CENNET SINEMASI

Aşıklarımız ve Aşıklarımızdan ilhamlar ve ilahiler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Gariban »

1995 yılı idi sanırım, bir gece kanalları karıştırırken rastgelip izlediğim "CENNET SİNEMASI" isimli bir İtalyan filminde TOTO ile ALFREDO arasında geçen bir sahnede bir hikâye anlatmıştı Alfredo ve sonraki sahnelerde Toto bu anlatılanları denemiş idi. Bu sahnenin alt yazılarını buldum çıkardım sizde okuyun :

489
01:07:21,000 --> 01:07:24,595

Bak, sana bir hikâye anlatacağım Toto.
Sâdece senin için.


490
01:07:25,080 --> 01:07:28,959

Şuraya oturalım.
Yüce Tanrım!


491
01:07:31,080 --> 01:07:32,354

Bir zamanlar...

492
01:07:34,120 --> 01:07:36,076

...kral bir ziyâfet vermiş.

493
01:07:36,480 --> 01:07:39,074

En güzel prensesler oradaymış.

494
01:07:41,320 --> 01:07:43,515

Kapıda nöbet tutan bir asker...

495
01:07:44,080 --> 01:07:46,230

...kralın kızını görmüş.

496
01:07:46,640 --> 01:07:50,599

Kızların en güzeli oymuş,
asker ilk görüşte âşık olmuş.


497
01:07:52,720 --> 01:07:57,032

Fakat basit bir nöbetçinin
kralın kızıyla ne işi olabilir?


498
01:07:58,400 --> 01:08:01,836

Sonunda bir gün onunla
buluşmayı başarmış.


499
01:08:02,040 --> 01:08:05,999

Ve onsuz yaşayamayacağını söylemiş.

500
01:08:07,200 --> 01:08:11,637

Prenses askerin aşkından
o kadar etkilenmiş ki,


501
01:08:11,920 --> 01:08:13,672

askere şöyle demiş:

502
01:08:14,280 --> 01:08:16,999

"Eğer balkonumun altında

503
01:08:17,440 --> 01:08:21,592

100 gün 100 gece beklersen,

504
01:08:21,880 --> 01:08:24,678

...sonunda senin olacağım."

505
01:08:27,800 --> 01:08:32,794

Bunun üzerine asker bir gün beklemiş,
iki gün beklemiş...


506
01:08:33,120 --> 01:08:35,588

Derken on, yirmi...

507
01:08:35,920 --> 01:08:40,118

Her gece prenses dışarı bakmış,
ama o hiç kıpırdamadan durmuş.


508
01:08:40,520 --> 01:08:44,638

Yağmurda, rüzgarda, karda
hep beklemiş.


509
01:08:44,880 --> 01:08:48,998

Kuşlar kafasına pislemiş, arılar sokmuş,
ama kılını bile kıpırdatmamış.


510
01:08:51,080 --> 01:08:55,471

90 geceden sonra...

511
01:08:57,920 --> 01:09:03,631

artık iyice halsiz düşmüş.

512
01:09:04,880 --> 01:09:07,713

Gözlerinden yaşlar süzülüyormuş.

513
01:09:08,640 --> 01:09:10,517

Onları tutamıyormuş.

514
01:09:10,760 --> 01:09:14,070

Uyumaya bile gücü kalmamış.

515
01:09:15,000 --> 01:09:19,551

Bütün bu süre boyunca prenses
onu hep seyretmiş.


516
01:09:20,000 --> 01:09:24,232

Ama 99. gece geldiğinde...

517
01:09:24,520 --> 01:09:26,590

Asker ayağa kalkmış...

518
01:09:27,520 --> 01:09:30,034

sandalyesini alıp gitmiş.

519
01:09:30,920 --> 01:09:32,876

Nasıl? Tam sonuna gelmişken mi?

520
01:09:34,280 --> 01:09:35,838

Tam sonundayken, Toto.

