BİR MIŞ-MİŞ HİKAYESİ...
Gönderilme zamanı: 21 May 2008, 19:16
BİR MIŞ-MİŞ HİKAYESİ
Zamanın birinde değerli bir öğretmen varmış
Bu öğretmen kendi seçtiği, ilmini öğretebilecek 20-30 kadar öğrenciye ders vermek istemiş ve girişimlere başlamış
Önceleri zor şartlar altında yapabildiği dersler sonralarda şartlar elverişli duruma gelmiş
Sesinin ulaşabildiği bir sınıfa öğrencilerini toplamış
Bu öğretmenin amacı; öğrencilerin kendi çağ ve gereksinimlerine uygun olan ilmi tanıtmak, anlatmak ve anlaşmakla beraber her öğrencinin kendi içindeki cevheri çıkarabilme çabasıymış
Öğretmen üniversitede kendi öğretmenlerinden gereken ilmi ve edebi çok iyi öğrenerek sistemi çok iyi kavramış ve sistemli çalışmayı çok iyi bilen birisiymiş
Öğretmen süper ve sistemli, öğrencilerde kaliteli ve seçilmiş, mekan uygun, zaman elverişli
Eeee daha ne?..
Öğretmen başlamış değerli derslerine
Öğrenciler aynı yaş ve seviyede olmasa da dersler her öğrenciye hitab edecek nitelikteymiş
Her öğrencinin derse geliş amacıda; çok sevdiği öğretmeninden faydalanarak, öğretmenin hiçbir çıkar gözetmeksizin verdiği dersleri can kulağıyla dinlemek, gereken yerlerde anlamadığı ve kafasına takılanları sormakmış
Ancak derse katılan öğrencilerden birisi, kendisi için çok önemli olan bu derslerde öğretmenini dinlemekle beraber bazı öğrencilerin derslerdeki tutum ve davranışlarını takip ediyormuş
Galiba bazı davranışlar, birazda bazı öğrenciler gibi onun da dikkatini çekiyormuş
Derslerde dikkatini dağıtan işleri pek sevmezmiş o da çoğu gibi
Öğrenci derslerde; sorular, cevaplar, paylaşımlar ve muhabbetler hep dersle ve konuyla ilgili olsun isterken bazen konu dışında birbirlerine kağıtla yazı göndererek muhabbetler, öğretmen dersten bir müddet ayrıldığında sınıfça olmayan kendi aralarında konuşma ve gevşeklikler vs oluyormuş
Özellikle ciddiyeti hayatına tam manasıyla oturtmuş ve bu derslerde ciddiyetin ne kadar önemli olduğunu bilen bazı öğrenciler öğretmenin olmadığı durumlarda bu türlü muhabbetlerden sıkılıp sınıfı terk ettikleri bile olmuş
Hatta bazıları zamanı değerlendirmek adına öğretmeninden bir şeyler aktarıyormuş
Çünkü ona göre öğretmen olsun veya olmasın bu sınıfın belirli bir amaca hizmet ettiğini düşünerek gereksizliklere son verilmesiymiş
Öğrencinin en çok üzüldüğü noktada; öğretmen dersteyken öğretmenin derse kendini en çok verdiği ve adeta kendini yırtarcasına öğrencilerine bir şey öğretebilmek adına elinden geleni ardına koymadığı bir anda bazı öğrencilerin öğretmeni dinlemeyerek başka şeylerle meşgul olması ve bazı bu derslere çok ihtiyacı olan öğrencilerin dikkatini dağıtmasıymış
Bu dersler hergün olmadığı ve bir dersin tekrar telafisi olmadığı için, kendisi için, arkadaşları için, hiç olmazsa bu çok değerli öğretmenin gayretinin hatırı için dikkat şartmış
Şimdi bu söz ettiğimiz öğrenci yaşça bazı öğrencilerden küçük olduğu için çok sevdiği arkadaşlarını uyarmaya da bazen çekiniyormuş
Uyarma dedikte bu öğrenci ve başka bir arkadaşı sınıf yönetimde yani sınıf başkanı-başkan yardımcısı görevindeymiş aynı zamanda
Ancak bu yetkisini arkadaşlarını kırmamak adına şimdiye kadar pek kullanmamış
Peki şimdiden sonra ne olacak ki diyenlere de şöyle bir konuşma yapmış:
