45 SALAVAT-I ŞERİFELER
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
26. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Güzel bir salâvât-ı şerîfe.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme sali ve sellim alâ Seyidine Muhammedin nurikellamii Ve Mahzari sırrikel hâmii Ellezi tarazte bicemâlihil ekvân Ve zeyyente bibehceti cellâlihil evân Ellezi fetahte zuhurel âlemi min nuri hakikatihi Ve hatemte kemâlehu bi esrâri nubuvvetihi Fezaherat suverul husni min feydihi fi ahseni takvim İz levlâhuve mâ zaherat lisuretin aynun minel ademirramim Ellezi mâ isteğâseke bihi câiun illa şebia velâ zam'ânun illa raviye vela hâlifun illa emine vela lehfânun illa uğise Ve inni lehfânun musteğisuke estemtiru rahmetekel vâsiate min hazâini cudike Feeğisni yâ rahmanu Yâ men iza nazara biayni hilmihi ve afvihi lem yezhar fi cenbi kibriyâi hilmihi Ve azameti afvihi zenbun İğfirli ve tüb aleyye ve tecâvez anni yâ kerimu yâ Allah.
MÂNÂSI: Ey Rabbim, parlayan nûrun olan, cemâliyle varlıkları, kâinatları süslediğin, bütün zamanları celâlindeki neşeyle bezediğin, hakikatinin nuruyla âlemleri görünüre açıp çıkardığın, kemâliyle Kendi nübüvvetinin sırlarını hitâma erdirdiğin ve böylece ahseni takvîm biçiminde onun feyzinden güzelliğin sûretlerini aşikâr edip açığa çıkardığın, Seyyidimiz Muhammed Mustafa (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât ve selâm ediver. Şâyet o olmasaydı çürümüş, unufak olmuşların bu yokluğundan hiçbir pınar suret kazanıp zuhur etmezdi; ki bu pınardan aç olanlar doyar, susuz olan kanar, korkan eminliğe kavuşur, ciğerleri susuz olanlara ondan rahmet yağmurları indirilip imdât edilir. İşte ben, bir ciğeri susayan; Senden rahmet yağmurlarını indirip imdât etmeni diliyorum, bana cömertliğinin hazinelerinden geniş rahmet yağmurlarını indiriver, bana imdât ediver!. Ey Rahman, Ey hilim ve affedicilik gözüyle baktığında, hilminin kibriyâsı ve affediciliğinin azameti yanında hiçbir günahın açığa çıkmayacağı, zuhur etmeyeceği yüceler yücesi, bana mağfiret ediver, tövbemi kabul ediver ve benden sadır olan günahlarımı müsamahayla karşılayıve! Ey o en cömert olan, Ey Allah!
Güzel bir salâvât-ı şerîfe.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme sali ve sellim alâ Seyidine Muhammedin nurikellamii Ve Mahzari sırrikel hâmii Ellezi tarazte bicemâlihil ekvân Ve zeyyente bibehceti cellâlihil evân Ellezi fetahte zuhurel âlemi min nuri hakikatihi Ve hatemte kemâlehu bi esrâri nubuvvetihi Fezaherat suverul husni min feydihi fi ahseni takvim İz levlâhuve mâ zaherat lisuretin aynun minel ademirramim Ellezi mâ isteğâseke bihi câiun illa şebia velâ zam'ânun illa raviye vela hâlifun illa emine vela lehfânun illa uğise Ve inni lehfânun musteğisuke estemtiru rahmetekel vâsiate min hazâini cudike Feeğisni yâ rahmanu Yâ men iza nazara biayni hilmihi ve afvihi lem yezhar fi cenbi kibriyâi hilmihi Ve azameti afvihi zenbun İğfirli ve tüb aleyye ve tecâvez anni yâ kerimu yâ Allah.
MÂNÂSI: Ey Rabbim, parlayan nûrun olan, cemâliyle varlıkları, kâinatları süslediğin, bütün zamanları celâlindeki neşeyle bezediğin, hakikatinin nuruyla âlemleri görünüre açıp çıkardığın, kemâliyle Kendi nübüvvetinin sırlarını hitâma erdirdiğin ve böylece ahseni takvîm biçiminde onun feyzinden güzelliğin sûretlerini aşikâr edip açığa çıkardığın, Seyyidimiz Muhammed Mustafa (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât ve selâm ediver. Şâyet o olmasaydı çürümüş, unufak olmuşların bu yokluğundan hiçbir pınar suret kazanıp zuhur etmezdi; ki bu pınardan aç olanlar doyar, susuz olan kanar, korkan eminliğe kavuşur, ciğerleri susuz olanlara ondan rahmet yağmurları indirilip imdât edilir. İşte ben, bir ciğeri susayan; Senden rahmet yağmurlarını indirip imdât etmeni diliyorum, bana cömertliğinin hazinelerinden geniş rahmet yağmurlarını indiriver, bana imdât ediver!. Ey Rahman, Ey hilim ve affedicilik gözüyle baktığında, hilminin kibriyâsı ve affediciliğinin azameti yanında hiçbir günahın açığa çıkmayacağı, zuhur etmeyeceği yüceler yücesi, bana mağfiret ediver, tövbemi kabul ediver ve benden sadır olan günahlarımı müsamahayla karşılayıve! Ey o en cömert olan, Ey Allah!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
27. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Ahmedî İdrisî Hazretlerine ait çok kıymetli ve faziletli bir salâvâttır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim alâ tâmmetil hakâikilkübra Sirril halvetil ilahiyyeti leyletel isra Tâcil memleketil ilahiyyeti Yenbuil hakâeikil vücudiyyeti Basaril vücudi Ve sırrı basiratişşuhudi Hakkil hakkikatil ayniyeti Ve hüviyyetil müşahidil ğaybiyyeti Tafsilil icmâlil külliyi El âyetil Kübrâ fittecellî vettedellî Nefesil enfasirruhiyyeti Külliyetil ecsâmissurriyeti Arşil uruşizzâtiyyeti Sureti kemâlâtir-rahmaniyyeti Levh-i mahfuzi ilmikel mahsun Ve sırri kitâbikel meknun Ellezi la yemessuhu illel mutahharun Yâ fâtihatel mevcudât Yâ camiâ bahreyil hakâikil ezeliyyâti vel ebediyyât Ya ayne cemalil ihteraâti vel infiâlâti Ya noktate merkezi cemittecelliyât Ya ayne hayatil husnillezi târat minhu reşâşat Feeksemetha bihukmil meşietil ilahiyyeti cemiul mübdeât Yâ ma'na kitabil husnil mutlaki Ellezi i'tekefet fi hadratihi cemi'ul mehâsini li tekraa hurufe husnihi el mübde'at Yâ men erakte hakâikul kemâli külluha bürkualhicâbi dunel halki Vectemeât enla tenzure li ğayrihi illa bihi min cem i'il mükevvenât Yâ mesabe yenâbi'i seccâcil envarissüccâriyyâti eşşa'şaâniyyâti Yâ men teaşşakat bi kemâlihi cemiul mehâsinil ilâhiyyâti Yâ yâkutetel ezeli ya mığnâtisil kemâlât Kad-êyisetil ukulu ve fuhumu vel elsinu ve cemiul idrâkât En tekra'a rukume mesturi künhiyyâtikel Muhammediyyeti Evtesile ilâ hakikati meknunâti ulumike elleddüniyyâti Vekeyfe la yâ Rasûlallah Ve men levh-i mahfuzi künhike karael mukarribune küllühum hakikatil tecelliyat Sallallahu selleme aleyke yâ Zeynel berâyâ Yâ men levhâhuve lem tezharlil âlemi aynun minel hafiyyât.
MÂNÂSI: Ey Rabbim, o büyük hakîkatleri doldurup taşırana, isrâ gecesi ilâhî halvet sırrına erişene, ilâhi ülkenin, memleketin tâcı, varlığın hakikatlerinin pınarı olana, gaybın manzaralarının izleyicisi, tüm her şeyin tafsiline ulaşan, tecelli ve yakınlıkta en büyük ayet, ruhun nefeslerinin nefesi, suretli cisimlerin bütünü olana, zati arşların arşı, ruhâni kemâllerin sureti, hazinelere saklanmış olan ilminin levh-i mahfûzu olana, ancak temizlenenlerin dokunacağı gizli kitabının sırrı olana, ona salât ve selâm ediver. Ey mevcûdatı açıp fetheden! Ey hakikatlerin ezeli ve ebedi iki denizini kendinde toplayıp düren! Ey yaratılışların ve infiallerin cemâl pınarı! Ey bütün tecellilerin merkezi! Ey reşşâşelerin kendisinden uçuştuğu ve böylece ilahi iradenin hükmüyle, bütün harikulade varlıkların kendisinden dağıldığı, güzelliğin hayat pınarı! Ey, güzelliğinin harikulade harflerini okumak için, bütün güzelliklerin kendi önünde bir hizmetkar edasıyla ayrılmadan durduğu mutlak güzellik kitâbının anlamı! Ey hicâbın perdesi açılıp kemâlin hakikatlerinin, mahlukattan yalnızca kendisine döküldüğü, bütün varlıkta bakma şerefi yalnızca kendisine bahşedilen! Ey, hafîf hafîf yayılan süccani nurların şırıl şırıl akmakta olduğu pınarların dökülüş yeri! Ey kemâline, bütün ilâhi güzelliklerin aşık olduğu! Ey ezelin yakutu! Ey kemalleri çeken mıknatıs! Akıllar, anlayışlar, diller ve bütün idrakler, Muhammedî künhünün satırlara dizilmiş nişânlarını, alâmetlerini okumada veya ledûnî ilimlerinin sırlarının hakikatine ulaşmada ümidini kaybetmiş olan. Nasıl kaybetmesin ki ey Allah Resûlü (salallahu aleyhi ve sellem), bütün mukarrebün meleklerin, kendi künhünün levh-i mahfûzundan tecellilerin hakikatini okuduğu kimse! Ey insanların süsü, ziyneti; olmasaydı şayet, alemde de hiçbir gizlinin açığa çıkmamış olacağı kimse, Allah'ın salât ve selâmı senin üzerine olsun!.
Ahmedî İdrisî Hazretlerine ait çok kıymetli ve faziletli bir salâvâttır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim alâ tâmmetil hakâikilkübra Sirril halvetil ilahiyyeti leyletel isra Tâcil memleketil ilahiyyeti Yenbuil hakâeikil vücudiyyeti Basaril vücudi Ve sırrı basiratişşuhudi Hakkil hakkikatil ayniyeti Ve hüviyyetil müşahidil ğaybiyyeti Tafsilil icmâlil külliyi El âyetil Kübrâ fittecellî vettedellî Nefesil enfasirruhiyyeti Külliyetil ecsâmissurriyeti Arşil uruşizzâtiyyeti Sureti kemâlâtir-rahmaniyyeti Levh-i mahfuzi ilmikel mahsun Ve sırri kitâbikel meknun Ellezi la yemessuhu illel mutahharun Yâ fâtihatel mevcudât Yâ camiâ bahreyil hakâikil ezeliyyâti vel ebediyyât Ya ayne cemalil ihteraâti vel infiâlâti Ya noktate merkezi cemittecelliyât Ya ayne hayatil husnillezi târat minhu reşâşat Feeksemetha bihukmil meşietil ilahiyyeti cemiul mübdeât Yâ ma'na kitabil husnil mutlaki Ellezi i'tekefet fi hadratihi cemi'ul mehâsini li tekraa hurufe husnihi el mübde'at Yâ men erakte hakâikul kemâli külluha bürkualhicâbi dunel halki Vectemeât enla tenzure li ğayrihi illa bihi min cem i'il mükevvenât Yâ mesabe yenâbi'i seccâcil envarissüccâriyyâti eşşa'şaâniyyâti Yâ men teaşşakat bi kemâlihi cemiul mehâsinil ilâhiyyâti Yâ yâkutetel ezeli ya mığnâtisil kemâlât Kad-êyisetil ukulu ve fuhumu vel elsinu ve cemiul idrâkât En tekra'a rukume mesturi künhiyyâtikel Muhammediyyeti Evtesile ilâ hakikati meknunâti ulumike elleddüniyyâti Vekeyfe la yâ Rasûlallah Ve men levh-i mahfuzi künhike karael mukarribune küllühum hakikatil tecelliyat Sallallahu selleme aleyke yâ Zeynel berâyâ Yâ men levhâhuve lem tezharlil âlemi aynun minel hafiyyât.
MÂNÂSI: Ey Rabbim, o büyük hakîkatleri doldurup taşırana, isrâ gecesi ilâhî halvet sırrına erişene, ilâhi ülkenin, memleketin tâcı, varlığın hakikatlerinin pınarı olana, gaybın manzaralarının izleyicisi, tüm her şeyin tafsiline ulaşan, tecelli ve yakınlıkta en büyük ayet, ruhun nefeslerinin nefesi, suretli cisimlerin bütünü olana, zati arşların arşı, ruhâni kemâllerin sureti, hazinelere saklanmış olan ilminin levh-i mahfûzu olana, ancak temizlenenlerin dokunacağı gizli kitabının sırrı olana, ona salât ve selâm ediver. Ey mevcûdatı açıp fetheden! Ey hakikatlerin ezeli ve ebedi iki denizini kendinde toplayıp düren! Ey yaratılışların ve infiallerin cemâl pınarı! Ey bütün tecellilerin merkezi! Ey reşşâşelerin kendisinden uçuştuğu ve böylece ilahi iradenin hükmüyle, bütün harikulade varlıkların kendisinden dağıldığı, güzelliğin hayat pınarı! Ey, güzelliğinin harikulade harflerini okumak için, bütün güzelliklerin kendi önünde bir hizmetkar edasıyla ayrılmadan durduğu mutlak güzellik kitâbının anlamı! Ey hicâbın perdesi açılıp kemâlin hakikatlerinin, mahlukattan yalnızca kendisine döküldüğü, bütün varlıkta bakma şerefi yalnızca kendisine bahşedilen! Ey, hafîf hafîf yayılan süccani nurların şırıl şırıl akmakta olduğu pınarların dökülüş yeri! Ey kemâline, bütün ilâhi güzelliklerin aşık olduğu! Ey ezelin yakutu! Ey kemalleri çeken mıknatıs! Akıllar, anlayışlar, diller ve bütün idrakler, Muhammedî künhünün satırlara dizilmiş nişânlarını, alâmetlerini okumada veya ledûnî ilimlerinin sırlarının hakikatine ulaşmada ümidini kaybetmiş olan. Nasıl kaybetmesin ki ey Allah Resûlü (salallahu aleyhi ve sellem), bütün mukarrebün meleklerin, kendi künhünün levh-i mahfûzundan tecellilerin hakikatini okuduğu kimse! Ey insanların süsü, ziyneti; olmasaydı şayet, alemde de hiçbir gizlinin açığa çıkmamış olacağı kimse, Allah'ın salât ve selâmı senin üzerine olsun!.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
28. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî: iç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Nûriz-Zâtî Ves sirrissâri fi cemiil âsâri Vel esmâi vessıfâti Ve alâ âlihi vesahbihi vesellim Adede kemâlillahi ve kemâ yelîku bikemâlihi.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru, Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine (mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle! ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî: iç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Nûriz-Zâtî Ves sirrissâri fi cemiil âsâri Vel esmâi vessıfâti Ve alâ âlihi vesahbihi vesellim Adede kemâlillahi ve kemâ yelîku bikemâlihi.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru, Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine (mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle! ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
29. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
İbrâhim-i Dessûkî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı: çok azîz bir Muhammedî âşık olup Evliyâullah: Bu salâvâtın faziletini ALLAH (cc) bilir. demişlerdir .
BİSMİLLAHİRRAHMANRİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alezzâtîl Muhammedîyyetil latîfetil ehadiyyeti Şemsi semâil esrâri Ve mazharil envâri Ve merkezi medâril celâlî Ve kutbi felekil cemâlî Allahümme bisirrihi ledeyke Ve bi seyrihi ileyke âmin havfî ve âkil asreti vezheb hüznî ve hırsî Ve kün lî ve hûznî ileyke minnî Verzuknîl fenâe annî Vellâ tec'alnî meftunen bi nefsî Mahcûben bi hissî Vekşif lî an küllü sirrin mektûmin Yâ Hayyü Yâ Kayyûm!
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Sırlar Semasının güneşi, nûrların mazharı, Celâl Dâiresinin merkezi (dönüm noktası : akdes noktası), Cemâl Feleğinin (yörüngesinin) kutbu (devrânda devreden cismin cihân çarkının aksı) olan; Ahadiyyet (her hususta mutlak teklik) lâtifetinin (Ahadiyyetten Ahmedîyyete lütûf edilen incelik ve hakikatlerin) tecellîgâhı (ilk zuhûr yeri, çoğalma ocağı olan) Zât-ı Muhammedîyyete salât-ü-selâm eyle! ALLAH'ım! O'nun Senin yanındaki sırrı (teslimiyet) ve Sana olan (istikamet) seyrinin hakkı için; korkumu gider emin kıl (emniyette eyle), (imkanla imtihan seyr-ü-sülûkümde, teslimiyet ve istikamet tevhidinde) ayak kaymalarımı (yolda sürçmelerimi, takılıp düşmelerimi yoldan geri kalmalarımı) azalt, hüznümü (üzüntümü, kederimi) ve hırsımı (dünyaya tamahkarlığımı) gider (bertaraf et), benden yana (lehime) ol; beni, benden Kendine (Sana) al (çek), beni benden fenâ ile rızıklandır (benlik hastalığımdan kurtar, benliğimin yok olmasına izin, inâyet ve hidâyet eyle, nefs perestlikten âzâd et!). Beni nefsime meftun kılma (nefsimin fitnesine düşürme, nefsimin hevâ ve hevesiyle sihirletme, nefsime tüm gönlümü verip ona vurulan, düşkün ve âşık olan kılma!). Âfâkı (dış dünyayı) tanıdığım hislerimi (enfüsümü ve özümü tanıdığım duygularımı) bana (şühûdî tevhid tekemmülüme) hicâb (perde, engel, yol kesici, çeldirici) etme! Bana her türlü, tüm gizli (saklı) sırları aç (ifrat ve tefritten koru, i'tidal üzere ve hazımlı kıl, şaşırtma-taşırtma!) YÂ HAYYU YÂ KAYYÛM (celle celâluhu)!"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
30. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Salâtü's-saâdeti de denilen bu salâvâtı okuma husususnda gönül ehli: cuma günleri çokça okuyanlar dünya ve âhiret saadetine ulaşır demişlerdir. Saâdet salâvâtını cuma günleri çokça okuyan dünya ve âhirette saâdete ulaşır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn ve alâ âlihi ve sahbihi ve ehli beytihi Adede mâ fi ilmillahi Salâten dâimeten bi devâmi mülkillah.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e ailesine, ashabına ve ehli beytine; selâm, salât, teslimiyet ve bereket ulaşım arzumuzu ulaştır. ALLAH'ın ilminde olanların adedince ve ALLAH'ın mülkünün devâmınca bir salâtla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
31. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Senedi sıhhatli bir rivâyetle Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): bu salâvâtı okuyana şefâatım vâcib olur. buyurmuştur. İbni Kesir bu isnadın doğru olduğunu söylemiştir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn ve enzilhil mak'adel mukarrabbi indeke yevmel kıyâmeti Vâhşurnâ fi zümretihi tahte livâihi fi zılli arşikel mecîd İnneke alâ kulli şey'in kadîr.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ve bereket dileklerimizi ilet, salât et ! Onu kıyâmet gününde yâkînlerin makamında konuklandır.Ve bizi, Mecîd (ulu) Arşıyın gölgesinde onun livâ'sı (bayrağı) altında haşrolan zümresi içinde haşret. Şüphesiz ki sen herşeye kadirsin!
