Salâtü Selâmın Faydaları

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz üzerine Salâvât getirmek her müslümana farzdır.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Salâtü Selâmın Faydaları

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim

Salâtü Selâmın Faydaları

Âlimler ve mutasavvıflar salât ü selâmın, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin şeref ve mâkâmını yücelten ve Allah Teâlâ’nın indindeki kadr u kıymetini belirten bir ibadet olduğunu beyân etmiş, bu yüzden salât ü selâmla meşgul olan kişiye birçok nimetin ihsân olunacağını ifâde etmişlerdir.
Bu sayede Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin bereketiyle, dualar kabul olur, ihtiyaçlar giderilir, acı ve hüzünler giderilir, kul ilâhî rahmete nâil olur, dünyada ve ahirette maksadına ulaşır.
Birçok ulemâ eserlerinde salât ü selâm getirmekle elde edilecek faydalardan bahsetmiştir. Bu cümleden olmak üzere aşağıdaki maddeleri özet olarak şöyle sıralayabiliriz:

1. Kul Allah Teâlâ’nın emrini yerine getirmiş olur.
2. Salavâtta, Allah Teâlâ ve mü’minler muvâfakat-birliktelik etmiş olur.
3. Salavâtta melekler ve mü’minler muvâfakat-eşlik etmiş olur.
4. Bir defa salât ü selâm getirene Allah Teâlâ on defa salât (rahmet) eder.
5. Allah Teâlâ’nın ve meleklerin kendisine salât etmelerini hak eder.
6. Allah Teâlâ’nın rahmetine nâil olur.
7. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin şefâatine nâil olur.
8. Salât ü selâmına mukabil, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemde ona salât eder.
9. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme duyduğu sevgi artarak devâm eder.
10. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem tarafından sevilmeyi hak eder.
11. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin çeşitli ikramlarına nâil olur.
12. Salât ü selâm getiren mü’minin ismi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme arz edilir.
13. Salât ü selâm, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ümmeti üzerindeki hakkını ve O’nu ümmetine bahseden Allah Teâlâ’ya karşı vazifesini en azıyla da olsa edâ etmeye vesile olur.
14. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin örnek kişiliğinden etkilenmeye ve O’nun kişiliğiyle aynîleşmeye vesile olur.
15. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi rüyada görebilmeye vesile olur.
16. Kıyâmet gününde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemle musâfaha etmesine vesile olur.
17. Mü’minin kıyâmette Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme yakın olmasına vesile olur.
18. Manevî sülûka başlayan mürîd için en önemli vird ve şeyhi olmayanın şeyhi olur.
19. Kulun hidâyetine ve kalbinin hayât bulmasına vesile olur.
20. Salât ü selâm ehl-i sünnetin şiârıdır.
21. Salât ü selâm okuyana on hasene yazılır, on günahı silinir ve on derece yükseltilir.
22. Duânın başında ortasında ve sonunda okunursa kabulüne vesile olur.
23. Günahların affına ve ayıpların kapanmasına vesile olur.
24. Ölmeden önce kulun cennetle müjdelenmesine vesile olur.
25. Fakirlikten kurtulmaya vesile olur.
26. Sırat köprüsünde mü’minin nûru olur.
27. Salât ü selâm, mü’minin ömrünün uzamasına, islerinin bereketlenmesine ve arzularının gerçekleşmesine vesile olur.
28. Ayakların kaymasını önleyerek sırat köprüsünden rahat geçmeye vesile olur.
29. Rızık elde etme yollarının kolaylaşmasına vesile olur.
30- Hüsn-i hâtime (güzel bir son)’yi elde etmeye vesile olur. Görüldügü gibi salât ü selâm, dünyâ ve âhirette kişiye sayısız nîmetler sağlamaktadır.
Diye bildirilmiştir..

Hepsindem ALLAH celle celâlihu RAZI Olsun..

Muhammedî Melâmette ise Kul İhvanî;

SALL, Bâtınî Lutfullahın zâhiri Ulaşımı Lutf-u Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Olarak KULun SILASIna SAHİB Çıkışı ve Çıkılışı SAHABEliğidir..
SALL öylesine önemli bir SILA YOLudur ki KUL ancak ve ancak SALLa;

Muhammedî ŞUURu BİLebilir
Muhammedî NÛRu BULabilir
Muhammedî SüRURda OLabilir
Muhammedî O-NURu YAŞAyabilir...

