَطْنَا بِمَا لَدَيْهِ خُبْرًا ---“Kezâlik(kezâlike), ve kad ehatnâ bimâ ledeyhi hubrâ(hubren).: İşte böylece Biz, onun yanında oluşan şeyleri (olayları), haberdar olarak, (ilmimizle) ihata ettik.”(Kehf 18/91)
şİMDİ şu ÂN eL ÂN kaDER
fiLÂN kaDER feLÂN kaDER
>kaDERim kaDAR YAŞArım
KÛN feyeKÛN OL-ÂN kaDER..
ZEVK 6097
SıRR-ı SıFıRa SÜRgünüm!.. ->gİZLi gÖNüL gERçeKLerim!
NE DUY-AN->NE ANLayAN Var ->AÇar ->ELeM ÇiÇeKLerim!
GurBet-HaSsret BİTmez ELbet.. AKLen-NAKLen Kesret-Vahdet
VÂHİDu’l- KÂHHAR ALLAH’ım!. -> hER ŞEY hERkESi TEK-Lerim!..
01.06.14 04:44
brsbrs.. tltltrstkkmde..
El-KAHHAR (Kahredici, gücü ile helâk edici, yok edici) olan ALLAHU Zu’l-CELÂL:
يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ ---“Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li meni'l-mulku'l-yevm(yevme), lillâhi'l-vâhidi'l-kahhâr(kahhâri) :O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır." (Mü’min 40/16)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:“ALLAH kıyâmet günü arzı (yer tabakalarını) Kudret eline alır (kabzeder) semâyı (gök tabakalarını) da sağ eline (içine) dürüp büker, sonra (mahşer ehline) MELİK BENİM (Kâinâtın Mâlikiyim)! Nerede yeryüzünün melikleri (kralları?)” buyurmuştur. (Ebu Hureyre radiyallâhu anhu dan; İbni Mâce, Mukaddime, 192; Buhârî, Zümer Sûresi tefsiri; Müslim, Sıfatü’l-Kıyâme babı)
Re: e-LEM ÇİÇEKleri ZeVKlerim..
Gönderilme zamanı: 10 Haz 2014, 12:50
gönderen kulihvani
gÖNüL GÂRı gER-ÇEKLerim
YÂRim ->YOLUnu BEKLerim
BİR GÜN AYRı KALSAm BİLe
AÇAR ELEMm ÇİÇEKLerimm!.
YÂR >ÇİLEni YAZma Dİyor!
MeZÂRını -> KAZma Dİyor!
ÇEKen >ÇEKtirENLe ->BİLe
AYRı DÜŞme ->AZma Dİyor!.
dOLun-AY mı >HiLÂL mi AY?
AY DeDeMden ->bANa ne ki?
VaYy ki bANa eYyvAHh ki vaYy
AKILLıysan -> “DELİ!..” >DE ki!..
ZEVK 5576
“DERD”lerimi->“ZeVK” EYyledim..->DELİ DERdLere DALınca!
“BeN de->ZıRr DELİyiMm!.” Dedim..->YapayaLnız TEK KALınca! ->Bir YILDIZ KAYYdı->GÖKLerde!..->“BİRİsi ÖLdü bir YERde!”
GÖZümden->“KORKU”m BOŞandı!..->“UMUT” KAPIMı ÇALınca!..
“KÛN -> feyeKÛN ->OYuNu”-n -> EKSiLeri –> ARTıLarı
“OLsun! OLmasın! OLÂN!.”da ->TEKmiL Tevhid tARTıLarı YOLda YOLCUm ve YOLDAŞım ->YOLLUğumda UMut AŞIm
->ÇıĞLık ÇıĞLığa -> İÇİMde -> Ç a N a K K a L e MARTıLarı!.
28.08.14 >01:19
brsbrs..tktktrstkkmİZdebİZ..
Re: e-LEM ÇİÇEKleri ZeVKlerim..
Gönderilme zamanı: 12 Eyl 2014, 22:29
gönderen kulihvani
DÜŞÜNceLERde bAHçevÂN HAYyatta ->ÇİÇEK kOKUsu SEVgi SıRRı >cÂNda cÂNÂN
->E Z G i -Ler>eLEM OKUsu!.
ZEVK 6290
bENi ARARmıŞş ÇİLELer!. ->bENse ONLarı BEKLerim
YÜREKten SEVenLer giBi -> SEVdÂma SEVgi EKLerim
OLTAdaki BALığım bEN.. >ÇIRPınmakta GERÇEKLerim
GÖZ YAŞLarımLa SULarım!. ->AÇAR ELEM ÇİÇEKLerim!. HaYy DosTt!..
Fars asıllı ABD vatandaşı keman virtüözü. "Kemanı ağlatan adam" olarak bilinir ve dünyanın en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak kabul edilir.
