- KELİME-İ ŞEHADETİN İKİ KELÂMI BİRBİRİNE ŞAHİDDİR.
BİRİNCİSİ İKİNCİSİNE BÜRHAN-I ÜMMÎDİR;
İKİNCİSİ BİRİNCİSİNE BÜRHAN-I İNNÎDİR.
- MARÎZ BİR ASRIN, HASTA BİR UNSURUN, ALÎL BİR UZVUN REÇETESİ;
İTTİBA-I KUR"AN DIR.
- AÇ CANAVARA KARŞI TAHABBÜB; MERHAMETİNİ DEĞİL, İŞTİHASINI AÇAR.
HEM DE DİŞ VE TIRNAĞININ KİRASINI DA İSTER.
- ŞÖHRET, İNSANIN MALI OLMAYANI DAHİ İNSANA MALEDER.
- BîÇARE HAKİKATLER, KIYMETSİZ ELLERDE KIYMETSİZ OLUR.
#VECİZELER#
- mecahit
- Üye
- Mesajlar: 40
- Kayıt: 15 Tem 2007, 02:00
#VECİZELER#
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza6.gif[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12883
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Değerli mecahit can,
Aziz Muhammedi Bediüz-zaman Said Nursî Hazretleri'nin güzelliklerini sergilediniz!
Allah razı olsun..
- KELİME-İ ŞEHADETİN İKİ KELÂMI BİRBİRİNE ŞÂHİDDİR.
BİRİNCİSİ İKİNCİSİNE BÜRHAN-I ÜMMÎDİR;
İKİNCİSİ BİRİNCİSİNE BÜRHAN-I İNNÎDİR.
Kelime-i Şehadet :
Eşhedü en lâ ilâhe illâ Allah ve Eşhedü enne Muhamamedür-Resûlullahtır.
Tevhidde esas olan : lâ ilâhe illâ Allahtır.
Birinci kelâm : lâ ilâhe olup, Eşyâ ve Esmâ âleminde asla ilâh yoktur inkarıdır.
Bu söz ikinci kısım için amâ-körlük derecesinde yokluk anlatır ki bu haberin kaynağı Nebiyyül-Ümmî (sav) dir.
İkinci kelâm : İllâ Allah olup, Ancak Allahtan başka El İlâh yoktur ikrarıdır ki birinci söze, sistemi var eden ALLAHU ZÜLCELÂLin mutlak anlamda kesin delili ve emridir.
Sıfat ve Zâtında Mutlak Tektir.
Ve en önemlisi Resûlullah Muhammed (sav)in;
Tevbe Rıza Duâ BİZ liğinden sonra,
Kelime-i Şehadet BİR liğine kavuşan ve yaşayan diri biri olarak Muhammedî oluş Şuûru, Nûru, Sürûru ve Onuruna sahib oluştur.
Kelâm : Söz. Bir mânayı ifâde eden, bir maksadı anlatan ifâde. * Allah'a mahsus bir sıfat. * Fık: Allah (C.C.) Kelâm sıfatını da hâizdir. Onun kelâmı harften ve savttan (sesden) münezzehtir, ezelidir, ebedidir. * Ist: Hikmet ve mantık esaslarıyla Allah'ın (C.C.) varlığı, birliği, İslâmiyetin doğruluğu ve hakkaniyetinden bahseden ilim. (Bak: İlm-i kelâm ve Kelâmullâh)
Şâhid : Şahitlik yapan. Bilen, tanıyan. Senet yerine geçecek kadar mâkul ve mu'teber sayılan. Gören. * Resul-ü Ekrem Efendimizin (A.S.M.) bir vasfı. * Melâike-i kiram. * Hazır.
Bürhan : Delil, hüccet, isbat vasıtası. * Man: Yakînî mukaddemelerden meydana gelen kıyas. * Red ve inkâr için itiraz kabul edilmeyecek surette isbat-ı hakikat eden kavi hüccet.
Ümm : Ana, anne, vâlide. Nine. * Asıl, esas. * Başlıca olan şey.
Ümmî : Külli şeyin aslı ve anası olan Resûlullah savin getirdiği ana gerçeklerle ilğili öz bilgisi.
İnnî : Şüphesizlik ve kat'iyyet ifade eden "inne" ile mütekellim zamirinin birleşmesidir. Türkçede karşılığını "muhakkak ben" diye söyleyebiliriz.
- MARÎZ BİR ASRIN, HASTA BİR UNSURUN, ALÎL BİR UZVUN REÇETESİ; İTTİBA-I KURÂN DIR.
Salgın Hastalığa tutulmuş bir asırda yaşayan Dünya insanlarının, hasta bir milletin ve hasta bir kişinin tek reçetesi ALLAHU ZÜLCELÂL Ana Yasası Kurân-ı Kerîmini duyup uyup tâbi olmaktır.