SIDDIK ve ÂDİL bir Muhammedî KUL olarak;
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem in Yüce Adına, Hesabına ve ŞEREFine Sebebsiz, Bedelsiz ve Asla Katışık Yapmadan, Hasbî Hizmeçiliğini TERCİH edip UYgulayabilir...
BİZce Yaratılış SEBEBimizdir SALL İnşaallah…

MiM MuHABBEtlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Re: Salâtü Selâmın Faydaları

Mesaj gönderen NuruM »

http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... =40&t=5896
kulihvani yazdı:Resim

RESÛLULLAH
(sallallahu aleyhi ve sellem)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Selâm Verilmiştir

Resim --- "Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nâsibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. ALLAH herşeyi görüp gözetiyor.Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selâmlayın; yahut aynı ile karşılık verin. Şühpesiz ALLAH herşeyin hesabını arayandır." (Nisâ 4/85-86)

Bu âyeti celilenin nûzûl sebebi :
"Münâfıklar Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e selâm verirken "Essemû aleyküm : ölüm sizlere olsun" dediler.
Aişe (radiyallahu anha) vâlidemiz de : "Ölüm ve lânet size olsun!" dedi.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Onların ne dediklerini anladım ve hemen peşinden "Ve âleyküm : ve size olsun!" dedim. buyurmuştur. " (Buhârî).

Peşinden Nisâ sûresi (85-86) âyetleri nâzil oldu.

EL SELÂM (celle celâluhu) ism-i şerîfi, Esmâû'l-Hüsnâ içinde yapısı masdar olan tek Esmâullahdır. Selâm mübalağa masdarı olup gelecekte selâmettir.
Evvel - âhir - zâhir - bâtın sistemin selâmeti, EL SELÂM (celle celâluhu) iledir... Sonsuz sırları içerir...

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Şüphesiz ki "EL SELÂM"ALLAH'ın yeryüzüne konulan isimlerinden biridir. Binâenaleyh selâmı aranızda yayınız!" buyurmuştur.
(Enes (ra) dan; Buhârî, Edeb'de)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "EL SELÂM, ALLAH'ın Azîm (yüce, ulu) isimlerinden bir isimdir. Onu mahlûkatı arısında bir zimmet (emniyet, koruma vasıtası) kılmıştır (yapmıştır). Bir müslüman diğer bir müslümana selâm verdiği zaman, onu hayrdan başkası ile anmak haram olur (çünkü, selâm veren onun şerrinden emin olmuştur)." buyurmuştur. (İbn Abbas (ra) dan; Deylemî)

Selâm : sevgi, barış, rahatlık, eminlik ilânı ve âşinâlık bildiklik işâreti.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bir adam : "İslâmın hangi hasleti (daha) hayırlıdır?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Yemeği yedirir ve tanıdığın-tanımadığın herkese selâm verirsin." buyurmuştur.
(Abdullah b. Amr (ra) dan; Müslim,Îmân 63 (30)

Da'rüs selâm : cennet.
Aleyhi's-Selâm : ALLAH'ın selâm ve selâmeti onun üzerine olsun demektir. Tahiyye : selâm, sağlık, esenlik, iyilik dileği; selâmlama...
Selâm = dostluk
Hayyake'llah : ALLAH sana ömür versin.
Es selâm : âfet ve noksanlıklardan selâmette olan.

ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL mü'minleri 12 yerde Kelâmullahında selâmlamıştır :

1- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetine selâm vermeyi ve almayı farz kıldı. (bizim lisanımızla) (Nisâ 4/86 bkz.)
2- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e "Âyetlerimize inanlar sana geldiğinde de ki :"Selâm size!" (Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) lisanı ile bize selâm) (En'âm 6/54)
3- Nûh (aleyhi's-selâm) ve bize selâm (Hûd 11/48 bkz.)
4- Cennette meleklerden bize selâm. (Ra'd 13/24 bkz.)
5- Azrail (aleyhi's-selâm) lisanı ile bize selâm. (Nahl 16/32 bkz.)
6- Musa (aleyhi's-selâm) lisanıyla bize selâm. (Tâhâ 20/47 bkz.)
7- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) lisanı ile bize selâm. (Neml 27/59 bkz.)
8- ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'in vasıtasız bize selâm. (Ahzâb 33/44 bkz.)
9- Rabbü'lâlemin'den vasıtasız bize selâm. (Yâsîn 36/58 bkz.)
10- Ashabi'l-yemin lisanıyla bize selâm. (Vâkıa 56/90-91 bkz.)
11- ES SELÂM (celle celâluhu)'dan ezelî selâm. (Haşr 59/23 bkz.)
12-RUH (Cebrail as.) lisanıyle bize selâm. (Kadr 97/4-5 bkz.) Ve :

Resim --- "Doğduğu gün, öleceği gün, dirileceği gün Yahy'ya selâm." (Meryem 19/15)

Resim --- "Doğduğu gün, öleceği gün, dirileceği gün İsa'ya selâm." (Meryem 19/33)

ES SELÂM (celle celâluhu) : ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'in selâmet esmâsıdır. Onun için harf-i târifli selâm vermek şarttır.
Yâni başında "Es" olacak : "Esselâmü aleyküm..." denilecek...

