SEVgi EMek İSter!EMeksiz SEVgi zAHMETtir.
SEVDÂ=>KOR ATEŞştir=->NUR-İŞş!
TUtsAN OLMAz!.=>AtsAN OLMAz!.
=>HEP ŞAŞARsın==->bU NASıL İŞş!
=>ALTıN ALIp!.==>SAtsAN OLMAz!.
=>KUL İHVÂNİ GiBi====->DERVİŞş!.
viewtopic.php?t=10612&start=25
SEVgili Dostlarım, HAKk’ı DUYup HAYRa UYmayı TERCİH edenlere Es-SeLÂM olsun إِن شَاء اللَّهُ
SABAHın SAHİBinin EZÂn-ı MuhaMMedîyesini beklerken DALLmışım. Sağ yanağıma kuvvetli bir tokat ile UYandım. Çok şükürler olsun iki EZAN arasında yaşamımızın gerekliliği olan, NASİBimizin KISMETini YEdik.
Sonrasında pc’mi açmak için HÜCRemin en özel bölümüne geçtim. RaBBim Teâlâm ile NÂZımın NİYÂZına başladım.
Bölgemizde Gemlik zeytinlerinin toplama zamanı. Zeytin toplayanlar zeytin dallarını yakarlar. Her bahçeden göğe yükselen dumÂNı görürsünüz. Muhteşem bir kokusu olur DIŞınızdan İÇinize sarar tüm BEDENinizi. Sabahları zeytinin kararması için sis oluşur. Bu sislerin su damlacıkları olan çiğleri yağar-yayar, besler toprağı, ağaçları ve meyveleri. Hava yükseldikçe kör dumanı dağlara doğru taşır.
ALTdan=>ÜSTe sanki elleri ayakları varmış gibi bütün bedenini şifâ için yayar ve dağıtır. Bunun akabinde Muhteşem bir görsel seremoni sunar bizlere.
Şe’ÂNULLAHta Şu ÂN/HeR ÂN Yeniden Yaratış SEBBEHA KeLâm KaLemi çalışmakta.. viewtopic.php?p=102569&hilit=sebbeha#p102569
Her ŞEYy kendince seBBeHÂ eder. Ve ne zamAN ki AKILLarımız DEVR-ÂNı ANLarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâimindeyiz إِن شَاء اللَّهُ
ZamÂN içinde pek çok kez parantezler açıldı, SıRRlı SÖZler söylendi.
Her defasında NEFSimce, kapatıldı.
Defalarca pARAnTezlere benzeyen ELerimle ARŞa doğru yüksetmeye çalıştığım NAZ ve NİYÂZlarımdan utandım da ARZa çakıldı gÖZyAŞlarım!.
ALGIlar bazen kapandı, ara-ara kısa devre yaptı.
Her zaman ki gibi ciğer YANdı!
Bir kOKu sardı, sÖZ tohumu atıldı SADAKAT toprağına,
BUZu eritip SAMİMÎYYET ile SUlamak lâzım ki; SABIR fidesi yeşersin ve; SeLÂM-et çiçekleri açsın kÖZlerinde!
“SEVgi EMek İSter!
EMeksiz SEVgi ZAHMETtir.’’ MERKEZden SÖZler SESe dönüştü MUHİTe yayıldı. Uzaklaşmamak-uzaklaştırmamak LÂzım dünya depdemesinde DUYulan bir SeSi, kalmaz yoksa UYulmayınca!
وَمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَإِنَّ الدَّارَ الْآخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
--- “Ve mâ hâzihi'l-hayâtu'd-dunyâ illâ lehvun ve laib(laibun), ve inne'd-dâre'l-âhırete le hiye'l-hayevân (hayevânu), lev kânû ya’lemûn (ya’lemûne).: Ve bu dünyâ hayâtı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muhakkak ki âhiret yurdu, elbette o gerçek hayattır. Keşke bilselerdi.” (Ankebût 39/64)Her YERde->Her zamÂN->Her HÂLde =>Her NEFESte YAŞAnmakta olan canın, CAN HAYykırışları!
Ve; muhteşem zuhurat ZEVKleri..
Bir kardeşim sormuştu niye ZEVK yazıyor Hocanız?.
TERCiH=>TEVHİD KuL İHVÂNİm,“KULLuKk ŞARTI”n=>GEREĞİ’dir!.
“Lâ->İlâhe->İllâ=>ALLAH!”
İlahî TEVHİD’i anlamak için dÖRT’lü Sistemlerle, O yüzdendir ki yazılarımızda dÖRT’lü sistemlerle örnek vererek İÇ alemimizin<=>DIŞ Âlemimize yansımalarını yazmaktayız.
DIŞ DÜZEN-> İÇ DENGE!