Marîz : (Maraz. dan) Hasta. İlletli. Dertli.
Asr : (Asır) Bir devrelik zaman. * İkindi vakti. * Zamanın bir cüz'ü.
Unsur : Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi. * Umumdan ayrılan kısım. * Tam olan şeyin her bir parçaları. * Madde, esas, kök. Element.
Alîl : Hasta. İlletli
Uzuv : (Uzv) Bir canlının vücud yapısının kısımlarından herbiri. Azâ. Organ.
İttiba : Tabi' olma. Arkasından gitme. İtaat etme. Tebaiyyet ve imtisal etme.
- AÇ CANAVARA KARŞI TAHABBÜB; MERHAMETİNİ DEĞİL, İŞTİHASINI AÇAR. HEM DE DİŞ VE TIRNAĞININ KİRASINI DA İSTER.
Cana kıymayı iş edinmiş kudurmuş canavar gibi İslama saldıranlara dostluk gösterisi, merhametten nasibi olmayan onların sadece iştahını açar ve artırır.
Hem de ayrıca ve üstelik olarak diş ve tırnak kirası da isterler
Ruhun şâd olsun Aziz Üstadım!
Neler oldu iyi ki görmedin!
Kefere ile dostluk diyaloğundan tutun da papaya temennaya kadar!
Filistin, Kafkas, Irak, Kosova, Keşmir, Afganistan, Doğu Türkistanda yanan ana yürekleri ve bebek feryadları göklere çıkarken nice İslamız diyen devletler gizli ya da açıkça canavara hizmetçi oldu!
Allah tez zamanda Muhammedi Şuûr versin İslam Âlemine
Tahabbüb : Sevgi göstermek, muhabbet beslemek. Bir kimseyi dost ittihaz etmek. Sevdirmeği istemek.
- ŞÖHRET, İNSANIN MALI OLMAYANI DAHİ İNSANA MALEDER.
Şöheret, kibir ve hırs ayaklı bir canavardır, gücünün yettiği her şey kendisinin bilir..
Şöhret : Ad yapma. Ün. Şân.
- Bî-ÇÂRE HAKİKATLER, KIYMETSİZ ELLERDE KIYMETSİZ OLUR.
Zavallı, kör-câhiller eline düşen hakikatler ne acı ki değersiz sanılır, değersizlerce!...
Ondandır ki Gönül Hocam İmâm-ı Alî (keremullahi veche):
Belimi iki kişi kırar: Şerefinin zedelenmesine aldırmayan âlim ve zâhid olan câhil!... buyurmuştur.
(Fahreddin er Razi cilt 2/479)
Bî-çâre : f. Çaresiz. Zavallı. Şaşkın.
Aziz Muhammedi Bediüz-zaman Said Nursî Hazretleri'nin güzelliklerini sergilediniz!
Allah razı olsun..
- KELİME-İ ŞEHADETİN İKİ KELÂMI BİRBİRİNE ŞÂHİDDİR.
BİRİNCİSİ İKİNCİSİNE BÜRHAN-I ÜMMÎDİR;
İKİNCİSİ BİRİNCİSİNE BÜRHAN-I İNNÎDİR.
Kelime-i Şehadet :
Eşhedü en lâ ilâhe illâ Allah ve Eşhedü enne Muhamamedür-Resûlullahtır.
Tevhidde esas olan : lâ ilâhe illâ Allahtır.
Birinci kelâm : lâ ilâhe olup, Eşyâ ve Esmâ âleminde asla ilâh yoktur inkarıdır.
Bu söz ikinci kısım için amâ-körlük derecesinde yokluk anlatır ki bu haberin kaynağı Nebiyyül-Ümmî (sav) dir.
İkinci kelâm : İllâ Allah olup, Ancak Allahtan başka El İlâh yoktur ikrarıdır ki birinci söze, sistemi var eden ALLAHU ZÜLCELÂLin mutlak anlamda kesin delili ve emridir.
Sıfat ve Zâtında Mutlak Tektir.
Ve en önemlisi Resûlullah Muhammed (sav)in;
Tevbe Rıza Duâ BİZ liğinden sonra,
Kelime-i Şehadet BİR liğine kavuşan ve yaşayan diri biri olarak Muhammedî oluş Şuûru, Nûru, Sürûru ve Onuruna sahib oluştur.
