KUL İHVÂNİ 22. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi
Gönderilme zamanı: 04 Ara 2017, 07:23
KUL İHVÂNİ 22. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi
Euzû billâhi's-semîi'l-alîmî min e'ş-şeytâni'r-racîm!.
Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm!..
22. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin Salâvâtı
Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin olup sıkıntıların atlatılmasında şifâdır
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhiben nizâm
Sana olsun salât ve selâm, ey gerçek düzenin sahibi olan!
TÜRKÇESİ:
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin
Kad dâkat hilleti edrikni yâ Rasûlullah.
MÂNÂSI:
Ey Rabbim, çârem kalmadı, sen Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed(salallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ediver, onu mübârek kıl!.
Ey Allah Resûlü (salallahu aleyhi ve sellem) sen hâlimi gör, yetiş!
Meşhur Şeyh Ahmed el Halebî Hazretleri ALLAH celle celâlihu rahmet eylesin çok değerli bir zâttır kısacık bir salâvâtı vardır..
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin
kad dâkat hilleti edriknî yâ Rasûlullah!.
ALLAHım!. Salli, SALL et ve sellim ve bizim teslimimizi sağla teslim olalım O’na.. ve bârik.. ve bunu bereketli kıl bütün ömrümüze yay ömrümüzün sonunda cennetlere yay bu bereketi.. nedir bereket, KÛN fe ye KÛN Rızasında BİLE olmaktır.. Fiilen Şe’ÂNuLLAHa iştiraktir.. BİLmek BULmak OLmak ve bunun sonunda Şehadeti YAŞAmaktır.. BİLdiğini BULmak, bULduğunda OLmak, OLduğunu YAŞAmaktır.. Öz Tasavvuf budur, doğru din budur..
Neden böyledir?.
Çünkü, ALLAHu zü’L- CeLÂL’in kendisi El HAYydır, hayal değildir HAYydır.. MuhaMMed aleyhi's-selâmın RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLemin kendisi HAYydır, fiilen HAYydır, ebediyyen HAYydır bizim dinimiz.. Velâyet olarak söylüyorum Velâyetin başındaki Ali keremullahi veche, ŞEHîDuLLAHtır ve el ÂN HAYydır..
Ben de ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Hayatında şu ÂNda, HAYyım hamdolsun!. Konuşuyorum daha ölmedim yâni.. Siz de HAYysınız.. bu dört HAYyın iştiraki olmaz mı.. Kendi nefsim için söylüyorum, hayvan bile olsam olur ama HAYyım.. Kendim için söylüyorum özür dilerim kendim için söylüyorum.. Ne ise ne olur.. “Ne olur” yazarsın kağıt üzerine..
ALLAH celle celâlihu yazarsın..
Resûllah celle celalehu yazırsın..
Şâh Ali keremullahi veche yazırsın..
Yazdıklarını kendinde okursun.. ne olur.. sadece ilimle olmaz, ilim bilmekle olmaz.. BİLmek BULmak, OLmak, YAŞAmaktır şehâdet..
Bu SELÂMete ULaşmak için; Fikir, Zikir ve Şükür olanların tümüne Sabır.. Bu noktada durabilmek..
Tüm bunlar, tüm hayat kâinât bütün varlığın yaradılış sebebi olan ALLAHu zü’L- CeLÂL’in, ALLAH celle celâlihu olduğunu isbattır ki buna Elest Ezelinde söz vermişiz.. elestu biRABBukum?. Kâlû ->BeLÂ!.
Henüz hiçbir şey yok iken ortada..
RABBınız değil miyim?.
Şu anda kıyamete kadar var olan ve var olacak tüm varlık ne diyorlar: BeLÂ!. Bilâkis RABBımız SENsin..
Size bir emânet yüklesem ve dağlar bundan kaçınsa.. AKIL diye bir şey versem.. İnsanoğlu hemence kabul ediverdi ki innehu kâne zalûmen cehûlâ..
إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
---"İnnâ aradnâ’l- emânete alâ’s- semâvâti ve’l- ardı ve’l- cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehâ’l- insânu, innehu kâne zalûmen cehûlâ (cehûlen).: Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zâlimdir, çok câhildir.” (Ahzâb 33/72)
İnsan aklı ki tümm esmâları yükeniverdi.. akıl aklı kabul ediverdi..
NAKiLsiz-NÛRsuz akıl materyalist ve çok câhil ve zâlimdir..
Bunu nerde görüyoruz?.
Dışardaki ÇÖPLÜKte, yüreklerimizdeki ÇÖLde görüyoruz..
Onun için kendimizi BİLmede..
EhL-i Beyt aleyhumu's-selâm’ı ki Velâyeti BULmada..
RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem’in yüreğinde OLmada..
RABBımızı, şah damarımızdan da yakın-AKRABa olan RABBımızı YAŞAmada ve YAŞATmada..
Dosdoğru, emrolunduğu gibi dosdoğru YAŞAyış ki, bu insanlığın şerefi, hasiyeti ve onurudur..
Böyle OLaBİLmek üstünlük müdür?. Asla değildir RESULî bir SEViyedir. Olmayışı ise, alçaklıktır..
Böyle oluş üstünlük değildir.. Böyle olmayış alçaklıktır ki, kıyas Şeytanlıktır İblisliktir..
Bizde kıyas olmaz TEK-Lik esastır.. TEVHİD, yokluk ve çokluk da olmaz.. Seviyede olur ki; RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLemin yolu, Sırat-ı Müstakîm Yolu, ALLAHu zü’L- CeLÂL’in yolu SEVİYE üzerine kurulmuştur..
Cehennem iki tanedir.
İfrat Cehennemi ki Kur'ÂN-ı Kerîmde “cahîm”dir, en sıcaktır..
Tefrit Cehennemi Kur'ÂN-ı Kerîmde “zemherirâ” dır, en dondurucudur..
CeNNNet ise, Tefrit Cehennemi ve İfrat Cehennemi ARA Kesitinde İ’TİDÂL CENNEti vardır el ÂN Şe’ÂNuLLAHta Hamdolsun!.
Ham ve nakilsiz Aklıyla KULLuğa kalkışan, aklıyla din kurmaya çalışan ne diyor, akıllı ya: “Ben size şaşıyorum, ALLAHu zü’L- CeLÂL, buyuruyor ki “Şeytanı cehenneme sokacağım!” ama Şeytan ateşten yaratıldı, ateş ateşi yakar mı?!.” deyip bir de kahkaha atıyor ahmak adam..
AHh bu ceheNnem!. OHh şu ceNNet!.
TEVHİD.. YOKLuk ve ÇOKLuktan ARInıp ->NÛR-u MÎm’de ->VâHiDu’l- AHAD NÛRunda BİZ BİR-İZ-Lik “TEK”Liğine ki ->KÛN feyeKÛNu’na fiilen İŞtirak..
ŞeHÂdet.. şu ÂNda ->ŞeÂNuLLahta ->YENiden Yaratılış Aşamalarında EZELde-ELEStteki RuBuBiyyet TEVHİDimizi Yaşamak ve isbat etmek İŞLemi..
Şey: bir şey.. Şeyun: çok Şeyler.. ŞeY-t-ÂN: İKİ Şey..
ŞeY-t-ÂN: İKİ Şeyde kalış ki TEVHİDsizlik Şaşkınlığı ve de Taşkınlığı hatta Azgınlığı.. , “Haris”in Hırsına dalışı.. imkÂNla KULLuk İmtihÂNı..
ceheNNem.. İfratta-Maximumda veya Tefritte-Minumumda Kalış AZabı.
Cahim: YANdırıcı Maximum İfrat CeheNNemi.. -VüCÛD ısımız 500 C OLsa!.-
ceNNet: YAŞAtıcı Optimum İ’tidal CeNNetimİZ.. -VüCÛD ısımız 370 C OLsa!.-
Zemherira: Dondurucu Minumum Tefrit CeheNNemi.. -VüCÛD ısımız 200 C OLsa!. giBi..-
Cahame: kat kat ve şiddetli yanan ateş.
