Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek

KULİHVANİ'mİZin SÖZ mü? KÖZ mü? leri!
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek

Mesaj gönderen nur-ye »

Kendin BİLmek Resim-> RaBBın BİLmek

Resim

Kul İhvÂNi Hocamız bu gece cuma sohbetinde RaBB'dan bahsedince AKLıma DÜŞenleri konuşma özürlü olduğum için bilen bilir, yazarak paylaşmak istedim.

Resim--- SEVgili Rasûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz: “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsini Bilen, RABBini BİLir”” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)


Resim---İlmullah Şehrinin EDEB Kapısı İmam Ali Keremullahi veche Efendimizin ''GÖRmediğim RaBBa tapmam!'' buyurmaktadır.

Dudak harfi olan ''MÎM''in TEK-MİLi ile ağzın içinde '' İlâhe İllâ ALLAH!'' gizli ZİKR-i DAİMini CERR edip çekerken
4N 1K nın sorusunu AKLımla sorduğumda "Rabbım kim?" diyerek SORgulamaya BAŞlıyor!

MîM: zÂHİR-Bâtın MuhaMMedî Hakkikat..

TEVHÎD penceresinden BAKıp GÖRmeye çalıştığımda;
->(-nın Rabbını (anlayışını) İlim ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),

İlâhe->(İlâhe-nin Rabbını (anlayışını) İrade ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler),

İllâ->(İllâ-nın Rabbını (anlayışını) İdrak ederken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre ekler)
kurtuluşumuzun tek reçetesi OL-ÂN NAKLin CERRyÂNı cevabını verir;

ve ALLAH! derken diğer 4'lüleri de tek tek sırasına göre eklertirir: “RaBBım ALLAH!” tır detirdir, İŞTİRAK ettirir ve YAŞAtır, dosdoğru olan sistemine ŞÂHİD eder MuhaMMede'r RESÛLALLAH Hateme'n- Nebî MÜHRünü vurur GEÇirir İNŞÂe ALLAH!..

Resim---Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem : "RaBBımı RaBBımla tanıdım. Eğer RaBBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım!'' (bulamazdım.)” buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)

Dikkat ettiyseniz Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiz RaBBı 3 kere kullanıyor. 3.cüde ''RaBBımın YÂRdımı OLmasaydı O'nu tÂNıyamazdım! (BULamazdım) '' buyuruyor.

''İLLÂ!''-> Şükr-ü Dâim'i Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimizin kendi -> MARİFET Makamı!

demek ki ''Lâ ilâhe'' inkâr'ından çıkıp KENDİmizi ALLAH Celle CELÂLihu ve Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimize teSLM ettiğimizde ''İLLÂ ALLAH!'' İKRÂRına (Zikr-i dâim, Fikr-i dâim, Şükr-ü dâim ve Sabr-ı dâim köşelerini) TUTTurulduğumuzda; 1K! sorusunun ''KİM!'' cevabını -> HaDDini ve HUDUDunu BİLdirerek, BULdurarak, OLdurarak ve YAŞAtır! إِن شَاء اللَّهُ


وَمَن يَعْصِ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌ
Resim---"Ve men ya’sıllâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu yudhılhu nâran hâliden fîhâ.Ve lehu azâbun muhîn(muhînun) : Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.'' (Nisâ 4/14)

التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدونَ الآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
Resim---"Ettâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne) : Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.'' (Tevbe 9/112)


ZEVK 5119

DEM bu DEMdirdiye Dostlar!. AT-EŞ ÜSTü DEMlik-teyiz!
GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!
gERçi SER ü SER-SERiyİZ!.. “BİZ BİR-İZ!” Ezel BeriyİZ!.
CAN ÇIKmadan ÇIRPınsa da -> CEMül- CEMde CEMlik-teyiz!


Kul İhvÂNi

14.10.12 13: 48
g e m l i k…


Kul İhvÂNi Hocamızın sazsız SÖZü!
GÖNÜL gÖZünün GÖRdüğü ÖZün KÖZü!