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Mu'cizeleri, Miracı

İsrâ 17/1,60; Necm 53/13-18 bkz; Şakkû'l-kamer (Kamer 54/1 bkz.).

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Son Peygamberdir

Resim --- "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisinin babası değildir. Fakat o, ALLAH'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. ALLAH her şeyi hakkıyla bilendir." (Ahzâb 33/40)

Kur'ân-ı Kerîm Resûlullah (sav)'in Sözü Değildir Kelâmullahtır

Resim --- "O (Kur'ân) hiç şüphesiz şanlı (Kerîm) bir peygamberin (getirdiği sözdür) sözüdür." (Hakka 69/40)

Resim --- "O (peygamber) Bizim adımıza bazı lâflar uydurmaya kalkışsaydı elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra da onun can damarını (kalb) koparırdık." (Hakka 69/44-46)

Hak Din İle Gönderilen Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (Feth 48/28; Saf 61/9 Bkz.)'in Görevi Tebliğdir.

Tebliğ görevi : Kur'ân-ı Kerîmde 16 sûrede 27 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Tenzir ve tebşir görevi : Kur'ân-ı Kerîmde 48 sûrede 65 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Dâvet görevi : Kur'ân-ı Kerîmde 2 sûrede 2 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Ümmeti üzerine şâhid oluşu görevi : Kur'ân-ı Kerîmde 4 sûrede 5 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Dâvetini insanlardan karşılık beklemeden yapması görevi : Kur'ân-ı Kerîmde 9 sûrede 10 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Dâveti sırasında kendisinin teselli edilmesi : Kur'ân-ı Kerîmde 38 sûrede 66 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e itâat : Kur'ân-ı Kerîmde 13 sûrede 26 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e imân : Kur'ân-ı Kerîmde 6 sûrede 11 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e saygı göstermek : Kur'ân-ı Kerîmde 2 sûrede 7 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i inkârın küfür olduğu : Kur'ân-ı Kerîmde 8 sûrede 9 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e isyânın kötülüğü : Kur'ân-ı Kerîmde 7 sûrede 10 âyet-i kerîmede bildirilmiştir.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kendiliğinden Sorumluluk Yüklememiştir

"De ki : Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben mütekellifinlerden (tekellüf eden, külfetli ve zahmetli bir iş tutan ve başka bir türlü görünen yapmacık olan) de değilim." (Sad 38/86)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Kolaylık Verilmiştir

"Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?. Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı? Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız RABB'ine yönel." (İnşirâh 94/1-8)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mü'minler İçin Nefislerinden Daha İleridir

Resim --- "Peygamber, mû'minler nazarında kendi canlarından daha önce gelir; hanımları da analarınızdır..." (Ahzâb 33/6)
Nebe' : faydası büyük olan ve onun sâyesinde bilgi ya da kanâat oluşan haber.
Nebî' : selim akılların kabul edebileceği haber getiren, haberci.
Nübüvvet : yücelik peygamberlik.
Tebûk seferine çıkmak emrini alan bazıları "ana-babamıza danışacağız"dediklerinde bu âyeti celile inzâl olmuştur.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Üç şey vardır ki bunlar kimde bulunursa o kimse imânın tadını bulur : Bir kimseye ALLAH ve Resûlü, başkalarından daha sevgili olmak.Bir kimse sevdiğini yalnız ALLAH için sevmek.Bir kimseyi ALLAH küfürden kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmekten, ateşe atılmaktan ikrah (tiksinme) ettiği gibi ikrah etmek (iğrenmek) " buyurmuştur.
(Enes (ra) dan, Müslim,Îmân 67 (43)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Hiçbir kul ben kendisine ehlinden, malından ve bütün insanlardan sevgili olmadıkça imân etmiş sayılamaz." buyurmuştur.
(Enes (ra) dan, Müslim,Îmân 69 (44))