521
01:09:37,040 --> 01:09:39,759

Bana anlamını sorma,
ben de bilmiyorum!


522
01:09:41,880 --> 01:09:44,952

Anlarsan sen bana söylersin.

Toto şimdi bunu deniyor tabi filimde, aşık oluyor yaşıyor lâkin biz bunu 4 sene evvel bir yaz gecesi bizim Âşık Cemal'e sorduk. Âşık Cemal başladı mı anlatmaya Leylâ ile Mecnun'u, sonunda geldi geldi sonunu bağladı dedi ki:

"Istemem Leylaaa yıııııııı buldum Mevlaaa yııııııı"

Aklıma geldi bu gece, filmin klibine bakıyordum siteye sallayayım dedim.
Es Selâm ve Sevgiyle
garibAN


Film klibi:
Resim
Kullanıcı avatarı
israfil
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 202
Kayıt: 28 Kas 2009, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen israfil »

Gariban yazdı:

Toto şimdi bunu deniyor tabi filimde, aşık oluyor yaşıyor lâkin biz bunu 4 sene evvel bir yaz gecesi bizim Âşık Cemal'e sorduk. Âşık Cemal başladı mı anlatmaya Leylâ ile Mecnun'u, sonunda geldi geldi sonunu bağladı dedi ki:

"Istemem Leylaaa yıııııııı buldum Mevlaaa yııııııı"


garibAN
Resim

garibAN kardeşim âcizâne ZANNımca muHABBEt;

hâmil-i
IŞK'tır ki ;

Sanki...
LEYLâ MEVLâ'dan ayrı
MEVLâ LEYLâ'dan gayrı
değil...!

Sanki...
LEYLâ MEVLâ'nın NÛRu,
MEVLâ LEYLâ'nın NÂRı
olarak B-İLE...


Sanki...
LEYLâ'yı seven MEVLâ'yı sever...
MEVLâ'yı seven LEYLâ'yı sever...

CeNNet; çift NuNun (NÂR-NÛR) CEM'i olarak bu B-İLElikte YAŞAmak...

ve's-selâm...


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/dairem.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Gariban »

SEVgili Israfil kardeşim, Dediğiniz cok doğrudur SEViyelenmek, Muhammedî SEViye de bu dur zâten inşae ALLAH.
Askerin 99 da kalması gerekiyordu. Bütün parça buçuklar, kendisini taMMlayıp tüMMleyeni arar BİR MekAN'a kadar gelir. Virgülden sonraki bütün 9 lar kendini SıFıRlayacak "BİR" ini ARArlar. Baksanıza Kenzu'l- Hakika'da Derman Docam ne demiş:


"Apaydın gece kapkara gündüz içinde.."


"99 gün pencere dibinde bekler asker Sevgiliyi görmek için, sonunda kendisi Sevgilinin göründüğü pencere olur..."
diye geçti gönlümden.

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen der-ya »

Askerin son bir gece beklememesi acaip geldi önce,
son gece gitmesi zahirden-batınâ HİCRET etmesine benziyor...
O son gece belki de son ÂN diyebileceğimiz kısacık bir zaman dilimi,
BİR'den BİR şey OLuyor, insanıN KALBini dünyadan ayırıp, ahirete BAĞlıyor.
Ne gördü de gitti asker ki, SESsizce, dışında aradığını İÇİNde bulmuş gibi,
ASIL GÜZELliğin ASLına ERmiş OLaBİLir askER!
Hakikatı en iyi bilen YÜCE ALLAH c.c dır..


Yavlak acaip geldi bana dünya içinde iş bu hal
Gice konuk olan kişi, gine sabah göçer fi'l-hal


Çok acaip geldi bana, şu dünyadaki hâl,
gece sağlıkla uykuya dalan kişi, sabah ahirete göçer derhâl...


Yunus Emre (k.s)


*
Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1126
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Ahmed »

Allah Razı olsun garibAN can, düşündürdün bizi gene güzelliklere daldırdın...
Hem israfil kardeşimizin BİRlemesi de ikilikleri çok harika oturmuş konuya, maşaAllah sizlere!