8 yaşından beri keman çalan İranlı müzisyen, 1938 yılında Tahran’da doğmuştur. 1966 yılında, Tahran Müzik Konservatuarı'nda klasik müzik üzerine master yapmış, bundan sonraki adımında Tahran Senfoni Orkestrası'nda önemli görevler üstlenmiştir. Fars Halk Müziği birikimine sahip olan Farjad, keman ile Klasik Batı müziği üzerinde de çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmaları Fars müziğinin gelişmesinde önemli bir yer tutmuştur.
Farjad, Pehlevi Hanedanı döneminde doğmuş fakat 1979 yılındaki İran İslam Devrimi öncesinde ülkesinden ayrılarak Kaliforniya'ya yerleşmiştir. Bu yıldan itibaren ABD vatandaşlığına geçmiş ve yaşamını ABD'de sürdürmüştür. Fakat kendisini ABDli değil, İranlı ve Fars olarak nitelendirmektedir. Devrimden sonra İran'da müziğin "haram" ilân edilmesi ve yasaklanmasından sonra Farjad'ın ve birçok Fars müzisyenin ülkeye girmesi yasaklanmıştır. Sanatçı yıllardır Los Angeles'ta yaşamaktadır.
Farjad’ın, yalnızca piyano ve keman kullanarak oluşturduğu Anroozha (O Günler) isminde beş albümden oluşan bir albüm serisi bulunmaktadır. Ayrıca Golha Orkestrası adlı kolektif iki albüm de sanatçının eserleri arasındadır. Bu albümlerde Farjad, kendi deyimiyle doğadaki hüznü notalara dökmüştür. Albümlerinin bu yönde oluşmasının sebeplerinden birisi olarak devrimden sonra ülkesinden uzaklaşması ve ülkesinden uzakta yaşamak zorunda kalmasını göstermiştir.
Anroozha serisinin ilk dördünde Farjad'a Abdi Yamini, beşinci albümde ise eşi Mitra Tavakkoli Farjad piyano ile eşlik etmiştir..
DESt: f. El, yed. mc: Kudret, fayda, nusret, galebe. KASd: Bir işi bile bile yapmak. İsteyerek. Niyet ederek. Niyet. Tasavvur. İstikamet. Yolu doğru olmak. MESt: Sarhoş. Aklı başında olmayan. Kendinden geçercesine haz duymak mânasında "mest olmak" şeklinde kullanılır..
Re: e-LEM ÇİÇEKleri ZeVKlerim..
Gönderilme zamanı: 07 Tem 2017, 21:16
gönderen kulihvani
İÇim İÇim
bİÇim bİÇim
YÂRLe HEPim
YÂRsiz hİÇim!.
ALev ALev AŞK ÂHENgi
MecNÛNum MîMimde LEYyLÂm!.
YÜReğimin YEDi RENgi
MaSMaVi MOR ->KaRaSEVDÂm!.
ZEVK 8252
SONsuz SIFIR ISsızLığı.. ->Sırf SESsiz >TEKe TEK YiNE
İĞNE UCU USTURA AĞZı.. YALNIZLIK TEK GerÇEK YiNE
ZITLar ZEVKi ZORu SEVdim
CÂN PEMBEsi MORu SEVdim
HASAN DAĞda KUYU BAŞInda.. İÇim ÇiÇEK ÇiÇEK YiNE!.
07.07.17 22:24
brsbrsmm.. tktktrstkkmdseyrÂNnn..
...
Re: e-LEM ÇİÇEKLeri ZeVKLerim..
Gönderilme zamanı: 01 Eyl 2017, 11:41
gönderen kulihvani
ÖMRümün>ÖZü GÖZ YAŞım
ÖZümün->SÖZü GÖZ YAŞım
SÖZümün>GÖZü GÖZ YAŞım
GÖZümün>KÖZü GÖZ YAŞım!.
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ ---"Fe salli li rabbike venhar.: O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.”(Kevser 108/2)
قُلْ أَؤُنَبِّئُكُم بِخَيْرٍ مِّن ذَلِكُمْ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَأَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَرِضْوَانٌ مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ ---"Kul e unebbiukum bi hayrın min zâlikum, lillezînettekav inde rabbihim cennâtun tecrî min tahtıhe’l- enhâru hâlidîne fîhâ ve ezvâcun mutahharatun ve rıdvânun minallâh (minallâhi), vallâhu basîrun bi’l- ıbâd (ıbâdi).: (Rasûl’üm) de ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi? Takvâ sahibi olanlar için, RABB'lerinin katında, içinde devamlı kalacakları, altından nehirler akan cennetler, temiz eşler ve ALLAH'ın rızası vardır." ALLAH kullarını en iyi görendir.” (Âl-iİmrân 3/15) ---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Lâ rahate fi’d- dünyâ: Dünyâda rahat yoktur.. Mü’mine, RaBBine kavuşuncaya kadar rahat yoktur! ” buyurmuştur. ( Hatîb-i Bağdadî, İbni Nasr)
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!: “Mutü kable en temutü: ÖLmeden ÖNce ÖLünüz!” buyurmuştur. (Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II-291-2669)
MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....