Ceheme: çirkin asık yüzle karşılamak.
Cehume: yüzü ekşitmek.
Cehâmu: yağmuru olmayan kısır bulut.. Serâb SiSi.. Rahmetsiz KALış..
Rukyetü Cünham: dipsiz kuyu..
CeheNNem: merhametsizlik mAHhşeri.. İşte her ÂN şu ÂN ki Şe'ÂN CeheNNemi..
Ve el ÂN ceNNeti.. NûR-u RESÛLuLLah -> NûRuLLah.. CEM’i.. CÂNda -> cÂNÂN cÜMLesi..
SefîL İhvÂNimin SıRR-ı SıFıR SeBBehâ SARAYı..
İşte bu AŞKın AŞKuLLaH ARŞımızın ANAhtarını ELde EDişimİZi;
ŞeY-t-ÂNlığımızdan-İKİ ŞeyliğimİZden TEVHİD TEKLiği-mize GEÇiş KAPımız, Cevâimu’l- KeLim/ Lâfızları az, mânâsı çok kelâmların, sözlerin, ibârelerin SâhiBi RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz BUYurup/DUYurmakta ki:
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat ALLAHu Teâlâ bana yardım etti ve şeytanım müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder!" buyurdu.
(İbn-i Mes'ud’dan; Müslim)
مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
---"Muttekiîne fîhâ alâ’l- erâiki, lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ (zemherîran).: Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler.” (İnsân 76/13)
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ
---"Ve inne’l- fuccâre le fî cahîm (cahîmin).: Ve muhakkak ki füccar, mutlaka alevli ateş içindedir.” (İnfitar 82/14)
İfrat Cahîminin ve Tefrit Zemherîrâsının olmadığı İ’tidâl CeNNetimiz..
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِى التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْجٖيلِ وَالْقُرْاٰنِ وَمَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِهٖ مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذٖى بَايَعْتُمْ بِهٖ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
---''İnnellaheştera minel mu'minine enfusehehum ve emvalehum bi enne lehumul cenneh, yukatilune fi sebilillahi fe yaktulune ve yuktelune va'den aleyhi hakkan fit tevrati vel incili vel kur'an, ve men evfa bi ahdihi minellahi festebşiru bi bey'ikumullezi baya'tum bih, ve zalike huvel fevzul azîm. Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını; Cennet muhakkak kendilerinin olmak bahasına satın aldı, Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler, Tevratta da, İncilde de Kur'anda da hakka taahhüd buyurduğu bir va'd, Allahdan ziyade ahdine vefa edecek kim? O halde akdettiğiniz şu bîatten dolayı size müjdeler olsun, ve işte, o fevzi azîm bu(Tevbe 9/111)
Ancak aklı kör insanlar, bilmiyor ki o âyetin hemen altında zemheria âyeti gelmekte..
“zemheri” nedir?.
Bizim köylülere sorsanız Zemheri Ayını size anlatır “çat ayaz”ın, karakışın ne olduğunu..
Onun için yeni bir şey icâd edilmiyor hepsi Kur'ÂN-ı Kerîmimiz ve tahkik hadislerimizde mevCÛDdur..
Sevgili Münir Derman kaddesallahu sırrahu Hocamın buyuruğu gibi: “Sizi SALLıyorum, SALLıyorum ama uyanmıyorsunuz!.”
SALLamak güzel şeylerdir.. Çünkü SALL ULAŞımdır, SALL SILAdır..
Kendi aramızdaki es SeLÂM SeLÂMetimiz.. Bizim aramızdaki SALLar ve birbirimize bağlantılarımız “es SeLÂM aleyküm!.” demelerimiz nedir?.
SALLardır..
Nedir SALâvât?.
RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLeme ULAŞımdır..
Nedir Namaz dediğimiz SALât, SALLar ALLAHu zü’L- CeLÂL’e ULAŞımdır, ASLına rücû’dur.. Ulaşamazsak bu nasıl namazdır, neyin namazıdır!.