Naçizane bu fakir de şunları hissetti yazdıklarınızdan: Her ülkede bir kral, her kralın bir kraliçe, prens veya prensesi, her ülkenin askerleri vardı muhakkak geçmişte.Bir çok hikaye de böyle başlar ama böyle kalmaz. Bu sıradan rutinliği bozacak, İlden ile, dilden dile dolaşacak bir konu olması için de bir sebep lazım ki hikaye ortaya çıksın! Burada prenses 100 gün durmasını istemese askerden, asker de azmedip 99 gün değil de 2-3 gün durmuş olsaydı kayda değer bir hikaye olmayacaktı sonuçta. Kimse ne bu prensesi ne de bu askeri konuşacaktı. Oysa ki yaşadılar, vardılar bir zamanlar. Prensesin isteği ne güzel bir sebep teşkil ediyor şimdi yıllar sonra değil mi?

LEYLâ MEVLâ'dan ayrı değil...!
İşte bu günlük rutin yaşamımızı da sıradanlıktan çıkaracak, M.Derman Hocamızın da dediği gibi "Sebeplere sarılmak" gerekiyor ki ("Apaydın gece kapkara gündüz içinde..") aydınlığı farkedelim. Kendi askerimizi, prensesimizi BİLip sebebimizi BULup kayda değer bir hikaye OLup YAŞAyalım, inşaAllah!

Gönlümden geçenler bunlardı, HAYR ile inşaALLAH!
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

ResimSÖZünde durmuş asker, sevgisini aşkını isbat etmiş.
Ama, kendisine bu kadar zulmü reva gören bir sevgiliyi kim ister?
"Sevdim bir zÂLim kadını,
Zehretti bana hayatın tadını,
Vazgeçtim, cilvesinden edâsından,
Anmam bir daha asla adını!.."
diyen de böyle birine Âşık olmalı....
Yarıda bıraksa, dayanamadı derdi, son anda bırakarak, mesaj verilmiş oldu.
Leylâ, MecNûNa zulm ETmedi ki.....
Hep ondan "CeM'-ÂL "gördü..
İşin ASLı "SEVen Resim SEVilen Resim SEVgili" de sAKLı.
Bu da bir BAKış AÇısı!..
..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Acakır77, Derya ve Hayy-Dost,
Allah razı olsun, değişik bakış açıları ile çok güzel açılımlar yaptınız.
Derya Can sözleriniz bana şu hadiseyi hatırlattı, geçen gece hanıma anlatıyordum, Mesnevi'de bir hikayede bir kişiye rüyasında Mısırda bir mecrada falanca bir evde hazine olduğunu söylerler. O da hazine için yola çıkar taa Mısır'a gider, orada gezinirken gece sokak bekçisi tarafından yakalanıp sorguya çekilir, sen burda ne arıyorsun falan derken adam anlatır, bekçi de derki bu dediğin ev benim evim, bende böyle bir rüya görüp duruyordum taa falanca ülkede falanca yerdeki evde hazine var diye, adam da bunu işitince anlarki bahsedilen adres kendi evi adresi. Kendi evindeki hazineyi bulabilmek için, kendindekini bulmak için ta Mısır'a yolculuk etmiş bunu ancak orda öğrenebilmiştir. Hocamiz Kul İhvani'nin "kendindekini dışarda arama!" dediği gibi. Afakî arayış--> Enfusî ye dönmüş geçmiş artık inşaallah.


Acakir77 can sebeplere muhakkak sarılmak gerekir dediğiniz gibi, aşıklık iddiasında bulunandan isbati beklenir, Hocamın şiirlerinde dediği gibi “tevhid bıçağıynan benlik derini yüzerler, közde kebab ederler v.b.” Bunlara hazır olmayan aşktan söz etmesin. Sebeblerden Müsebbibe gidelim inşaalah bunu da yapabilmek için o ilk ana noktaya, sebeblerin ilk tecelli mekANına, Resulullah Sallallahu aleyhi ve selleme sall edelim inşaallah.