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Sizden hiçbiriniz, ben kendisine çocuğundan, babasından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça imân etmiş olamaz" buyurmuştur.
(Enes (ra) dan, Müslim,Îmân 70)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "El mer'ü mâa men ehabbe : kişi sevdiği ile beraberdir." buyuruyor. "Ne zaman?" Bir Bedevî gelip "Yâ Resûlullah (sav) kıyâmet ne zaman?" diye sorunca, Resûlullah (sav) : "Onun için ne hazırladın?" diye soruyor. Bedevi ise : "Çok namazım ve orucum yok; ne varki ben, ALLAH (cc) ve Resûlünü (sav) seviyorum!" deyince, "Kişi sevdiği ile beraberdir" buyuruyor.
(Buhârî, Edeb-96;Mûslim, Birr-165 (4/2034)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hayattayken ve herkesin malı emrine verilmişken, Hakk'a yürüyüşünden sonra Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in malı tüm mü'minlere mîrâs olmuştur.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Yardım Etmek Emredilmiştir

Resim --- "... İşte o peygambere inanıp ona tam saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen NUR'u (Kur'ân'ı) izleyen (uyan) kimseler; işte o asıl maksada ulaşan (iflâh olan) kurtulmuşlar, onlardır." (A'râf 7/157)

Resim --- "Eğer siz Ona (Resûlullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); Ona ALLAH yardım etmiştir..." (Tevbe 9/40)

Resim --- "Ey imân edenler! Eğer siz ALLAH'a yardım ederseniz o da size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz..." (Muhammed 47/7)

ALLAH Tealâ'ya yardım : hizbine, peygamberine, dinine ve Zâtına demektir.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) nübüvvetini ilân ederken hac mevsiminde (Mekke'ye çeşitli yerlerden) gelen insanlara kendisini takdim ederek : "Beni kavmine götürecek kimse yok mu? Çünkü; gerçekten Kureyş Beni, RABB'imin kelâmını tebliğ etmekten men ediyor! (alıkoyuyor)." buyurmuştur.
(Câbir bin Abdillah (ra) dan; İbni Mâce, Mukaddime 201)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e Salâvât (ulaşım, vuslat, dua) Emredilmiştir :

Azîz kardeşim, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz üzerine salâvât getirmek her müslümana farzdır.
Ve âyet-i celilelerle sabittir.
Fıkhî konu olmakla beraber İsm-i Şerîfi anılınca peygamberimiz MUHAMMED (aleyhi's-selâm)'ı sıla : kavuşum ricâmızı ederiz.

Resim --- "ALLAH ve melekleri Peygamber'e çok salâvât getirirler. Ey mü'minler! Sizde ona salâvât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin (selâmlayın)." (Ahzâb 33/56)

Salâvât, bilene (ehline) farz-ı ayndır.
Salâvât, kısaca ve kesin olarak :
"ALLAH'ım! Beni Muhammedî oluşumun şuûruna erdir."duasıdır. Muhammedîleşmek dileğidir.
Muhterem, Mübârek, Müstesna ve Muhteşem Muhammed Aleyhi's-sâlatü ve's-selâm'a; akan suyun deryaya isalesi (ulaşımı, akımı) gibi kavuşup, O'nun; söz, fiil, ahlâk ve hâlleriyle hâllenip Muhammedî oluş şuûruyla buluşmaktır.
Her emir, vücûb ifâdesi olup vâcibtir. Salâvât; ALLAH Tealâ'nın emrinin işlenmesi ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hakkının ödenmesidir.
ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'in zikrimize hâşâ ihtiyacı olduğundan dolayı değildir. ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'i zikr edişimize sebeb, emirdir.
Sistemin ve kulluğun gereğidir. Salâvât da böyledir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ihtiyacını ALLAHÜZÜ'l-CELÂL görmüştür.
Muhtaç olan kendimiz olup; ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'e tâbi' olabilmek için önce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e tâbi' olmaya; me'mur, mecbur, muhtaç ve mahkûmuz.
Bunun için ise 7 letâifimizle birlikte buluşmamız lâzım ve lâyıkıdır.
Yaşayan bir insan için tasavvufun diriliği, bu bağlantıyı kurmak hüneri, çabası ve azmidir.
Bu ise ihtiyârî ve keyfî olmayıp mecburîdir.
Sistemin; selâmeti, rahmeti ve velîyy-i ni'meti olan Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e saygı ve teslimiyyetin yolu salâvâttır. Salâvâtı dar anlamda "dua"diye târiflemek ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) için bir şeyler istediğini sanmak ilm-ü-edeb eksiklilğindendir.
İşin aslı âcizâne; Buz Dağı (Benlik Dağı) olan insan nefsinin i'tidal üzere eriyip; terbiye, tezkiye, tasfiye ve tecliye işlemleri sonunda pırıl pırıl, tertemiz zemzem gibi akarak (salâvât arz ederek) Rahmet deryasının sûrekli salâtına kavuşmaktır.