Kelâm : Söz. Bir mânayı ifâde eden, bir maksadı anlatan ifâde. * Allah'a mahsus bir sıfat. * Fık: Allah (C.C.) Kelâm sıfatını da hâizdir. Onun kelâmı harften ve savttan (sesden) münezzehtir, ezelidir, ebedidir. * Ist: Hikmet ve mantık esaslarıyla Allah'ın (C.C.) varlığı, birliği, İslâmiyetin doğruluğu ve hakkaniyetinden bahseden ilim. (Bak: İlm-i kelâm ve Kelâmullâh)
Şâhid : Şahitlik yapan. Bilen, tanıyan. Senet yerine geçecek kadar mâkul ve mu'teber sayılan. Gören. * Resul-ü Ekrem Efendimizin (A.S.M.) bir vasfı. * Melâike-i kiram. * Hazır.
Bürhan : Delil, hüccet, isbat vasıtası. * Man: Yakînî mukaddemelerden meydana gelen kıyas. * Red ve inkâr için itiraz kabul edilmeyecek surette isbat-ı hakikat eden kavi hüccet.
Ümm : Ana, anne, vâlide. Nine. * Asıl, esas. * Başlıca olan şey.
Ümmî : Külli şeyin aslı ve anası olan Resûlullah savin getirdiği ana gerçeklerle ilğili öz bilgisi.
İnnî : Şüphesizlik ve kat'iyyet ifade eden "inne" ile mütekellim zamirinin birleşmesidir. Türkçede karşılığını "muhakkak ben" diye söyleyebiliriz.
- MARÎZ BİR ASRIN, HASTA BİR UNSURUN, ALÎL BİR UZVUN REÇETESİ; İTTİBA-I KURÂN DIR.
Salgın Hastalığa tutulmuş bir asırda yaşayan Dünya insanlarının, hasta bir milletin ve hasta bir kişinin tek reçetesi ALLAHU ZÜLCELÂL Ana Yasası Kurân-ı Kerîmini duyup uyup tâbi olmaktır.
Marîz : (Maraz. dan) Hasta. İlletli. Dertli.
Asr : (Asır) Bir devrelik zaman. * İkindi vakti. * Zamanın bir cüz'ü.
Unsur : Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi. * Umumdan ayrılan kısım. * Tam olan şeyin her bir parçaları. * Madde, esas, kök. Element.
Alîl : Hasta. İlletli
Uzuv : (Uzv) Bir canlının vücud yapısının kısımlarından herbiri. Azâ. Organ.
İttiba : Tabi' olma. Arkasından gitme. İtaat etme. Tebaiyyet ve imtisal etme.
- AÇ CANAVARA KARŞI TAHABBÜB; MERHAMETİNİ DEĞİL, İŞTİHASINI AÇAR. HEM DE DİŞ VE TIRNAĞININ KİRASINI DA İSTER.
Cana kıymayı iş edinmiş kudurmuş canavar gibi İslama saldıranlara dostluk gösterisi, merhametten nasibi olmayan onların sadece iştahını açar ve artırır.
Hem de ayrıca ve üstelik olarak diş ve tırnak kirası da isterler
Ruhun şâd olsun Aziz Üstadım!
Neler oldu iyi ki görmedin!
Kefere ile dostluk diyaloğundan tutun da papaya temennaya kadar!
Filistin, Kafkas, Irak, Kosova, Keşmir, Afganistan, Doğu Türkistanda yanan ana yürekleri ve bebek feryadları göklere çıkarken nice İslamız diyen devletler gizli ya da açıkça canavara hizmetçi oldu!
Allah tez zamanda Muhammedi Şuûr versin İslam Âlemine
Tahabbüb : Sevgi göstermek, muhabbet beslemek. Bir kimseyi dost ittihaz etmek. Sevdirmeği istemek.
- ŞÖHRET, İNSANIN MALI OLMAYANI DAHİ İNSANA MALEDER.
Şöheret, kibir ve hırs ayaklı bir canavardır, gücünün yettiği her şey kendisinin bilir..
Şöhret : Ad yapma. Ün. Şân.
- Bî-ÇÂRE HAKİKATLER, KIYMETSİZ ELLERDE KIYMETSİZ OLUR.
Zavallı, kör-câhiller eline düşen hakikatler ne acı ki değersiz sanılır, değersizlerce!...
Ondandır ki Gönül Hocam İmâm-ı Alî (keremullahi veche):
Belimi iki kişi kırar: Şerefinin zedelenmesine aldırmayan âlim ve zâhid olan câhil!... buyurmuştur.
(Fahreddin er Razi cilt 2/479)
Bî-çâre : f. Çaresiz. Zavallı. Şaşkın.
- mecahit
- Üye
- Mesajlar: 40
- Kayıt: 15 Tem 2007, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
Re: #VECİZELER#
GÖNÜL Hocam çok teşekkür ederim
ne çok ÖZEL bilgi kattınız bize sağolun var olun İnşaallah...
La ilahe illâ ALLAH Muhammeder Resûlallah
ne çok ÖZEL bilgi kattınız bize sağolun var olun İnşaallah...
La ilahe illâ ALLAH Muhammeder Resûlallah
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]