Re: e-LEM ÇİÇEKLeri ZeVKLerim..
Gönderilme zamanı: 07 Şub 2018, 15:33
gönderen kulihvani
GÜNdüz GECE ÇOKLuk İÇin
=>GARİBLerin VAKti TEKtir
YARım LOKma->TOKLuk İÇin
=>AÇLığın ASLı =>GERÇEktir!.
ZEVK 8699
UMUt-KORku ARAsında =>GEÇmişLe GELecekLeri
TEKe TEKte=>TEK BAŞına YAŞAyanLar GERÇEkLeri
YALNIZ GECELer ZOR Geçer
=>KIZIL ATEŞte KOR Geçer
SÖKme BİLmezse ŞAFAKLar=>AÇar ELEM ÇİÇEKLeri!.
07.02.18 08/49
brsbrsm..aosönmez onklojikemooo..
Re: e-LEM ÇİÇEKLeri ZeVKLerim..
Gönderilme zamanı: 17 Eki 2023, 14:59
gönderen kulihvani
=>GELENi YOk!.=>GELeceği,
=>YALNIZLığın TEk GERçeği,
KORku->UMUDun ÇİĞNEmiş,
===>BAKışı==>ELEM ÇİÇEği!.
f
الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ “Ellezîne yu’minûne bi’l- gaybi ve yukîmûne’s- salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne).: Onlar (takvâ sâhibleridir) ki, gaybe (gaybte ALLAH'a) îmân ederler, namazlarını kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (başkalarına verirler).”(Bakara 2/3)
وَاسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلاَّ عَلَى الْخَاشِعِينَ “Vesteînû b’i-s sabri ve’s- salât (salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn (hâşiîne).: (ALLAH'tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile ALLAH'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sâhibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.”(Bakara 2/45)
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ “Ellezîne yukîmûne’s- salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bi’l- âhıreti hum yûkinûn (yûkinûne).: Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve onlar, âhirete (ALLAH'a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle inanırlar).”(Lokmân 31/4)
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَاوَاتُ السَّبْعُ وَالأَرْضُ وَمَن فِيهِنَّ وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدَهِ وَلَكِن لاَّ تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ إِنَّهُ كَانَ حَلِيمًا غَفُورًا ”Tusebbihu lehu’s- semâvâtu’s- seb’u vel ardu ve men fîhinn (fîhinne), ve in min şey’in illâ yusebbihu bi HAMDihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne HALÎMen GAFÛRâ (gafûren).: 7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (ALLAH'ı) tesbih ederler. O'nu HAMD ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; HAKÎM'dir, GAFÛR'dur (mağfiret edendir).”(İsrâ 17/44)
قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ
الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ “Kad eflehal mu’minun (mu’minune). Ellezîne hum fî salâtihim hâşiûn (hâşiûne).: Mü'minler felâha ermiştir. Onlar, namazlarında huşû duyanlardır.”(Müʼminûn 23/1-2))
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ “Ellezîne yukîmûne’s- salâte ve yu’tûne’z- zekâte ve hum bi’l- âhıreti hum yûkınûn (yûkınûne).: Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, âhirete kesin bilgiyle imân ederler.”(Neml 27/3)
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ* “Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib.: Hayır! Ona itaat etme ve secde et ve (ALLAH'a) yakın ol!//Hayır, hayır! Onun göstermelik hoşgörü taleblerini, senin şeriatine aykırı isteklerini kabul etme, onun düzenine uyma, ona boyun eğme-ona itaat etme! Bize secde ederek namaz kıl, ve secde et, ve(ALLAH'a) yakın ol!./BİZe yaklaş!. (Secde Âyeti) (Alak 96/19)
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İhsÂN: ALLAH’ı görür gibi ona ibâdet etmendir. Sen O’nu görmüyorsan da O, har ÂN seni görüyor.”buyurmuştur. (Buharî, İman, 37)
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “KuLun RABBine en yakın olduğu yer secde hâlidir.”buyurmuştur. (Müslim, Salat, 215)
Rabî'atu bt. Ka'b radiyallahu anhu, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'a abdest suyunu getirir ve onun hizmetinde bulunur. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Dile!.” der. O da.: “CeNNette seninle beraber olmayı dilerim.” der. (...)
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona.: “O halde çok secde etmek sûretiyle, nefsin için bana yardımcı ol!”buyurmuştur. (Müslim, Salât, 226)
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bizimle, onlar (kâfirler) arasını ayıran şey namazdır; kim onu terkederse, kâfir olur.”buyurmuştur. (Tirmizî, îmân, 9; Nesâî, Salât, 8; İbn Mâce, İkâmet, 77.)