Resim --- "Onların mallarından bir sadaka al ki onunla kendilerini hem temizler hem de arındırırsın. Ve salli aleyküm : onlara salât et. Şüphesiz ki senin salâtın onlar için sükûnettir. ALLAH işitendir, bilendir." (Tevbe 9/103)

Sekînet : sakinlik, kararlılık, rahatlık, gönül rahatlığı, kalb yatışkınlığıdır.
Salât, duadır da...
Ne var ki bu dua Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salât olunca binbir dilekli dua değil de tek dilekli dua olur.
Bu tek dilek ise hem yukarıdaki âyet-i celiledeki Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in duasına salâtına, salâtla isal ve kavuşma dilekçesi, arzu ve azmidir.
Mevali : mevlâlardır. İnsanoğlu câhil kalırsa; emvâli (mallar) mevâlisi (efendileri), insanlar da mallarının köleleri olur ve kıble karışır.
İlk sözüne (Ahdullah'a) sadakat sadakası sorulur...
Kulun zâhirinin tâhiriyesi ve bâtının tezkiyesinin; işinin uzman ustası olan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in işi ve mârifeti olduğu beyân buyuruluyor.
Sonsuz noktada kıyısı olan umud ummanı gibi heran; salât-ı Resûlullah, her damlayı çağırıyor ve ümmetini tevhid bileliğine dalga dalga sesliyor... Selâmetin, sükûtun, sükûnetin ve emniyetin; özdeki emânetin emniyetçisi Muhammedü'l-Emin Aleyhi's-salâtü ve's-selâm'ın sılasında olduğunu ezelî ve ebedî ezân-ı Muhammed ile ilân edip duruyor...
Evet, kimisi : "Semiğnâ ve ateğnâ! : duyduk ve uyduk!"diyor; kimisi de "Semiğnâ ve aseynâ : duyduk ve isyân ettik!" diyorlar...
Tercih ediş ise insan sûretinde ve aklı olanların bileceği iş...

SAV : Sallallahu Aleyhi ve Sellem : ALLAH'ın salât ve selâmı O'na olsun!demektir.
Burada bir husus var ki şehâdetin esası olan :
"Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah"; Ulûhiyyet Tevhidi olup; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salâvâtın temeli ise "Allahümme salli âlâ Muhammedîn ve sellim"dir.
Lâfzullah, ALLAH (celle celâluhu) harf-i târifsiz ve tüm esmâü'l-hüsnâyı kendisinde cem eden câmi'dir.
"Yâ RABBi salli, Yâ Rahmân salli" lâfızlarının kullanılmayışı İslâm Dininin iğnenin ucu gibi son ucunda Resûlullah'ın tebliğine tâbi' olma ve Ulûhiyyet Tevhidinin bulunmasıdır.
Bunca mahlûkatın, olan takdiratın, insanın, imânın, ibâdetin, itâatin ve hayatın sonucu; bir şehâdet cümlesinin olup-olmayışına çıkmasıdır. Son söz, ilk sözü tasdikledi ise mesele yoktur...
Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ism-i şerîfi de esastır; çünkü MUHAMMED ismi de câmi' olup, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin isimlerine ve âlemlerine câmi'dir ve Kur'ânîdir.
Kur'ân-ı Kerîm'de 4 sûrede geçmekte ve 4 âleme işarettir.
Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ism-i şerîfi ile bu âlemi bir beşer olarak şereflendirmiştir.
Bedenî bir insan oluşu ise en mükemmel durum olup zâhirde mevcûd olmakla, bâtını, evvelî ve âhirî zâten özünde cem' dir.
Belki anlatmam yetersiz kalıyor olabilir...
Şöyle anla ki sana bakarsak, şu anda seni görürüz.
Sende, geçmişine bakarsak; babanı, dedeni ve neticesi Âdem (aleyhi's-selâm)'ı görürüz...
Sende, geleceğine bakarsak; oğlunu, torununu ve kıyâmete kadar neslini görürüz.
Sen; şu anda zâhir olmakla, bâtınını, geçmişini (evvelini) ve geleceğini (âhirini) üzerinde taşımaktasın.
Şunun için arza çalıştım ki İslâm Dininde ve Muhammedî Metodda hiçbir şey uydur-kaydır değildir.
Bir yere varamayış, yolunu bilemeyiştendir.
Bu iş tasavvuf işidir.
Tasavvufun anayasanının bir maddesi de : "Kan et dava etme!"dir.
Neden ? Çünkü tasavvuf dava mesleği değil dua (sall) meşrebidir.
Selâmla birbirimize, salâvâtla Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ve salâtla (namaz olan) ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'e kavuşuruz. (Sıla ederiz.)
Et tırnak gibi Muhammedî bileliğin bizliğine, birrine ve bereketine ulaşırız.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Bana selâm veren her müslümanın selâmını almak üzere ALLAH ruhumu bana geri verir." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Kim bana bir defa salât-ü-selâm getirirse, ALLAH Tealâ'da ona 10 defa salât eder." buyurmuştur. (Darimî, Rikâk 58 (2/317)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yeryüzünü şereflendirdiğinde, tüm varlık ona hâliyle selâm ve saygısını herkesin duyacağı tarzda bildirirdi.