Senedi sıhhatli bir rivâyetle Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): bu salâvâtı okuyana şefâatım vâcib olur. buyurmuştur. İbni Kesir bu isnadın doğru olduğunu söylemiştir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn ve enzilhil mak'adel mukarrabbi indeke yevmel kıyâmeti Vâhşurnâ fi zümretihi tahte livâihi fi zılli arşikel mecîd İnneke alâ kulli şey'in kadîr.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ve bereket dileklerimizi ilet, salât et ! Onu kıyâmet gününde yâkînlerin makamında konuklandır.Ve bizi, Mecîd (ulu) Arşıyın gölgesinde onun livâ'sı (bayrağı) altında haşrolan zümresi içinde haşret. Şüphesiz ki sen herşeye kadirsin!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
32. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Salât-ı Münciye: Halk arasında da meşhur olan bu salâvât kişi ve milletlerin başına gelen musibetlerin giderilmesinde topluca okunmakta ve neticeler alınmaktadır. Harikadır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ ,Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin salâten tüncinâ bihâ min cemî'i'l- ehvâli vel âfât Ve tâkzi lenâ bihâ cemial hâcât Ve tütahhirunâ bihâ min cemii's-seyyiât Ve terfeunâ biha a'le'd-derecât Ve tubelligunâ bihâ aksa'l- gâyat Min cemi'il hayrâti fi'l-hayâti ve ba'de'l- memât Birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Erhamnâ.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e ve Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in ailesine salât-ü-selâm ihsân eyle! Öyle bir salâvât ki onun vesilesiyle bizleri bütün ehvâl (dehşetli korku) ve afat (belâ musibet) lerden kurtar (halas eyle), bütün ihtiyaçlarımızı yerine getir, bizleri tüm kötülüklerden temiz kıl, bizi yüce derecelere yükselt; bizleri dünyada ve öldükten sonra, bütün hayırların en yüksek gayelerine ulaştır (vasıl eyle, böylesine bir salâtla, ulaşımla salât ihsân et!) Rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi! Bize merhamet et"
Salât-ı Münciye: Halk arasında da meşhur olan bu salâvât kişi ve milletlerin başına gelen musibetlerin giderilmesinde topluca okunmakta ve neticeler alınmaktadır. Harikadır.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ ,Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin salâten tüncinâ bihâ min cemî'i'l- ehvâli vel âfât Ve tâkzi lenâ bihâ cemial hâcât Ve tütahhirunâ bihâ min cemii's-seyyiât Ve terfeunâ biha a'le'd-derecât Ve tubelligunâ bihâ aksa'l- gâyat Min cemi'il hayrâti fi'l-hayâti ve ba'de'l- memât Birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Erhamnâ.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e ve Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in ailesine salât-ü-selâm ihsân eyle! Öyle bir salâvât ki onun vesilesiyle bizleri bütün ehvâl (dehşetli korku) ve afat (belâ musibet) lerden kurtar (halas eyle), bütün ihtiyaçlarımızı yerine getir, bizleri tüm kötülüklerden temiz kıl, bizi yüce derecelere yükselt; bizleri dünyada ve öldükten sonra, bütün hayırların en yüksek gayelerine ulaştır (vasıl eyle, böylesine bir salâtla, ulaşımla salât ihsân et!) Rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi! Bize merhamet et"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
33. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Salât-ı Nâriye- Salât-ı Kâmile: Sabah-akşam 11 defa okunmasında büyük faydalar olup hak ve hayr olan istekler için 4444 defa okunmasını İmam Kurtubî ve Haceri'l-Askalanî tavsiye etmişlerdir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezi tenhallu bihil ukadü Ve tenfericu bihil kurabü Ve tukzâ bihil havâicü Ve tünâlü bihirregâibü Ve husnü'l-hevâtimi Ve yüsteskal gamamu bivechihil Kerîm Ve alâ âlihi ve sahbihi fi kulli lemhâtin ve nefesin biadedi küllü ma'lûmin leke.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Her göz açıp kapamada ve her nefeste, Sana ma'lûm nesneler adedince mükemmel bir salât ve tam bir (teslimiyet) selâmı Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in, ailesinin ve ashabının üzerine eyle (indir) ki onunla düğümler çözülür, sıkıntılar dağılır (çıkış yolu bulunur), ihtiyaçlar giderilir, rağbet edilen dileklere nâil olunur (isteklere ulaşılır), ve hüsn-ü hatime (güzel son, şehâdetle ölüm) elde edilir ve mübârek yüzü suyu hürmetine bulutlardan yağmur istenilir..".
Salât-ı Nâriye- Salât-ı Kâmile: Sabah-akşam 11 defa okunmasında büyük faydalar olup hak ve hayr olan istekler için 4444 defa okunmasını İmam Kurtubî ve Haceri'l-Askalanî tavsiye etmişlerdir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezi tenhallu bihil ukadü Ve tenfericu bihil kurabü Ve tukzâ bihil havâicü Ve tünâlü bihirregâibü Ve husnü'l-hevâtimi Ve yüsteskal gamamu bivechihil Kerîm Ve alâ âlihi ve sahbihi fi kulli lemhâtin ve nefesin biadedi küllü ma'lûmin leke.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Her göz açıp kapamada ve her nefeste, Sana ma'lûm nesneler adedince mükemmel bir salât ve tam bir (teslimiyet) selâmı Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in, ailesinin ve ashabının üzerine eyle (indir) ki onunla düğümler çözülür, sıkıntılar dağılır (çıkış yolu bulunur), ihtiyaçlar giderilir, rağbet edilen dileklere nâil olunur (isteklere ulaşılır), ve hüsn-ü hatime (güzel son, şehâdetle ölüm) elde edilir ve mübârek yüzü suyu hürmetine bulutlardan yağmur istenilir..".
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
34. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
İbrahimi Metbulî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı: Çok önemlidir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme inni es'elüke bike en tüsalliye alâ Seyyidinâ Muhammedin Ve alâ sâiril enbiyâi vel mürselîn Ve alâ âlihim ve sahbihim ecmâ'in Ve en tegfirli mâ medâ Ve tahfiznî fimâ bâkâ âmîn.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e Seninle selâm etmek (teslim olmak) dilerim : Ve diğer peygamber ve Resûllere de... Ve ailelerinin ve sahabelerinin cümlesine de... Mâzimi (geçmişteki hata, noksan, taşkınlık, şaşkınlık ve günâhlarımı) bağışla ve kalan ömrümde beni (bâtıl ve şerden) koru (muhafaza et) emin kıl diye!"
İbrahimi Metbulî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı: Çok önemlidir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme inni es'elüke bike en tüsalliye alâ Seyyidinâ Muhammedin Ve alâ sâiril enbiyâi vel mürselîn Ve alâ âlihim ve sahbihim ecmâ'in Ve en tegfirli mâ medâ Ve tahfiznî fimâ bâkâ âmîn.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e Seninle selâm etmek (teslim olmak) dilerim : Ve diğer peygamber ve Resûllere de... Ve ailelerinin ve sahabelerinin cümlesine de... Mâzimi (geçmişteki hata, noksan, taşkınlık, şaşkınlık ve günâhlarımı) bağışla ve kalan ömrümde beni (bâtıl ve şerden) koru (muhafaza et) emin kıl diye!"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
35. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun Salâvâti'l-Kübrası:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim efdale salâtike Ve evfâ selâmike Salâten ve selâmen Yetenezzelâni min ufuki künhi bâtınıizzâtî ilâ feleki semâi mezâhiril esmâi vessıfâti Ve yertekiyâni inde sidreti müntehâl ârifine ilâ merkezi celâlî'n-nûri'l-Mübîn Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike ve Resûlike ilmi yakînil ulemâirrabbâniyyîn Ve ayni yakînil hulefâirrâşidîn Ve hakki yakînil enbiyâil mükerramîn Ellezî tâhet fi envâri celâlîhi ülûl azmi minelmürselîn Ve tahayyerat fi derki hakâiki uzemâi melâiketil müheyminîne münezzelin aleyhi fi'l-Kur'âni'l-Azîm Bilisânin arabiyyin mübîn Lekad mennallahu alel mü'minîne iz bease fihim Resûlen min enfüsihim yetlu aleyhim âyâtihi ve yüzekkîhim ve yuallimuhumul kitabe vel hikmete ve in kânu min kablu lefi dalâlin mübîn.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! En fazîletli salâtınla ve en vefâlı selâmınla salât ve selâm et! Öyle bir salât ve selâm ki o ikisi, Zâtıyın bâtınının ufuk-u künhünden (özünün özünden, nihâyetinden), sıfat ve Esmâların mazhariyet semâsının feleki (eşyânın ilk oluşum noktası, yörüngesi) ne inen; Ârif lerin sadrının nihâyetine (sidret-i müntehasına, irfânlarının son ucuna, akdes noktasına) EL MÜBÎN (celle celâlehu)'nun Celâl nûrunun merkezine (Nûr-u Muhammed) yükselen, bir salât ve selâm olarak Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e olsun! O zât ki Rabbânî Âlimlerin ilme'l-yakinince (yakîne ulaşan ilimlerince), Raşid Halifelerin ayne'l-yakînince (yakîni görüşünce, aynînca) ve mukarreb (Zâtına yakın) peygamberlerin hakke'l-yakînince (hak olan yakınlarınca), kulun peygamberin ve Resûlündür! O, öylesine bir zât ki O'nun Celâl nûru içinde (hususunda), mürsellerden (peygamberler v.d.) ulü'l-azm (ALLAH'ın emirlerine ve muradına en ziyâde dikkat gösteren Azîm (kesin niyet) sahibi peygamberler ki Nûh (aleyhisselâm), İbrâhim (aleyhisselâm), Musa (aleyhisselâm), İsa (aleyhisselâm)) olanları bile ıssız çölde kalmış gibi yolunu şaşırır; kendisine EL MÜHEYMİN'in (celle celâlehu) (hep HAYY ve her korkudan emin kılan : Hayy aman!) Azîm (ulu) meleklerince açık seçik beyân edici Arabça bir lisanla indirilen Kur'ân-ı Azîm'de O'nun hakikatlarını (Hakikat-ı Muhammedîyye) anlama (kavrama) hususunda (herkesi) hayretlere düşüren Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)!"
"ALLAH, mü'minlere, aralarında kendilerine ALLAH'ın âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu. Oysa, bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler!" (Âl-i İmrân 3/164)
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun Salâvâti'l-Kübrası:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim efdale salâtike Ve evfâ selâmike Salâten ve selâmen Yetenezzelâni min ufuki künhi bâtınıizzâtî ilâ feleki semâi mezâhiril esmâi vessıfâti Ve yertekiyâni inde sidreti müntehâl ârifine ilâ merkezi celâlî'n-nûri'l-Mübîn Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike ve Resûlike ilmi yakînil ulemâirrabbâniyyîn Ve ayni yakînil hulefâirrâşidîn Ve hakki yakînil enbiyâil mükerramîn Ellezî tâhet fi envâri celâlîhi ülûl azmi minelmürselîn Ve tahayyerat fi derki hakâiki uzemâi melâiketil müheyminîne münezzelin aleyhi fi'l-Kur'âni'l-Azîm Bilisânin arabiyyin mübîn Lekad mennallahu alel mü'minîne iz bease fihim Resûlen min enfüsihim yetlu aleyhim âyâtihi ve yüzekkîhim ve yuallimuhumul kitabe vel hikmete ve in kânu min kablu lefi dalâlin mübîn.
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! En fazîletli salâtınla ve en vefâlı selâmınla salât ve selâm et! Öyle bir salât ve selâm ki o ikisi, Zâtıyın bâtınının ufuk-u künhünden (özünün özünden, nihâyetinden), sıfat ve Esmâların mazhariyet semâsının feleki (eşyânın ilk oluşum noktası, yörüngesi) ne inen; Ârif lerin sadrının nihâyetine (sidret-i müntehasına, irfânlarının son ucuna, akdes noktasına) EL MÜBÎN (celle celâlehu)'nun Celâl nûrunun merkezine (Nûr-u Muhammed) yükselen, bir salât ve selâm olarak Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e olsun! O zât ki Rabbânî Âlimlerin ilme'l-yakinince (yakîne ulaşan ilimlerince), Raşid Halifelerin ayne'l-yakînince (yakîni görüşünce, aynînca) ve mukarreb (Zâtına yakın) peygamberlerin hakke'l-yakînince (hak olan yakınlarınca), kulun peygamberin ve Resûlündür! O, öylesine bir zât ki O'nun Celâl nûru içinde (hususunda), mürsellerden (peygamberler v.d.) ulü'l-azm (ALLAH'ın emirlerine ve muradına en ziyâde dikkat gösteren Azîm (kesin niyet) sahibi peygamberler ki Nûh (aleyhisselâm), İbrâhim (aleyhisselâm), Musa (aleyhisselâm), İsa (aleyhisselâm)) olanları bile ıssız çölde kalmış gibi yolunu şaşırır; kendisine EL MÜHEYMİN'in (celle celâlehu) (hep HAYY ve her korkudan emin kılan : Hayy aman!) Azîm (ulu) meleklerince açık seçik beyân edici Arabça bir lisanla indirilen Kur'ân-ı Azîm'de O'nun hakikatlarını (Hakikat-ı Muhammedîyye) anlama (kavrama) hususunda (herkesi) hayretlere düşüren Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)!"
"ALLAH, mü'minlere, aralarında kendilerine ALLAH'ın âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu. Oysa, bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler!" (Âl-i İmrân 3/164)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsı Azam Abdulkadîri Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki lilhalki nûruhu Ve rahmeten lil' âlemîni zuhûrûhu Adede men medâ min halkike Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ Salâten testâgrikul adde ve tuhîtu bil haddi Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe Salâten dâimeten bi devâmike Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Nûru mahlûkattan önce yaratılan (ilk halk), zuhûru âlemlere rahmet olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e; geçmiş ve gelecek mahlûkatın sayısınca, kullarından saîd (ehli tevhid, mutlu) olanlar ve şâki (inkârcı, bedbaht, mutsuz) olanlar sayısınca salât-ü-selâm getir! Rahmetini ihsân eyle, teslimiyet ve istikamet ulaşımımıza vesile kıl! Öyle bir salât ki sayılar, içinde gark olsun (sayıları, adedleri yutsun) ve hadleri (hudud, sınır) ihata etsin (kapsasın, içine alsın). Öyle bir salât ki sınırı (gayesi) ve sonu (nihâyeti) olmasın, asla kesilmesin! Senin sonsuz ebedîliğiyin devâmınca bir salât! Ailesine ve ashabına da böylece, çokca, tam bir şekilde selâmla, selâmette kıl rahmet ihsân eyle!
Gavsı Azam Abdulkadîri Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki lilhalki nûruhu Ve rahmeten lil' âlemîni zuhûrûhu Adede men medâ min halkike Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ Salâten testâgrikul adde ve tuhîtu bil haddi Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe Salâten dâimeten bi devâmike Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Nûru mahlûkattan önce yaratılan (ilk halk), zuhûru âlemlere rahmet olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e; geçmiş ve gelecek mahlûkatın sayısınca, kullarından saîd (ehli tevhid, mutlu) olanlar ve şâki (inkârcı, bedbaht, mutsuz) olanlar sayısınca salât-ü-selâm getir! Rahmetini ihsân eyle, teslimiyet ve istikamet ulaşımımıza vesile kıl! Öyle bir salât ki sayılar, içinde gark olsun (sayıları, adedleri yutsun) ve hadleri (hudud, sınır) ihata etsin (kapsasın, içine alsın). Öyle bir salât ki sınırı (gayesi) ve sonu (nihâyeti) olmasın, asla kesilmesin! Senin sonsuz ebedîliğiyin devâmınca bir salât! Ailesine ve ashabına da böylece, çokca, tam bir şekilde selâmla, selâmette kıl rahmet ihsân eyle!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
37. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ behcetil kemâli Ve tâcil celâli ve behâil cemâli Ve Şemsil visâli Ve ubukil vucûdi Ve hayâti küllü mevcûdin İzzi celâli saltanâtike Ve celâli izzi memleketike Ve meliki sun'i kudretike Ve tirâzi safvetissafveti min ehli safvetike Ve hulâsatil hâssâti min ehli kurbike sirrullahil a'zami Ve Habibullahil ekremi Ve Halilullahil mükerremi Seyyidunâ ve Mevlânâ Muhammedun sallallahu Tealâ aleyhi ve sellem.
MÂNÂSI: Güzel ALLAH'ım! Kemâl behçeti (kemâlâtın yüz akı, cem' in hak oluş sevinci, hayrın şe'en şirinliği), celâl tacı (celâl tecellîsinin câmi' tacı), cemâl behâsı (cemâl tecellîsinin övünç ve bilelik kaynağı), visâl şemsi (ulaşımın kavuşum güneşi), el vücûdun ubuki (VAR (celle celâlehu)'nun, mevcûdu var kıldığı müştak merkez, gerçek vücûdun varlık kokusunu neşredip duran Muhammedî mevcûd) ve küllü mevcûdların hayat kaynağı (iyelik iksiri), Subhanî saltanatıyın celâl izzeti (değeri, kıymeti, şerefi, hürmeti), Mâsivâ (ALLAH'tan başkası) Memleketiyin celâl izzeti (celâl tecellîyin tek tecellî odağı), sonsuz kudretini sergileyip icrâ' eyleyişine ilk sahib olan (Muhammedî Melik), Senin saffet (en halis, en hayırlı, en saf ve en iyi) ehlinden saflarıyın saflık (mâsivâdan arınmış, duru, saf, sırf, hak ve hayr üzere oluş) tırazı (arınmışlıkda en akdesi, aşk nakışı); EL AZÎM ALLAH (celle celâlehu) sırrında Sana yakın ehliyin (olanlardan) seçkinleriyin hülâsâsı (özünün özü, zuhûrat zübdesi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Kerîm Habibi (Sır Sevgilisi, Habbe Habibi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Mükerrem Halili (ikrâma, hürmete, ta'zime ermiş ve saygı değer dosdu) Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât-ü-selâm eyle! (teslimiyet ve istikamet ulaşım arzumuza izin, inâyet ve hidâyet eyle! Şefâatını şifâmız et!)
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ behcetil kemâli Ve tâcil celâli ve behâil cemâli Ve Şemsil visâli Ve ubukil vucûdi Ve hayâti küllü mevcûdin İzzi celâli saltanâtike Ve celâli izzi memleketike Ve meliki sun'i kudretike Ve tirâzi safvetissafveti min ehli safvetike Ve hulâsatil hâssâti min ehli kurbike sirrullahil a'zami Ve Habibullahil ekremi Ve Halilullahil mükerremi Seyyidunâ ve Mevlânâ Muhammedun sallallahu Tealâ aleyhi ve sellem.
MÂNÂSI: Güzel ALLAH'ım! Kemâl behçeti (kemâlâtın yüz akı, cem' in hak oluş sevinci, hayrın şe'en şirinliği), celâl tacı (celâl tecellîsinin câmi' tacı), cemâl behâsı (cemâl tecellîsinin övünç ve bilelik kaynağı), visâl şemsi (ulaşımın kavuşum güneşi), el vücûdun ubuki (VAR (celle celâlehu)'nun, mevcûdu var kıldığı müştak merkez, gerçek vücûdun varlık kokusunu neşredip duran Muhammedî mevcûd) ve küllü mevcûdların hayat kaynağı (iyelik iksiri), Subhanî saltanatıyın celâl izzeti (değeri, kıymeti, şerefi, hürmeti), Mâsivâ (ALLAH'tan başkası) Memleketiyin celâl izzeti (celâl tecellîyin tek tecellî odağı), sonsuz kudretini sergileyip icrâ' eyleyişine ilk sahib olan (Muhammedî Melik), Senin saffet (en halis, en hayırlı, en saf ve en iyi) ehlinden saflarıyın saflık (mâsivâdan arınmış, duru, saf, sırf, hak ve hayr üzere oluş) tırazı (arınmışlıkda en akdesi, aşk nakışı); EL AZÎM ALLAH (celle celâlehu) sırrında Sana yakın ehliyin (olanlardan) seçkinleriyin hülâsâsı (özünün özü, zuhûrat zübdesi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Kerîm Habibi (Sır Sevgilisi, Habbe Habibi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Mükerrem Halili (ikrâma, hürmete, ta'zime ermiş ve saygı değer dosdu) Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât-ü-selâm eyle! (teslimiyet ve istikamet ulaşım arzumuza izin, inâyet ve hidâyet eyle! Şefâatını şifâmız et!)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
38. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim salâte zâtîke alâ hazrati sıfâtikel câmi'in liküllil kemâlil muttasıfi bi sıfâtil celâlî vel cemâl Men tenezzehe anil mahlûkine fil misâli Yenmu'il mâarifir rabbânîyyeti Ve hîtatil esrâril illâhiyyeti Gâyeti müntehessâilin Ve delili küllü hâirin minessâkilin Muhammedinil Mahmudi bil evsâfi vezzât Ve Ahmede men medâ ve men hüve âtin Ve sellim teslimen bidâyetel ezeli Ve gâyetel ebedî hatta la yahsuruhu adedun Vela yunhîhi emedun verdâ an tevvâbiihi fişşerîati vettarikati vel hakikati minel ashâbi vel ulemâi vel ehlittarîkati Vec'alnâ yâ Mevlânâ minhum hakikaten âmine yâ muîn
Yâ Kâmillezzât Yâ cemîlessıfât Yâ müntehal gayât Yâ nûrel hakk Yâ sırâcel avâlim Yâ Muhammedu yâ Ahmedu yâ ebel Kâsım Celle kemâluke an yuabbire anhu lisânun Ve azze cemâlüke en yekune mudriken li insânin Ve teazame celâluke en yâhtura fi cenânin Sallallahu Subhânehu ve Tealâ aleyke yâ Resûlallah!
