Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek
Gönderilme zamanı: 02 Şub 2013, 01:56
Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek
Kul İhvÂNi Hocamız bu gece cuma sohbetinde RaBB'dan bahsedince AKLıma DÜŞenleri konuşma özürlü olduğum için bilen bilir, yazarak paylaşmak istedim.
--- SEVgili Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsini Bilen, RABBini BİLir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)
---İlmullah Şehrinin EDEB Kapısı İmam Ali Keremullahi veche Efendimizin ''GÖRmediğim RaBBa tapmam!'' buyurmaktadır.
Dudak harfi olan ''MÎM''in TEK-MİLi ile ağzın içinde ''Lâ İlâhe İllâ ALLAH!'' gizli ZİKR-i DAİMini CERR edip çekerken
4N 1K nın sorusunu AKLımla sorduğumda "Rabbım kim?" diyerek SORgulamaya BAŞlıyor!
MîM: zÂHİR-Bâtın MuhaMMedî Hakkikat..
TEVHÎD penceresinden BAKıp GÖRmeye çalıştığımda;
Lâ->(Lâ-nın Rabbını (anlayışını) İlim ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),
İlâhe->(İlâhe-nin Rabbını (anlayışını) İrade ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),
İllâ->(İllâ-nın Rabbını (anlayışını) İdrak ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler)
kurtuluşumuzun tek reçetesi OL-ÂN NAKLin CERRyÂNı cevabını verir;
ve ALLAH! derken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre eklertirir: “RaBBım ALLAH!” tır detirdir, İŞTİRAK ettirir ve YAŞAtır, dosdoğru olan sistemine ŞÂHİD eder MuhaMMede'r RESÛLALLAH Hateme'n- Nebî MÜHRünü vurur GEÇirir İNŞÂe ALLAH!..
---Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem : "RaBBımı RaBBımla tanıdım. Eğer RaBBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım!'' (bulamazdım.) buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)
Dikkat ettiyseniz Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiz RaBBı 3 kere kullanıyor. 3.cüde ''RaBBımın YÂRdımı OLmasaydı O'nu tÂNıyamazdım! (BULamazdım) '' buyuruyor.
''İLLÂ!''-> Şükr-ü Dâim'i Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimizin kendi -> MARİFET Makamı!
demek ki ''Lâ ilâhe'' inkâr'ından çıkıp KENDİmizi ALLAH Celle CELÂLihu ve Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimize teSLM ettiğimizde ''İLLÂ ALLAH!'' İKRÂRına (Zikr-i dâim, Fikr-i dâim, Şükr-ü dâim ve Sabr-ı dâim köşelerini) TUTTurulduğumuzda; 1K! sorusunun ''KİM!'' cevabını -> HaDDini ve HUDUDunu BİLdirerek, BULdurarak, OLdurarak ve YAŞAtır! إِن شَاء اللَّهُ
وَمَن يَعْصِ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌ
---"Ve men ya’sıllâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu yudhılhu nâran hâliden fîhâ.Ve lehu azâbun muhîn(muhînun) : Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.'' (Nisâ 4/14)
التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدونَ الآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
---"Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne) : Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.'' (Tevbe 9/112)
ZEVK 5119
“DEM bu DEMdir” diye Dostlar!. AT-EŞ ÜSTü DEMlik-teyiz!
GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!
…gERçi SER ü SER-SERiyİZ!.. “BİZ BİR-İZ!” Ezel BeriyİZ!.
CAN ÇIKmadan ÇIRPınsa da -> CEM’ü’l- CEM’de CEM’lik-teyiz!
Kul İhvÂNi
14.10.12 13: 48
g e m l i k…
Kul İhvÂNi Hocamızın sazsız SÖZü!
GÖNÜL gÖZünün GÖRdüğü ÖZün KÖZü!
***''Kılıç KINına gerek! KÂLEM Neyine gerek?
Kılıcı bırak! KÂLEMe ''B''ak!..''
DEmiştiniz ki ''GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!'' deyken.
O yüzden acele ile çala KÂLEM yazdım.
MuhaMMedî MuhaBBetlerimİZle…
44444
kim İSTEr KeVSeR GÂRına
->GİRmeye NÛRun NÂRına
KUŞ OLup UÇaBİLseydimm
->SEVgilimin -> diYÂRına!..
ZEVK 5133
“ALLÂHu Nûru’s- Semâvât” -> NûR-u MîM GÂR-ı KeBîRi
“Ve’l-ARZ”ı “DÂRu’s- SeLÂM”ı -> DÜNyâ-da DÂR-ı KeBîRi
“RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!” RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi
SaLÂt SeLÂM OLsun -> SANA!. -> YeZDÂN-ın YÂR-ı KeBîRi!..
sallallahu aleyhi ve sellem
23.10.12 08: 10
brsbrstktktrstkkmz…
GÂR: maGÂRa.. Gönül İçi FUAD fazlı..
DÂR: Yârin yurdu diyâr.. darağacı..
RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi: Kur'ân-ı KerimimİZ..
“RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!”:
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “RABBımı RABBımla tanıdım. Eğer RABBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım! (bulamazdım.)'' buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)
ALLAH celle celâluhu Ez Zâhir ALLAH celle celâluhu..