Resim

***''Kılıç KINına gerek! KÂLEM Neyine gerek?
Kılıcı bırak! KÂLEMe ''B''ak!..''


Resim

DEmiştiniz ki ''GELip-GEÇen Yolcusuyuz!.. DEM bu DEMde, GEMlik-teyiz!'' deyken.
O yüzden acele ile çala KÂLEM yazdım.


MuhaMMedî MuhaBBetlerimİZle…



44444

Resim
kim İSTEr KeVSeR GÂRına
->GİRmeye NÛRun NÂRına
KUŞ OLup aBİLseydimm
->SEVgilimin -> diYÂRına!..



ResimZEVK 5133

ALLÂHu Nûru’s- Semâvât” -> NûR-u MîM GÂR-ı KeBîRi
Ve’l-ARZ”ı “DÂRu’s- SeLÂM”ı -> DÜNyâ-da DÂR-ı KeBîRi
RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!” RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi
SaLÂt SeLÂM OLsun -> SANA!. -> YeZDÂN-ın YÂR-ı KeBîRi!..
sallallahu aleyhi ve sellem


23.10.12 08: 10
brsbrstktktrstkkmz…

GÂR: maGÂRa.. Gönül İçi FUAD fazlı..
DÂR: Yârin yurdu diyâr.. darağacı..

RABBın SÖZü -> RaSÛL SeSi: Kur'ân-ı KerimimİZ..

“RaBBımı RaBBımla GÖRdüm!”:

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “RABBımı RABBımla tanıdım. Eğer RABBımın yardımı olmasaydı Onu tanıyamazdım! (bulamazdım.)'' buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)

ALLAH celle celâluhu Ez Zâhir ALLAH celle celâluhu..

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.” (Nûr 24/35)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

ResimZEVK 3717

“Lâ İlâhe” ASLı AKIL, “İllâ ALLAH” Şartı NAKİL
cİSİM GİYinen cAN İÇ-in, RuHunu BULunca ŞÂKİL
ZeRRe – KüRRe “SeBBaHa” da, “Kendini BİL! RaBBini BİL
Nur-u MîMin KADRin BİLir, AKL-ı SeLiM OL-AN ÂKİL..


19.01.10 17:44


ŞÂKİL: Bir kimsenin yaratılışının temel hususiyeti. Yaradılış. Tıynet. Seciye. Mizac. Yol. Tarik. Meslek.
ÂKİL: Uyanık. Aklı başında. Tedbirli. Düşüncesi sağlam. Huşyâr.
KADR: İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir


Resim ---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsini BİLen RABB’isini BİLir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Arefe: idrâkle bilmek ve tanımaktır.
Arafat: tanışma mahali.
Âraf: yükünü bilen nefistir.
Ârif ise: yükünü bilen, nefsini ve RABB’ini bilen Azîz kişidir.


SeBBaHa:

سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Resim ---Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).: Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir. O, azîzdir, hakîmdir.'' (Hadîd 57/1)

EL HADİD (Demir-Hududu çizen) sûresinde:

“Resim ---Göklerde ve yerde bulunan herşey ALLAH’ı tesbih etmektedir. O öyle güçlüdür, öyle hikmet sahibidir.Göklerin ve yerin mülkü onundur. Hem diriltir, hem öldürür. Hem O, herşeye gücü yetendir. O, ilk (EL EVVEL) ve sondur (EL ÂHİR); görünen (EL ZÂHİR) ve görünmeyen (EL BÂTIN) dir. Ve O her şeyi bilendir.''”
(Hadid 57/1-3)

Subhâne (masdar olarak): (İsrâ 17/1)
Sebbaha (geçmiş zaman kipi olarak): (Hadid 57/1; Haşr 59/1; Saf 61/1)
Yu Sebbihu (şimdiki zaman olarak): (Cuma 62/1; Tegâbûn 64/1;Haşr 59/24)

7 yerde ve tüm zaman dilimlerini kapsayan bir tesbih etme...