Resim --- İmâmı Alî (keremullahi veche) : "Resûlullah (sav)'le Mekke'de idim. Beraberce bir tarafına gitmiştik. Onun karşısına çıkan her ağaç, her dal ona selâm veriyor ve"ALLAH'ın selâmı üzerine olsun ey ALLAH'ın Resûlü!"diyordu.
(Tirmizî, Menâkib 8/3630)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Mekke'de bir taş var, peygamberlik geldiği zaman günler boyu bana selâm verdi. Şu anda o taşı biliyorum." buyurmuştur.
(Câbir İbni Semure (ra) dan; Müslim, Fezail 2-2277; Tirmizî, Menâkib 7/3628)

Resim --- Bir bedevi gelerek Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e : "Senin ALLAH elçisi olduğunu ne ile bileyim?" dedi. Resûlullah (sav) : "Hurma ağacından şu salkımı çağırmamla. O benim ALLAH'ın elçisi olduğuma şehâdet eder!" buyurdu ve onu çağırdı. Salkım ağaçtan inmeye başladı. Resûlullah (sav)'in yanına düştü ve : "Esselâmü Aleyke yâ Resûlullah!" dedi. Sonra Resûlullah (sav) ona : "Haydi yerine dön!" diye emrettiler. Salkım yerine döndü ve eski yerine kaynadı. Bedevi müslüman oldu."
(İbni Abbas (ra) dan; Tirmizî, Menâkib 9-3632)

İnsanın ömründe bir kere Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salâvât getirmesi farz-ı ayndır.
Bir çok eserde her anılışımda salâvât getirmek vâcibdir,denilmiştir.
İmâm-ı Şâfiî ve İmâm-ı Hanbel Hazretleri namazın farzlarından birisi olarak, ikinci teşehhüd miktarı oturuşta (Ka'de-i âhirinde) salâvât okumayı da saymışlardır.
Okunmaz ise namazın iâdesine hükmetmişlerdir.
İmâm-ı Azam ve İmâm-ı Mâlik Hazretleri ise, ikinci teşehhüdde salâvât getirmek kesin sünnettir buyurmuşlardır.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Muhakkak insanların kıyamet gününde benim için en makbulu bana en çok salavat getirenleridir." buyurmuştur.
(Abdullah İbni Mes'ud (radiyallahu anhu)'dan; Tirmizî;İbni Hibban; Askalânî, Bûlüğü'l-Merâm 1583/1344)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Ragime enfü raculin zükürtü indehu felem yusallî aleyye : yanında adım zikrolunup da bana salâvât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün!" buyurmuştur. (Tirmizî,Daavat 100;İ.Ahmed II/254)

Resim --- Ebu Mes'ud el Bedri (ra) dan :
"Biz Sâd bin Umade'nin meclisinde iken Resûlullah (sav) yanımıza geldiler. Beşir ibni Sâd' :"Yâ Resûlullah! ALLAH Tealâ bize sana salât okumamızı emretti. Sana nasıl salât okuyabiliriz?"diye sorunca Resûlullah (sav) : "Allahümme Salli alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammed kemâ salleyte alâ İbrâhim'e ve bârik alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammed'in kemâ bârekte alâ âli İbrâhim'e inneke Hamîdûn mecîd." söyleyin buyurup ilave ettik ki : "Selâm da bildiğiniz gibi olacak." buyurmuştur.
Bu hadis-i şerîfin başka bir rivâyetinde ise : "Allahümme salli alâ Muhammed'in ve âli ezvâcihi ve zürriyetihi" yer almaktadır.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "ALLAH Tealâ benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salâvât getirdi mi, mutlaka o iki melek ona : "Gafarallahu leke : ALLAH seni bağışlasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler. bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salâvât getirmediğinde mutlaka o iki melek : "ALLAH seni bağışlamasın!" derler. ALLAH Tealâ ve diğer melekler de o iki meleğe cevap olarak : "Âmîn!" derler." buyurmuştur.
(Buhârî, Davaat 31,32;Müslim,Salât 65,66,69;Tirmizî, Vitr 20; Ebu Dâvud, Salât 179; Nesâî, Seh 49,50,54; Muvatta,Sefer 66,67 vd.)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "ALLAH Tealâ'nın yeryüzünde seyahat eden öyle melekleri vardır ki onlar ümmetimden Bana olan selâmı ulaştırırlar." buyurmuştur.
(Tirmizî ve İbni Hibban sahihinde)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Kıyâmet günü insanların Bana en yakın olanı (evlâ'n-nâs) üzerime en çok salât getirenidir." buyurmuştur.
(Tirmizî ve İbn Hibban)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Kim benim üzerime bir defa salâvât getirirse ALLAH Tealâ, onun üzerine 10 salâvât getirir. Kim benim üzerime 10 salâvât getirirse ALLAH Tealâ onun üzlerine 100 salâvât getirir. Kim benim üzerine 100 salâvât getirirse ALLAH Tealâ onun iki gözü arasına nifâktan ve ateşten kurtuluş berâtı yazar ve onu kıyâmet günü şehîdlerle beraber (cennette) iskân eder." buyurmuştur.
(Tirmizî, El Mu'cem'inde)