Euzû billâhi's-semîi'l-alîmî min e'ş-şeytâni'r-racîm!.
Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm!..
22. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin Salâvâtı
Şeyh Ahmed el Halebî Hazretlerinin olup sıkıntıların atlatılmasında şifâdır
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhiben nizâm
Sana olsun salât ve selâm, ey gerçek düzenin sahibi olan!
TÜRKÇESİ:
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin
Kad dâkat hilleti edrikni yâ Rasûlullah.
MÂNÂSI:
Ey Rabbim, çârem kalmadı, sen Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed(salallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ediver, onu mübârek kıl!.
Ey Allah Resûlü (salallahu aleyhi ve sellem) sen hâlimi gör, yetiş!
Meşhur Şeyh Ahmed el Halebî Hazretleri ALLAH celle celâlihu rahmet eylesin çok değerli bir zâttır kısacık bir salâvâtı vardır..
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ MuhaMMedin
kad dâkat hilleti edriknî yâ Rasûlullah!.
ALLAHım!. Salli, SALL et ve sellim ve bizim teslimimizi sağla teslim olalım O’na.. ve bârik.. ve bunu bereketli kıl bütün ömrümüze yay ömrümüzün sonunda cennetlere yay bu bereketi.. nedir bereket, KÛN fe ye KÛN Rızasında BİLE olmaktır.. Fiilen Şe’ÂNuLLAHa iştiraktir.. BİLmek BULmak OLmak ve bunun sonunda Şehadeti YAŞAmaktır.. BİLdiğini BULmak, bULduğunda OLmak, OLduğunu YAŞAmaktır.. Öz Tasavvuf budur, doğru din budur..
Neden böyledir?.
Çünkü, ALLAHu zü’L- CeLÂL’in kendisi El HAYydır, hayal değildir HAYydır.. MuhaMMed aleyhi's-selâmın RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLemin kendisi HAYydır, fiilen HAYydır, ebediyyen HAYydır bizim dinimiz.. Velâyet olarak söylüyorum Velâyetin başındaki Ali keremullahi veche, ŞEHîDuLLAHtır ve el ÂN HAYydır..
Ben de ALLAHu zü’L- CeLÂL’in Hayatında şu ÂNda, HAYyım hamdolsun!. Konuşuyorum daha ölmedim yâni.. Siz de HAYysınız.. bu dört HAYyın iştiraki olmaz mı.. Kendi nefsim için söylüyorum, hayvan bile olsam olur ama HAYyım.. Kendim için söylüyorum özür dilerim kendim için söylüyorum.. Ne ise ne olur.. “Ne olur” yazarsın kağıt üzerine..
ALLAH celle celâlihu yazarsın..
Resûllah celle celalehu yazırsın..
Şâh Ali keremullahi veche yazırsın..
Yazdıklarını kendinde okursun.. ne olur.. sadece ilimle olmaz, ilim bilmekle olmaz.. BİLmek BULmak, OLmak, YAŞAmaktır şehâdet..
Bu SELÂMete ULaşmak için; Fikir, Zikir ve Şükür olanların tümüne Sabır.. Bu noktada durabilmek..
Tüm bunlar, tüm hayat kâinât bütün varlığın yaradılış sebebi olan ALLAHu zü’L- CeLÂL’in, ALLAH celle celâlihu olduğunu isbattır ki buna Elest Ezelinde söz vermişiz.. elestu biRABBukum?. Kâlû ->BeLÂ!.
Henüz hiçbir şey yok iken ortada..
RABBınız değil miyim?.
Şu anda kıyamete kadar var olan ve var olacak tüm varlık ne diyorlar: BeLÂ!. Bilâkis RABBımız SENsin..
Size bir emânet yüklesem ve dağlar bundan kaçınsa.. AKIL diye bir şey versem.. İnsanoğlu hemence kabul ediverdi ki innehu kâne zalûmen cehûlâ..
إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
---"İnnâ aradnâ’l- emânete alâ’s- semâvâti ve’l- ardı ve’l- cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehâ’l- insânu, innehu kâne zalûmen cehûlâ (cehûlen).: Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zâlimdir, çok câhildir.” (Ahzâb 33/72)
İnsan aklı ki tümm esmâları yükeniverdi.. akıl aklı kabul ediverdi..