Sebehâ: yüzmek, Subhânallah demek.
Sebbaha (mübalağa ile): ALLAH’u Teâlâyı tenzih ve takdis etmek. Zerrenin (atomun) ve kürrenin (kâinâtın) bir saniye durmaksızın takdir edilen yörüngede ve şartlarda kimseye dayanmadan (mesnedsiz) parmak izleri gibi tek başlarına (RABB’larıyla başbaşa), sonsuz felekler içinde yüzüp durmaları...
Her hücrenin hayy haykırışı...
Doğuştan-ölüme bir kere bile susmadan tevhid tıklayan kalbler...
Herşey; her zaman, her yerde ve her hâlde herkesle beraber sistemin sahibi AZÎZܒR RAHÎMܒl-SUBHÂN ALLAH Teâlâ yı maddî (somut) ve mânevî (soyut) noksanlık, benzetme ve zıddı var sanmalardan uzak kılıyorlar. Canlı şâhidleriyiz diyorlar...
“Zâtında, Sıfatında, Esmâsında, Fiilinde ve Hükümlerinde münezzehtir...” Müezzinleri!..


Resim


Kendin BİLmek Resim-> RaBBın BİLmek

Resim
HAYY tezgahının ÇİLE çarkında zannlarımca döndürülürken;
Heva ve heveslerimi büküp büküp durmuştum senlerce!
Ve lif-lif bir ip oluşmuştu ve her bir lifte binlerce düğüm vardı.

فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِّن مَّسَدٍ
Resim---''Fî cîdihâ hablun min mesed(mesedin).: Boynunda, dikenlerden/liften örülmüş bir ip bulunduğu (kötülükleri boynuna dolanmış) halde...''
111/TEBBET(MESED)-5

Bu şekilde gergefe dizi dizi gerilemezdi, GERilip dizilmesininde bir anlamı yoktu zaten. Ama anlatamıyordum kendime
Gâbirîn olmamak içinde dualar ediyordum.

Resim---'' Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne). Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı(nı kurtarmadık) çünkü o, geride kalanlardan oldu.''
A'RAF:83 (Resmi:7/İniş:39/Alfabetik:9)

bu düğümlerin tek tek ÇÖZülüp, GERgefe öyle dizilip gerilmesi gerekmekteydi.
Aradan G-ERİde (Gâbirîn) kalan çıkmalıydı ki REF kalsın.

ERİmeliydi/ERİteBİLmeliydi ''G''yi kişi; İĞne DELİğinden İpliğini rahatça geçireBİLmesi için!
1.ci REFle kişi; TESLİM OLuşunun, ALLAH ve RESÛLun İPine sağlamca TUTTurulduğunun farkına vararak BİLecek ve BULduğu OLdurmak için HİZMet edecekti,
2.ci REF'le kişi PÎRi ile BİLE olduğunda, TEK-gERçek Ol-ÂN Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem’e BAĞlı Olduğundan İSTİKÂMETi belirleyecek Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem efendimiizn İŞiydi-> OLdurarak YAŞAtacaktı nasıl OLsa! ne dert ne tasaydı artık!

GABİRUN : geride kalan, sözünde durmayan ve dönen.
GeRGeF: el tezgâhı
ReFReF: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Kâbe Kavseyn Bineği İÇin 2 kerre Rüşde erişle Teslimiyyet ve İstikâmet BİL-BUL-OL ve YAŞA İşi!..


düğümleri AÇmak içinde zaman gerekiyordu zannımcada hızla geçiyordu zaman. Zahirde DÜĞÜM dokunacak bir halı için ne kadar çok önem arz eder. Düğümsüz bir halı dokuyamazsınız. Düğümü ne kadar çok atarsanız halının kıymeti düğüm ile artar. Düğüm atmazsanızda Çözülür, dokuma olmaz

kulihvani yazdı:
Bu ÂLeM ez zÂHİR ALLAH celle celâluhu ÂLeMi.. her ŞEY çırılçıplak..
sadece insan, AKLını giyinmiştir.. Ondandır ki "ELİF’in ÖRTüsü İblis!” demekte KıtMîr..