Resim --- Ahmak kişi kendini bilmez, hayatı bilmez, nereden gelip nereye gittiğine bakamaz, "acaba!"lar içinde bocalar durur. Ta ki canı çıkıncaya kadar. Âlim ilme ciddî bir çaba ile ulaşır. Ârif irfâna çile ile ulaşır.Âşık Hakk (celle celâluhu)'ya bile ile ulaşır... Bilelik et tırnak gibiliktir. Kuru lâfla peynir gemisi yürümez. Seven sevdiğinin emrinde olur. Onun her arzusunu baş tacı eder ve bilelilğine canını vererek aşkının bedelini en kıymetli canıyla öder de şâhid olur, şehîd olur. Sistemin evvelinde (başlangıcında) ve âhirinde (sonucunda) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vardır.
Onun için :

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Duanın başında ve sonunda Muhammed (sav)'e ve ehl-i beytine salâvât getirmediği sûrece, dualar ALLAH Tealâ'ya karşı perdelidir (mahcub, hedefine ve dergâh-i icâbete ulaşamaz) " buyurmuştur.

Resim --- Yine İmâmı Alî (keremullahi veche)'den mervi hadis-i şerîfte Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Dua, Muhammed (aleyhi's-selâm)'a salâvât getirinceye kadar hicâblıdır." buyurmuştur.

Resim --- Ömer İbni Hattab (radiyallahu anhu)'dan mervi hadis-i şerîfte Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Dua semâ ve arz arasında mevkûftur (durdurulmuş, tutuklu, bağlı). Ondan bir şey yükselmez. Ta ki senin peygamberinin üzerine salâvât getirinceye kadar" buyurmuştur.

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Yanında anıldığım kimse bana salâtta (getirmekte) hata ederse, (kendisi için) cennet yolunda hata etmiş olur." buyurmuştur.
(Taberanî)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Kim bana bir kere salât-ü selâm getirirse ALLAH ona 10 rahmet eder, 10 hatasını affeder, 10 da derecesini yükseltir." buyurmuştur.
(Enes (ra) dan; Buhârî-Edebde; İmâmı Ahmed, Nesâî, Ebu Yâ'lâ, Beyhâki, Hâkim)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :"Cuma günü Bana çok selât-ü-selâm getirin. Çünkü Cuma günü Bana selât-ü-selâm getirenin (selât-ü-selâmı) mutlaka Bana arz edilir." buyurmuştur.
(Ebi Mes'ud (ra) dan; Hâkim-Müstedrek; Beyhâki-Şû'abü'l-imân da; ayrıca İmâmı Ahmed, Ebu Dâvud, İbni Hibban)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Bana getirilen selât-ü-selâm sırat üzerinde bir nur olacaktır. Kim Cuma günü bana 80 kere selât-ü-selâm getirirse 80 yıllık günâhları bağışlanır." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (ra) dan; Dârekutnî-Sünen, ve İbn Şahin)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Cuma günü, günlerinizin en fâziletlilerindendir. O günde benim üzerime selâtı çokça getirin. Zirâ, sizin salâvâtınız bana arz olunur. Ashab : "Yâ Resûlallah! Siz toprak olmuş hâlde iken bizim salâvâtımız size nasıl arz olunur?" diye sorulunca Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "ALLAH, peygamberlerin cesedlerini yemeyi, (çürütmeyi) Arz'a (yeryüzüne) haram kılmıştır." buyurmuştur.
(İmâmı Ahmed; Ebu Dâvud; İbni Mâce, Sünen 1085-1636-637; Ebu'd Derdâ; İbni Hibban; Hâkim)