Sevgili Hayy Dost, böyle zalimlik olmaz de mi, nasıl etmiş bu prenses bu askere böyle. Ben de olsam kalkar giderdim değil mi. Ben küçük bir çocukken böyle bir kızı sevdiydim, deniz kıyısında bir sitede yazlığımız vardı, sabahları balkondan bakacak diye, erkenden elimde olta iskelede nöbet tutardım, en azından benim onu sevdiğimi bilmese bile kızcağız selam vermek için sabah bari el sallardı, gülümserdi, bu da yeterdi beni dikmeye iskeleye.

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12860
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

cÂN Resim kebÂN-da!.
kebÂN Resim cÂN-da..
bu mekÂN-da Resim ÂN İÇİnde Resim ÂNda..


Âlim kişi BUZ-luğunu Bİlendir..
Kâmil kişi SU-luğunu BUlandır..
ÂRiF kişi BUHAR-lığın OLandır..
ÂŞIK o kişdir ki BULUT-luğun YAŞAyan ve YAŞAtANdır..

Bu Belâ Bazarında her cAN ise, AKIL KABı Kadarınca-Kaderincedir..
Ondan dır ki Kimi meydÂN içre kispet giyer pEHLivÂNdır BİZ-dendir..
Kimin bu seyrÂN içre boynu bükük garib-ÂNdır İZ-dndir..
Kimiyse bence-sence-BİZce çullu-çulsuz KITMİRdir BİZ BİR-İZdendir...

"BİZ" lik dediğimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de CEM'-Cemiyyeti-ÜMMeti..
"BİR" lik dediğimiz El VÂHİDu'l- AHAD ALLAH celle celâluhu Zât-Sıfat-Esmâ Eşyâsını RESÛLden DUYuş ALLAHa UYUŞtan ibârettir..
İZ.. dediğimiz ise, nefes nefes "OKU!"- ilmek ilmek "DOKU!" zamAN içindeki "AN" ANlayışını gelecek çağlara ANlatış nefeslerimizdir..

Gerisi RUHu şâd olsun Derbentli DELi Hasan Babamın dediği: "Osuruktan TeYYâredir" vesselâm!..
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen simurg »

"her işin bir vakti vardır"
bu sözün ne kadar anlamlı olduğunu anladım bu hikayeyi okuyunca.
oysa bu zamana kadar 1001 gece masallarında okuduğumuz
hayatın içerisinde hep işitegeldiğimiz
ve menkıbe ve kıssalarda da İlahî olan aşkı bulmanın
ama mâşuka kavuşamamanın anlatıldığı hikayelerle bire bir aynı bir durum söz konusu.

Burada iki tane çok önemli dikkat edilmesi gereken husus var bence.
1. istikrar ile vazgeçmeden,yorulmak usanmak bilmeden, azmini ve kararlılığını hiç terketmeden maksadını tek menzil kabul etmek.
2. neticede ise zahiren umulanın,beklenilenin çok ötesinde bir hazineye kavuşmak.

dünya hayatımızda bile, en ufak bir ameliyemize bile baktığımızda istikrar, azim, disiplin ile
en zor olan işlerin bile başarılabileceğini bilmekteyiz.
Hiç bir ders ara vererek,duraksayarak, baştan alıp git geller yaşayarak, bunalarak tâlim edilememekte.
hiç bir sevgi zamanın üzerini örtüp soluklaştırmasıyla canlı tutulamamakta.
yemek pişirirken bile bıkıp yarım bırakırsak neticeye ulaşamamaktayız.
her işin muhakkak bir vakti olmakta.
ne erken,nede daha geç, her iş tam vaktini bekleyip
öylece hayalden hakikate ulaşmakta.