NAKiLsiz-NÛRsuz akıl materyalist ve çok câhil ve zâlimdir..
Bunu nerde görüyoruz?.
Dışardaki ÇÖPLÜKte, yüreklerimizdeki ÇÖLde görüyoruz..
Onun için kendimizi BİLmede..
EhL-i Beyt aleyhumu's-selâm’ı ki Velâyeti BULmada..
RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem’in yüreğinde OLmada..
RABBımızı, şah damarımızdan da yakın-AKRABa olan RABBımızı YAŞAmada ve YAŞATmada..
Dosdoğru, emrolunduğu gibi dosdoğru YAŞAyış ki, bu insanlığın şerefi, hasiyeti ve onurudur..
Böyle OLaBİLmek üstünlük müdür?. Asla değildir RESULî bir SEViyedir. Olmayışı ise, alçaklıktır..
Böyle oluş üstünlük değildir.. Böyle olmayış alçaklıktır ki, kıyas Şeytanlıktır İblisliktir..
Bizde kıyas olmaz TEK-Lik esastır.. TEVHİD, yokluk ve çokluk da olmaz.. Seviyede olur ki; RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLemin yolu, Sırat-ı Müstakîm Yolu, ALLAHu zü’L- CeLÂL’in yolu SEVİYE üzerine kurulmuştur..
Cehennem iki tanedir.
İfrat Cehennemi ki Kur'ÂN-ı Kerîmde “cahîm”dir, en sıcaktır..
Tefrit Cehennemi Kur'ÂN-ı Kerîmde “zemherirâ” dır, en dondurucudur..
CeNNNet ise, Tefrit Cehennemi ve İfrat Cehennemi ARA Kesitinde İ’TİDÂL CENNEti vardır el ÂN Şe’ÂNuLLAHta Hamdolsun!.
Ham ve nakilsiz Aklıyla KULLuğa kalkışan, aklıyla din kurmaya çalışan ne diyor, akıllı ya: “Ben size şaşıyorum, ALLAHu zü’L- CeLÂL, buyuruyor ki “Şeytanı cehenneme sokacağım!” ama Şeytan ateşten yaratıldı, ateş ateşi yakar mı?!.” deyip bir de kahkaha atıyor ahmak adam..
AHh bu ceheNnem!. OHh şu ceNNet!.
TEVHİD.. YOKLuk ve ÇOKLuktan ARInıp ->NÛR-u MÎm’de ->VâHiDu’l- AHAD NÛRunda BİZ BİR-İZ-Lik “TEK”Liğine ki ->KÛN feyeKÛNu’na fiilen İŞtirak..
ŞeHÂdet.. şu ÂNda ->ŞeÂNuLLahta ->YENiden Yaratılış Aşamalarında EZELde-ELEStteki RuBuBiyyet TEVHİDimizi Yaşamak ve isbat etmek İŞLemi..
Şey: bir şey.. Şeyun: çok Şeyler.. ŞeY-t-ÂN: İKİ Şey..
ŞeY-t-ÂN: İKİ Şeyde kalış ki TEVHİDsizlik Şaşkınlığı ve de Taşkınlığı hatta Azgınlığı.. , “Haris”in Hırsına dalışı.. imkÂNla KULLuk İmtihÂNı..
ceheNNem.. İfratta-Maximumda veya Tefritte-Minumumda Kalış AZabı.
Cahim: YANdırıcı Maximum İfrat CeheNNemi.. -VüCÛD ısımız 500 C OLsa!.-
ceNNet: YAŞAtıcı Optimum İ’tidal CeNNetimİZ.. -VüCÛD ısımız 370 C OLsa!.-
Zemherira: Dondurucu Minumum Tefrit CeheNNemi.. -VüCÛD ısımız 200 C OLsa!. giBi..-
Cahame: kat kat ve şiddetli yanan ateş.
Ceheme: çirkin asık yüzle karşılamak.
