
502. "Nefsin kendi makamı, akıldan dolayı Nefs-i Levvâme makamıdır. Aslî yerinde nefs, aklı kullanarak korkar ve umar..."
503. "Mürîd olan sanatlardan sanatkâra SILA eder ki bunun ismi seyr-ü-sülûktür..."
504. "Kemâlât: HAKK'ı bilmek (ilim),HAKK'a gelmek (irade), HAKK'la olmak (idrak) ve HAKK'ta ölmek (iştirak) tir...
Kemâlât:Aklın yarattığına değil de aklı yaratana tapmakta İlâhî,Kur'ânî ve Muhammedî naklî yolu bilmek,bulmak ve yaşamaktır."
505. "Ve unutma ki hayal, hakikatın elbisesidir!.. "
506. "Kemâlât:Sûret perdesindeki sîret (ibret-hikmet) oyunundaki kulluk rolünü Muhammedî edeble oynamaktır..."
507. Kemâlât: İncir çekirdeğinden çıkan incir ağacı olup çiçeksiz meyvesinde binlerce çekirdek olmaktır."
508. "Kemâlât: Tevhidî tecellî denklemini Muhammedî metodla çözebilme mutluluğudur... "
509. "Celâl tecellîsi; zıdların zuhûr âlemindeki şe'en "kûn fe yekûnü" olup "ân" içindeki; kevn-ü-fesad, icâd-idam, bekâ-fenâ ve varoluş-yokoluşun nabız atışıdır."
510. "Alternatif akım gibi "var ol!-yok ol!" kevn-ü-fesadıyla gelen İlâhî Tecellî (celâl-cemâl); Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) redresöründen (ayarlayıcı doğrultucu) geçip fenânın yaramaz dalgaları emilerek, doğru akım olarak Vedûdî ve Muhammedî voltajla insanoğluna ulaşırsa, muradedilen ve emredilen kulluk görevlerini işler ve cennetleri hakeder."
511. Düşündüğünde göreceksin ki can denilen İlâhî Hayy cereyanı (Rahmânî Nefes) ve onun Muhammedî kullanılış edebi Kemâlâttır.
512. "Kemâlât: Kendini bilmek-RABB'ini bilmektir."
"Kendini ve RABB'ini bilmeyen, câhile kâinât leş ve talibi (isteklisi) köpeklerdir... Kendini ve RABB'ini bilen kâmil'e ise kâinâtın nuru ALLAH Celle Celâluhu'dur"
513. "Nun tecellîsi Nurullah, mim tecellîsi Nur-u Muhammed, lâm tecellîsi kuldur (isti'dâd, akıldır). "
514. "Zâten her zerre Ahadiyyet denizinde yüzen Ahmedî esmâlardır... "
515. "Şahsî ve nefsî kemâli ancak ve ancak Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaşım aracı biliriz."
"Kanatlanan kuş misâli..."
516. "Mutlak Kemâl; kayıdsız, hududsuz, şartsız, şeysizdir. "
"Mahlûkata akseden, yansıyan İzâfî Kemâl ise kayıdlı, hududlu, sınırlı, sorumlu, şartlı ve şeylidir."
517. "Tüm kâinâtın var oluş sebebi de senin bu şuûra (Muhammedî oluş şuûruna) ulaşman içindir."
518. "Kur'ân-ı Kerîm'de insanın evveli-âhiri-zâhiri-bâtını anlatılmıştır."
519. "Tevhid, "ilk"e dönüş ve insanî fıtratının farkına varıştır."
520. "HAKKsız ve HAYIRsız bir hayatın son ucu hüsrandır..."