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Tüm kemâl (kemâlâtların cümlesi) için Cemâl ve Celâl sıfatlarınla sıfatlanan, sıfatlarıyın câmi' olan hazretine (huzurda hazır duranına) Zâtıyın selâmıyla salât-ü-selâm et! Misâl Âleminde yaratılmışlık noksanlık ve kusurlarından korunup uzak kılınan; Rabbaniyet mârifetiyin menbağ'ı (lâzım, lâyık, gereği, münâsibi, kaynağı) olan; esrâr-i ilâhiyye (ilâhi sırlar) nin iklimi (tecellî diyarı, ümid ülkesi); sailin (teslimiyet isteyenlerin Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)'e ulaşım ve vuslât dileyenlerin) gayelerinin (maksadlarının) nihâyeti (son ucu); sâliklerden (ilâhî istikamette süluk eden ve gidenlerden) hayrette kalıp şaşıranların delili (kemâlât kılavuzu, rıza rehberi); Zât ve sıfatlarıyla Mahmud (hamd makamı, Mahmudîyyet merkezi, senâ ve övgüye lâyık ve lâzım) Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem); geçmiş ve gelecek kimselerden en Ahmed'e (ilk ve tek hamdedici, Ahadiyyetin Ahmedîyyet tecellîsi olana); ezelin başlangıcından beri, ebedîn gayesince ve hatta sayılamayacak kadar tam bir selâmla (teslimiyetle) selâm eyle (selâmımızı ulaştır) ! Ve (o selâmın) nihâyeti olmasın! Ve ashabından, âlimlerden ve tarikat (Kadîrî) ehlinden olup, Hakikatta, Tarikatta ve Şerîatta O'na tâbi' olanlardan razı ol! Ey Sahibimiz ALLAH (celle celâluhu) bizi gerçekten onlardan olanlardan kıl! Kabul eyle YÂ MUÎN (yardım edicimiz) Celle Celâlehu!
Salâvât-ı şerîfe aslında burada bitmiştir. İlaveler Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i övücü gönül dosdlarının gönül güzellikleri olup mânâsı şöyledir :
Sen ki Yâ Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)! Ey Kâmil Zât! Ey Cemîl Sıfat! Ey gayelerin nihâyeti! Ey EL HAKK Celle Celâluhu'nun Nûru! Ey Âlemlerin kemâlât kandili! Yâ Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)! Yâ Ahmed Sallallahu (salallahu aleyhi ve sellem)! Yâ Eba'l-Kasım (salallahu aleyhi ve sellem)! Kemâlin, lisanın ta'birinden (yorumundan) münezzehtir! Cemâlîn, insanın idrak ettiğinden de azîzdir (kadri yüce ve şereflidir) ! Celâlîn, kalbdeki seçkin (gözde) oluşundan da büyüktür! ALLAH Subhânehu Tealâ senin üzerine salât etsin (ulaşımımıza izin, inâyet ve hidâyet eylesin) Yâ Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)!
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim salâte zâtîke alâ hazrati sıfâtikel câmi'in liküllil kemâlil muttasıfi bi sıfâtil celâlî vel cemâl Men tenezzehe anil mahlûkine fil misâli Yenmu'il mâarifir rabbânîyyeti Ve hîtatil esrâril illâhiyyeti Gâyeti müntehessâilin Ve delili küllü hâirin minessâkilin Muhammedinil Mahmudi bil evsâfi vezzât Ve Ahmede men medâ ve men hüve âtin Ve sellim teslimen bidâyetel ezeli Ve gâyetel ebedî hatta la yahsuruhu adedun Vela yunhîhi emedun verdâ an tevvâbiihi fişşerîati vettarikati vel hakikati minel ashâbi vel ulemâi vel ehlittarîkati Vec'alnâ yâ Mevlânâ minhum hakikaten âmine yâ muîn
Yâ Kâmillezzât Yâ cemîlessıfât Yâ müntehal gayât Yâ nûrel hakk Yâ sırâcel avâlim Yâ Muhammedu yâ Ahmedu yâ ebel Kâsım Celle kemâluke an yuabbire anhu lisânun Ve azze cemâlüke en yekune mudriken li insânin Ve teazame celâluke en yâhtura fi cenânin Sallallahu Subhânehu ve Tealâ aleyke yâ Resûlallah!
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Tüm kemâl (kemâlâtların cümlesi) için Cemâl ve Celâl sıfatlarınla sıfatlanan, sıfatlarıyın câmi' olan hazretine (huzurda hazır duranına) Zâtıyın selâmıyla salât-ü-selâm et! Misâl Âleminde yaratılmışlık noksanlık ve kusurlarından korunup uzak kılınan; Rabbaniyet mârifetiyin menbağ'ı (lâzım, lâyık, gereği, münâsibi, kaynağı) olan; esrâr-i ilâhiyye (ilâhi sırlar) nin iklimi (tecellî diyarı, ümid ülkesi); sailin (teslimiyet isteyenlerin Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)'e ulaşım ve vuslât dileyenlerin) gayelerinin (maksadlarının) nihâyeti (son ucu); sâliklerden (ilâhî istikamette süluk eden ve gidenlerden) hayrette kalıp şaşıranların delili (kemâlât kılavuzu, rıza rehberi); Zât ve sıfatlarıyla Mahmud (hamd makamı, Mahmudîyyet merkezi, senâ ve övgüye lâyık ve lâzım) Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem); geçmiş ve gelecek kimselerden en Ahmed'e (ilk ve tek hamdedici, Ahadiyyetin Ahmedîyyet tecellîsi olana); ezelin başlangıcından beri, ebedîn gayesince ve hatta sayılamayacak kadar tam bir selâmla (teslimiyetle) selâm eyle (selâmımızı ulaştır) ! Ve (o selâmın) nihâyeti olmasın! Ve ashabından, âlimlerden ve tarikat (Kadîrî) ehlinden olup, Hakikatta, Tarikatta ve Şerîatta O'na tâbi' olanlardan razı ol! Ey Sahibimiz ALLAH (celle celâluhu) bizi gerçekten onlardan olanlardan kıl! Kabul eyle YÂ MUÎN (yardım edicimiz) Celle Celâlehu!
Salâvât-ı şerîfe aslında burada bitmiştir. İlaveler Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i övücü gönül dosdlarının gönül güzellikleri olup mânâsı şöyledir :
Sen ki Yâ Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)! Ey Kâmil Zât! Ey Cemîl Sıfat! Ey gayelerin nihâyeti! Ey EL HAKK Celle Celâluhu'nun Nûru! Ey Âlemlerin kemâlât kandili! Yâ Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)! Yâ Ahmed Sallallahu (salallahu aleyhi ve sellem)! Yâ Eba'l-Kasım (salallahu aleyhi ve sellem)! Kemâlin, lisanın ta'birinden (yorumundan) münezzehtir! Cemâlîn, insanın idrak ettiğinden de azîzdir (kadri yüce ve şereflidir) ! Celâlîn, kalbdeki seçkin (gözde) oluşundan da büyüktür! ALLAH Subhânehu Tealâ senin üzerine salât etsin (ulaşımımıza izin, inâyet ve hidâyet eylesin) Yâ Resûlullah (salallahu aleyhi ve sellem)!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
39. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme innâ nes'eluke bicâhi nebîyyike Muhammedin sallallahu Teâla aleyhi ve sellem el mağfirete verrizâ Vel kabule kabulen tâmmen La tekilnâ fihi ilâ enfüsinâ tarfete aynîn yâ ni'mel Mevlâ veya ni'mel Mûcîb Yâ Azîzu yâ Gaffâr Fe inne gufrâne zünûbil halki bi ecmâ'ihim Evvelihim ve âhirihim Ve birrihim ve fâcirihim kekatretin fi bahri cûdikel vasi'illezi la sâhile lehu Fekad kulte ve kavlukel hakkul Mûbin Vemâ erselnâke illâ rahmaten lil âlemîn Ve sallallahu ve selleme alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve Ehl-i Beytihi ettayyibînettâhirîn Ve alâ sâdâtinâ ve aleynâ mâahum vel mü'minîne vel mü'minâti ecmâine. Âmîn.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Senin Peygamberin Muhammed Sallallahu Tealâ Aleyhi Vessellem hürmetine (katındaki i'tibarını vesile edinip) Senden mağfiret (bağışlanma) ve rıza istiyoruz. (diliyoruz)! Ve tam bir kabülünü; O nun hakkında (bu hususunda) nefislerimize göz açıp kapayıncaya kadar çabalama yorgunluğu verme! Ey güzel Sahibimiz ve ey dualarımıza güzel icâbed edenimiz (icâbını yerine getiren RABB'ımız)! EY AZÎZ (gücü yeten, değeri olan) EY GAFFÂR (çokça affeden) Celle Celâluhu! Muhakkak ki cümle halkıyın, evvelkilerin, sonrakilerin, iyilerin, kötülerin günâhını gufran (bağışlama, yarlıgama), Senin sahilsiz genişlikteki (yaygınlıktaki) cömertlik denizinde bir damla değildir! Açık seçik hakk olan sözünle buyurmuştun :
"(Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ 21/107)
Ve ALLAH; Efendimiz, Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine, ehl-i beytine ve ashabına tertemiz ve en güzelinden (ayıblardan arınmış) salât-ü-selâm eylesin (salâtımızı O'na ve onlara sılaya vesile kılsın)! Sadatlarımıza (seyitlerimize) ve onlarla beraber bizlere ve mü'min erkeklere ve mü'min kadınların cümlesine de salât-ü-selâm eylesin!. Âmin!
Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: Allahümme innâ nes'eluke bicâhi nebîyyike Muhammedin sallallahu Teâla aleyhi ve sellem el mağfirete verrizâ Vel kabule kabulen tâmmen La tekilnâ fihi ilâ enfüsinâ tarfete aynîn yâ ni'mel Mevlâ veya ni'mel Mûcîb Yâ Azîzu yâ Gaffâr Fe inne gufrâne zünûbil halki bi ecmâ'ihim Evvelihim ve âhirihim Ve birrihim ve fâcirihim kekatretin fi bahri cûdikel vasi'illezi la sâhile lehu Fekad kulte ve kavlukel hakkul Mûbin Vemâ erselnâke illâ rahmaten lil âlemîn Ve sallallahu ve selleme alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve Ehl-i Beytihi ettayyibînettâhirîn Ve alâ sâdâtinâ ve aleynâ mâahum vel mü'minîne vel mü'minâti ecmâine. Âmîn.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Senin Peygamberin Muhammed Sallallahu Tealâ Aleyhi Vessellem hürmetine (katındaki i'tibarını vesile edinip) Senden mağfiret (bağışlanma) ve rıza istiyoruz. (diliyoruz)! Ve tam bir kabülünü; O nun hakkında (bu hususunda) nefislerimize göz açıp kapayıncaya kadar çabalama yorgunluğu verme! Ey güzel Sahibimiz ve ey dualarımıza güzel icâbed edenimiz (icâbını yerine getiren RABB'ımız)! EY AZÎZ (gücü yeten, değeri olan) EY GAFFÂR (çokça affeden) Celle Celâluhu! Muhakkak ki cümle halkıyın, evvelkilerin, sonrakilerin, iyilerin, kötülerin günâhını gufran (bağışlama, yarlıgama), Senin sahilsiz genişlikteki (yaygınlıktaki) cömertlik denizinde bir damla değildir! Açık seçik hakk olan sözünle buyurmuştun :
"(Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ 21/107)
Ve ALLAH; Efendimiz, Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine, ehl-i beytine ve ashabına tertemiz ve en güzelinden (ayıblardan arınmış) salât-ü-selâm eylesin (salâtımızı O'na ve onlara sılaya vesile kılsın)! Sadatlarımıza (seyitlerimize) ve onlarla beraber bizlere ve mü'min erkeklere ve mü'min kadınların cümlesine de salât-ü-selâm eylesin!. Âmin!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
40. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Melâmî Pîri MUHAMMED NURU'L-ARABÎ
(kaddasallahu sırrehu)'ya ait:
SALAVÂTÜ'L KÛBRÂ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ:
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Habiballah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Nebîyyallah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Haşemîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Kureyşîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Mekkîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Medenîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Mustafâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Müctebâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Müzekkâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Muallâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ MUHAMMED
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ AHMED
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Bâkiyyerrahmet
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Şâfialümmet
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Hatemennebîyyîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyidelevvelîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyidelâhirîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhibettac
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhibelkevser
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhiben nizâm
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Arabiyyel Ümmüyyi
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Hatemel Mürselîn vennebîyyîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Rahmeten lil âlemîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ hâdiyel mudıllîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Şefîal Müznibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mü'minîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidel mürselîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil âlemîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil abidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kâimîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râkiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâcidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâhidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâlikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râifîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şâfiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kâniîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâkîmîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil tâbiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râkibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâbirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâimîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kânitîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâvvasîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâkirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil tâhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâlikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâdikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâinîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâbirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şâkirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâbihîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâfizîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâmîdîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil nâsirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil fâzilîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şefiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâşiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil nâdiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vâizîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vâhibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vârisîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil evvelîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil âhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil evda'în
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil esherîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil ekremîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil ahyebîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil eşce'în
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil enverîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mücâhidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil murâbitîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müttakîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mükerremîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mürşidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müşfikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil muhsinîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil muvakiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mualikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mesâkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mutesaddikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mütatahhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mahmûdîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mahlûkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidel merzûkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil munzirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mübeşşirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müstagfirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidiş şâfiinel müşrikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Rabbil âlemîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Ekremil halki
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Mürtazâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Ümmiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil tukâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyiz zekâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil havâsî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil müzekkâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Medeniyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Haşemiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Kureyşiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Ebtahiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Tihâmmiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Hicâziyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Arabiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil sadıkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil muttâkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ esbâhat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ talâ'at
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izenfeceret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izenşâkkat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ garabet
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ succiret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ küvviret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ ahrecet
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ husibet
Allahümme salli alâ Muhammedin kevâkibünteseret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izenşâkkat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ kuvviret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ küşitat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ süyyiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl arzı izâ dükket
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl vühûşi izâ huşiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl kubûri izâ bü'sîret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâs suduri izâ uttilet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl kûtübi izâ kuriet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl haseneti izâ üşhiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâsseyyiâti izâ buddilet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl cenneti izâ uzlifet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâd derecâti izâ rufiat
Allahümme salli alâ Muhammedin maâd derecâti izâ kudiyet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâlleyli izâ yağşâhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin maân nehâri izâ cellâhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin mâal künûzi vel işâe
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi seha vettermâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi katril enhâri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi leyli vettermâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadediş şeceri evrâkihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedin nebâti ve esmârihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadediş şühûri ve ezmânuhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedit tuyuri verişihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil berri vel bahri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil cinni vel insî
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi men salla aleyhi
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil cenûbi veşşimâli
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil haceri velmedâri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil halki fil bahri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil halki fil berri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil varâki fil eşcâri
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve bârik
ve sellim aleyhi ve salli alâ cemîa'l-Enbiyâ'i vel mürselîn.
Velhamdülillahi Rabbil âlemîn.
Âmin yâ Muîn! Yâ Latîf! Yâ Kerîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahmân!
Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Yâ Furkân!
Yâ Sultân! Yâ ALLAH Celle Cellâli huuuu!
MÂNÂSI:
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın Resûlü!
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın habîbi, sevgilisi!
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın nebîsi!
Sana olsun salât ve selâm, ey soyu Hâşim!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendi Kureyş'li!
Sana olsun salât ve selâm, ey doğan Mekke'de!
Sana olsun salât ve selâm, ey pak ruhu kabzolunan Medîne'de!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendi güzîde adı Mustafâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey seçilmiş olan, müctebâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey ilm-u ferâset sahibi, muzekkâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey makamı yüceltilmiş, muallâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey bihakkın övdürülmüş, Muhammed!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendidir övgüye lâyık, Ahmed!
Sana olsun salât ve selâm, ey rahmetî verdirecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey ümmete şefâat edecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey nebilerin hâtimesi!
Sana olsun salât ve selâm, ey evvel olanların seyyidi!
Sana olsun salât ve selâm, ey âhir olanların seyyidi!
Sana olsun salât ve selâm, ey o tâcı giyecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey kevserin başına geçecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey gerçek düzenin sahibi olan!
Sana olsun salât ve selâm, ey ümmî bir Arabî olan!
Sana olsun salât ve selâm, ey resûllerin elçilerin hâtimesi!
Sana olsun salât ve selâm, ey âlemlere rahmet !
Sana olsun salât ve selâm, ey delâlete düşenlere hidâyet !
Salât ve selâm sanadır, ey günahkârlara şefâatçi olan!
Rabbim, sen salât ediver, Muhammed'e, efendisidir müminlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir resûllerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir âlemlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kıyâma duranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rükûya eğilenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir secdeye kapananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir zâhidlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yaratılmışların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir merhametlilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefâatçilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kanâatkârların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hükümfermaların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir Allah'a tâbi olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir pusu kurup gözetleyenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir toz kaldıranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir baskın yapanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir bulut gibi çökenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir takvâ ehlinin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir dalıp inciler çıkaranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hep zikredenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir zâhir, görünen her şeyin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tâhir, pak olan her şeyin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir doğru yolun yolcularının
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sözü özü doğru olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir doğruyu bulanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sabrı kuşananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şükrü zikr edinenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tesbihfeşânların, tesbîhi dilden düşürmeyenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hıfzedenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hamdedenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir muzafferlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir fazl'la dolu olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefâatçilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir huşu sahibi olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir nidâ edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir va'z-u nasîhat edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir ihsânda bulunanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir vârislerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geçmişin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sonrakilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geride bırakılanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geceleri uyanık olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir keremlilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tazarru edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yiğitlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir nuru pak olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir mücahidlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir murâbıtların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir müttakilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kerem verilmişlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rüşd yolunu bulduranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefkati kuşananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir ihsânla davrananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir savaşanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir muhâriblerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir bağların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yurtların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tasadduk edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir temizlenenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir övülenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir mahlukâtın
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rızıklandırılanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir uyaranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir müjde verenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir istiğfâr edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şirk hastalarına şifâ olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür âlemlerin Rabbinin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, yaratılmışların en keremi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, razı olunan nebilerin efendisi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, ümmi nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, takvayı kuşanan nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, paklanan nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür havâs bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür tezkiye edilmiş bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Medineli bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Haşim soyundan bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Kureyş'ten bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Ebtahî bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Tihâmeli bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Hicâzlı bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Arabî bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür sözü özü sâdık bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür takvâyı kuşanmış bir nebi
Ey Rabbim, güneşin sabahki doğuşuyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin çıkışıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin şafağıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin fecriyle birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin batışıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin kabartıldığında sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş pırıldadığında sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş çıkarıldığına sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş geçip gittiğinde sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, yıldızlar döküldüğü vakit!
Ey Rabbim, göğün inşikâkıyla, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün dürülmesiyle, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün sıyrılıp kaldırılmasıyla, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün yürütülmesiyle, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, yeryüzü çarpılıp darmadağın edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, vahşi hayvanlar toplandığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kabirler deşildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğüstekiler salıverildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kitablar okunduğunda, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, hasenâtlar ortaya döküldüğünde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, seyyiâtlar tebdîl edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, cennet yaklaştırıldığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, dereceler yükseltildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, dereceler takdîr edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gece bürüdüğünde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gün ağardığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, yerin hazineleri çıkarılıp yayıldığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gece ve gündüzler adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, ağaçlar ve yaprakları adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, bitkiler ve meyveleri adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, aylar ve bunların zamanı adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kuşlar ve bunların tüyleri adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, cinler ve insanlar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kendisine salât edenler adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güney ve kuzey adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, taşlar ve çamurlar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, denizlerdeki mahlûkât adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, karalardaki mahlûkât adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, ağaçlardaki yapraklar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, Sen Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, onun âline salât ediver! Ona selâmlar ediver!
O'nu mübârek ediver! Bütün nebilere ve resûllere de salât ediver!
İşte o hamd ki âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Âmin yâ Muîn! Yâ Latîf! Yâ Kerîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahmân!
Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Yâ Furkân!
Yâ Sultân! Yâ ALLAH Celle Celâlehuuuu!