DIŞ Düzen<->İÇ DENGE? problemlerimin çözüm arayışları işte böyle derinlere akar içimdeki sorular, cevap bekler.?
BENde ki bende!
Bâtın ve Zâhir bir DENGE-DÜZEN içerisinde uyumlu çalışılarak yüründüğünde yol tamamlanır إِن شَاء اللَّهُ
TERCİHimiz OL-ÂN İlâhi TEVHİDi ANlamamız için “Söz -> Sohbet -> ZEVK=> HAZz!” da dÖRTlü sistemin bir parçasıdır.
Cevablarını bulmadığımız, İÇ DENGE ve DIŞ DÜZENini kurmadığımız sürece, kendi ÖZümüzde ki görüş SEVİYElerimizi, RASULÎ SEVİYE’yesine, Resûllullah SALLallahu aleyhi ve SELLem SEVİYEleyemeyiz!. Sadece boş lakırtı etmiş oluruz!. O yüzdendir ki çoğu zaman aracımı geri viteste bırakıyorum. HADDi ve HUDUDu aşma korkusundan yazmama duygusuna kapılıyorum.
İstiğfar antivirüsüMüz.: Subhâneke ALLAHümme ve bî hamdike, eşhedu en lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerike leke estağfiruke ve e’tubileyke..
Ve'l- HaMduliLLÂhi RABBu’l- ÂleMîNN..
HaYyatın YAŞAm sahasında sAHnelenen her işin mutlaka ve mutlaka bir KUR-ALı var. Bu kuralın Sistemleri dahilinde ya anlıyoruz ya da anlıyamıyoruz..
Yirmi sene önce Kuzenimin Oğlunun sünnet cemiyetinde dâvetliler arasındaymışız. Annesini zaman içinde ara ara görmüş ve sohbet etmiştik. En son canlı görüşmemizden sonra HAKk'a yürüdü Teyzemiz.
Türkiye’nin çok ünlü bir ürün markasının soyadına sahipler kendileri. Çok güzel bir tevâfuk ki aynı çocuğumuzun bu sefer düğün cemiyetinde bir araya geldik..
ARK =>fARK =>çARK =>gARK..
VelhASıL-ı Kelâm;
FARKlılığı yanlış anladığımızdan mı? ARK’ta kalamadık!
Algılayamadığımızdan mı? çARKı ve gARKı çözemedik.
Değirmenimizi BUZ ile döndüremezdik. Oysa ki eriyip SU olmak LÂzımdı dönen çARKların içinde!
Kendiside benim gibi yanlızlıkla imtihan edilen bir hanım. Düğün sahibininde ısrarına rağmen kendisi otelde kalmak istediğinden yaşadığımız yerde otelleri gezdik. Hava çok sıcaktı, köyden yeni gelmiştim bir mola verdik. Kahve içmek için de evime dâvet ettim. İsterse burada kalabileceğini teklif ettim. Seneler geçse de bizler geleneklerden kopamayan insanlarız. Misafirimizi otelde değil de evimizde ağarlamak isteriz, bu bizi çok mutlu eder.
Çocukluğum geçer gözümün önünden… Bizim için tatil bir yakınımızın düğün cemiyetine gitmekti. Ne keyif alırdık. Cep telefonlarımız, özel araçlarımız yoktu. O zamanlar aktarmalı giderdik kâh uzun yürüyüşler yapardık güle eğlene. Unutulmazdı gerçekten. Yaşlanıyorum ya, o günlere özlemim artıyor sevgili dostlar.
Neyse samimîyetimizi hissedince bizde kalmaya karar Verdi. Seneler içinde benim yaşantımla ilgili pek çok şeyi biliyordu. Konuştukça pek çok yönlerimizin ve çilelerimizin eşleştiğini gördük. Ayrı yerlerde aynı kitapları okuduğumuzu konuştuk. Sabahlara kadar kâh ağladık kah güldük, ti’ye aldık yaşadığımız şeyleri. Ti’ye alırken tâbi ki ibretlikleri bir daha keşfettik. Bu arada sıkı bir dostluk bağımız kuruldu. Vakit yirmi sene sonrayMıŞş!.
Kısa bir süre sonra tekrar geldi sağ olsun.
Gelme sebebi ise organik yetiştirmeye çalıştığım meyve ve sebzelerden reçel, sirke, turşu, salça, tarhana gibi çeşitli ürünlerimizden almak içindi.
Bir iki gün öncesi RaBBim Teâlâ’ma bir NİYÂZda BULunmuştum.
Maddî durumu iyi olan birisinin çıkıp ürünlerimizin tamamını alması ve benim bu işi bırakmamdı.
Bu işlerde benim YAŞAmama dâir pek çok tecrübe edinmeme vesile olmuştu. Pek çok şeye bu yüzden TAHAMMÜL edebiliyordum..