burada bize düşen ise daimi istikrar ile istikamet üzere bulunmak azim ve gayreti olmakta.
zaten dinimizin direği olan namazımız bile vaktine riayet edilerek eda edilen bir ibadet,
ve bize istikrar üzere yaşamayı öğretip ders veren en önemli rehber ve irşadcımız durumunda.

her şartta, kurallara riâyet etmek çok önemli bir niyet beyanı olmakta.
söz ile ne dersek diyelim, fiilen ne azim gösterdiğimiz önemli aslında.
işte yaşanmayan yalanlar yerine,
sözümüzü özümüzle ispatlayarak yaşadığımız hakikatlerin şahidi olmanın yolu ancak ve ancak bu olmakta.

olaylara sözümüz geçmeyebilir,
önümüzdeki engeller aşılmaz görünüyor olabilir,
istediğimiz olması gerektiği tarzda şekillenmiyor olabilir,
ama "OL-AN'ın Hakk olduğu" idraki içerisinde olmamızın bile yolu
istikrar ile niyetlerimize sahip çıkabilmemize bağlı.

kimse bize neticeyi vaad etmemiştir.
sadece yol, yolcu, yolluk, yoldaş ve menzil gibi araçlar gösterilmiştir,
ve yolculuğun kuralları belirlenmiş ve bize sunulmuştur.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin mubârek hayatları bize örnek teşkil etmekte
her işimizde, her anımızda, her niyetimizde inşaallah.

Biz "kaderimizce ve kadarımız" ca daimi yeniden yaratılan-yapılanan ve imar halinde olan bir hayatın içerisindeyiz.
süregeldiği haliyle kabul ettiğimiz için yaşlanmayı ve yorulmayı seyretmekteyiz.
oysa her AN, yeni bir Dinamik Hayat serüveninin ilk adımı ve başlangıcı olmakta.

istikrar ve istikamet, halis niyet ile daimi hüsn-ü zan ile razı bir hayat için
yorulmak, usanmak, bıkmak, vazgeçmek, yarı yoldan geri dönmek, başka bir menzile dönmek asla kabul edilemez olmalı.

selâmetin yollarını arayanlar isek ne yapmalıyız diye düşündüğümde,
kalbimde idrak hududlarına girenler bunlar olmakta.
düşündürüldüğüm için Rabbime sonsuz şükürler olsun,
düşünmeye ve HaKK'a sevkeden yazılarınız için çok teşekkür ederim.

Bizim ne için çalıştığımızın önemi yok aslında,
ne için didindiğimizin,
ve elimize ne geçeceğinin önemi yok.
görünen önem bu ise de,
asıl kazanç gayret ve mücadele olmakta.
çünkü bizim sınırlı aklımız, kendi ölçüleri ile kendisine bir mükafat ve kazanç hesaplamakta ise de,
bütün hesaplar Rabbülaleminimizin tezgâhına çalıştığı için netice daima O'nun dilediği olmakta.
ve O (celle celaluhu) ise çok cömert, kerim ve gani ve sonsuz hazinelerin tek sahibi
sonsuz merhamet sahibi olduğu için
bizim sınırlı-sorumlu aklımızın bilip isteyemeyeceği nimetleri ikram etmekte.

ve zâhiri güzele meftun olana, bâtını güzeli verdiği bu hikayedede misâl edildiği üzere,
Rabbimiz daima kendi Uluhiyyetine yaraşır nimetleri ile bizleri perverde etmekte,
sonsuz şükürler olsun inşaallah.

Hayıfanmak, sızlanmak, üzülmek bizim için şirkten başka ne ki?
ele geçmediğini düşündüğümüz şeyler için asla şikayet etmememiz bile başlı başına ahde sadakat olsa gerek.

Çünkü Rabbimizi Rabb kabul etmiş isek,
Rabbimizden gelene razı olmak en olması gereken olacaktır şüphesiz.

Hayatlarmızın Cennet Sineması olması
bizim her birimizin başrolü oynadığımız kendi filmimize bağlı.
cennetin senaryosu elimizdeki kaleme yazdırılmakta sanırım.
Kararlarımız, Niyetlerimiz, Sadakat, Samimiyyet, Sabır ve Selamet CeNNetimiz demek İnşae ALLAH!