Arkadaş! Burada sadece ben, sen, o yok. BİZ BİR aile olduk. Artık uyarmalarım kimsenin kalbini kırmaz diye düşünüyorum. Zaten artık bundan sonra belirli bir uyarmadan sonra sınıftan dışarıya çıkarma yetkim var. Babamın oğlu olsa sınıfta ciddiyetsizliğe müsaade etmeyeceğim. Çünkü burada ilimle beraber edepte öğreniyoruz. Sınıftaki bazı arkadaşların bize gereken edebi farklı örneklerle öğrenmelerini ben şahsen istemiyorum. Gerekirse bu görev benden alınabilir. Amenna der geçerim ve yerime oturur bazı şeyleri görmezden gelerek bana gerekli ve lazım olan ilmi öğrenmeye her zamanki gibi çalışmaya devam ederim. Haaa diğer şekildeki davranışım eğer edebsizlik ise bunun da edebini şimdiden öğrenmeye gayret gösteririm. Zaten bu hizmeti ben yapmışım veya başkası yapmış mühim değil. Önemli olan derslerin verimliliği açısından ve kimsenin birbirine hüsnü zan beslememesi bakımından gerekli olanlar yapılsın. Haddimi aşmak istemem ve kimseyi de hedef tutmuş değilim. Bütün söylediklerim önce kendi nefsimedir. Şu olmuş bu olmuş önemli değil, zamanı gelmiş bir hitabı şimdi bütün sınıfa sunuyorum. İster dinler bir pay çıkarırsınız, isterse ya huu bu ne zırvalıyor der geçersiniz. Sizin takdiriniz. Herkese derin sevgi, saygı ve muhabbetimi sunar arz etmeye çalıştığım ifadelerin yanlış anlaşılmamasını can ü gönülden dilerim.
Diyerek konuşmasını bitirmiş
Aslında fıtraten çok halim selim olan bu öğrenci, artık sunulan ilim çeşmesindeki sudan herkesin daha iyi faydalanması adına biraz sert ve sitemli konuşmuş
Ama tek gayesi varmış, o da artık birbirlerini silkeleme zamanının gelmiş olmasıymış
Çünkü sınıfta hiç de hoş olmayan guruplaşmalar mı vardı acaba?..
Öğrencinin dediği gibi artık bu sınıf bir aile olmamışmıydı
Herkes kendiyle beraber arkadaşlarını da, hatta kendinden önce arkadaşlarını düşünmesemiydi
Bu ilime çok aç olanlar vardı belki
Öğretmenin ilim ve edep kaynağını merak eden çok öğrenci vardı
Zaten öğretmende bütün derslerinde bu kaynağı işliyor ve öğrencileri oraya yönlendiriyormuş
Çünkü öğretmen asıl kaynağa hizmet eden görevliymiş
Ama kesinlikle bu hizmette bir minnet duyma ihtiyacı olmadığı gibi duyulduğu takdirde uyardığı da oluyormuş
Kendini, canını, malını, ömrünü buna adayan bir öğretmen
Bir de Baş öğretmen var
Onu da zaten derslerinde çok çok işliyormuş
Çünkü yönlendirme hep oraya doğruymuş
Onu bilip, bulup, her zaman-her yerde-her hâlde Onunla olup ve yaşamak için hizmet
Ne güzel bir hizmet değimli
Rabbimiz her şeyi zamanı geldiğinde yerli yerince anlamayı ve sistemi çözmeyi cümlemize nasib etsin İnşallah
Muhammedi Muhabbetler
Zamanın birinde değerli bir öğretmen varmış
Bu öğretmen kendi seçtiği, ilmini öğretebilecek 20-30 kadar öğrenciye ders vermek istemiş ve girişimlere başlamış
Önceleri zor şartlar altında yapabildiği dersler sonralarda şartlar elverişli duruma gelmiş
Sesinin ulaşabildiği bir sınıfa öğrencilerini toplamış
Bu öğretmenin amacı; öğrencilerin kendi çağ ve gereksinimlerine uygun olan ilmi tanıtmak, anlatmak ve anlaşmakla beraber her öğrencinin kendi içindeki cevheri çıkarabilme çabasıymış
Öğretmen üniversitede kendi öğretmenlerinden gereken ilmi ve edebi çok iyi öğrenerek sistemi çok iyi kavramış ve sistemli çalışmayı çok iyi bilen birisiymiş
Öğretmen süper ve sistemli, öğrencilerde kaliteli ve seçilmiş, mekan uygun, zaman elverişli
Eeee daha ne?..
