YARAM KERBELÂ YARASI...

Aşıklarımız ve Aşıklarımızdan ilhamlar ve ilahiler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12860
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

YARAM KERBELÂ YARASI...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

HÜSEYİNResim
( as )

Aşkı aşkıyla asılmış
Muharrem kana basılmış
Rûhum gözlerim kesilmiş
Ağlar
, Hüseyin! Hüseyin...

*

Kurusun gülüm çiçeğim
Ben gülşeni nideceğim
Zerre zerre şu yüreğim
Dağlar Hüseyin
! Hüseyin!...

*

Pâre pâre bin pâremi
Aşk derdi edip çâremi
Kanı dinmeyen yâremi
Bağlar Hüseyin
! Hüseyin!...

*

Yağmur yağmur çile çile
Çoştu aşkım döndü sele
Gönlüm dağlarından çöle
Çağlar Hüseyin
!. Hüseyin!...

*

Kul İhvânîm sır serilmez
Çilesiz sırra erilmez
Ölüler ölmüş dirilmez
Sağlar Hüseyin
! Hüseyin!...

Resim

9 Muharrem
24.9.1985 20:40
Çubuk boğazı Ankara- Antalya

Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: YARAM KERBELÂ YARASI...

Mesaj gönderen hamdolsun »

Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah´ın (s.a.v) evine geldi. İçeri gireceği sırada, Hz. Ali Bin Ebi Talib´de (r.a) geldi.

Hz. Ebu Bekir (r.a) (geri çekilip):

- Ya Ali sen buyur, gir dedi.

O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu:

- Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Sen önce gir ki! Resulüllah’a (s.a.v) daha yakın sensin.

Hz. Ali (r.a):


- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah´tan (s.a.v) işittim: "Ümmetimden, Ebu Bekir´den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulüllah (s.a.v) kızı Fatıma´yı (r.a) sana verdiği gün, "Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v): "İbrahim´i (a.s) görmek isteyen Ebubekir´in yüzüne baksın" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a):


- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v): "Adem´in (a.s) hilm sıfatını ve Yusuf´un (a.s) güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza´ya baksın" buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Senin önünde gidemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v): "Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir?" dedi. Cenab-ı Hak: "Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddık´tır" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber´de: "Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v): "Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah' yazılıdır" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip: "Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib´e hediyesidir" buyurdu.

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin".

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki: 'Ya Muhammed! (s.a.v) Senin baban İbrahim Halil ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.'"

Hz. Ali (r.a):

- Ben senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan (a.s) adındaki melek Cennete girer. Cennetin anahtarlarını getirir, Bana verir. Sonra Cebrail (a.s) gelip: 'Ya Muhammed! (s.a.v) Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık´a (r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin' der."

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ali kıyamet günü benim yanımdadır. Havz ve Kevser yanında benimledir. Sırat üzerinde benimledir. Cennette benimledir. Allahü Teala´yı görürken benimledir."

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senden önce giremem. Çünkü Resulüllah (s.a.v): "Ebu Bekir´in imanı, bütün müminlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir´in imanı ağır gelir." buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a):
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır."

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben sadıklığın şehriyim, Ebu Bekir onun kapısıdır."

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler: 'Acaba bu hangi peygamberdir?' derler. Allahü Teala: 'Bu Ali Bin Ebi Talib´dir!' buyurur."

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız."

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahü Teala, ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim. Biri Peygamberleri üstünü Muhammed´dir (s.a.v). Biri, Allah´tan (c.c) korkanların üstünü Ali´dir. Üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat´üz Zehra´dır (r.a). Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan (r.a) ve Hüseyin´dir (r.a)."

Hz. Ali (r.a):


- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Sekiz Cennetten şöyle ses gelir: 'Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin.'"

Hz. Ebu Bekir (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben bir ağaca benzerim, Fatıma bunun kökü, Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir."