Cehume: yüzü ekşitmek.
Cehâmu: yağmuru olmayan kısır bulut.. Serâb SiSi.. Rahmetsiz KALış..
Rukyetü Cünham: dipsiz kuyu..
CeheNNem: merhametsizlik mAHhşeri.. İşte her ÂN şu ÂN ki Şe'ÂN CeheNNemi..
Ve el ÂN ceNNeti.. NûR-u RESÛLuLLah -> NûRuLLah.. CEM’i.. CÂNda -> cÂNÂN cÜMLesi..
SefîL İhvÂNimin SıRR-ı SıFıR SeBBehâ SARAYı..
İşte bu AŞKın AŞKuLLaH ARŞımızın ANAhtarını ELde EDişimİZi;
ŞeY-t-ÂNlığımızdan-İKİ ŞeyliğimİZden TEVHİD TEKLiği-mize GEÇiş KAPımız, Cevâimu’l- KeLim/ Lâfızları az, mânâsı çok kelâmların, sözlerin, ibârelerin SâhiBi RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz BUYurup/DUYurmakta ki:
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat ALLAHu Teâlâ bana yardım etti ve şeytanım müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder!" buyurdu.
(İbn-i Mes'ud’dan; Müslim)
مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
---"Muttekiîne fîhâ alâ’l- erâiki, lâ yeravne fîhâ şemsen ve lâ zemherîrâ (zemherîran).: Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler.” (İnsân 76/13)
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ
---"Ve inne’l- fuccâre le fî cahîm (cahîmin).: Ve muhakkak ki füccar, mutlaka alevli ateş içindedir.” (İnfitar 82/14)
İfrat Cahîminin ve Tefrit Zemherîrâsının olmadığı İ’tidâl CeNNetimiz..
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِى التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْجٖيلِ وَالْقُرْاٰنِ وَمَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِهٖ مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذٖى بَايَعْتُمْ بِهٖ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
---''İnnellaheştera minel mu'minine enfusehehum ve emvalehum bi enne lehumul cenneh, yukatilune fi sebilillahi fe yaktulune ve yuktelune va'den aleyhi hakkan fit tevrati vel incili vel kur'an, ve men evfa bi ahdihi minellahi festebşiru bi bey'ikumullezi baya'tum bih, ve zalike huvel fevzul azîm. Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını; Cennet muhakkak kendilerinin olmak bahasına satın aldı, Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler, Tevratta da, İncilde de Kur'anda da hakka taahhüd buyurduğu bir va'd, Allahdan ziyade ahdine vefa edecek kim? O halde akdettiğiniz şu bîatten dolayı size müjdeler olsun, ve işte, o fevzi azîm bu(Tevbe 9/111)
Ancak aklı kör insanlar, bilmiyor ki o âyetin hemen altında zemheria âyeti gelmekte..
“zemheri” nedir?.
Bizim köylülere sorsanız Zemheri Ayını size anlatır “çat ayaz”ın, karakışın ne olduğunu..
Onun için yeni bir şey icâd edilmiyor hepsi Kur'ÂN-ı Kerîmimiz ve tahkik hadislerimizde mevCÛDdur..
Sevgili Münir Derman kaddesallahu sırrahu Hocamın buyuruğu gibi: “Sizi SALLıyorum, SALLıyorum ama uyanmıyorsunuz!.”
SALLamak güzel şeylerdir.. Çünkü SALL ULAŞımdır, SALL SILAdır..
Kendi aramızdaki es SeLÂM SeLÂMetimiz.. Bizim aramızdaki SALLar ve birbirimize bağlantılarımız “es SeLÂM aleyküm!.” demelerimiz nedir?.
SALLardır..
Nedir SALâvât?.
RasûLuLLAH SALLallahu aleyhi ve SELLeme ULAŞımdır..
Nedir Namaz dediğimiz SALât, SALLar ALLAHu zü’L- CeLÂL’e ULAŞımdır, ASLına rücû’dur.. Ulaşamazsak bu nasıl namazdır, neyin namazıdır!.