Resim
RESSAMın RESİMinde göründüğü gibi Urûc seyri ->ez-zÂHİR Âlem'inin İÇinde ki ez-ÂHİRe ->Rücû sulûk'u olup,
el-EVVEL'i-> NÛR-u MÎM,
el-BÂTIN'ı-> NÛRULLAH arakesitindemi bu olup biten ne dersiniz?

Urûc : Arşa çıkma. seyr
Rücû’: Arştan dönme. suluk


fıtreten AKLım 99 katlı giysi ile giyimli olduğundan "ELİF’in ÖRTüsü İblis!” demekte olan kıtMÎRin sÖZünü ANlıyamıyorum, Çırılçıplaklığı KEŞF edemediğimden de, KEYF edemiyorum.


İşte bu yüzden bugünden düne baktığımda Başaramıyacağım korkusu sarmıştı. Olmuyordu olmuyordu eksik bir şeyler vardı TAMMamlanmıyordu. TAMMlanamıyordu
Bir BÜTÜNün parçası olaBİLmek için NEFİSlerin Eşleşmesi gerekmekteyMİŞ

kulihvani yazdı: mEĞER ER-lik, erkeklik-kocalık değilMİŞ-miş..
MuhaMMedî İman, Amel, Ahlâk ve HÂLLerde; tAMMlayan Erkek, tÜMMleyen Kadın OLaBİLmişlerse eZvâC-EŞ OLmuşlarMIŞ..



Kadınlık-Erkeklik meSELLeriydide, İşin ASL-fASLı ERlik meselesi olunca,
Olup bitenler canımı sıkıyordu. Canım sıkıldıkça Geceler gündüzlere gündüzler gecelere karışıyordu. Bu çeresizliklerin içinde kıvrım kıvrım kıvranırken bir soluk yetişiyordu huzur buluyordu gönül!
İlmek ilmek dokumamı istedikleri neydi? Diyordum?
Çaresizdim!
ÇAREminde SÎNEmde olduğunuda BİLiyordum!

İplerin çoğu düğümlüyken isteklere cevap vermek nasıl olacaktı. BİLmekte yetmiyordu.
Sonra huzur bulan gönül kendi düzensizliğinde darmaduman oluyordu!
Her şey karışmış her şey birbirine girmiş düğümler çözüldü zannedilmiş çözülen bir şey yok elde var sıfır yine dön başa!

Öyle bir deneme testine tabi olmuştum ki dehşet içinde kalmıştım heva ve heveslerimle ördüğüm başıma geçirilmişti.
Hadi buradan yak! ve YAN! Denilmişti.
O yüzden ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı. Ama olmuyor işte çünkü YAŞAnmayan yalan oluyor. Banada ne kadar çok söylendi bir kulağımdan girdi diğerinden çıktı MuhaMMedî tıpası yoktu çünkü giren ÇIKmalıydı. YAŞAnmayan yalandı!
Yalan olan nasıl AKLedilsin di ki?

çıkmaz sokaktan, ÇIKılacak sokak arayıp duruyordum gafletle!
SOKAKtan ÇIKılmayacağını daha sonra öğrettiler. öğrenince dalaletlerimin ihanetlerinden çokkkk utandım.

Şehvet çukurundan çıkmak için uğraştıkça çıkmak isteyen sen misin deniliyordu sanki. Dahada derinlere çekiliyordum.
ZÂHİR Âleme Tuvalet ve mutfak LÂzım değilmiydi?
Şehvetinde ÖLemeyen, ŞEHÂDETte nasıl DİRİlecekti ki!