Rabbim "BİZ-BİR-İZ" EYlesin İnşae ALLAH! Âmin!..
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen simurg »

Filmi izledim, az öncede bitti.
Oldukça düşündürücü kareler yerleşti aklıma,
bazı sözler dikkatimi kendisine sabitledi.

"Kalabalıkların aklı yoktur"
simeda filim gösterilsin diye kapıda yığılmış olan insanları göstererek bunu söylüyor Toto'ya Alfredo.

ve başlıyorum düşünmeye,
insan kendi başına iken de, beyninin içi kalabalık ise,
bir sürü soru ve sorunlar kargaşaya sebep olmakta iken de insanın aklı bloke olmakta.

bir çıkış yolu aramayı bile düşünemeyecek bir hale gelmişsek,
aklımızın iş başında olup olmadığını iyice anlamamız gerekmekte sanırım.
Çünkü akıldan başka gözü görür edecek olan bir mekanizma yok,
ellerimizi tutar, kalbimizi hisseder durumda kılacak tek mekanizma akılımız çünkü.

Kalabalıklaşmak bazen istemiyor olsak da, elimizde olmadan maruz kaldığımız bir durum.
Dışarıdaki kalabalıklaşmaların belki görünür olmasından dolayı çözümü daha kolaydır.
Oysa içsel karmaşa ve dağınıklıklarımızı kendimize aynasız bakamadığımızdan dolayı
çoğu zaman tespit bile edememekteyiz.

Hayatımda kimsenin bana ayna ol-a-madığını farkettim.
Taa can Hocamızla Rabbimin lutuf ve keremi ile karşılaşıncaya kadar.
(Rabbime sonsuz şükürler olsun, hocama ise en kuvvetli teşekkür duyguları içerisindeyim)

Gülizar Can kardeşimin de Ümre Hatıraları sayfasında ifade ve izah ettiği ortak nimetimizdir bu,
bir nimet kardeşliği ile bütün kardeşlerime de es selam ve sevgiler sunarım inşaallah.

Filimde, sinema izleyicisi bir adamın,
filim kahramanlarının repliklerini onlardan evvel söylemesi de çok ilginç ti,
kaderin kaza halini anlatır gibiydi.

O söylemese de kahramanlar aynı sözleri kullanmaktaydı.
nitekim diğer bütün seyirciler susarak seyrediyor ve filim kahramanlarının konuşmalarını izliyordu.
Oysa bu bir kişi, filim kahramanlarından evvel, ezber ettiği replikleri söylüyor,
sonra da söylediklerinin tekrarlanmasını keyifle izliyordu.
Filmi bizzat yaşamak bilmek ve şahid olmak gibiydi o adam için.

Hayatın içerisinde de biz bir çok şeyi farketmiyoruz
ve kendimiz bilfiil böyle dilemekte ve yapmakta sanıyoruz kendimizi.
Belkide replikler ve sahneler bizim tarafımızdan sadece oynanıyordur.

ve en önemli nokta ise şuydu.
İnsan yaşadığı yeri üzerine giyinmekteydi.
hangi kapasite ve hacimde bir yerde yaşadığı,
doğrudan kişinin hayat kapasitesi ve hacmi demekti.

Elbise gibi aynı.
Çoğu zaman giydiğimiz elbiseyle orantılı bir ruh hali içerisinde olduğumuzu görmekteyim.
Yaşadığımız ev,mahalle,şehir... bütün herşeyin sahib oldukları nitelikler
bizim üzerimize aynen yapışmakta ve
hayatımızın gidişini doğrudan ve çok etkin biçimde biçimlendirmekte.

Oysa ne çok herşeyi seçtik ve faili olduğumuz düzeni sağladık sanmaktayız.
seçtirildik, başka seçeneğimiz yoktu, ancak belirlenmiş şartları seçebilirdik..