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
---“ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.” (Nûr 24/35)
Kul İhvÂNi Hocamız bu gece cuma sohbetinde RaBB'dan bahsedince AKLıma DÜŞenleri konuşma özürlü olduğum için bilen bilir, yazarak paylaşmak istedim.
--- SEVgili Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsini Bilen, RABBini BİLir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)
---İlmullah Şehrinin EDEB Kapısı İmam Ali Keremullahi veche Efendimizin ''GÖRmediğim RaBBa tapmam!'' buyurmaktadır.
Dudak harfi olan ''MÎM''in TEK-MİLi ile ağzın içinde ''Lâ İlâhe İllâ ALLAH!'' gizli ZİKR-i DAİMini CERR edip çekerken
4N 1K nın sorusunu AKLımla sorduğumda "Rabbım kim?" diyerek SORgulamaya BAŞlıyor!
MîM: zÂHİR-Bâtın MuhaMMedî Hakkikat..
TEVHÎD penceresinden BAKıp GÖRmeye çalıştığımda;
Lâ->(Lâ-nın Rabbını (anlayışını) İlim ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),
İlâhe->(İlâhe-nin Rabbını (anlayışını) İrade ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),
İllâ->(İllâ-nın Rabbını (anlayışını) İdrak ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler)
kurtuluşumuzun tek reçetesi OL-ÂN NAKLin CERRyÂNı cevabını verir;
ve ALLAH! derken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre eklertirir: “RaBBım ALLAH!” tır detirdir, İŞTİRAK ettirir ve YAŞAtır, dosdoğru olan sistemine ŞÂHİD eder MuhaMMede'r RESÛLALLAH Hateme'n- Nebî MÜHRünü vurur GEÇirir İNŞÂe ALLAH!..
---Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem : "RaBBımı RaBBımla tanıdım. Eğer RaBBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım!'' (bulamazdım.) buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)
Dikkat ettiyseniz Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiz RaBBı 3 kere kullanıyor. 3.cüde ''RaBBımın YÂRdımı OLmasaydı O'nu tÂNıyamazdım! (BULamazdım) '' buyuruyor.
''İLLÂ!''-> Şükr-ü Dâim'i Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimizin kendi -> MARİFET Makamı!
demek ki ''Lâ ilâhe'' inkâr'ından çıkıp KENDİmizi ALLAH Celle CELÂLihu ve Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimize teSLM ettiğimizde ''İLLÂ ALLAH!'' İKRÂRına (Zikr-i dâim, Fikr-i dâim, Şükr-ü dâim ve Sabr-ı dâim köşelerini) TUTTurulduğumuzda; 1K! sorusunun ''KİM!'' cevabını -> HaDDini ve HUDUDunu BİLdirerek, BULdurarak, OLdurarak ve YAŞAtır! إِن شَاء اللَّهُ
وَمَن يَعْصِ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌ
---"Ve men ya’sıllâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu yudhılhu nâran hâliden fîhâ.Ve lehu azâbun muhîn(muhînun) : Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.'' (Nisâ 4/14)
التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدونَ الآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
---"Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne) : Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.'' (Tevbe 9/112)
ZEVK 5119
“DEM bu DEMdir” diye Dostlar!. AT-EŞ ÜSTü DEMlik-teyiz!
GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!
…gERçi SER ü SER-SERiyİZ!.. “BİZ BİR-İZ!” Ezel BeriyİZ!.
CAN ÇIKmadan ÇIRPınsa da -> CEM’ü’l- CEM’de CEM’lik-teyiz!
Kul İhvÂNi
14.10.12 13: 48
g e m l i k…
Kul İhvÂNi Hocamızın sazsız SÖZü!
GÖNÜL gÖZünün GÖRdüğü ÖZün KÖZü!
***''Kılıç KINına gerek! KÂLEM Neyine gerek?
Kılıcı bırak! KÂLEMe ''B''ak!..''
DEmiştiniz ki ''GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!'' deyken.
O yüzden acele ile çala KÂLEM yazdım.
MuhaMMedî MuhaBBetlerimİZle…
44444
kim İSTEr KeVSeR GÂRına
->GİRmeye NÛRun NÂRına
KUŞ OLup UÇaBİLseydimm
->SEVgilimin -> diYÂRına!..
ZEVK 5133
“ALLÂHu Nûru’s- Semâvât” -> NûR-u MîM GÂR-ı KeBîRi
“Ve’l-ARZ”ı “DÂRu’s- SeLÂM”ı -> DÜNyâ-da DÂR-ı KeBîRi
“RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!” RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi
SaLÂt SeLÂM OLsun -> SANA!. -> YeZDÂN-ın YÂR-ı KeBîRi!..
sallallahu aleyhi ve sellem
23.10.12 08: 10
brsbrstktktrstkkmz…
GÂR: maGÂRa.. Gönül İçi FUAD fazlı..
DÂR: Yârin yurdu diyâr.. darağacı..
RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi: Kur'ân-ı KerimimİZ..
“RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!”:
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “RABBımı RABBımla tanıdım. Eğer RABBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım! (bulamazdım.)'' buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)
ALLAH celle celâluhu Ez Zâhir ALLAH celle celâluhu..
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
---“ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.” (Nûr 24/35)