TERCİH yapılmış KISBET giyilmişti Çöplük çetindi. Güreş yapılmaktaydı düşman donanımlıydı! Gübre kokusundan başka bir şey duyulmuyordu. Gül kokusunu duymak ancak ve ancak bu ZOR YOLda yÜRÜmeyi başaranların mükafatıydı.

Kul ihvÂNi hocamızın dediği gibi; ''ÂMMa en güzel GÜLlerde GÜBREde yetişir!..''
Kim istemezdi ki KABÊde gül kokularıyla denenmeyi.
İmtihÂNın bir tek ANA sorusu vardı, imkÂNı ise beliydi.

Muhammedinur sitemize geldiğimde MuhaMMedî MeLÂMeti ilk hocamızın yazılarında görmüştüm.
Hiç duymadığım bir terimdi MeLÂMet!
Şimdi ise MuhaMMedî MeLÂMeti yazıyoruz neyi anladık?
neydi MuhaMMedî MeLÂMet?
neydi MeLÂMilik?
neydi MuhaMMedî MeLÂMilik?
MuhaMMed İSM-i ŞERİFinin içindeki 3 MÎM ve MeLÂMetin MÎMi ile 4’lenen bir sistem içinde önce kişi KENDİNİ BİLecek ti!
MuhaMMed aleyhi’s-Selâm’ın ''3 MÎM SEVgi SıRRı!'' neydi?

ÂMMa nasıl BİLecekti! BİLmek kolaymıydı?
AKLı ÇIKtığı yere nasıl sokacaktı!
SONdan BAŞa DÖNmek kolay bir İŞmiydi? ki kolayca anlaşılaBİLsin!


Resim---Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksandokuz parçayı kendine ayırdı. Yer yüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan- mahlûkâtı arasında taksim etti.) Bu tek cüz(den nasibine düşen pay) sebebiyledir ki mahlûkat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır." [Buhârî, Edeb 19, Rikâk 19; Müslim 17, (2752); Tirmizî, Daavât 107-108, (3535-3536).]

ALLAH zü’l-CELÂL RAHMETini YÜZ parçaya bÖLüyor, 99 parçasını kendine ayırıyor. Kendine ayırdığı bu 99 parçanın TAMMlayanı ve TÜMMleyeni neydi?

ALLAH zü’l-CELÂLihunun ''ve'l İKRAM''ı olan Merhametinin MuhaBBet SıRRı neydi ki?
SıRR-ı SıFıRda ->SıRR-ı SıFıR SıRR-ı ALİsinde YAŞAsında ''OL-ÂN HÜKM-ü HAKK!'' ka sukut edebilsin!

SıRR-ı SıFıR SıRR-ı ALİ (kv): YAŞAnmayan YALANdır, YAŞAN-AN-sa “OL-AN” dır..

MuhaMMedî oCaKın ERENler yüreğinde 99 ODun ile YAKılan AT-EŞte PİŞen AŞ ile BİLE olmadan kişi nasıl KENDİNİ BİLecektide,
Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLin yüreğinde KULLuk TeVHiDini TAMMamladın ''NEFSini BİL!''din müjdesini alacaktı!

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Nefsini Bilen RABBini BİLir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Kul İhvÂNi Hocamızın ifade ettiği bir 4’lü ile; Bedelsiz-Kıyassız-Şartsız-Sebebsiz ÂNı ÂNlayış ve YAŞAyış DİLiyorum!




MuhaMMedi MuHABBEtlerimİZle!....



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kendin BİLmek -> RaBBın BİLmek

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

ResimZEVK 3233

Ne-Nereden-Nere-Nerde-Niye-Neden-Nasıl-Niçin?
Kesrette VAHDET Hayatı, Zıtlar ZeVKi “HeP-le “HiÇ-in
Râmetenlil-Âlemin’de “BİZi “BİR ”Kıl RaBBül-Âlem!
Adı güzEL MuhaMMedîn (sav) üç “MîMi hatırı İçin!


14.06.08 13:09
H a s a n D a ğ ı

Resim
Resim
Cevapla

“►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄” sayfasına dön