Melâmî Pîri MUHAMMED NURU'L-ARABÎ
(kaddasallahu sırrehu)'ya ait:
SALAVÂTÜ'L KÛBRÂ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ:
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Resûlallah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Habiballah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Nebîyyallah
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Haşemîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Kureyşîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Mekkîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Medenîyyî
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Mustafâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Müctebâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Müzekkâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Muallâ
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ MUHAMMED
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ AHMED
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Bâkiyyerrahmet
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Şâfialümmet
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Hatemennebîyyîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyidelevvelîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyidelâhirîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhibettac
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhibelkevser
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Sâhiben nizâm
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Arabiyyel Ümmüyyi
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Hatemel Mürselîn vennebîyyîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Rahmeten lil âlemîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ hâdiyel mudıllîn
Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Şefîal Müznibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mü'minîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidel mürselîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil âlemîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil abidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kâimîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râkiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâcidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâhidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâlikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râifîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şâfiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kâniîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâkîmîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil tâbiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil râkibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâbirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâimîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil kânitîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil gâvvasîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâkirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil zâhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil tâhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâlikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâdikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâinîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâbirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şâkirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil sâbihîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâfizîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâmîdîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil nâsirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil fâzilîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil şefiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil hâşiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil nâdiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vâizîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vâhibîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil vârisîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil evvelîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil âhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil evda'în
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil esherîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil ekremîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil ahyebîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil eşce'în
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil enverîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mücâhidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil murâbitîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müttakîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mükerremîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mürşidîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müşfikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil muhsinîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil muvakiîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mualikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mesâkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mutesaddikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mütatahhirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mahmûdîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mahlûkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidel merzûkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil munzirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil mübeşşirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidil müstagfirîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Seyyidiş şâfiinel müşrikîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Rabbil âlemîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Ekremil halki
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Mürtazâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Ümmiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil tukâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyiz zekâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil havâsî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil müzekkâ
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Medeniyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Haşemiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Kureyşiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Ebtahiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Tihâmmiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Hicâziyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil Arabiyyî
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil sadıkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin Resûli Seyyidin Nebîyyil muttâkîn
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ esbâhat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ talâ'at
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izenfeceret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izenşâkkat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ garabet
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ succiret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ küvviret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ ahrecet
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'aş şemsi izâ husibet
Allahümme salli alâ Muhammedin kevâkibünteseret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izenşâkkat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ kuvviret
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ küşitat
Allahümme salli alâ Muhammedin ma'assemâi izâ süyyiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl arzı izâ dükket
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl vühûşi izâ huşiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl kubûri izâ bü'sîret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâs suduri izâ uttilet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl kûtübi izâ kuriet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl haseneti izâ üşhiret
Allahümme salli alâ Muhammedin maâsseyyiâti izâ buddilet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâl cenneti izâ uzlifet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâd derecâti izâ rufiat
Allahümme salli alâ Muhammedin maâd derecâti izâ kudiyet
Allahümme salli alâ Muhammedin maâlleyli izâ yağşâhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin maân nehâri izâ cellâhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin mâal künûzi vel işâe
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi seha vettermâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi katril enhâri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi leyli vettermâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadediş şeceri evrâkihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedin nebâti ve esmârihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadediş şühûri ve ezmânuhâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedit tuyuri verişihâ
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil berri vel bahri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil cinni vel insî
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedi men salla aleyhi
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil cenûbi veşşimâli
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil haceri velmedâri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil halki fil bahri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil halki fil berri
Allahümme salli alâ Muhammedin biadedil varâki fil eşcâri
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve bârik
ve sellim aleyhi ve salli alâ cemîa'l-Enbiyâ'i vel mürselîn.
Velhamdülillahi Rabbil âlemîn.
Âmin yâ Muîn! Yâ Latîf! Yâ Kerîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahmân!
Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Yâ Furkân!
Yâ Sultân! Yâ ALLAH Celle Cellâli huuuu!
MÂNÂSI:
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın Resûlü!
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın habîbi, sevgilisi!
Sana olsun salât ve selâm, ey Allah'ın nebîsi!
Sana olsun salât ve selâm, ey soyu Hâşim!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendi Kureyş'li!
Sana olsun salât ve selâm, ey doğan Mekke'de!
Sana olsun salât ve selâm, ey pak ruhu kabzolunan Medîne'de!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendi güzîde adı Mustafâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey seçilmiş olan, müctebâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey ilm-u ferâset sahibi, muzekkâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey makamı yüceltilmiş, muallâ!
Sana olsun salât ve selâm, ey bihakkın övdürülmüş, Muhammed!
Sana olsun salât ve selâm, ey kendidir övgüye lâyık, Ahmed!
Sana olsun salât ve selâm, ey rahmetî verdirecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey ümmete şefâat edecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey nebilerin hâtimesi!
Sana olsun salât ve selâm, ey evvel olanların seyyidi!
Sana olsun salât ve selâm, ey âhir olanların seyyidi!
Sana olsun salât ve selâm, ey o tâcı giyecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey kevserin başına geçecek!
Sana olsun salât ve selâm, ey gerçek düzenin sahibi olan!
Sana olsun salât ve selâm, ey ümmî bir Arabî olan!
Sana olsun salât ve selâm, ey resûllerin elçilerin hâtimesi!
Sana olsun salât ve selâm, ey âlemlere rahmet !
Sana olsun salât ve selâm, ey delâlete düşenlere hidâyet !
Salât ve selâm sanadır, ey günahkârlara şefâatçi olan!
Rabbim, sen salât ediver, Muhammed'e, efendisidir müminlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir resûllerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir âlemlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kıyâma duranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rükûya eğilenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir secdeye kapananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir zâhidlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yaratılmışların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir merhametlilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefâatçilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kanâatkârların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hükümfermaların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir Allah'a tâbi olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir pusu kurup gözetleyenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir toz kaldıranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir baskın yapanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir bulut gibi çökenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir takvâ ehlinin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir dalıp inciler çıkaranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hep zikredenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir zâhir, görünen her şeyin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tâhir, pak olan her şeyin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir doğru yolun yolcularının
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sözü özü doğru olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir doğruyu bulanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sabrı kuşananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şükrü zikr edinenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tesbihfeşânların, tesbîhi dilden düşürmeyenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hıfzedenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir hamdedenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir muzafferlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir fazl'la dolu olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefâatçilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir huşu sahibi olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir nidâ edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir va'z-u nasîhat edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir ihsânda bulunanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir vârislerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geçmişin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir sonrakilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geride bırakılanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir geceleri uyanık olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir keremlilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tazarru edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yiğitlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir nuru pak olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir mücahidlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir murâbıtların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir müttakilerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir kerem verilmişlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rüşd yolunu bulduranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şefkati kuşananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir ihsânla davrananların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir savaşanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir muhâriblerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir bağların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir yurtların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir tasadduk edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir temizlenenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir övülenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir mahlukâtın
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir rızıklandırılanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir uyaranların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir müjde verenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir istiğfâr edenlerin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, efendisidir şirk hastalarına şifâ olanların
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür âlemlerin Rabbinin
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, yaratılmışların en keremi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, razı olunan nebilerin efendisi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, ümmi nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, takvayı kuşanan nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür, paklanan nebilerden
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür havâs bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür tezkiye edilmiş bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Medineli bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Haşim soyundan bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Kureyş'ten bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Ebtahî bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Tihâmeli bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Hicâzlı bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür Arabî bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür sözü özü sâdık bir nebi
Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, o ki Resûlüdür takvâyı kuşanmış bir nebi
Ey Rabbim, güneşin sabahki doğuşuyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin çıkışıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin şafağıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin fecriyle birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin batışıyla birlikte sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneşin kabartıldığında sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş pırıldadığında sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş çıkarıldığına sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güneş geçip gittiğinde sen Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, sen salât ediver Muhammed'e, yıldızlar döküldüğü vakit!
Ey Rabbim, göğün inşikâkıyla, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün dürülmesiyle, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün sıyrılıp kaldırılmasıyla, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğün yürütülmesiyle, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, yeryüzü çarpılıp darmadağın edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, vahşi hayvanlar toplandığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kabirler deşildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, göğüstekiler salıverildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kitablar okunduğunda, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, hasenâtlar ortaya döküldüğünde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, seyyiâtlar tebdîl edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, cennet yaklaştırıldığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, dereceler yükseltildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, dereceler takdîr edildiğinde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gece bürüdüğünde, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gün ağardığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, yerin hazineleri çıkarılıp yayıldığında, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, gece ve gündüzler adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, ağaçlar ve yaprakları adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, bitkiler ve meyveleri adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, aylar ve bunların zamanı adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kuşlar ve bunların tüyleri adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, cinler ve insanlar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, kendisine salât edenler adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, güney ve kuzey adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, taşlar ve çamurlar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, denizlerdeki mahlûkât adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, karalardaki mahlûkât adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, ağaçlardaki yapraklar adedince, Muhammed'e salât ediver!
Ey Rabbim, Sen Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, onun âline salât ediver! Ona selâmlar ediver!
O'nu mübârek ediver! Bütün nebilere ve resûllere de salât ediver!
İşte o hamd ki âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Âmin yâ Muîn! Yâ Latîf! Yâ Kerîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahmân!
Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Yâ Furkân!
Yâ Sultân! Yâ ALLAH Celle Celâlehuuuu!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
41. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Nakşî Tarikatı kollarının kemâl kavşağı olan, Şam'da Salihiye Tepesinde medfûn bulunan ve maddî ve mânevî tahsilini Bağdad'da yaptığı için Bağdadî diye anılan Muhammedî Mürşid Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: (3 defa okunur)
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin bi adedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîra.(Ücüncüsünde kesîran ile okunur)
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin bi adedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîran kesîra.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz MUHAMMED (salallahu aleyhi ve sellem)'e ve Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in ailesine; dert çekenlerin (devâ dileyen çağırıcıların) ve devâ (çâre) lerinin tümü adedince salât-ü-selâm et. O'na ve onlara çok çok (çokça) bereket ver ve selâmlar et!.
Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin istigasesi
(ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e sığınması):
TÜRKÇESİ:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Yâ Hayyu Yâ Kayyûm Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm Yâ ALLAHu bike tâhassentü ve bi abdike ve Resûlîke Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn Sallallahu Tealâ aleyhi ve sellime istecertü Allahümme innî eselûke Yâ RAHMÂNu Yâ RAHÎMu bi esmâike'l-izâmi ve melâiketike'l-kirâmi ve Resûlîke aleyhim eftalü's-salavâti ve etemmü's-selâmi Ente'l-mahnî bilemhati ehl-i Bedrin velâ mâhatihim ve tenfahni bi nefâhatihim bi hakkihim aleyke YÂ RABB!
MÂNÂSI: Yâ Hayyu Yâ Kayyum! Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm! Yâ ALLAH! Sana sığındım (siper edindim) ve Senin kulun ve Resûlün Seyidimiz ve Efendimiz Muhammed Sallallahu Tealâ Aleyhi Vesselleme (teslim ve tâbi' olup) boyun eğdim! ALLAH'ım! Yâ Rahmân yâ Rahîm Senden Azîm isimlerin, keremli meleklerin ve Salâvâtların en fazîletlisi ve selâmların en tamı kendisine olan Resûlün ile (yüzü suyu hürmetine) istiyorum! (ki) Beni imtihan eden (deneyici-sınayıcı) Sensin, Bedir Ehlini bir lemhada (göz açıp kapayıncaya kadarlık sürede) bir üfürüşle (merhametle hayat verişle) mahvolmaktan (silinip yok olup gitmekten) kurtardığın gibi; onların Senin üzerindeki (hatırı) hakları hakkı için, onlara olan rahmet üfürüşünle (imdat edişinle) bana da üfür ve hayat ver (meded kıl) Yâ RABBi!
Nakşî Tarikatı kollarının kemâl kavşağı olan, Şam'da Salihiye Tepesinde medfûn bulunan ve maddî ve mânevî tahsilini Bağdad'da yaptığı için Bağdadî diye anılan Muhammedî Mürşid Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin salâvâtı:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TÜRKÇESİ: (3 defa okunur)
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin bi adedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîra.(Ücüncüsünde kesîran ile okunur)
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin bi adedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîran kesîra.
MÂNÂSI: ALLAH'ım! Efendimiz MUHAMMED (salallahu aleyhi ve sellem)'e ve Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'in ailesine; dert çekenlerin (devâ dileyen çağırıcıların) ve devâ (çâre) lerinin tümü adedince salât-ü-selâm et. O'na ve onlara çok çok (çokça) bereket ver ve selâmlar et!.
Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin istigasesi
(ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e sığınması):
TÜRKÇESİ:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Yâ Hayyu Yâ Kayyûm Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm Yâ ALLAHu bike tâhassentü ve bi abdike ve Resûlîke Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn Sallallahu Tealâ aleyhi ve sellime istecertü Allahümme innî eselûke Yâ RAHMÂNu Yâ RAHÎMu bi esmâike'l-izâmi ve melâiketike'l-kirâmi ve Resûlîke aleyhim eftalü's-salavâti ve etemmü's-selâmi Ente'l-mahnî bilemhati ehl-i Bedrin velâ mâhatihim ve tenfahni bi nefâhatihim bi hakkihim aleyke YÂ RABB!
MÂNÂSI: Yâ Hayyu Yâ Kayyum! Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm! Yâ ALLAH! Sana sığındım (siper edindim) ve Senin kulun ve Resûlün Seyidimiz ve Efendimiz Muhammed Sallallahu Tealâ Aleyhi Vesselleme (teslim ve tâbi' olup) boyun eğdim! ALLAH'ım! Yâ Rahmân yâ Rahîm Senden Azîm isimlerin, keremli meleklerin ve Salâvâtların en fazîletlisi ve selâmların en tamı kendisine olan Resûlün ile (yüzü suyu hürmetine) istiyorum! (ki) Beni imtihan eden (deneyici-sınayıcı) Sensin, Bedir Ehlini bir lemhada (göz açıp kapayıncaya kadarlık sürede) bir üfürüşle (merhametle hayat verişle) mahvolmaktan (silinip yok olup gitmekten) kurtardığın gibi; onların Senin üzerindeki (hatırı) hakları hakkı için, onlara olan rahmet üfürüşünle (imdat edişinle) bana da üfür ve hayat ver (meded kıl) Yâ RABBi!
fecir sohbetinden alıntı Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretlerinin istigasesi
(ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL'e sığınması):
TÜRKÇESİ:
Bismillâhirrahmânirrahîm
Yâ Hayyu Yâ Kayyûm Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm Yâ ALLAHu bike tâhassentü ve bi abdike ve Resûlîke Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn Sallallahu Tealâ aleyhi ve sellime istecertü Allahümme innî eselûke Yâ RAHMÂNu Yâ RAHÎMu bi esmâike'l-izâmi ve melâiketike'l-kirâmi ve Resûlîke aleyhim eftalü's-salavâti ve etemmü's-selâmi Ente'l-mahnî bilemhati ehl-i Bedrin velâ mâhatihim ve tenfahni bi nefâhatihim bi hakkihim aleyke YÂ RABB!
MÂNÂSI: Yâ Hayyu Yâ Kayyum! Yâ Ze'l-celâlî ve'l-ikrâm! Yâ ALLAH! Sana sığındım (siper edindim) ve Senin kulun ve Resûlün Seyidimiz ve Efendimiz Muhammed Sallallahu Tealâ Aleyhi Vesselleme (teslim ve tâbi' olup) boyun eğdim! ALLAH'ım! Yâ Rahmân yâ Rahîm Senden Azîm isimlerin, keremli meleklerin ve Salâvâtların en fazîletlisi ve selâmların en tamı kendisine olan Resûlün ile (yüzü suyu hürmetine) istiyorum! (ki) Beni imtihan eden (deneyici-sınayıcı) Sensin, Bedir Ehlini bir lemhada (göz açıp kapayıncaya kadarlık sürede) bir üfürüşle (merhametle hayat verişle) mahvolmaktan (silinip yok olup gitmekten) kurtardığın gibi; onların Senin üzerindeki (hatırı) hakları hakkı için, onlara olan rahmet üfürüşünle (imdat edişinle) bana da üfür ve hayat ver (meded kıl) Yâ RABBi!
Bu istiğase biliyorsunuz Hâlidi Bağdâdi Hazretlerinindir.
Orda sonunda buyuyor ki Yâ RABBi Sen o hiç umutsuz oldukları günde, bedir gününde, mahvoldukları dedikleri Bedir gününde,
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz kumların üzerine diz çöküp ellerini göğe öyle kaldırıyor ki sırtındaki ridâ düşüyor.
Ebubekir Radiyallâhu Anhu duydu Yâ Rasûlullah. ALLAH duydu seni diyor.
Böyle içten ve yürekten yardım et duâsı yaptığı bir anda göz açıp kapayıncaya kadar ne yaptıysan bize onu yap buyurmakta.
Hâlidi Bağdâdi Hazretleri. ALLAH himmetini üzerimizde var etsin.
Bize de öyle inşâallah Ehl-i Bedir günündeki güzelliklerden, yardımlardan, ânında olanlardan göz açıp kapayıncaya kadar olanlardan kardeşlerimizin, Ümmeti Muhammedin neyi varsa yardım etsin.
Hadisi Şeriftir.
Allahumme ıslah ummeti Muhammed Aleyhi's-salâtu ve's-selâm: ALLAH'ım Ümmeti Muhammedi islah et.
Hadisde yok ama ben ekliyorum hoşuma gidiyor.
Allahumme iflah ümmeti Muhammed Aleyhi's-salâtu ve's-selâm: Allahım bir de bunları iflah et yâni felâha erdir. Ama hadis nasıl.
Allahümme islah ümmeti Muhammed Aleyhissalâtu ve's-selâm.
Allahumme ferice an ummeti Muhammed Aleyhi's-salâtu ve's-selâm.
Bir ferec ver. Neyine?
Kimin ne problemi var.
Tuyu mu var, söylüyor söylemiyor, gizliyor.
Kim ne ise yâni.
Her ne derdi bir şeyi var ise problem var ise bunlara bir ferec ver bir çözüm yolu, bir anahtar bir çâre bul. Ferec ver çıkış kapısı.
Allahumme rahmeten ammeh umûmen merhâmet et.
Hepsine yâni kim ki Lâ İlâhe İllâ Allah Muhammeden Rasûlullah diyorsa. Dünyânın en kötü yerinde ise dahî.
Orada da olsa ona rahmet et bir çıksın yâni.
Çünkü biz Muhammedîyiz, bir rahmetçiyiz.
Kimseyi yargılayamayız.
Çıkış yolu dâima ALLAH'ın izniyle olmalı.
Vardır ALLAHu Zu'l-celâl Rahmetenlil- Âlemin kendi yargılayacak bize ne.
Hiç Rahmetenlil- âlemin Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den duyulmuş mu.
Hiç katiyen.
Onun için hepimiz umûmen diyor zâten âmmeh.
Umûmen dileyim benim ümmetime diyor.
Ayırmayın şu efendiler bu efendiler.
Biz dediğimiz Muhammed Aleyhi's-salâtu ve's-selâm ı duyan ve uyanlardır. Katiyen biz ALLAH'a sığınırım.
Biz derken bir avuç insana hâşâ kastetmeyiz.
Biz bütün Ümmeti Muhammed kim ki Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem i duymuş ve uymuşsa ona diyoruz.
Biz sizden değiliz. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den başka bayrak çekiyorsa bize ne? bizimki belli. İnşâallah.
ALLAHu Zu'l-celâl hepimize merhâmet etsin, rahmet etsin, hakta hayrda bile etsin inşâallah.