Resim --- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Kim ki benim üzerime Cuma günü 80 defa Salâvât getirirse ALLAH onun 80 yıllık günâhını bağışlar"Ashabı Güzin soruyor : "Yâ Resûlullah! Bu nasıl bir salâvâttır?" Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Allahümme salli âlâ Muhammed'in abdike ve nebîyyike ve resûlike ve'n- nebîyyü'l-ümmiyyi" salâvâtını (bir oturuşta 80 kere) okur." buyurmuştur.
(Hâkim-i Tirmizî-Nevâdirü'l-Usûl)

Hânefi mezhebimize göre ömrümüzde bir defa Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salâvât okumak farz, anıldığında salâvât okumak vâcib, namazda salâvât okumak sünnettir.
Diğer vakitlerde müstehab (sevilen, beğenilen, sevâba sebeb olan) dir.
Salâvât Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaşım sebebi olup, RABB'ımız (celle celâluhu) bizlere tergiben ve teşviken, salâvâtı tam teslimiyetle emretmiştir.
Salâvâtı şerîfe okumanın çok ilginç bir hususiyeti vardır ki ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL, kulunun hiçbir ibâdetine ve ameline bizzâtihi katılmaz.
Ancak bir kimse salâvât okumaya başlayıp da : "Allahümme salli..." dediği anda, ALLAH Tealâ, melekleri ve tüm sistem o kimse ile birlikte salâvâta girer...
Sünnetullah budur...
Kişi namaz kılarken RABB'ısının huzurundadır.
Salâvâtta da huzurundadır.
Ancak, salâvâta ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL'in ve meleklerinin de iştiraki Habibullah'a İhsânullahtır.
Onun için dualarımızı salâvâtı şerîfeye sarmamız, önünde ve arkasında salâvât (Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem'e ulaşım arzumuzu izhar) istenmiş ve işimiz kolaylaştırılmıştır.

nur_umim baba Allah razı olsun
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Salâtü Selâmın Faydaları

Mesaj gönderen MINA »

Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: Salâtü Selâmın Faydaları

Mesaj gönderen habibi »

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâtü Selâmın Faydaları

Mesaj gönderen nur_umim »

habibi yazdı:Resim

RASÛLÜLLAH sallallâhü aleyhi ve selleme SALÂT Ü SELÂM VE FAZÎLETLERİ

Allah Teâlâ, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin şerefini ve yüceliğini belirtmek için, bizzat kendisi O’na salât etmiş, meleklere ve mü’minlere de O’na salât etmelerini emretmiştir.
Nitekim Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerîm de buyurmuştur ki;


إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Resim---“İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen): “Muhakkak ki Allah Teâlâ ve melekleri, Nebi’ye salât ederler. Ey îmân edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin” (Ahzâb 33/56)

Salât; “sallâ” fiilinden mastar olup, mastar makamında kullanılan bir isimdir.
Lügat mânâsı, hayır için edilen duâdır.
Istılâh manâları ise; biri, belirli vakitlerde belirli zikirler ve özel rükünlerden oluşan namazdır.
İkincisi bütün islâm ulemâsının hemen hemen aynı fikirde olduğu görüş ise;
“Salât; Allah Teâlâ’dan rahmet, meleklerden duâ ve istigfâr, mü’minlerden ise duâ” mânâsındadır.
Ancak genellikle Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme yapılan salât hatıra gelir.
Müslümanlar salât ü selam ile Allahu Teâlâ’dan, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi dünyâ ve âhirette yüceltmesini talep etmektir.
Salât, izâfe edildiği kişilere göre farklı anlamlar kazanır:
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme salâtın anlamı; O’nu ta‘zîmdir.
Buna göre “Allahümme salli alâ Muhammed” (Ey Allahu Teâlâ’m, Muhammed’e salât et) sözünün anlamı; “Muhammed’i büyük kıl” demektir.
Büyük kılınması, hem dünyada hem âhirettedir. Dünyâda büyük kılınması ismi anılarak yüceltilmesi, dininin ızhârı ve şerîatının devamıyla gerçekleşir.
Âhirette büyük kılınması ise, sevabın bol olması, ümmetine şefâatçi yapılması, Makam-ı Mahmûd’la fazîletinin ebedîleştirilmesiyle olur.”
Denilmiştir.

Muhammedi Melamette ise;
SALL açıça SILA-ya kavuşum yoludur.
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin İman, Amel, Ahlâk ve Hâllerine ULAŞımdır.
FASL-HASL-VASL-ASL OL-uşumYOL-udur SALL…
Salavat Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem e SALL..
SALLat ise ALLAH celle celâlihu ya SALLdır…
Resim
Cevapla

“►Salavat-ı Şerifeler◄” sayfasına dön