ZORr İŞş =>NUR-İŞş!.
HAKk ve HAYR üzere yazmaya zaman ayıraBİLmem aslî görevimdi.
bu çırpınışlar ''Osuruktan TeYYâre!''ye binmek için değildi.
viewtopic.php?p=74897&hilit=Osuruktan+T ... 2re#p74897
İmâm ALİ kerremallahu vechehu.: "KeMâLike=>Tahte KeLâMike!.: KeMâLiniz=>KeLâMınızın ALtındadır!."Kul İhvÂNi Hocam sohbetlerinde yazmamızın bizim KEMÂLLaTımız açısından çok iyi olacağını ifâde eder.
Yazmıyor değilim wordlerimde pek çok yazılar ve notlar var. Kendi gafletimden zamanı müsrifçe kullanıyorum.
Özensiz hazırlayacağım bir yazıyı, KeLâM'ın yazı ya dönüşüp dökülmesini almakta olduğum eğitim-öğretime yakışmayacağını düşünüyorum.
Özensiz derken bunu açayım, defalarca yazdığımı okuyorum, konu ile ilgili araştırmalarımı yapıyorum. Konu ile ilgili resimler, harflerin ve kelimelerin vurgusuna özen gösteriyorum. Renklerin dilinide yansıtınca, DUYduğumu UYguladıktan sonra mutmâin oluyorum..
---Huzeyfe İbn Yeman radiyallahu anhu.: “Kelâm’ın yedi kilidi vardır. Söz onlardan çıktığı zaman yazılır, çıkmazsa yazılmaz. Bunlar: Kalb, dil, küçük dil, iki çene ve iki dudaktır.:Bu, şu Âyet-i Celîleye de uygundur.:
مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ
--- “Mâ yelfızu min kavlin illâ ledeyhi rakîbun atîdun .: Bir söz söylenmez ki, onun yanında hazır gözetleyiciler (tarafından tesbit edilmiş) olmasın.” (Kâf 50/18), (el-Âlûsî, Rûhu’l-Meânî, c. 26, s. 180.)Çok şükür ki Melekler DUÂ’ma =>“ÂMİN!” demişler.
إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّي مُمِدُّكُم بِأَلْفٍ مِّنَ الْمَلآئِكَةِ مُرْدِفِينَ
--- “İz testegîsûne rabbekum festecâbe lekum ennî mumiddukum bi elfin mine’l- melâiketi murdifîn (murdifîne).: RABBinizden yardım istediğiniz zaman böylece O, size icâbet etti. Muhakkak ki BEN, birbirini izleyerek gelen bin melekle, size yardım edenim (yardım eden BEN’im).” (Enfâl 8/9)viewtopic.php?f=84&p=102597#p102597
Nacizane MuhaMMedî Teknik TaSAVvuf öğrencisiyim. 4’lü sistemle eğitim ve öğretim almaktayım. Tatlı=>Ekşi=>Tuzlu=>Acı! bir 4’lü sistemdir. Köyüm GÜVENLİ’de, Gemlik’te ise GÜVEN sokakta ikâmet etmekteysek, Hayatta hiç bir şey tesadüf değildir.
nOt.: Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelen İslamî Terimdir. Anlamlı ve hikmetli (bilgece) amaçlarla, latîf bir şekilde birbirine yakışan ve birbiriyle ilişkili olan, uygunluk arz ederek bir düzenin varlığını gösteren, kısaca birbirine tevâfuk eden her şey, evrende tesâdüfe yer olmadığını işaret ve ispat eder.
AD-RESİMi ver; MuhaMMedî ŞEHRde,
ALİ Keramullahi veche CADDesinin,
HAKk DOSTLarı Ma-HALlesinde,
HAYY MÎM aleyhi’s-SeLÂM APARTının
ABDuLLaH DÂİREsinde GÜVENle ikâmet etmekte Nur-iYyE!.
Tatlı=>Ekşi=>Tuzlu=>Acı!. diye açarsak sevgili kardeşlerimize;
"Ya YAŞAdım =>YAZdım, Ya da YAZdım =>YAŞAtıldım!.’’ Der sevgili KulihÂNi Hocam..
4’lü sistemi tefekkür edeBİLirsek şâyet bir çok yönleri ile bizleri Zâhir ve Bâtın mânâları daha iyi anlamamıza götürür. Madde Alemimde YAŞAdıklarımızı kısaca anlataBİLiriz Şöyle ki;
Tatlı-Ekşi-Tuzlu ve ACI; Tatlı( reçellerimiz)-Ekşi( sirkelerimiz)-Tuzlu(turşularımız) ve ACı (zor süreçlerde OLgunlaşmamız için çektiğimiz, ÇİLLeLerimiz/Acılarımız). Çok yazılacak şeyler var daha elbette ki!.