Esselâmu Aleykum ve Rahmetullah ve Berakâtuhû
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
42. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
ŞEYHÜL HAZİN HAZRETLERİN'İN SALÂVATI
GAYÂTÜL-HAYRÂT
TÜRKÇESİ:
1) Allahümme salli adde mesâkîli zerreyati'l-vücûdi biddevâmi
Ve adde ma kad ehâta bihi ilmüke yâ Allâmi
Mimma kâne ve mâ kad yekûnü ebede'l-âbidine
Ala seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ve cemi'il enbiyâi aleyhimüsselâmi
2 )Ve salli RABBi adde mesâkîli mâ kad hasale bit temâmi
Min darbi zerreyâti'l-vücûdi fi nefsiha bi'd-devâmi
Ve mislihi âlâfi ulufi elfi merreten yâ Kerîmû
Alâ Resûlike'l-Mustafa Muhammedin Seyyidi'l-enâmi
3) Ve salli Rabbi adde mesâkîli ma takdiru entucîdehu mine'l-a'demi
Fi'l-kevni ve lâ mekâni' hatte mâ ba'de'l-haşri yevme'l-kıyâmi
Ve adde mâ yahsilü min darbihâ fi nefsiha dâimen yâ Alîmu
Alâ menillezî ihtertehü alâ küllü'l-halâiki ve rafa'tehü ilâ ağlel makâmi
4) Ve salli Rabbi adde'l-evâmiri vennevâhî ve'l-âyâti ve'l-ahkâmi
Ve addemâ veka'a fi'l-kulûbi minel havâtiri ve'l-vesvâsi ve'l-ilhâmi
Ve addel harekâti ve's- sekenâti ve'l-enfâsi ve elvâni'l-halâiki
Alâ menillezî faddaltehü ve karrabtehü ve nezzelte aleyhi ahsene'l-kelâmi
5) Ve salli Rabbi adde efradi cüziyyâti envâi'l-ervâhi ve'l-ecsâmi Ve adde mâ halaktehu
ve kevventehü fi haze'd- dâri ve fi dâri's- selâmi
Ve adde mevcûdâti'l-kevneyni vemâ fihâ mine'l-hakaiki ve'd- dekaik
Alâ menillezi levlâhü lemâ halakte'l-halka vele'l-eflâke'l-azâmi
6) Ve salli Rabbi adde mesâkîli zerreyâti dâirati'l-imkâni
Min tâhti's- serâ ilâ a'le'l-arşi vemâ kad yekûnü fi'l-cinâni
Ve adde mâ hasale min darbihâ finefsihâ bi adedihâ yâ Muhîtu
Alâ Habîbike'l-Muhtâr Muhammedî'n-nebiyyî âhiri'z-zamani
7) Ve salli RABBi adde mâ keşeftehü likulûbi'l-Ârifîne fi'l-kevni velâ mekani
Ve adde ma teallekat bihi's- seb'ü's-sıfâti bi'l-'icâdi ve'l-imkâni
Ve adde mâ yahsilü min darbi'l-madrûbi fi'l-madrûbi fi küllü tarfeti'l-aynî
Alâ men'illezî rafa'tehü ile bisati'l-kudreti hatta raâke bi'l-i'iyâni
Ve salli Rabbi adde mâ fi'l-arşi ve'l-kürsiyyi ve's-sidreti ve'l-cinâni
Mine'l-melâiketi ve'l-hûri ve'l-kusûri ve't-tuyûri ve'l-vildâni
Ve adde vezni mesakilihim bimâ fihim kezâ mâ'a's-sebi't-tıbâki
Ala menillezî karrabtehü kabe kavseyni ve kellemtehü bi ebleği'l-beyâni
9) Ve salli Rabbi adde mâ'fil ardı mine'l-insi ve'l-cinni ve'l-envâi'l-hayevâni
Ve adde mâ'fi'l-enhari ve'l-uyuni ve'l-buhuri kezâ mea mâ fi'n- nirâni
Ve adde vezni mesekilihim bimâ fihim mea adde eczâ' i cem'i'l-halâiki
Alâ menillezî isteğraka fi cemâlîke ve hatabeke bi efsahi'l-lisâni
10) Ve salli Rabbi adde mâ fi'l-levhi'l-mahfûzi kezâ mea mâ fi'l-Kur'ânî
Mine'l-âyâti ve'l-lügâti ve'l-hurûfi ve'l-elfâzi ve'l-meânî
Ve adde eczâi cüz'iyyâti'l-ekvâni vemâfihâ minne'l-iberi ve'l-esrâri
Ala nûri'l-kevneyni sirrü'l-vücûdi Muhammedin seyyidi ehli'l-cinâni
11) Ve salli Rabbi adde mesâkîli cemi'i mâ zekertü fil ebyâti bi'l-mekâli
Mea adde mâ kad hasale min darbi'l-mecmu i fi'l-mecmu'i'bi'd-devmi ve'l-kemâli
Alâ ruhi'l-vücûdi şemsi'd-duhâ Muhammedin Ve'l-enbiyâ-i cemi'an
Ve Ebi Bekri's-sıddık ve Ömere ve Osmânâ ve Alîyyi ve's-sahâbeti ve'l-âli
12) Ve salli Rabbi adde mesâkîli küllü mâ halaktehü fi hâze'l-kevni vefi'lkevni'l-bekâi
Alâ nûri'l-hudâ Muhammedini'l-meb'ûsi rahmeten li'l-âlemîne hatemi'l-enbiyâi
Ve şeffi'hi ilâhi fi'l-hakîri'l-fakîril müsemmâ bi ismihi'l-Hâzînî
Vefinâ ve fi cemi'il müznibîne kemâ şeffe'tehu fi ehli'l-ibâi
Salavâtüllahi ve cemii'l-halki bi'd-devâmi Adde mâ kad ehâta bihi ilmüke yâ Allâmi!
Alâ Seyyidinâ Muhalmedini'l-meb'ûsi rahmeten li'l-âlemîne ve âlihi ve's-sahbihi ve'l-enbiyâi aleyhimu's- selâmi
MÂNÂSI:
1 -Ey ALLAH'ım!
- Mevcûd zerrelerin ağırlığı ve devâmınca
- Ey Alîm, ilmiyin kuşattığınca
- Ebediyete kadar olacaklar ve olanlarca
- Efendimiz MUHAMMED (sav)'e-âline-ashabına cemîi'l-enbiyâya salât getir...
2 -Yâ RABBİ!
- Tam olarak meydana gelen (kemâlât) lerin sayısınca
- Mevcûdâtın zerreleri ve devâmları sayısınca
- Ey Kerîm; bir milyar mislince
- Peygamberin MUHAMMED MUSTAFA (sav)ya bütün varlıkların Efendisine salât et.
3 -Yâ RABBİ!
- Takdir edip yoktan vucûda getirdiğin ve getireceğin şeyler sayısınca
- Kâinâtta ve Lâ mekânda kıyâmete kadar .... hatta haşırdan sonra bile...
- Ey Alîm; dâimâ meydana gelecek şeyler ve bir katı sayısınca
- Bütün varlıklara Peygamber olarak seçip, en yüce makama yükselttiğin Zât'a salât et.
4 -Yâ RABBİ!
- Emirler, nehiyler, âyetler, hükümler sayısınca
- Kalbde meydana gelen düşünceler, ilhâmlar, vesveseler sayısınca...
- Hareketler, sükûnetler, nefes alıp vermeler ve mahlûkatın renkleri sayısınca...
- Üstün kıldığın, kendine yaklaştırdığın ve en güzel sözü indirdiğin Zât'a salât et...
5 -Yâ RABBİ!
- Ferdler, parçalar, envâi çeşit ruhlar ve bedenler sayısınca...
- Bu âlemde ve selâmet yurdunda yarattıklarıyın ve var ettikleriyin sayısınca...
- İki âlemdeki varlıklar ve içlerindeki hakikatler ve incelikler sayısınca...
- O, olmasaydı halkı ve büyük felekleri yaratmazdım!buyurduğun Zât'a salât et...
6 -Yâ RABBİ!
- İmkan dâiresindeki bütün zerreler sayısınca...
- Yerlerin altından yüce ARŞ'a kadar ve Cennetinde olacaklar sayısınca...
- Ey Mûhit; onların (yukardakilerin) kendileri ve kat kat fazlası sayısınca...
- Âhir zaman Peygamberi olarak seçtiğin Sevgilin MUHAMMED (sav)'e salât et...
7 -Yâ RABBİ!
- Âriflerin kalplerine kâinâtta ve Lâ Mekân da keşfettirdikleriyin sayısınca...
- Yaratma ve icâbla alâkalı yedi sıfatın taâllûk ettiği şeyler sayısınca...
- Göz açıp kapayıncaya kadar meydana gelecek şeylerin kat ve kat adedince...
- Kudret Makamına ulaştırdığın ve Seni ayân-beyân gören Zât'a salât-ü-selâm et...
8 -Yâ RABBİ!
- ARŞ'da, Kürsî'de, Sidre'de ve Cennet'te olan,
- Melekler, Hurîler, Saraylar, Kuşlar ve Vildânların (ağırlığınca) ve içlerindekilerin sayısınca...
- Ve kezâ yedi tabakâ (yedi kat semâ) ağırlığınca...
- Kâbe Kavseyn'e yaklaştırıp en belâğâtlı sözle konuştuğun Zât'a salât et...
9 -Yâ RABBİ!
- Yeryüzünde bulunan insan, cin ve her çeşit hayvan sayısınca...
- Ve nehirlerde, kaynaklarda, denizlerde, niranda (narlar-nurlarda) olan şeyler sayısınca...
- Bunların ve içlerindekilerin ağırlıklarıyla beraber onların ve onların her zerresi ve bütün varlıkların da sayısınca...
- Senin Cemâline gark olan (dalan) ve Sana en güzel hitâbda bulunan Zât'a salât et...
10 -Yâ RABBİ!
- Levh-i Mahfuz'da bulunan ve kezâ Kur'ân'da bulunan,
- Âyetler, lugâtlar, harfler, lâfızlar ve mânâlar sayısınca...
- Kâinâtın en küçük zerresi ve onun içindeki (taşıdığı-gösterdiği) ibâre, ibret ve sırları sayısınca...
- İki âlemin nuru, varlığın sırrı ve Cennet ehlinin Efendisi olan Zât'a salât et...
11- Yâ RABBİ!
- Beyitlerde sözlü olarak zikrettiğim (söylediğim) şeyler sayısınca...
- Ve bunların kat kat fazlasıyla, devâmları ve kemâlleri sayısınca...
- Varlığın ruhu, kuşluk vaktinin (Duhâ) güneşi,
- Hazreti MUHAMMED (sav)'e ve tüm peygamberlere... Ebu Bekir'e, Ömer'e, Osman'a ve Alî'ye... Ashabına ve Ailesine de salât et...
12- Yâ RABBİ!
- Bu âlemde ve Beka âleminde yarattıklarıyın sayısınca...
- Hidâyet nuru ve âlemlere rahmet olarak gönderdiğin, Peygamberlerin sonuncusu MUHAMMED (sav)'e salât et...
- O'nu bu fakîr ve hâkir, HÂZÎN ismiyle müsemmâ olana (isimlendirilene) şefâatçi kıl.
- Bize ve bütün günâhkârlara, abâ ehline şefâatçi kıldığın gibi şefâatçi kıl YÂ RABBİ!
ALLAH'ın ve bütün mahlûkatın salât ve selâmı; devâmla ve ilminin kuşattığı şeyler sayısınca, Efendimiz Rahmetenlil âlemin olarak gönderilen MUHAMMED (salallallahu aleyhi ve sellem)'e, âline, ashabına ve bütün peygamberlere olsun! Âmin!
ŞEYH MUHAMMED EL-HAZÎN
.(1231-1309m.)
Şeyh Muhammed el-Hazîn Hz. (ks.), Osmanlı Devletinin son döneminde, Anadoluda yetişen büyük evliyâdan biridir.
Neseb bakımından Şeriftir.
Yani Hz. Hasan (ra)ın soyundan gelmektedir.
Bilindiği üzere;
Hz. Hasan (ra)ın soyundan gelenlere «şerif»,
Hz. Hüseyin (ra)in soyundan gelenlere ise «seyyid» denir.
Kısaca Şeyhül-Hazîn olarak anılan bu büyük velî, h. 1231/m. 1816 yılında Siirtin Fersaf köyünde dünyaya geldi.
Onun için Şeyh Muhammed el-Fersâfî unvanıyla da bilinmektedir.
İlk tahsilini babasının talebe yetiştirdiği aile medresesinde yaptı.
Daha sekiz yaşındayken Kurân-ı Kerimi hıfzetti.
Yüksek ilimleri tahsil etmek üzere babası Şeyh Musa Efendi Hazretleri Onu Siirt'e götürdü.
Devrin en büyük ilim merkezlerinden olan Hamid Ağa Medresesine Onu kaydetti.
Bu Üniversitenin baş müderrisi, Molla Halil Efendi Hazretleri idi.
Bu zat, Hz. Ömerin otuzuncu göbek torunlarındandır.
Hayatında yüzlerce talebe yetiştirip mezun etmiş ve çok kıymetli eserler bırakmıştır.
Bursalı merhum Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde bu şöhretli âlimin hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermektedir.
Molla Halil el-Ömerî Hazretleri, kendisine emanet edilen Muhammedi çok sevdi ve ona daima iltifatta bulundu.
İlk başlarda Onu, maiyetindeki âlimlerden birinin ders halkasına tayin etti ise de çok geçmeden huzuruna çağırarak bizzat halkasına katılmasını emretti.
Ondan sonra Muhammed el-Fersâfî tam on dört yıl boyunca bu üstadın rahle-i tedrisinde ilim tahsil etti.
Bu müddet içerisinde hocasının derin sevgisini kazandı ve hususi sohbetlerinde de bulundu.
Molla Halil Efendi Hazretleri (rahmetullahi aleyh), bazen talebesi Muhammed el-Fersafîyi çağırır, saçını ona tıraş ettirir, bu vesile ile de kendisine dua ederdi.
Muhammed el-Fersafî, Siirtde Hamid Ağa Medresesinden büyük bir muvaffakiyetle mezun olduktan sonra Mardine giderek burada Kasım Padişah Medresesinde iki yıl daha ilim tahsil etti ve yüksek icazetle mezun oldu.
Zahir ilimlerde kazandığı bu üstün derecelerden sonra tasavvuf yoluna girmek üzere Iraka gitti.
Bağdadda bir müddet, Şeyh Mahmud el-Behdini, Şeyh Haydar es-Sohrani ve Şeyh Abbas El-Bağdadinin manevi terbiyesinde pişti.
Sonra tekrar memleketine dönerek Şeyh Salih Sibkî Hazretlerini ziyaret etti.
Onun işareti üzerine, uzaktan akrabası ve medrese arkadaşı olan Hakkarili Seyyid Tâhâ (ks.) Hazretlerine müracaat ederek onun tavsiyelerini aldı.
Seyyid Tâhâ Hazretleri, Şeyh Muhammed el-Fersafîden yaşça büyüktü.
Onun için Şeyh Muhammed Ona derin bir saygı gösterir, nasihatlerini dinlerdi.
Gıyabında, «Amcamız, büyük üstadımız» diye kendisinden bahsederdi.
Seyyid Tâhâ Hazretleri, Muhammed el-Fersafîye:
«Sevgili yeğenim, senin kalbinin anahtarı Halepçede, Şeyh Osman Efendi Hazretlerinin elindedir», buyurdu.
Bunun üzerine Muhammed el-Fersafî, Halepçeye giderek Şeyh Osman Tavilî (ks) Hazretlerinin manevi terbiyesine girdi.
Şeyh Osman Hazretleri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (ks), Hazretlerinin halifelerindendir.
Muhammed el-Fersafî burada bir müddet seyrü sülûk ile olgunlaştıktan sonra tasavvuf icazetnamesini de aldı ve üstadı tarafından irşâd vazifesiyle görevlendirildi.
Böylece zahir ve batın ilimlerde kemale eren Şeyh Muhammed el-Fersafî, 1844 yılında, Iraktan dönerek doğduğu Fersaf köyüne gelip yerleşti.
Burada irşâd ve tedris hayatına başladı.
Kurduğu medresede yüzlerce talebe yetiştirdi.
İnsanlara daima zühd ve takva yolunu gösterdi.
Çok geçmeden bölgenin âlimleri Ona büyük bir hürmet duymaya başladılar.
Onu ziyaret ederek ilminden istifade etmeye çalıştılar.
Bunların başında vaktiyle ona ders veren Molla Halil Efendi Hazretlerinin çocukları ve yakınları gelmektedir.
Bunlardan, Molla Ömer Efendi ve Zokaydalı Molla Abdülkahhâr Efendi en meşhurlarıdır.
Ayrıca Nuvinli Şeyh İbrahim Efendi, Halid bin Velid (ra)in soyundan gelen Siirtli Şeyh Abdullah Efendi, Siirtli Mahmud Cemaleddin Efendi, Siirtli Şeyh Hattâb Efendi, Zadolu Şeyh Muhammed Efendi, Huvitli Şeyh Abdullah Efendi, İskambolu Şeyh Derviş Efendi, Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi ve Verkânisli Şeyh Fethullâh Efendi gibi şahsiyetler, onun yanında tasavvuf terbiyesi aldılar.
Bu zatlardan Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi, Zokaydalı Şeyh Abdülkahhâr ve Verkanisli Şeyh Fethullah Efendi Hazretleri, daha sonra Üstadları Şeyh Muhammed Fersafînin işareti üzerine Seyda-yi Tâğî Hazretlerine giderek seyrü sülûk terbiyesini Onun yanında tamamlamışlardır.
İsimleri geçen bu zatlardan Verkanisli Şeyh Fethullah Efendi, Hz. Ömeri (ra)in soyundan gelmektedir ve Hocası Fersaflı Şeyh Muhammed el-Hazînin kayın biraderidir.
Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi ise Onun yeğenidir.
Milâdî 1258 de Bağdad'ın Moğollar tarafından istila edilmesi üzerine Şeyh Muhammedin ataları gelip Siirtin Fersaf köyüne yerleşmişlerdir.
Burası, Siirtin bugünkü Tillo (Aydınlar) ilçesinin bir mahallesi gibidir.
Aynı tarihlerde Abbasi saray erkânından bazı şahsiyetler de Moğol zulmünden kurtulup hicret ederek buraya yerleşmişlerdir.
Siirt eşrafından bu meşhur aile, bilindiği üzere Hz. Abbasın soyundan gelmektedir.
İsmail Fakirullah Hazretleri bu ailenin son büyüklerindendir.
Osmanlı son devrinin büyük evliyâ ve ulemâsından, (Marifetnâmenin müellifi) Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi Hazretleri, bu zâtın yanında yetişmiştir.
Şeyh Muhammed el-Fersafî Hazretleri,
Asırlar boyu bir ilim ve irfan merkezi haline gelen bu muhitte doğup büyümüştür.
II. Sultan Mahmud Hân, Sultan Abdülmecid Hân ve II. Abdülhamid Hân dönemlerini idrak etmiştir.
Onun, on iki oğlu da birer âlim olarak yine bu muhitte yetişmişlerdir.
Şeyh Muhammed, bir gün derin bir cezbeye kapılarak söylediği kudsî kasidede «Ya Hazinî» diye muhatap olduğu ilham üzerine o günden sonra Şeyhül-Hazin olarak tanınmaya başlamıştır.
Muhitinde ve adının zikredildiği kitaplarda Şeyh Muhammed el-Fersâfî, ayrıca Şeyh Muhammed el-Hazin diye anılmaktadır.
İlâhi aşka dair kasidelerinden başka Onun Hz. Peygamber (sav)e «GAYÂTÜL-HAYRÂT» adı altında manzum olarak yazıp hediye ettiği ön üç kıta salevâtı şerifeleri vardır.
Bu salevât, doğuda geniş bir muhitte namazlardan sonra okunmaktadır.
Doğduğu Fersaf köyünde, h. 1309/m. 1892 yılında vefat eden Şeyh Muhammed el-Hazîn, köyün yukarısında önceden gösterdiği yere defnedilmiştir.
Henüz hayattayken burayı işaret ederek :
«Beni buraya defin ediniz, Çünkü Halid bin Velîd Hazretleri Siirti fethettiği sırada çadırını buraya kurmuştur» der idi.
Nitekim, vefatından bir yıl sonra, üzerine yapılan türbenin inşaatı sırasında temel hafriyatında kıvırcık saçlı bir şehid ile ona ait yay ve oklar bulunmuştur.
Birçok kerametleri olan Şeyh Muhammed el-Hazînin soyundan birçok değerli âlim yetişmiştir.
Başta oğullarından Şeyh Fahreddin, Şeyh Muhiddin, Şeyh Abdullah, Şeyh Şerafeddin ve Şeyh Alâaddin Efendiler olmak üzere bütün çocukları ve günümüzde yaşayan torunları onun ilim ve irfanına layıkıyla veraset etmişlerdir.
Bunlardan bilhassa, Şeyh Zeynelabidin, Şeyh Muhammed Musa Kâzım ve Şeyh Takyeddin Efendiler, insanlara daima zühd ve takvâ yolunu göstermiş, birçok talebe yetiştirmiş ve ehl-i Sünnet velcemaat itikadı anlatmaya çalışmışlardır.
Şeyh Muhammed el-Hazîn Hazretlerinin mahdumlarından Şeyh Şerafeddin Efendi Hazretleri, birinci dünya harbi sırasında maiyetindeki üç bin kişilik milis mücahit kuvvetlerle Ruslara karşı verdiği cihadda büyük bir üstünlük göstermiştir. Bu sayede Rusların Bitlisi geçmeleri engellenmiştir.