Öğretmen başlamış değerli derslerine
Öğrenciler aynı yaş ve seviyede olmasa da dersler her öğrenciye hitab edecek nitelikteymiş
Her öğrencinin derse geliş amacıda; çok sevdiği öğretmeninden faydalanarak, öğretmenin hiçbir çıkar gözetmeksizin verdiği dersleri can kulağıyla dinlemek, gereken yerlerde anlamadığı ve kafasına takılanları sormakmış
Ancak derse katılan öğrencilerden birisi, kendisi için çok önemli olan bu derslerde öğretmenini dinlemekle beraber bazı öğrencilerin derslerdeki tutum ve davranışlarını takip ediyormuş
Galiba bazı davranışlar, birazda bazı öğrenciler gibi onun da dikkatini çekiyormuş
Derslerde dikkatini dağıtan işleri pek sevmezmiş o da çoğu gibi
Öğrenci derslerde; sorular, cevaplar, paylaşımlar ve muhabbetler hep dersle ve konuyla ilgili olsun isterken bazen konu dışında birbirlerine kağıtla yazı göndererek muhabbetler, öğretmen dersten bir müddet ayrıldığında sınıfça olmayan kendi aralarında konuşma ve gevşeklikler vs oluyormuş
Özellikle ciddiyeti hayatına tam manasıyla oturtmuş ve bu derslerde ciddiyetin ne kadar önemli olduğunu bilen bazı öğrenciler öğretmenin olmadığı durumlarda bu türlü muhabbetlerden sıkılıp sınıfı terk ettikleri bile olmuş
Hatta bazıları zamanı değerlendirmek adına öğretmeninden bir şeyler aktarıyormuş
Çünkü ona göre öğretmen olsun veya olmasın bu sınıfın belirli bir amaca hizmet ettiğini düşünerek gereksizliklere son verilmesiymiş
Öğrencinin en çok üzüldüğü noktada; öğretmen dersteyken öğretmenin derse kendini en çok verdiği ve adeta kendini yırtarcasına öğrencilerine bir şey öğretebilmek adına elinden geleni ardına koymadığı bir anda bazı öğrencilerin öğretmeni dinlemeyerek başka şeylerle meşgul olması ve bazı bu derslere çok ihtiyacı olan öğrencilerin dikkatini dağıtmasıymış
Bu dersler hergün olmadığı ve bir dersin tekrar telafisi olmadığı için, kendisi için, arkadaşları için, hiç olmazsa bu çok değerli öğretmenin gayretinin hatırı için dikkat şartmış
Şimdi bu söz ettiğimiz öğrenci yaşça bazı öğrencilerden küçük olduğu için çok sevdiği arkadaşlarını uyarmaya da bazen çekiniyormuş
Uyarma dedikte bu öğrenci ve başka bir arkadaşı sınıf yönetimde yani sınıf başkanı-başkan yardımcısı görevindeymiş aynı zamanda
Ancak bu yetkisini arkadaşlarını kırmamak adına şimdiye kadar pek kullanmamış
Peki şimdiden sonra ne olacak ki diyenlere de şöyle bir konuşma yapmış:
Arkadaş! Burada sadece ben, sen, o yok. BİZ BİR aile olduk. Artık uyarmalarım kimsenin kalbini kırmaz diye düşünüyorum. Zaten artık bundan sonra belirli bir uyarmadan sonra sınıftan dışarıya çıkarma yetkim var. Babamın oğlu olsa sınıfta ciddiyetsizliğe müsaade etmeyeceğim. Çünkü burada ilimle beraber edepte öğreniyoruz. Sınıftaki bazı arkadaşların bize gereken edebi farklı örneklerle öğrenmelerini ben şahsen istemiyorum. Gerekirse bu görev benden alınabilir. Amenna der geçerim ve yerime oturur bazı şeyleri görmezden gelerek bana gerekli ve lazım olan ilmi öğrenmeye her zamanki gibi çalışmaya devam ederim. Haaa diğer şekildeki davranışım eğer edebsizlik ise bunun da edebini şimdiden öğrenmeye gayret gösteririm. Zaten bu hizmeti ben yapmışım veya başkası yapmış mühim değil. Önemli olan derslerin verimliliği açısından ve kimsenin birbirine hüsnü zan beslememesi bakımından gerekli olanlar yapılsın. Haddimi aşmak istemem ve kimseyi de hedef tutmuş değilim. Bütün söylediklerim önce kendi nefsimedir. Şu olmuş bu olmuş önemli değil, zamanı gelmiş bir hitabı şimdi bütün sınıfa sunuyorum. İster dinler bir pay çıkarırsınız, isterse ya huu bu ne zırvalıyor der geçersiniz. Sizin takdiriniz. Herkese derin sevgi, saygı ve muhabbetimi sunar arz etmeye çalıştığım ifadelerin yanlış anlaşılmamasını can ü gönülden dilerim.
Diyerek konuşmasını bitirmiş
Aslında fıtraten çok halim selim olan bu öğrenci, artık sunulan ilim çeşmesindeki sudan herkesin daha iyi faydalanması adına biraz sert ve sitemli konuşmuş
Ama tek gayesi varmış, o da artık birbirlerini silkeleme zamanının gelmiş olmasıymış
Çünkü sınıfta hiç de hoş olmayan guruplaşmalar mı vardı acaba?..
Öğrencinin dediği gibi artık bu sınıf bir aile olmamışmıydı
Herkes kendiyle beraber arkadaşlarını da, hatta kendinden önce arkadaşlarını düşünmesemiydi
Bu ilime çok aç olanlar vardı belki
Öğretmenin ilim ve edep kaynağını merak eden çok öğrenci vardı
Zaten öğretmende bütün derslerinde bu kaynağı işliyor ve öğrencileri oraya yönlendiriyormuş
Çünkü öğretmen asıl kaynağa hizmet eden görevliymiş
Ama kesinlikle bu hizmette bir minnet duyma ihtiyacı olmadığı gibi duyulduğu takdirde uyardığı da oluyormuş
Kendini, canını, malını, ömrünü buna adayan bir öğretmen
Bir de Baş öğretmen var
Onu da zaten derslerinde çok çok işliyormuş
Çünkü yönlendirme hep oraya doğruymuş
Onu bilip, bulup, her zaman-her yerde-her hâlde Onunla olup ve yaşamak için hizmet
Ne güzel bir hizmet değimli
Rabbimiz her şeyi zamanı geldiğinde yerli yerince anlamayı ve sistemi çözmeyi cümlemize nasib etsin İnşallah
Muhammedi Muhabbetler