Aslında, arkamızdan iter gibi, bizden daha uzaklara bakabilen birçift kalb gözü yolu tarif ederse,
durum çok daha farklı olabiliyordu.
İçimizdeki nitelikleri geliştirmeye yardımcı olabilen böylesi etkiler ve yardımlar
hayatın değerini, anlamını fazlalaştırabiliyordu işte.
Alfredo bir eski zaman bilgesi gibi resmedildi hafızamda,
zamanüstü bilge diyemeyeceğim,
çünkü filim dünyayı cennet edecek bir sinemada değil,
cennet hayali ile insan hayatlarını geçici olarak hür bırakan bir zamanda geçmekteydi.

Zaman içinde tesir bakımından daha fazla kazanımlara yol açacağına emin olduğum bu filmi izlediğim için çok memnunum.

Hayatlarımızın filim izler gibi değil de,
canlı şahitler olarak birebir yaşanmış ve boşa geçmemiş hayatlar olmasını dua ederim. Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Gariban »

Çok güzel hissetmişsiniz ve tesbitleriniz harika Simurg can Maşaallah. Kalabalık Muhammedi olursa, yön kible ise, akıllı ve nakilli kalabalık olur yoksa gerisi hikayedir. Örneğin, bugün çekin Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti seniyesini ve silin hadislerini, kalabalık içerisinde karışıklığın görüldüğü ilk yer Kabenin etrafındaki insanlar olur, ne yapacaklarını bilmeden her yöne dönen darmadağın guruplar gibi olur, diyor ya ayeti kerime var bu hususta geçen gün yazmıştım hani:

".....Sen onları toplu sanırsın halbuki kalbleri dağınıktır, bu onların akl etmez bir kavm olmalarındandır. " [Hasr Suresi , (59/14)]
Bu yüzden Derman hocam habirem yazılarında kalabalık yerlerden uzak durun der!..

Ben çocukluğumdan beri sinema tutkunuyumdur, bu filimde geçen meselelerin çoğu başımdan geçmiştir, geceleri 50 şerli guruplar halinde filim izlemeye giderken yazlık evimizin olduğu kesimlerde Marmara'da bir deniz kasabasında. Şimdi ise o sinema'nın kalıntıları oralarda halen durmakta, üzerini sarmaşıklı yapraklar kapatmış, makinistin filim koyduğu yer görünmez olmuş adeta. Ortak paylaşılan şeyler insanları ne kadar etkilemekte değil mi? Birlik içinde yapılan şeyler ve o paylaşılan değer insan kalbine ne kadar zamanda geçse insan üzerinde büyük tesirler yapmakta, o sinemada bütün kasabayı bir araya getiren bir yer, mutlulukları, acıları, ve çeşitli insan hallerini bir yerde görüyor toto orada, insan sevgisini ve sevmeyi tadıyor orada. Ve çok büyük deneyimlerden geçmekte. Bu sevgi yüzünden insanlar o anılarını içlerinde taşımakta ve son kezde olsa vefa gösterip yikilirken büyük üzüntü içerisindeler, toto ise tüm bu anılara filimleri izlerken gözyaşı ile bir set çekmekte, o anılara ne kadar saygı ve vefası olsada yaşam içerisinde her şeyin bir kaderi olduğunun, yeni görünen her şeyin eskiyip bir gün yıkılıp gittiğini ve baki olanın içindeki sevgi olduğunu bilmekte, bu yüzden son görevini yapıp birisini toprağa gömer gibi kalbinin derinliklerine bir sevgi gibi gömüyor olanları ve yoluna devam ediyor. Çünkü yaşam içerisinde daha neler beklemekte bu serüvende onu kimbilir ve kimbilir neler neler yaşamakta. Bizde Sine'de Ma'yi izliyoruz bu dünyada, f-ilim filim, bir gün çekip gideceğiz ve kafa taslarımıza hocamın deyimiyle toprak dolacak, hayatımızın kaç karesini Hakk ve Hayr ile doldurabileceğiz, kaç karesinde Hasbi ve Habibi hizmet olacak gerçekten Allah bilir. ALLAH ve RESULU sallallahu aleyhi ve sellem ile kaç karede beraber idik görülecek. Dr.Haluk Nurbaki hocamız vardır bilirsin, onun bir sözü vardı, yanılmıyorsam şöyle diyor du "Allah kullarıyla olan bazı ANları bir kişinin sevdiği bir filimdeki kareleri kaydedip sürekli seyretmesi gibi onları tekrar tekrar seyreder." diye. Böyle ANlar ile, Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in AN birliğinde böyle ANlar ile dolsun ömrümüz ve diğer utanç dolu amellerimizi makaslasin, sansürlesin bize adaletiyle değilde Rahmetiyle muamele etsin inşaALLAH.
Söyleyecek çok şey var ama, bu gece hiç yazasım yok, zaten kırkbin kırık parçadan olusan vazo gibiyim, bir taraftan birleştirip bir şeyler elde ettiğimi sanırken diğer taraftan eksik parçalar garip halime ağlamakta, uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece. Hocamın dediği gibi umudumuz "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem".