Risale-i Nur enstitüsü
ŞEYHÜL HAZİN HAZRETLERİN'İN SALÂVATI
GAYÂTÜL-HAYRÂT
TÜRKÇESİ:
1) Allahümme salli adde mesâkîli zerreyati'l-vücûdi biddevâmi
Ve adde ma kad ehâta bihi ilmüke yâ Allâmi
Mimma kâne ve mâ kad yekûnü ebede'l-âbidine
Ala seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ve cemi'il enbiyâi aleyhimüsselâmi
2 )Ve salli RABBi adde mesâkîli mâ kad hasale bit temâmi
Min darbi zerreyâti'l-vücûdi fi nefsiha bi'd-devâmi
Ve mislihi âlâfi ulufi elfi merreten yâ Kerîmû
Alâ Resûlike'l-Mustafa Muhammedin Seyyidi'l-enâmi
3) Ve salli Rabbi adde mesâkîli ma takdiru entucîdehu mine'l-a'demi
Fi'l-kevni ve lâ mekâni' hatte mâ ba'de'l-haşri yevme'l-kıyâmi
Ve adde mâ yahsilü min darbihâ fi nefsiha dâimen yâ Alîmu
Alâ menillezî ihtertehü alâ küllü'l-halâiki ve rafa'tehü ilâ ağlel makâmi
4) Ve salli Rabbi adde'l-evâmiri vennevâhî ve'l-âyâti ve'l-ahkâmi
Ve addemâ veka'a fi'l-kulûbi minel havâtiri ve'l-vesvâsi ve'l-ilhâmi
Ve addel harekâti ve's- sekenâti ve'l-enfâsi ve elvâni'l-halâiki
Alâ menillezî faddaltehü ve karrabtehü ve nezzelte aleyhi ahsene'l-kelâmi
5) Ve salli Rabbi adde efradi cüziyyâti envâi'l-ervâhi ve'l-ecsâmi Ve adde mâ halaktehu
ve kevventehü fi haze'd- dâri ve fi dâri's- selâmi
Ve adde mevcûdâti'l-kevneyni vemâ fihâ mine'l-hakaiki ve'd- dekaik
Alâ menillezi levlâhü lemâ halakte'l-halka vele'l-eflâke'l-azâmi
6) Ve salli Rabbi adde mesâkîli zerreyâti dâirati'l-imkâni
Min tâhti's- serâ ilâ a'le'l-arşi vemâ kad yekûnü fi'l-cinâni
Ve adde mâ hasale min darbihâ finefsihâ bi adedihâ yâ Muhîtu
Alâ Habîbike'l-Muhtâr Muhammedî'n-nebiyyî âhiri'z-zamani
7) Ve salli RABBi adde mâ keşeftehü likulûbi'l-Ârifîne fi'l-kevni velâ mekani
Ve adde ma teallekat bihi's- seb'ü's-sıfâti bi'l-'icâdi ve'l-imkâni
Ve adde mâ yahsilü min darbi'l-madrûbi fi'l-madrûbi fi küllü tarfeti'l-aynî
Alâ men'illezî rafa'tehü ile bisati'l-kudreti hatta raâke bi'l-i'iyâni
Ve salli Rabbi adde mâ fi'l-arşi ve'l-kürsiyyi ve's-sidreti ve'l-cinâni
Mine'l-melâiketi ve'l-hûri ve'l-kusûri ve't-tuyûri ve'l-vildâni
Ve adde vezni mesakilihim bimâ fihim kezâ mâ'a's-sebi't-tıbâki
Ala menillezî karrabtehü kabe kavseyni ve kellemtehü bi ebleği'l-beyâni
9) Ve salli Rabbi adde mâ'fil ardı mine'l-insi ve'l-cinni ve'l-envâi'l-hayevâni
Ve adde mâ'fi'l-enhari ve'l-uyuni ve'l-buhuri kezâ mea mâ fi'n- nirâni
Ve adde vezni mesekilihim bimâ fihim mea adde eczâ' i cem'i'l-halâiki
Alâ menillezî isteğraka fi cemâlîke ve hatabeke bi efsahi'l-lisâni
10) Ve salli Rabbi adde mâ fi'l-levhi'l-mahfûzi kezâ mea mâ fi'l-Kur'ânî
Mine'l-âyâti ve'l-lügâti ve'l-hurûfi ve'l-elfâzi ve'l-meânî
Ve adde eczâi cüz'iyyâti'l-ekvâni vemâfihâ minne'l-iberi ve'l-esrâri
Ala nûri'l-kevneyni sirrü'l-vücûdi Muhammedin seyyidi ehli'l-cinâni
11) Ve salli Rabbi adde mesâkîli cemi'i mâ zekertü fil ebyâti bi'l-mekâli
Mea adde mâ kad hasale min darbi'l-mecmu i fi'l-mecmu'i'bi'd-devmi ve'l-kemâli
Alâ ruhi'l-vücûdi şemsi'd-duhâ Muhammedin Ve'l-enbiyâ-i cemi'an
Ve Ebi Bekri's-sıddık ve Ömere ve Osmânâ ve Alîyyi ve's-sahâbeti ve'l-âli
12) Ve salli Rabbi adde mesâkîli küllü mâ halaktehü fi hâze'l-kevni vefi'lkevni'l-bekâi
Alâ nûri'l-hudâ Muhammedini'l-meb'ûsi rahmeten li'l-âlemîne hatemi'l-enbiyâi
Ve şeffi'hi ilâhi fi'l-hakîri'l-fakîril müsemmâ bi ismihi'l-Hâzînî
Vefinâ ve fi cemi'il müznibîne kemâ şeffe'tehu fi ehli'l-ibâi
Salavâtüllahi ve cemii'l-halki bi'd-devâmi Adde mâ kad ehâta bihi ilmüke yâ Allâmi!
Alâ Seyyidinâ Muhalmedini'l-meb'ûsi rahmeten li'l-âlemîne ve âlihi ve's-sahbihi ve'l-enbiyâi aleyhimu's- selâmi
MÂNÂSI:
1 -Ey ALLAH'ım!
- Mevcûd zerrelerin ağırlığı ve devâmınca
- Ey Alîm, ilmiyin kuşattığınca
- Ebediyete kadar olacaklar ve olanlarca
- Efendimiz MUHAMMED (sav)'e-âline-ashabına cemîi'l-enbiyâya salât getir...
2 -Yâ RABBİ!
- Tam olarak meydana gelen (kemâlât) lerin sayısınca
- Mevcûdâtın zerreleri ve devâmları sayısınca
- Ey Kerîm; bir milyar mislince
- Peygamberin MUHAMMED MUSTAFA (sav)ya bütün varlıkların Efendisine salât et.
3 -Yâ RABBİ!
- Takdir edip yoktan vucûda getirdiğin ve getireceğin şeyler sayısınca
- Kâinâtta ve Lâ mekânda kıyâmete kadar .... hatta haşırdan sonra bile...
- Ey Alîm; dâimâ meydana gelecek şeyler ve bir katı sayısınca
- Bütün varlıklara Peygamber olarak seçip, en yüce makama yükselttiğin Zât'a salât et.
4 -Yâ RABBİ!
- Emirler, nehiyler, âyetler, hükümler sayısınca
- Kalbde meydana gelen düşünceler, ilhâmlar, vesveseler sayısınca...
- Hareketler, sükûnetler, nefes alıp vermeler ve mahlûkatın renkleri sayısınca...
- Üstün kıldığın, kendine yaklaştırdığın ve en güzel sözü indirdiğin Zât'a salât et...
5 -Yâ RABBİ!
- Ferdler, parçalar, envâi çeşit ruhlar ve bedenler sayısınca...
- Bu âlemde ve selâmet yurdunda yarattıklarıyın ve var ettikleriyin sayısınca...
- İki âlemdeki varlıklar ve içlerindeki hakikatler ve incelikler sayısınca...
- O, olmasaydı halkı ve büyük felekleri yaratmazdım!buyurduğun Zât'a salât et...
6 -Yâ RABBİ!
- İmkan dâiresindeki bütün zerreler sayısınca...
- Yerlerin altından yüce ARŞ'a kadar ve Cennetinde olacaklar sayısınca...
- Ey Mûhit; onların (yukardakilerin) kendileri ve kat kat fazlası sayısınca...
- Âhir zaman Peygamberi olarak seçtiğin Sevgilin MUHAMMED (sav)'e salât et...
7 -Yâ RABBİ!
- Âriflerin kalplerine kâinâtta ve Lâ Mekân da keşfettirdikleriyin sayısınca...
- Yaratma ve icâbla alâkalı yedi sıfatın taâllûk ettiği şeyler sayısınca...
- Göz açıp kapayıncaya kadar meydana gelecek şeylerin kat ve kat adedince...
- Kudret Makamına ulaştırdığın ve Seni ayân-beyân gören Zât'a salât-ü-selâm et...
8 -Yâ RABBİ!
- ARŞ'da, Kürsî'de, Sidre'de ve Cennet'te olan,
- Melekler, Hurîler, Saraylar, Kuşlar ve Vildânların (ağırlığınca) ve içlerindekilerin sayısınca...
- Ve kezâ yedi tabakâ (yedi kat semâ) ağırlığınca...
- Kâbe Kavseyn'e yaklaştırıp en belâğâtlı sözle konuştuğun Zât'a salât et...
9 -Yâ RABBİ!
- Yeryüzünde bulunan insan, cin ve her çeşit hayvan sayısınca...
- Ve nehirlerde, kaynaklarda, denizlerde, niranda (narlar-nurlarda) olan şeyler sayısınca...
- Bunların ve içlerindekilerin ağırlıklarıyla beraber onların ve onların her zerresi ve bütün varlıkların da sayısınca...
- Senin Cemâline gark olan (dalan) ve Sana en güzel hitâbda bulunan Zât'a salât et...
10 -Yâ RABBİ!
- Levh-i Mahfuz'da bulunan ve kezâ Kur'ân'da bulunan,
- Âyetler, lugâtlar, harfler, lâfızlar ve mânâlar sayısınca...
- Kâinâtın en küçük zerresi ve onun içindeki (taşıdığı-gösterdiği) ibâre, ibret ve sırları sayısınca...
- İki âlemin nuru, varlığın sırrı ve Cennet ehlinin Efendisi olan Zât'a salât et...
11- Yâ RABBİ!
- Beyitlerde sözlü olarak zikrettiğim (söylediğim) şeyler sayısınca...
- Ve bunların kat kat fazlasıyla, devâmları ve kemâlleri sayısınca...
- Varlığın ruhu, kuşluk vaktinin (Duhâ) güneşi,
- Hazreti MUHAMMED (sav)'e ve tüm peygamberlere... Ebu Bekir'e, Ömer'e, Osman'a ve Alî'ye... Ashabına ve Ailesine de salât et...
12- Yâ RABBİ!
- Bu âlemde ve Beka âleminde yarattıklarıyın sayısınca...
- Hidâyet nuru ve âlemlere rahmet olarak gönderdiğin, Peygamberlerin sonuncusu MUHAMMED (sav)'e salât et...
- O'nu bu fakîr ve hâkir, HÂZÎN ismiyle müsemmâ olana (isimlendirilene) şefâatçi kıl.
- Bize ve bütün günâhkârlara, abâ ehline şefâatçi kıldığın gibi şefâatçi kıl YÂ RABBİ!
ALLAH'ın ve bütün mahlûkatın salât ve selâmı; devâmla ve ilminin kuşattığı şeyler sayısınca, Efendimiz Rahmetenlil âlemin olarak gönderilen MUHAMMED (salallallahu aleyhi ve sellem)'e, âline, ashabına ve bütün peygamberlere olsun! Âmin!
ŞEYH MUHAMMED EL-HAZÎN
.(1231-1309m.)
Şeyh Muhammed el-Hazîn Hz. (ks.), Osmanlı Devletinin son döneminde, Anadoluda yetişen büyük evliyâdan biridir.
Neseb bakımından Şeriftir.
Yani Hz. Hasan (ra)ın soyundan gelmektedir.
Bilindiği üzere;
Hz. Hasan (ra)ın soyundan gelenlere «şerif»,
Hz. Hüseyin (ra)in soyundan gelenlere ise «seyyid» denir.
Kısaca Şeyhül-Hazîn olarak anılan bu büyük velî, h. 1231/m. 1816 yılında Siirtin Fersaf köyünde dünyaya geldi.
Onun için Şeyh Muhammed el-Fersâfî unvanıyla da bilinmektedir.
İlk tahsilini babasının talebe yetiştirdiği aile medresesinde yaptı.
Daha sekiz yaşındayken Kurân-ı Kerimi hıfzetti.
Yüksek ilimleri tahsil etmek üzere babası Şeyh Musa Efendi Hazretleri Onu Siirt'e götürdü.
Devrin en büyük ilim merkezlerinden olan Hamid Ağa Medresesine Onu kaydetti.
Bu Üniversitenin baş müderrisi, Molla Halil Efendi Hazretleri idi.
Bu zat, Hz. Ömerin otuzuncu göbek torunlarındandır.
Hayatında yüzlerce talebe yetiştirip mezun etmiş ve çok kıymetli eserler bırakmıştır.
Bursalı merhum Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde bu şöhretli âlimin hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermektedir.
Molla Halil el-Ömerî Hazretleri, kendisine emanet edilen Muhammedi çok sevdi ve ona daima iltifatta bulundu.
İlk başlarda Onu, maiyetindeki âlimlerden birinin ders halkasına tayin etti ise de çok geçmeden huzuruna çağırarak bizzat halkasına katılmasını emretti.
Ondan sonra Muhammed el-Fersâfî tam on dört yıl boyunca bu üstadın rahle-i tedrisinde ilim tahsil etti.
Bu müddet içerisinde hocasının derin sevgisini kazandı ve hususi sohbetlerinde de bulundu.
Molla Halil Efendi Hazretleri (rahmetullahi aleyh), bazen talebesi Muhammed el-Fersafîyi çağırır, saçını ona tıraş ettirir, bu vesile ile de kendisine dua ederdi.
Muhammed el-Fersafî, Siirtde Hamid Ağa Medresesinden büyük bir muvaffakiyetle mezun olduktan sonra Mardine giderek burada Kasım Padişah Medresesinde iki yıl daha ilim tahsil etti ve yüksek icazetle mezun oldu.
Zahir ilimlerde kazandığı bu üstün derecelerden sonra tasavvuf yoluna girmek üzere Iraka gitti.
Bağdadda bir müddet, Şeyh Mahmud el-Behdini, Şeyh Haydar es-Sohrani ve Şeyh Abbas El-Bağdadinin manevi terbiyesinde pişti.
Sonra tekrar memleketine dönerek Şeyh Salih Sibkî Hazretlerini ziyaret etti.
Onun işareti üzerine, uzaktan akrabası ve medrese arkadaşı olan Hakkarili Seyyid Tâhâ (ks.) Hazretlerine müracaat ederek onun tavsiyelerini aldı.
Seyyid Tâhâ Hazretleri, Şeyh Muhammed el-Fersafîden yaşça büyüktü.
Onun için Şeyh Muhammed Ona derin bir saygı gösterir, nasihatlerini dinlerdi.
Gıyabında, «Amcamız, büyük üstadımız» diye kendisinden bahsederdi.
Seyyid Tâhâ Hazretleri, Muhammed el-Fersafîye:
«Sevgili yeğenim, senin kalbinin anahtarı Halepçede, Şeyh Osman Efendi Hazretlerinin elindedir», buyurdu.
Bunun üzerine Muhammed el-Fersafî, Halepçeye giderek Şeyh Osman Tavilî (ks) Hazretlerinin manevi terbiyesine girdi.
Şeyh Osman Hazretleri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (ks), Hazretlerinin halifelerindendir.
Muhammed el-Fersafî burada bir müddet seyrü sülûk ile olgunlaştıktan sonra tasavvuf icazetnamesini de aldı ve üstadı tarafından irşâd vazifesiyle görevlendirildi.
Böylece zahir ve batın ilimlerde kemale eren Şeyh Muhammed el-Fersafî, 1844 yılında, Iraktan dönerek doğduğu Fersaf köyüne gelip yerleşti.
Burada irşâd ve tedris hayatına başladı.
Kurduğu medresede yüzlerce talebe yetiştirdi.
İnsanlara daima zühd ve takva yolunu gösterdi.
Çok geçmeden bölgenin âlimleri Ona büyük bir hürmet duymaya başladılar.
Onu ziyaret ederek ilminden istifade etmeye çalıştılar.
Bunların başında vaktiyle ona ders veren Molla Halil Efendi Hazretlerinin çocukları ve yakınları gelmektedir.
Bunlardan, Molla Ömer Efendi ve Zokaydalı Molla Abdülkahhâr Efendi en meşhurlarıdır.
Ayrıca Nuvinli Şeyh İbrahim Efendi, Halid bin Velid (ra)in soyundan gelen Siirtli Şeyh Abdullah Efendi, Siirtli Mahmud Cemaleddin Efendi, Siirtli Şeyh Hattâb Efendi, Zadolu Şeyh Muhammed Efendi, Huvitli Şeyh Abdullah Efendi, İskambolu Şeyh Derviş Efendi, Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi ve Verkânisli Şeyh Fethullâh Efendi gibi şahsiyetler, onun yanında tasavvuf terbiyesi aldılar.
Bu zatlardan Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi, Zokaydalı Şeyh Abdülkahhâr ve Verkanisli Şeyh Fethullah Efendi Hazretleri, daha sonra Üstadları Şeyh Muhammed Fersafînin işareti üzerine Seyda-yi Tâğî Hazretlerine giderek seyrü sülûk terbiyesini Onun yanında tamamlamışlardır.
İsimleri geçen bu zatlardan Verkanisli Şeyh Fethullah Efendi, Hz. Ömeri (ra)in soyundan gelmektedir ve Hocası Fersaflı Şeyh Muhammed el-Hazînin kayın biraderidir.
Fersaflı Şeyh Abdülhakim Efendi ise Onun yeğenidir.
Milâdî 1258 de Bağdad'ın Moğollar tarafından istila edilmesi üzerine Şeyh Muhammedin ataları gelip Siirtin Fersaf köyüne yerleşmişlerdir.
Burası, Siirtin bugünkü Tillo (Aydınlar) ilçesinin bir mahallesi gibidir.
Aynı tarihlerde Abbasi saray erkânından bazı şahsiyetler de Moğol zulmünden kurtulup hicret ederek buraya yerleşmişlerdir.
Siirt eşrafından bu meşhur aile, bilindiği üzere Hz. Abbasın soyundan gelmektedir.
İsmail Fakirullah Hazretleri bu ailenin son büyüklerindendir.
Osmanlı son devrinin büyük evliyâ ve ulemâsından, (Marifetnâmenin müellifi) Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi Hazretleri, bu zâtın yanında yetişmiştir.
Şeyh Muhammed el-Fersafî Hazretleri,
Asırlar boyu bir ilim ve irfan merkezi haline gelen bu muhitte doğup büyümüştür.
II. Sultan Mahmud Hân, Sultan Abdülmecid Hân ve II. Abdülhamid Hân dönemlerini idrak etmiştir.
Onun, on iki oğlu da birer âlim olarak yine bu muhitte yetişmişlerdir.
Şeyh Muhammed, bir gün derin bir cezbeye kapılarak söylediği kudsî kasidede «Ya Hazinî» diye muhatap olduğu ilham üzerine o günden sonra Şeyhül-Hazin olarak tanınmaya başlamıştır.
Muhitinde ve adının zikredildiği kitaplarda Şeyh Muhammed el-Fersâfî, ayrıca Şeyh Muhammed el-Hazin diye anılmaktadır.
İlâhi aşka dair kasidelerinden başka Onun Hz. Peygamber (sav)e «GAYÂTÜL-HAYRÂT» adı altında manzum olarak yazıp hediye ettiği ön üç kıta salevâtı şerifeleri vardır.
Bu salevât, doğuda geniş bir muhitte namazlardan sonra okunmaktadır.
Doğduğu Fersaf köyünde, h. 1309/m. 1892 yılında vefat eden Şeyh Muhammed el-Hazîn, köyün yukarısında önceden gösterdiği yere defnedilmiştir.
Henüz hayattayken burayı işaret ederek :
«Beni buraya defin ediniz, Çünkü Halid bin Velîd Hazretleri Siirti fethettiği sırada çadırını buraya kurmuştur» der idi.
Nitekim, vefatından bir yıl sonra, üzerine yapılan türbenin inşaatı sırasında temel hafriyatında kıvırcık saçlı bir şehid ile ona ait yay ve oklar bulunmuştur.
Birçok kerametleri olan Şeyh Muhammed el-Hazînin soyundan birçok değerli âlim yetişmiştir.
Başta oğullarından Şeyh Fahreddin, Şeyh Muhiddin, Şeyh Abdullah, Şeyh Şerafeddin ve Şeyh Alâaddin Efendiler olmak üzere bütün çocukları ve günümüzde yaşayan torunları onun ilim ve irfanına layıkıyla veraset etmişlerdir.
Bunlardan bilhassa, Şeyh Zeynelabidin, Şeyh Muhammed Musa Kâzım ve Şeyh Takyeddin Efendiler, insanlara daima zühd ve takvâ yolunu göstermiş, birçok talebe yetiştirmiş ve ehl-i Sünnet velcemaat itikadı anlatmaya çalışmışlardır.
Şeyh Muhammed el-Hazîn Hazretlerinin mahdumlarından Şeyh Şerafeddin Efendi Hazretleri, birinci dünya harbi sırasında maiyetindeki üç bin kişilik milis mücahit kuvvetlerle Ruslara karşı verdiği cihadda büyük bir üstünlük göstermiştir. Bu sayede Rusların Bitlisi geçmeleri engellenmiştir.
Risale-i Nur enstitüsü
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Su
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 10 Mar 2008, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
SALAVAT-I ŞERİF'E 43
SALÂVÂT-I TESLİMAT
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in kâinâtı şereflendirdiği güneş gibi doğduğu gecemizde 7 kerre ikram olsun!
Essalâmü aleyke yâ imâmil-haremeyn!
Essalâmü aleyke yâ imâmil- hâfikeyn!
Essalâmü aleyke yâ Resûlis-sakaleyn!
Essalâmü aleyke yâ men fil-kevneyn ve şefîi men fid-dêrayn!