Burada ki tespitlerimiz uzun senelerdir uğraş verdiğimiz ürünleri yetiştirme serüveninden..
وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى
---”Ve en leyse li’l- insâni illâ mâ seâ.: Ve insÂN için =>ÇALIŞmasından başka bir ŞEYy yoktur!.” (Necm 53/39)Anakara’dan ÂHiretliğim geldi, yeni damat ve gelinimizle ailece yemeğe gittik.
Kısaca Âhiretlik olmayı anlatayım belki bilmeyen Kardeşlerimiz vardır..
Dinle sana bir nasihat edeyim,
Hatırdan gönülden geçici olma!.
Yiğidin başına bir iş gelince,
Onu yad ellere açıcı olma!.
Karacaoğlan..
nOt;
Anadolu irfanında Âhiretlik; samimî arkadaşlık, dostluk, kardeşlik, birbirlerine karşı asla üstünlük taslamayan, sırlarını ifşâ etmeyen velhasıl iki yerine bir olabilmektir..
Bizim kuşak "Z" kuşağı gibi büyütülmedi, gelenek ve göreneklerin bilincinde olarak yetiştirildik. Her şeye kolayca kavuşamadık yokluk ve yoksunluk çekerek olgunlaştık. Akrabalarımızla, arkadaşlarımızla, komşularımızla pek çok samimîyeti paylaştık. Birbirimize her konuda bile-isteye maddî manevî emek verdik.
Son sistem Kibar spor bir Mercedes’i var, ALLAHu Teâlâ ziyâde etsin. Günün yaşanmış yorumlarını yaparken kendimizce nakaratlara başladık.
Öyle son sistemli âletlere tabiki alışık değildim, amma keyfinide çıkarmamak olmazdı..
Velhasıl-ı başladık nakaratlara.
SÖZ DİNLEmedin;
DUR dedik, DURmadın; DURDURDUK!?.
DİNLe dedik, DİNLEmedin; DİNLETİRDİK!?.
YAK dedik, YAKMAdın; YAKTIRDIK!?.
GEL dedik, GELMEdin; GETİTTİRDİK!?.
Gece dönerken Şehrimizin girişleri tutulmuş, ASAYİŞ için arama yapılıyordu.
Gece sokağa çıkmadığımdan, hiç alışık olmadığım bir durumdu.
Polis durdurdu, aracımızın camlarında flim vardı.
Ön camları hemen açtım bizi önde gördü, yeterli sandım.
Tabiki arka koltuklarda da kimler vardı?.
Polis Memuru.: ''Beni görünce ne yapman lazım?.'' diye sordu.
Ben; Polis Memurunu DIŞardaki aydınlatma LAMbası aracılığı ile aracın DIŞında görmüştüm..
Polis Memuru İÇerdeki aydınlatma LAMbası yanmadan, İÇerisini nasıl görecekti de, ASAYİŞi sağlıyacaktı..
Önemli bir KUR-Alı ihlâl etmiştim, İÇ lambayı açmak O-ÂN AKLıma gelmemişti.
YAŞArken de çok önemli KUR-ALLarı maalesef, İHLÂL ve İMHÂ ediyorum!.
“SEVgi EMek İSter!
EMeksiz SEVgi ZAHMETtir.’’
Gerçekten her ne ise SEVdiğiniz, EMEK istiyor. Emek vermediğiniz ise size sadece zahmet olarak geri dönüyor!.
''ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve Nebîyyike (MahMudîyyeti) , ve RasûLike (AhMedîyyeti) ve Nebîyyi'l- ÜMMîyyi (Habîbiyyeti) ve alâ ÂLihi, EhL-i Beytihi ve Sahbihi ve ÜMMetihi... ''
İnşâe ALLAHu'r- RahmÂN!.
ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-SeLâMet
İZZet-i İhsÂNınLa LûTFet-EL HÂFİZ-HAFÎZ İSMi FAZLınLA
ÜMMet-i MUHAMMEDi Maddî-Manevî FELÂKEtLerden KORu,
ve BİZi ASLımıza DÖNdür!. İnşâe ALLAH!..
Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..
Âmin... Âmin... Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu.
'' ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve Nebîyyike (MahMudîyyeti) , ve RasûLike (AhMedîyyeti) ve Nebîyyi'l- ÜMMîyyi (Habîbiyyeti) ve alâ ÂLihi, EhL-i Beytihi ve Sahbihi ve ÜMMetihi... '' İnşâe ALLAHu'r- RahmÂN!.
MuhaMMedî MuhaBBetLerimİZLe!.
NUR-iYyE!
HCRmd SssZ...
16.11.2022 06:30
NOT;
bu gif KulihvÂNi Hocamızın yazılarından alıntıyı ifâde eder.