Hz. Ali (r.a):

- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahü Teala Ebu Bekir´in bütün kusurlarını affetsin. Çünkü O kızı Aişe´yi bana verdi. Hicrette bana yardımcı oldu. Bilal-i Habeşi’yi, benim için azad etti."

Resulüllah´ın (s.a.v) bu iki sevgilisi kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı.

Hz. Ali´nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:

- Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin.Cebrail (a.s) gelip dedi ki: "Yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir. Kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahü Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız.'"

İkisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah´ın (s.a.v) huzuruna girdiler.

Resulullah (s.a.v):

- Allahü Teala ikinize de yüzbinlerce rahmet etsin. İkinizi sevenlere de, yüzbinlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüzbinlerce lanet olsun, buyurdu.

Hz. Ebu bekir Sıddık dedi ki:

- Ya Resulallah (s.a.v), ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.

Hz. Ali dedi ki:

- Ya Resulallah (s.a.v), ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.

Hz. Ebu bekir Sıddık (r.a):

- Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu.

Hz. Ali de (r.a):

- Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu.

Kaynak: Dört Büyük Halife (Şemsüddin Ahmed Efendi)
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: YARAM KERBELÂ YARASI...

Mesaj gönderen nur-ye »

kulihvani yazdı:Resim

ARZU

Elem Neşrah - Ved Duhâ
Şühûdu Şe
en Şuası
Cümle Ni
metler Duâsı
Ârif Ağzına AŞ Olmak


*

Âşık Kalbi Kaf Dağıdır
Ârifler Cennet Bağıdır
Kâmil
, Hizmet Ayağıdır
Câhilin Derdi BAŞ Olmak


*

Naz - Niyâza Nazlı Nazar
Aşk
a Çeker Azar Azar
Âşık Alnında “
Hakk” Yazar
Mezarın Tevhid TAŞ Olmak


*

Aşk Köprüdür Geçilmeye
Sırr
-ı Sıfır Seçilmeye
Koşar SU
-lar İçilmeye
Âşık Gözünde YAŞ Olmak


*

Hakka - Halkına Hürmetle
Muhabbetle
- Merhametle
Sadakatle
- Adaletle
Hak Erenler
e EŞ Olmak

*

Her Sonucun Bir Sebebi
Her Sebeb Bir Sonuç Gibi

Aşk Denen Demir Leblebi
Âşıklık, Geven DİŞ Olmak

*

Canda Cânân, Çile Eken
Çektirenle
Bile Çeken
Âşık Kalbine Gereken
Cümle Cihanda BOŞ Olmak


*

Dem Bu Demde, Dem Bu Demse
Şehid
-i Şaha Şebnemse
Yürüyen Ay Muharremse
Ateş Ağlamak
- COŞ Olmak

*

Aşk Sancıdır - Bitmez Ağrı
Canları Cânâna Çağrı
Devr
-i Devran Âşık Bağrı
Her Ân Dövülen DÖŞ Olmak


*

Kul İhvânim Âşık Gibi
Hakk Kapısın Eşik Gibi
Sonsuz Yöne Işık Gibi
Külli Kanatlı KUŞ Olmak


27/03/ 2000 13:06 Bolu
13 Muharrem 1423



Şebnem : Geceleri nemin yoğuşmasıyla güll yaprağında oluşan billur gibi su damlası.
Muharrem : Arabi ayların başı, birincisi. * Haram edilmiş olan. * Bu muharrem ayında Müslümanlıktan evvel Arablar arasında muharebe yasaktı. Bundan dolayı bu isim verilmiştir. * Haram kılınmış, tahrim olunmuş. (Bak: Eşhür-ü hurum) 10 muharremde İmam Hüseyin aleyhisselâm Kerbelâ çölünde Yezid ordusunca çoluk-çocuk şehid edildiler. Salât ü selâm olsun!
Şehid-i Şah : İmam Hüseyin aleyhisselâm.
Sancı : Karın ağrısı. Devam eden ince ağrı...
Sonsuz yöne ışık gibi :

وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Resim---“Ve lillahil meşriku vel mağribü fe eynema tüvellu fe semme vechüllah, innallahe vasiun alim: Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir.” (Bakara 2/115)