Essalâmü aleyke yâ sâhibil- kıbleteyn!
Essalâmü aleyke yâ nûril-meşrikayn ve ziyâil-mağribeyn!
Essalâmü aleyke yâ ceddis-sibtayni el Hasani vel Hüseyni!
Aleyke ve alâ itretike ve isretike ve evlâdike ve ahfâdike
ve ezvâcike ve efvâcike ve hulefâike ve hulesâike ve eshâbike
ve ehzâbike ve etbâike ve eşyâike
Selâmullâhi vel melâiketihi ven-nâsi ecmaîne ilâ yevmeddîn,
Vel-hamdüllahi rabbil- âlemîn!
MÂNÂSI :
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey müşrik ve kâfirlere yasak iki mukaddes Harem olan Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevverenin İmamı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki ufkun-doğu ve batının İmamı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey insanların ve cinlerin Resûlü!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki âlemdekilerin dünya ve âhirette şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki kıblenin sahibi!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki doğunun nûru, iki batının ışığı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki torunun Hasan ve Hüseyinin ceddi!
ALLAH Teâlâ nın, meleklerinin ve bütün insanların selâmı kıyamete kadar Sana, ehl-i beytine, yolunu yürütenlere, çocuklarına, torunlarına, eşlerin annelerimize, cemâatına, halifelerine, önde giden hâlislerine, sahabelerine, fırka-yı nâciye yolunda gidenlere, onları tâkib edenlere ve seninle ilgili her şeye olsun!
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ ya mahsustur ve Ona olsun!
SALÂVÂT-I TESLİMAT
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in kâinâtı şereflendirdiği güneş gibi doğduğu gecemizde 7 kerre ikram olsun!
Essalâmü aleyke yâ imâmil-haremeyn!
Essalâmü aleyke yâ imâmil- hâfikeyn!
Essalâmü aleyke yâ Resûlis-sakaleyn!
Essalâmü aleyke yâ men fil-kevneyn ve şefîi men fid-dêrayn!
Essalâmü aleyke yâ sâhibil- kıbleteyn!
Essalâmü aleyke yâ nûril-meşrikayn ve ziyâil-mağribeyn!
Essalâmü aleyke yâ ceddis-sibtayni el Hasani vel Hüseyni!
Aleyke ve alâ itretike ve isretike ve evlâdike ve ahfâdike
ve ezvâcike ve efvâcike ve hulefâike ve hulesâike ve eshâbike
ve ehzâbike ve etbâike ve eşyâike
Selâmullâhi vel melâiketihi ven-nâsi ecmaîne ilâ yevmeddîn,
Vel-hamdüllahi rabbil- âlemîn!
MÂNÂSI :
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey müşrik ve kâfirlere yasak iki mukaddes Harem olan Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevverenin İmamı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki ufkun-doğu ve batının İmamı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey insanların ve cinlerin Resûlü!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki âlemdekilerin dünya ve âhirette şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki kıblenin sahibi!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki doğunun nûru, iki batının ışığı!
ALLAH Teâlâ nın selâmı sana olsun!
Ey iki torunun Hasan ve Hüseyinin ceddi!
ALLAH Teâlâ nın, meleklerinin ve bütün insanların selâmı kıyamete kadar Sana, ehl-i beytine, yolunu yürütenlere, çocuklarına, torunlarına, eşlerin annelerimize, cemâatına, halifelerine, önde giden hâlislerine, sahabelerine, fırka-yı nâciye yolunda gidenlere, onları tâkib edenlere ve seninle ilgili her şeye olsun!
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ ya mahsustur ve Ona olsun!
En son Mecnun tarafından 24 May 2008, 08:45 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
Sâlâvât-ı Şerife - 44
SALÂVÂT-I FETHİYYE
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in kâinâtı şereflendirdiği güneş gibi doğduğu gecemizde 41 kerre ikram olsun!
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN İHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMiL-MÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEMEN-NEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİL-MÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİL- ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL-EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL- AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDİL-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİL-ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMİL- HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİL-HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİL-MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂKİYİL-HAVZİL-MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERİN-NÂSİ TEBEAN YEVMİL-KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL-AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VES-SİRÂCİL-MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYİR-RAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYİT-TEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİS-SALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
MÂNÂSI :
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Elçisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Sevgilisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Dostu!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın en tertemizi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın her an kendisine teveccüh edeni!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın yaratıklarının Hayr Kapısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın seçtiği!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın süslediği-ziynetlendirdiği!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın gönderdiği Resûlü!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın şereflendirdiği şeref kaynağımız!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın güç ve kuvvet verdiği Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın keremli kıldığı Resûl-ü Ekrem!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey takvâ ehlinin İmamı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin sonuncusu!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey suçlu-günahkârların şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âlemlerin Rabbının elçisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey evvelin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âhirin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin baş çekeni!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey ümmetin şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey büyük himmet sahibi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Livâil-Hamd Sancağını taşıyan!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Makâmil- Mahmûd Sahibi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Havzil-Mevrûd Sâkisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey kıyamet gününde insanların pek çoğunun tâbi olacağı Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Âdemoğlunun seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey geçmişin ve geleceğin en keremlisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bize müjdeli haberler getiren!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey insanları hakka ve hayra uyarıcı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın izniyle kullarını dâvet edici ve Nûrullahı saçıcı Nur-u Mim kaynağı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Rahmet Peygamberi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Tevbe Peygamberi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahı görerek namaz kılan!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey her bir şeyin başı olduğu gibi âkibeti de olan Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey iki âlemde insanları izinde toplayan Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Hakkın ve hayrın seçilmiş hürü!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bâtılın ve şerrin mahvedicisi-yok edicisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Ahad (cc) nun ilk hamd eden Ahmedi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Şeriâtın, Tarikatın, Mârifetin Hakikat Hayatı ve Nur-u Mimi Muhammed!
ALLAH Teâlâ nın, meleklerinin, peygamberlerinin, arşını taşıyanların ve bütün yarattıklarının selâmları sana, azîz ailene, ehl-i beytine, annelerimize ve sahabelerine olsun!
ALLAH Teâlâ nın rahmeti ve bereketi de üzerinize olsun!
Âmin Yâ Muîn Celle Celâlihu!..
Teveccüh : Bir şeye doğru yönelme, bir tarafa dönme. Çevrilme. * Mânen üzerine düşme. * Ait olmak. * Hoşlanmak. * Sevgi, alâka.
Takvâ : Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek.
Himmet : Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım.
Livâil-Hamd : Hz. Peygamber'in (A.S.M.) bayrağı. Ona inananlar kıyâmetten sonra bu bayrağın altında toplanacaklardır.
Makâmil- Mahmûd : (Şefaat-ı Uzmâ) En yüksek şefaat makamı. Peygamberimizin (A.S.M.) kavuşacağı, Allah tarafından vaad edilen makam.
Havzil-Mevrûd : Vuslat, kavuşma ve sıla havuzu.
Âkibet : Bir şeyin sonu. Nihayet. Netice, sonuç.
Mahv : Harab olma. Yıkılma. Ortadan kalkma. Çökme. Bozulma. * Tas: Beşeri noksanlıklardan kurtuluş hâli.
Muîn : Yardımcı. Muâvin. İane eden.
SALÂVÂT-I FETHİYYE
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in kâinâtı şereflendirdiği güneş gibi doğduğu gecemizde 41 kerre ikram olsun!
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HABÎBALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HALÎLALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SAFÎYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NECİYYALLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HAYRE HALKİLLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN İHTÂREHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ZEYYENEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ERSELEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN ŞERREFEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN AZZEMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MEN KERREMEHULLÂH
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ İMÂMiL-MÜTTEKÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HATEMEN-NEBİYYÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİL-MÜZNİBÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ RESÛLE RABBİL- ÂLEMÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL-EVVELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİL- AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ KÂİDİL-MÜRSELÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ŞEFÎİL-ÜMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMİL- HİMMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂMİLE LİVÂİL-HAMD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂHİBE MAKÂMİL-MAHMÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SÂKİYİL-HAVZİL-MEVRÛD
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKSERİN-NÂSİ TEBEAN YEVMİL-KIYÂMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ VELEDİ ÂDEM
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ EKREMEL EVVELÎNE VEL-AHİRÎN
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ BEŞÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEZÎR
Essalâtü vesselâmü (aleyke) YÂ DÂİYELLÂHİ BİİZNİHÎ VES-SİRÂCİL-MÜNÎR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBİYYİR-RAHMETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ NEBBİYYİT-TEVBETİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUKAFFİS-SALÂTİ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ ÂKIB
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ HÂŞİR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MUHTÂR
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ MÂHÎ
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AHMED
Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ SEYYİDİ MUHAMMED
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve rüsülihî ve hameleti arşihî ve cemîi halkıhî aleyke
Ve alâ âlike ve eshâbike ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
MÂNÂSI :
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Elçisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Sevgilisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın Dostu!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın en tertemizi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın her an kendisine teveccüh edeni!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın yaratıklarının Hayr Kapısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın seçtiği!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın süslediği-ziynetlendirdiği!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın gönderdiği Resûlü!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın şereflendirdiği şeref kaynağımız!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın güç ve kuvvet verdiği Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın keremli kıldığı Resûl-ü Ekrem!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey takvâ ehlinin İmamı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin sonuncusu!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey suçlu-günahkârların şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âlemlerin Rabbının elçisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey evvelin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey âhirin seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Peygamberlerin baş çekeni!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey ümmetin şefâatçısı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey büyük himmet sahibi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Livâil-Hamd Sancağını taşıyan!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Makâmil- Mahmûd Sahibi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Havzil-Mevrûd Sâkisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey kıyamet gününde insanların pek çoğunun tâbi olacağı Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Âdemoğlunun seyyidi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey geçmişin ve geleceğin en keremlisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bize müjdeli haberler getiren!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey insanları hakka ve hayra uyarıcı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahın izniyle kullarını dâvet edici ve Nûrullahı saçıcı Nur-u Mim kaynağı!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Rahmet Peygamberi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Tevbe Peygamberi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Allahı görerek namaz kılan!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey her bir şeyin başı olduğu gibi âkibeti de olan Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey iki âlemde insanları izinde toplayan Efendimiz!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Hakkın ve hayrın seçilmiş hürü!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey bâtılın ve şerrin mahvedicisi-yok edicisi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Ahad (cc) nun ilk hamd eden Ahmedi!
ALLAH Teâlâ nın salâtı ve selâmı sana olsun!
Ey Şeriâtın, Tarikatın, Mârifetin Hakikat Hayatı ve Nur-u Mimi Muhammed!
ALLAH Teâlâ nın, meleklerinin, peygamberlerinin, arşını taşıyanların ve bütün yarattıklarının selâmları sana, azîz ailene, ehl-i beytine, annelerimize ve sahabelerine olsun!
ALLAH Teâlâ nın rahmeti ve bereketi de üzerinize olsun!
Âmin Yâ Muîn Celle Celâlihu!..
Teveccüh : Bir şeye doğru yönelme, bir tarafa dönme. Çevrilme. * Mânen üzerine düşme. * Ait olmak. * Hoşlanmak. * Sevgi, alâka.
Takvâ : Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek.
Himmet : Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım.
Livâil-Hamd : Hz. Peygamber'in (A.S.M.) bayrağı. Ona inananlar kıyâmetten sonra bu bayrağın altında toplanacaklardır.
Makâmil- Mahmûd : (Şefaat-ı Uzmâ) En yüksek şefaat makamı. Peygamberimizin (A.S.M.) kavuşacağı, Allah tarafından vaad edilen makam.
Havzil-Mevrûd : Vuslat, kavuşma ve sıla havuzu.
Âkibet : Bir şeyin sonu. Nihayet. Netice, sonuç.
Mahv : Harab olma. Yıkılma. Ortadan kalkma. Çökme. Bozulma. * Tas: Beşeri noksanlıklardan kurtuluş hâli.
Muîn : Yardımcı. Muâvin. İane eden.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
SALÂVÂT-I ŞERÎFE - 45
MUHİDDİN-İ ARABÎ
SALÂVÂT-I FEYZÎYYE
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
En evvel Rabbanî yaratılma basamağından bereketlenen varlıkların İlki!
İnsan türüne ilişkilendirilen Subhânî inişlerin Sonuncusudur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Allah vardı ve beraberinde ikinci bir şey yoktu! Mekkesinden,
Şu anda da öyledir! Medinesine göç etmiştir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Zâten her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir! âyet-i kerîmesince varlığındaki beş tecellî basamağını anlamak isteyenlere karşı cömert ve esirgeyici, gerçekten lütfedici ve Merhamet Saçıcıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Olmuş ve olacağı kuşatan, toplayıcı besmelenin Kudsal noktası, Oluş dairelerinde dönen Kûn : Ol! emrinin Gizemli-Sırrlı Sözüdür!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Her şeye yayılmış ve her şeyden soyut, ârî O olma Hüvelik-Hüviyyet Sırrıdır!..
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
İlâhî bolluk Hazinelerini elinde tutan, o hazinelerin eğilimlere ve yeteneklere göre bölüştürücüsü, dağıtıcısıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
En büyük İsmin Sözcüğü!
Tılsımlı Hazinenin açıcısı, Kulluk ve Rabblıkı birleştiren eksiksiz görünme yeri!
İmkân ve büyüklükleri kapsayan genel sığınak!
Kendisini tecellîlerin sarsamadığı Tûr Dağı!
Yakînlik Neşesini gaflet leşlerinin bulandıramadığı en büyük denizdir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Yücelik Harflerinin mürekkebi kendisinden akan İlâhî ışıklı kalem!
Tüm sözcüklerin maddelerine yayılan Rahmânî Soluktur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Varlıkların yaratılmadan saptanmış-belirlenip tâyin edilmiş biçimleriyle,
Anılan varlıklardaki çeşitli eğilimlerin gerçekleşme dayanağı olan En Kudsal Bağış özü!
Varlıklar ve onlarda bulunan türlü türlü eğilimlerin biçimlenme nedeni olan Kudsal Bağış niteliğidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Sayısal olmayan yeğânelik ve teklik yayları arasındaki Birlik Çizgisi!
Başlangıçsızlık göğünden sonrasızlık yerine gerçekleşen İlâhî İnişin Yakınlık Aracısıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Büyük Nüshanın doğum nedeni olan Küçük Nüshadır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Kûn : Ol! Perdesinin Feyekûn : Oluverdi! tanıklığına doğan anlamsal-mânevî sözcüğün maddesidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Hiçbir kimse için iki kez belirmesine imkân bulunmayan, belki her insan için bir kez görünen biçimin ilk maddesi, Büyük Rûhudur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Olmazı da olmayanı da kapsayan-yutan-ihata eden Kurân-ı Kerîmi toplayıp bir araya getiren!
Sonradan olma (Mevcûd) ile Hep Olan (Vâcibül- Vücûd) arasında bölümleyen Farkların Farkıdır!
Ev halkım Rabbimin yanındadır! gündüzün oruçlusu-Sâimidir!
Gözlerim uyur ama kalbim uyumaz! gecesinin ayakta duranı-Kâimidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
İki denizin birbirisine karışmaması ölçüsünce Varlık ve Yokluk arasında aracıdır!
Birbirlerine karışmalarını önleyen ara mantığınca Sonradan Olanın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Önce ve Sonra defterinin özü, özeti!
İçteki ve dıştaki kuşatmanın Merkezidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Tecellîlerin sığınağı üzerinde yüzü ve güzelliği, İlâhî Özün Tedbir Kıblesidir!
Nitelik ve İsimler Elbisesi kendisine giydirilmiş!
Ulu Halifelik tâcıyla Taçlandırılmış!
Şerefli bedeniyle Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâya yakaza durumundayken yolculuk yapıp, Siddretül- Müntehaya ulaşarak İki yay gibi belki daha da yakın! sırrına yükselmiş ve sabah-akşam olmayan yerde İlâhî Özü görüp Ona tanıklık etmekle gönlünde sevinç meydana gelmiş!
Gönlünün görüşündeki tecellîlerde bir kusur olmamış!
Sayısal olmayan Yegânelik aşamasında gözü aydın olmuş!
Keskin görüşünde ve gönlünde bir sapma olmamıştır!
İşte Yâ Rabbî!
Yukarıdaki Ulu ve Güzel Özelliklerle nitelenen Yüce Sevgiline-Habibullaha salâvat bağışını, selâmet verişlerini artır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedine (sav) öyle bir salât et ki;
Benim ikincilliğim Aslıma, parçam bütünüme birleşerek özüm Muhammed (sav) in Özü ile, niteliğim Muhammed (sav) in niteliği ile birleşsin!
Ve Varlığıyla varlığım sevinç içinde kaynaşarak aramızda Ara kalmasın!
Ey perdesi ışık ve gizliliği, görünüşünün şiddetinden başka bir şey olmayan Allahım!
İstediğin-irade ettiğin her şeyi yaptığın ve her bellilikten uzak tuttuğun Itlak Aşamasında Senin ile Senden;
İlim aydınlığıyla Özüne ait keşiften, biçimlerin varlığı ile biçimleri isim ve niteliklere dönüştürmenden, Muhammed (sav) e öyle bir salât ile salât etmeni dilerim ki, o salât sâyesinde başlangıçta serpilen ışık ile görüşüme olgun-kâmil gerçeklik çekilerek Var oluş a girmeyen şeylerin yokluğunu ve Senin başlangıçsız kalıcılığını görmeye güç yetirebileyim!
Yâ Rabbî!
Yüce Sevgiline olan o salât sâyesinde, Şeylerin Varlık Kokusu koklamadığını, aslında Yok ve Kayıp olduklarını anlayarak, böylece Şey leri oldukları gibi görebileyim!
Bu anılan Büyük Kaynağı istediğim gibi, benin Benlik Karanlıklığından kurtararak aydınlığına, bedensellik mezarından kurtararak; Cem i, Haşre ve fark ı, Neşre kavuşturmanı dilerim!
Yâ Rabbî!
Anlayış şâhidliğine ehil, zevk ve vicdan sahibi yakınlarıyla dostlarına da salât ve selâm eyle!
Yâ Rabbî!
Şanlı Nebîn ile Onun yakın ve dostlarına olan salât ve selâm, tabiatın gece saçları dağıldıkça, görünmek için alnı parladıkça kesintisiz olsun!
Hamd âlemlerin Rabbi Allahadır ve selâm Onun Resûlleri üzerine olsun!
Âmin Yâ Muîn Celle Celâlihu!
Yâ Rabbî!
İnşâallah sâdık bir Muhammedî Lâtif Yıldız kulun ve Kudsal Kervanın samimi Kul İhvanî Kıtmiri olarak, Şeyhül-Ekberimin bu ledünnî ulaşım dileğine katılma yalvarışımı tüm kardeşlerim adına da Senin El Latîf-El Kerîm- El Rahîm-El Vedûd Celle Celâlihu İsimlerin için Senden dilerim!...
Açıklamalar : Latif Yıldız
Salât : Namaz. Belirli vakitlerde Kur'an'da emredildiği tarzda ve Hz. Peygamber'in tarifi vechi ile yapılan ibadet. * Tebrik, tezkiye. * Dua. Peygamberimize (A.S.M.) yapılan dua. * İstiğfar. * Rahmet.
Salât, Sall kökünün şah dalıdır. Asla ulaşım en kısa târifidir.
Tüm insanlık için geçerli kardeşler olarak, bize en yakın yer olarak Ana Rahminde göbek bağı ve Baba Sülbünde Tohum olarak birleşim ve birlikteliğimizi Rabbımız Sıla-yı Rahim buyurarak bildirmiş ve bu bağı kesmeyi en ağır suçlardan saymıştır.
Tüm insanlığın Havva Vâlidemizin Rahminde buluştuğunu bilmemiz çok rahat bir anlayıştır.
Sall, sılaya kavuşma ve vuslattır.
Ondandır ki; sulama kanallarını barajlara birleştiren Ana Kanallara İsale Kanalı denir.
Elektiriği dağıtım hatlarını üretim merkezine birleştiren Ana Hatlara da İsale Hatları denir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) salâtlar olan salâvat ise her hususta her şeyimizle Ona ulaşım dileğimiz ve görevimizdir.
ALLAHÜ ZÜL-CELÂLe salât açıkça Asla ulaşım olup bunun temini için Kurân-ı Kerîmimizde net direkt olarak:
Allaha ve Resûlüne; teslim olunuz, iman ediniz, tâbi olunuz ve itâat ediniz! âyetlerindeki emir ve kemâlât aşamalarına çok dikkat etmeliyiz.
Sitemizin ana sayfasındaki Tasavvuf Kitabımda âcizâne olarak arz etmiştim.
Feyz : (C.: Füyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mübareklik. * Şan, şöhret. * İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak. * Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su. * Bir haberi fâş etmek. * İçindeki düşüncesini izhar etmek.