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen simurg »

Allah razı olsun kıymetli kardeşimiz GaribAN Can.
".....Sen onları toplu sanırsın halbuki kalbleri dağınıktır, bu onların akl etmez bir kavm olmalarındandır. " [Hasr Suresi , (59/14)]
Bakış açımızı ayet-i kerimelerimize yönlendirmeniz,
ve düşünme ve yaşama üslubumuzun Muhammedi ve Kuran'i olmasını hatırlatan ifadeleriniz için hususi teşekkür ederim.

Niteliksiz kalabalıkların dağınıklıktan başka bir anlama gelmediğini söyleyen Ayet-i Kerime de
bu meselenin çözümü de yine akıl ile alakalandırılmış.
Akıl eder bir kavim olmak/Akıl etmez bir kavim olmak
Bu ise Hizbullah ve Hizbüşşeytan taraflılığı anlamına gelir sanırım.

Her zaman ikilik ve ayrım,
ve zıtlık muhakkak olmakta,
Ya sevkedilmekteyiz,
Yada men edilmekte.
Başka bir üçüncü yol da yok zaten.
Olursa da bu ikisinden birisine taraf olmakta gibi.

Filimlerden daha gerçek bir filim olan hayatımız içerisinde parçalar halinde hissettiğimiz zamanlarımız olmakta,
ama mahzun olmayın sakın.
Rabbim dağınıklıklarınızı toparlamanızı kolaylaştırsın,
ve her işinizde daim selametler ihsan ve ikram etsin inşaallah.

Birde şunu eklemeliyim.
Bizim hayatımızda çok methedebileceğimiz,
ve gurur duyabileceğimiz an'larımız filim karelerimiz olmasa bile,
inşaallah Rabbimizin sevgili kullarının ve
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin pak ve mübarek Tayyib karelerine girmemiz nasibimiz olsun da

o karelerde hatırlanmış olmamız sebebinden bizlerde boynu bükük, perişan ve bedbahtlar olmayalım inşaallah. Amin.

İyi insanları ziyaret edelim, gönüllerine girelim,
ve Rabbimizin kullarına hayr ve hizmet içerisinde olalım
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hatırına, hesabına,adına yaşayıp çalışabilelim

hayatımızı kıymetlendirmemizin en güzel yolu bu olsa gerek.
Kurani ve Muhammedi nurlar içerisinde olalım ve daima selamet bulalım inşaallah. Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: CENNET SINEMASI

Mesaj gönderen Gariban »

AYNEN oyle Simurg canım. AYNı şeyi söylüyoruz. Dualarına "Âmin!" diyoruz inşaALLAH.

Es Selâm ve sevgiyle
garibAN
Resim
Cevapla

“►Aşıklar◄” sayfasına dön