*



ResimEs-Salâtü ve’s-selâmü aleyke Yâ Resûlallâh.Resim

Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim



Onları öven ve diri kılan Allahu zülcelâldir:


وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاء عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ
فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِم مِّنْ خَلْفِهِمْ أَلاَّ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ


Resim''Ve la tahsebennellezine kutilu fi sebilillahi emvate bel ahyaün inde rabbihim yürzekun. Ferihiyne bi ma atahümüllahü min fadlihi ve yestebşirune billezine lem yelhaku bihim min halfihim ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun : Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.''”
(Âl-i İmrân 3/169-170)


Eşhedü en lâ ilâhe illâ Allah ve
Eşhedü enne Muhammede'r- Resûlullah
!..
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: YARAM KERBELÂ YARASI...

Mesaj gönderen hamdolsun »

Bu gün mah-ı Muharremdir, muhibb-i hanedan ağlar.
Bu gün Eyyam-ı matemdir, bu gün ab-ı revan ağlar.
Hüseyn-i Kerbela’yı elvan eden gündür.
Bu gün Arş-ı muazzamda olan âli divan ağlar.
Bugün Âl-i abanın gülşeninin gülleri soldu,
Düşüp bir ateş-i dilsuz, kamu ehl-i iman ağlar.
Bugün Gülzar-ı Muhtar-ı Hüda’ya bir hazan esti,
Zemine düştü vaveyla, felekte kehkeşan ağlar.
Bugün hunbar olur gözü elbet Haydar-ı Kerrarın
Görür Zehra’yı hun efşan, Resul-i âli şan ağlar.
Bu gün evlad-ı Haydar, hem dahi ahfad-ı Peygamber
Döküldü gül gibi yerler yüzüne, asuman ağlar.
Gülistan-ı Muhammedin Gül-i hamraların derdi
Yed-i kahr ile ol gaddar, bu gün devr-i zaman ağlar.
Risalet gül gülistanı, nübüvvet bağu bostanı
Hüseyni ol nuristanı gören Pir ü civan ağlar
Güruh-i hanedana Lütfiya kurban ola canım
İla yevmil kıyame can ile ehl-i iman ağlar.


Alvarlı Efe Hazretleri
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: YARAM KERBELÂ YARASI...

Mesaj gönderen habibi »

Resim

Bism-i Hu, Allah Allah!.. Selâmullah ya Hüseyn… Şehidullah ya Hüseyn… Cennetullah ya Hüseyn…. Erenler himmetine, er Hak Muhammed Ali’nin aşkına… İmam Hüseyn Efendimiz’in savm-ı atşanına (susuzluk orucuna) ve Kerbela’da şehid olanların ervah-ı tayyibelerine ve niyet-i matem Hz. Fatıma Zehra’nın şefaatine hu diyelim huu…

… Kerbela’da şehit olanlar gerçekten şehit oldular, şahit oldular. Onlar o gün Kerbela’da, hakikat adına, hak adına, mevki ve makama dair esirlik bağlarını kopardılar, dünya ve masivaya ait zincirlerini kırdılar. Seher-i hilafete uyanmak yerine tam da bu günlere mümasil şeb-i arusa girdiler.

Gaflet uykusundan açalım gözlerimizi ve akıtacak damlalarımız varsa, kendi halimize ağlayalım. Viraneye çevirdiğimiz gönlümüze, harap ettiğimiz gönüllere, duruluğunu bulandırdığımız sulara, güzelliğini bozduğumuz tabiatlara, masumiyetinden çıkardığımız ruhlara, yaktığımız canlara, zindana çevirdiğimiz dünyaya, bozduğumuz barışa ağlayalım!.. Sünni’den ve Alevi’den, kim bu gün kendine eziyet etmek, elbise yırtmak istiyorsa artık nefsine eziyet etsin, kendi nefis elbisesini yırtsın!


Sekâhum ya Hüseyn!..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Cevapla

“►Aşıklar◄” sayfasına dön