(Hakaik-ı imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz. Belki bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir. M.)
Feyzîyye : Bolluk ve berekete ait ve müteallik. Feyze mensub.
Rabbanî : (Rabbaniye) Rabbe âit. Cenab-ı Hakk'a dair ve müteallik. İlâhî Kudretin her an dahi nabız atışı gibi yok ve var oluş şeenini redbir ve terbiyesi ile ilgili esmâsı hünerleri. * Ârif-i Billâh olan, ilmi ile amel eden âlim.
Subhânî : Teşbih ve tenzihin ortasındaki TEVHİD noktasında tüm sistemini yaratıp Atomundan tüm kâin3ata kadar boşlukta yüzdürüp tesbih ettirip duran Subhân ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin azametini sergileme yönü kudretini seyir esmâsıyla ilgili hususlar.
Allah vardı ve beraberinde ikinci bir şey yoktu! Mekkesinden,
Şu anda da öyledir! Medinesine göç etmiştir! :
Ahadiyyet: ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin gerçek şahsiyetinin, kişiliğinin, zâtlığının, insanın akıl kapasitesiyle kavranamayacak, anlaşılamayacak ve kaldırılamayacak oluşunun EL AHAD (celle celâluhu) olarak buyurduğu zifiri karanlık ve bilinemezlik perdesinin arkasında bulunup bize perdeli olmasında Tek oluşudur. Bu bakımdan Bir tane, eşsiz ve benzersiz oluşudur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Kânellahu ve lem yekûn mâahu şeyun: ALLAH vardı ve Onunla birlikte hiçbirşey yoktu!
(Buhârî, Bedül-Halk1; El Hindî, Kenzul-Ummâl X-29850)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e soruluyor:
RABBımız, gökleri ve yeri yaratmadan önce neredeydi? Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Üstünde ve altında hava bulunmayan bir amâ daydı buyuruyor.
(İbni Mâce, Mukaddime 13)
İmâm-ı Alî (keremullahi veche) ise: Elân dahi öyledir buyuruyor.
Amâ ise körlüktür...
Sonsuz ve zifirî karanlıkta asla bir şey görememek oraya ait bir hususu bilememektir...
İşte ALLAHÜ ZÜL-CELÂLe ait bu bilinemezlik karanlığının adı AHADdır...
Koyu bir karanlığa benzetildiğinden câhilliğe de mecâzen Ümmî denilmiştir.
Hatta ledün ilminden nâsibsiz ve sözde ilim ehlince Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in Nebîyyül-ümmî oluşu, anasından nasıl doğmuş ise öyle kalıp okuma yazma öğrenmemiş (câhil) kimse sanılmıştır.
Böyle anlayış ve anlatış ahmakçadır.
Arapçada anneye ümm denmesi, karnındaki bebeği için zifiri karanlık içinde emniyet yuvası ve bilinemezlik karanlığının benzeri oluşundandır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e Nebîyyil Ümmî buyurulması ise;
Nebî: haber getiren, Nebîyyil Ümmi ise bilinemezlik amâsından haber getiren ezel habbesinin (Habibîyyetten) zuhûru olan demektir.
Arapça, âri ve asil bir dildir. Cennet dilidir buyurulmuştur. Arapça; birkaç bedevinin çölde bir araya gelip uydur kaydır ortaya çıkardığı bir dil değildir.
Sistemi halk edenin Kurân-ı Kerîmde Keremini indirdiği mükemmel ve mükerrem bir dildir.
Basit bir misâlle bakınız!
ALLAH ismi: Elif-lâm-lâm-heden oluşur.
أ ل ل ه
اﷲ لِلّٰهِ لَهُ هُ = هُوَ
Birer harfini sırayla soyarsak:
ALLAH (celle celâluhu): Şerîatta başlı başına bir târifi olmamakla beraber tüm Esmâ-yı Hüsnâyı toplayan cem eden Lâfzullah
Harf-i târifsiz tek Zâtî Esmâ.
LİLLAHİ: ALLAH (celle celâluhu) için Tarikatte her şey ALLAH (celle celâluhu) için
LEHÛ: ALLAH (celle celâluhu)nun Mârifette her şey ALLAH (celle celâluhu)nundur.
HÛ: Hû Hakikatte her şey O dur. Ondan başka O yoktur. Lâ hûve İllâ hûve
Birer harfi soymakla ALLAH kelimesinden, Lillah, Lehû ve Hû ya ulaştık
Bir de Tanrı yazalım ve deneyelim. Tanrı-Anrı-nrı-rı!
Zâten her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir!
يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَاب
Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve indehu ümmül kitab :
Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır. (Rad 13/39)
Tecellî : Görünme. Bilinme. * Kader. * Allah'ın (C.C.) lütfuna uğrama. * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak nûrunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi
Kudsal : Mübareklik. Kudsilik. Nezafet. Pâk olmak. Noksanlardan uzak olmak.
Kûn : Ol! : ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin her an yeniden var edişi!..
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun :
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir. (Yâ Sîn 36/72)
Ârî : Pâk, pislikten uzak. * Hür.
Hüviyyet : Asıl. Mâhiyyet. Birisinin kimliği, kim olduğu, kökü, esası ve ne olduğu. * Cenab-ı Hakkın varlık sıfatı. * Hamiyyet ve istikametten, ulüvv-ü cenâbdan ibâret olan sıfât-ı hamide.
Tüm sözcüklerin maddelerine yayılan Rahmânî Soluktur!
En Kudsal Bağış
İlâhî bolluk Hazinelerini elinde tutan, o hazinelerin eğilimlere ve yeteneklere göre bölüştürücüsü, dağıtıcısıdır! :
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Rahmetenlil-âlemin Denizinde her varlığın damla oluşu.
Nûrullah, Nûr-u Mîm, Nûr-u Muhammed Sırrı
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin :
(Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik. (Enbiyâ 21/107)
Her insan için bir kez görünen biçimin ilk maddesi, Büyük Rûhudur!
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Evvelü mâ halakallahu nûrî, evvelü mâ halakallahu kâlemü, evvelü mâ halakallahul-akl:
ALLAHın ilk yarattığı şey benim nûrumdur, ALLAHın ilk yarattığı şey kâlemdir, ALLAHın ilk yarattığı şey akıldır.
(İ.Ahmed V/317; Keşfül Hâfâ I/311 (823,824,827); Hilyetül Evliyâ III-318)
İlk akıl, ilk kalem, ilk nûr olan Nûr-u Muhammed.
Tekrar dirilme de Nûr-u Muhammedle başlayacaktır.
Kendisini tecellîlerin sarsamadığı Tûr Dağı!
وَلَمَّا جَاء مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَانِي وَلَـكِنِ انظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ موسَى صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَاْ أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ
Ve lemma cae musa li mikatina ve kelemehu rabbühu kale rabbi erini enzir ileyk kale len terani ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarra mekanehu fe sevfe terani felemma tecella rabbühu lil cebeli cealehu dekkev ve harra musa saika felemma efaka kale sübhaneke tübtü ileyke ve ene evvelül mü'minin :Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!» dedi. (Rabbi): «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. (Araf 7/143)
Tûr Dağı! : Tûr-i Sinâ : Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)
Yakîn : Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek.(Yakîn: Ma'rifet ve dirayetin ve emsalinin fevkinde olan ilmin sıfatıdır. İlm-i yakîn denir, ma'rifet-i yakîn denilmez.
Ayn-el yakîn: (Ayn-ül yakîn) Göz ile görür derecede görerek, müşâhede ederek bilmek.
Yeğâne : Tek, bir.
Nüsha : (C.: Nüsah) Yazılı şey. Yazılı bir şeyden çıkarılan suret.
Ev halkım Rabbimin yanındadır! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ev halkım Rabbimin yanındadır! buyurmuştur.
Gözlerim uyur ama kalbim uyumaz! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz! buyurmuştur.
(Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/122.)
İki denizin birbirisine karışmaması ölçüsünce Varlık ve Yokluk arasında aracıdır!Birbirlerine karışmalarını önleyen ara mantığınca Sonradan Olan ın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
.
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
Mereclbahreyni yeltekiyani. Beynehuma berzahun la yebğiyani. :
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar. (Rahmân 55/19-20)
Birbirlerine karışmarlını önleye ara mantığınca Sonradan Olan ın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
İçteki ve dıştaki kuşatmanın Merkezidir! :
İçteki kuşatma :
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid :
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 50/16)
Dıştaki kuşatma :
وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şey'im mühiyta :
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır ve Allah her şeyi kuşatmıştır. (Hiçbir şey O'nun ilim ve kudretinin dışında kalamaz). (Nisâ 4/126)
Tedbir : Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık.
Mescid-i Haram : Mekke-i Mükerreme'de ve içinde Kâbe'nin bulunduğu en büyük, mukaddes ibadet yeri.
Mescid-i Aksâ : Kudüs'te çok eskiden gelen peygamberlerin (A.S.) yaptırdıkları mâbed.
Yakaza :Yakza. Uyanıklık. Dikkatte olma.
Siddretül- Münteha : Mahlukat ilminin ve amelinin kendisinde nihayet bulup kevn âlemini hududlandıran bir işaret. Yedinci kat gökte olduğu rivayet edilen ve Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ulaştığı en son makam.
Nitelik : Keyfiyet. Mâhiyet. Nasıllık.
İki yay gibi belki daha da yakın!
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
Summe dena fe tedella. Fe kane kabe kavseyni ev edna :
Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. (Necm 53/ 8-9)
Keskin görüşünde ve gönlünde bir sapma olmamıştır!
فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى
Fe evha ila abdihi ma evha. Ma kezebel fuadu ma raa :
Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. (Necm 53/ 10-11)
Habibullah : (Habib-i Hudâ) Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed (A.S.M.)
İrade : İstek, arzu. Dilemek. Emir. Ferman. * Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç
Itlak : Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak.
Sâye : f. Gölge. * Mc: Himaye, sahip çıkma, koruma. * Muavenet, yardım.
Kâmil : (Kemal. den) Bütün, tam, olgun, eksiksiz, kemalde olan, kusursuz. Kemal ve fazilet sâhibi. * Resul-i Ekrem'in de (A.S.M.) bir vasfıdır. * Yaşını başını almış, terbiyeli ve görgülü kimse. * Âlim, bilgin kişi.
Yâ Rabbî!
Yüce Sevgiline olan o salât sâyesinde, Şeylerin Varlık Kokusu koklamadığını, aslında Yok ve Kayıp olduklarını anlayarak, böylece Şey leri oldukları gibi görebileyim!
Şey : Nesne, şey.
ALLAHÜ ZÜL-CELÂL yarattığı sonsuz sayıdaki şeyleri Kurân-ı kerîminde tek kaleme indirip: Külli şeyin buyurmaktadır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Allahümme erinel-eşyâe kemâ hiye: ALLAHım bize herşeyi nasıl ise öyle göster!... buyuruyor...
Eşyânın hakikatini...
ALLAHÜ ZÜL-CELÂL yine Kurân-ı kerîminde her şeyin var gözüken geçici ve izafî mevcudiyetinin sonunda yokluğa mahkumiyetini buyurur:
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
Kullu men 'aleyha fan :
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak. (Rahmân 55/26)
Cem : Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma.
Haşr : (Haşir) Toplanmak, bir yere birikmek. * Toplama, cem'etmek. * Kıyametten sonra bütün insanların bir yere toplanmaları. Allahın, ölüleri diriltip mahşere çıkarması. Kıyamet.
Fark : Ayrılık, başkalık. Ayırma, ayrılma, seçilme, * Başın tepesi, baştaki saçın ikiye ayrıldığı yer.
Neşr : Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak.
Ehil : (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur.
Vicdan : İnsanın içindeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevî his.
Tılsımlı Hazinenin açıcısı, Kulluk ve Rabblıkı birleştiren eksiksiz görünme yeri! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : Kim nefsini bilirse kesinlikle Rabbini de bilir. buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfül-Hâfâ II/343 (2532)
MUHİDDİN-İ ARABÎ
SALÂVÂT-I FEYZÎYYE
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
En evvel Rabbanî yaratılma basamağından bereketlenen varlıkların İlki!
İnsan türüne ilişkilendirilen Subhânî inişlerin Sonuncusudur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Allah vardı ve beraberinde ikinci bir şey yoktu! Mekkesinden,
Şu anda da öyledir! Medinesine göç etmiştir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Zâten her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir! âyet-i kerîmesince varlığındaki beş tecellî basamağını anlamak isteyenlere karşı cömert ve esirgeyici, gerçekten lütfedici ve Merhamet Saçıcıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Olmuş ve olacağı kuşatan, toplayıcı besmelenin Kudsal noktası, Oluş dairelerinde dönen Kûn : Ol! emrinin Gizemli-Sırrlı Sözüdür!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Her şeye yayılmış ve her şeyden soyut, ârî O olma Hüvelik-Hüviyyet Sırrıdır!..
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
İlâhî bolluk Hazinelerini elinde tutan, o hazinelerin eğilimlere ve yeteneklere göre bölüştürücüsü, dağıtıcısıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
En büyük İsmin Sözcüğü!
Tılsımlı Hazinenin açıcısı, Kulluk ve Rabblıkı birleştiren eksiksiz görünme yeri!
İmkân ve büyüklükleri kapsayan genel sığınak!
Kendisini tecellîlerin sarsamadığı Tûr Dağı!
Yakînlik Neşesini gaflet leşlerinin bulandıramadığı en büyük denizdir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Yücelik Harflerinin mürekkebi kendisinden akan İlâhî ışıklı kalem!
Tüm sözcüklerin maddelerine yayılan Rahmânî Soluktur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Varlıkların yaratılmadan saptanmış-belirlenip tâyin edilmiş biçimleriyle,
Anılan varlıklardaki çeşitli eğilimlerin gerçekleşme dayanağı olan En Kudsal Bağış özü!
Varlıklar ve onlarda bulunan türlü türlü eğilimlerin biçimlenme nedeni olan Kudsal Bağış niteliğidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Sayısal olmayan yeğânelik ve teklik yayları arasındaki Birlik Çizgisi!
Başlangıçsızlık göğünden sonrasızlık yerine gerçekleşen İlâhî İnişin Yakınlık Aracısıdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Büyük Nüshanın doğum nedeni olan Küçük Nüshadır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Kûn : Ol! Perdesinin Feyekûn : Oluverdi! tanıklığına doğan anlamsal-mânevî sözcüğün maddesidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Hiçbir kimse için iki kez belirmesine imkân bulunmayan, belki her insan için bir kez görünen biçimin ilk maddesi, Büyük Rûhudur!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Olmazı da olmayanı da kapsayan-yutan-ihata eden Kurân-ı Kerîmi toplayıp bir araya getiren!
Sonradan olma (Mevcûd) ile Hep Olan (Vâcibül- Vücûd) arasında bölümleyen Farkların Farkıdır!
Ev halkım Rabbimin yanındadır! gündüzün oruçlusu-Sâimidir!
Gözlerim uyur ama kalbim uyumaz! gecesinin ayakta duranı-Kâimidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
İki denizin birbirisine karışmaması ölçüsünce Varlık ve Yokluk arasında aracıdır!
Birbirlerine karışmalarını önleyen ara mantığınca Sonradan Olanın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Önce ve Sonra defterinin özü, özeti!
İçteki ve dıştaki kuşatmanın Merkezidir!
Yâ Rabbî!
O Muhammedin (sav) ki;
Tecellîlerin sığınağı üzerinde yüzü ve güzelliği, İlâhî Özün Tedbir Kıblesidir!
Nitelik ve İsimler Elbisesi kendisine giydirilmiş!
Ulu Halifelik tâcıyla Taçlandırılmış!
Şerefli bedeniyle Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâya yakaza durumundayken yolculuk yapıp, Siddretül- Müntehaya ulaşarak İki yay gibi belki daha da yakın! sırrına yükselmiş ve sabah-akşam olmayan yerde İlâhî Özü görüp Ona tanıklık etmekle gönlünde sevinç meydana gelmiş!
Gönlünün görüşündeki tecellîlerde bir kusur olmamış!
Sayısal olmayan Yegânelik aşamasında gözü aydın olmuş!
Keskin görüşünde ve gönlünde bir sapma olmamıştır!
İşte Yâ Rabbî!
Yukarıdaki Ulu ve Güzel Özelliklerle nitelenen Yüce Sevgiline-Habibullaha salâvat bağışını, selâmet verişlerini artır!
Yâ Rabbî!
O Muhammedine (sav) öyle bir salât et ki;
Benim ikincilliğim Aslıma, parçam bütünüme birleşerek özüm Muhammed (sav) in Özü ile, niteliğim Muhammed (sav) in niteliği ile birleşsin!
Ve Varlığıyla varlığım sevinç içinde kaynaşarak aramızda Ara kalmasın!
Ey perdesi ışık ve gizliliği, görünüşünün şiddetinden başka bir şey olmayan Allahım!
İstediğin-irade ettiğin her şeyi yaptığın ve her bellilikten uzak tuttuğun Itlak Aşamasında Senin ile Senden;
İlim aydınlığıyla Özüne ait keşiften, biçimlerin varlığı ile biçimleri isim ve niteliklere dönüştürmenden, Muhammed (sav) e öyle bir salât ile salât etmeni dilerim ki, o salât sâyesinde başlangıçta serpilen ışık ile görüşüme olgun-kâmil gerçeklik çekilerek Var oluş a girmeyen şeylerin yokluğunu ve Senin başlangıçsız kalıcılığını görmeye güç yetirebileyim!
Yâ Rabbî!
Yüce Sevgiline olan o salât sâyesinde, Şeylerin Varlık Kokusu koklamadığını, aslında Yok ve Kayıp olduklarını anlayarak, böylece Şey leri oldukları gibi görebileyim!
Bu anılan Büyük Kaynağı istediğim gibi, benin Benlik Karanlıklığından kurtararak aydınlığına, bedensellik mezarından kurtararak; Cem i, Haşre ve fark ı, Neşre kavuşturmanı dilerim!
Yâ Rabbî!
Anlayış şâhidliğine ehil, zevk ve vicdan sahibi yakınlarıyla dostlarına da salât ve selâm eyle!
Yâ Rabbî!
Şanlı Nebîn ile Onun yakın ve dostlarına olan salât ve selâm, tabiatın gece saçları dağıldıkça, görünmek için alnı parladıkça kesintisiz olsun!
Hamd âlemlerin Rabbi Allahadır ve selâm Onun Resûlleri üzerine olsun!
Âmin Yâ Muîn Celle Celâlihu!
Yâ Rabbî!
İnşâallah sâdık bir Muhammedî Lâtif Yıldız kulun ve Kudsal Kervanın samimi Kul İhvanî Kıtmiri olarak, Şeyhül-Ekberimin bu ledünnî ulaşım dileğine katılma yalvarışımı tüm kardeşlerim adına da Senin El Latîf-El Kerîm- El Rahîm-El Vedûd Celle Celâlihu İsimlerin için Senden dilerim!...
Açıklamalar : Latif Yıldız
Salât : Namaz. Belirli vakitlerde Kur'an'da emredildiği tarzda ve Hz. Peygamber'in tarifi vechi ile yapılan ibadet. * Tebrik, tezkiye. * Dua. Peygamberimize (A.S.M.) yapılan dua. * İstiğfar. * Rahmet.
Salât, Sall kökünün şah dalıdır. Asla ulaşım en kısa târifidir.
Tüm insanlık için geçerli kardeşler olarak, bize en yakın yer olarak Ana Rahminde göbek bağı ve Baba Sülbünde Tohum olarak birleşim ve birlikteliğimizi Rabbımız Sıla-yı Rahim buyurarak bildirmiş ve bu bağı kesmeyi en ağır suçlardan saymıştır.
Tüm insanlığın Havva Vâlidemizin Rahminde buluştuğunu bilmemiz çok rahat bir anlayıştır.
Sall, sılaya kavuşma ve vuslattır.
Ondandır ki; sulama kanallarını barajlara birleştiren Ana Kanallara İsale Kanalı denir.
Elektiriği dağıtım hatlarını üretim merkezine birleştiren Ana Hatlara da İsale Hatları denir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) salâtlar olan salâvat ise her hususta her şeyimizle Ona ulaşım dileğimiz ve görevimizdir.
ALLAHÜ ZÜL-CELÂLe salât açıkça Asla ulaşım olup bunun temini için Kurân-ı Kerîmimizde net direkt olarak:
Allaha ve Resûlüne; teslim olunuz, iman ediniz, tâbi olunuz ve itâat ediniz! âyetlerindeki emir ve kemâlât aşamalarına çok dikkat etmeliyiz.
Sitemizin ana sayfasındaki Tasavvuf Kitabımda âcizâne olarak arz etmiştim.
Feyz : (C.: Füyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mübareklik. * Şan, şöhret. * İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak. * Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su. * Bir haberi fâş etmek. * İçindeki düşüncesini izhar etmek.
(Hakaik-ı imaniye ve esasat-ı Kur'aniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde dünya muamelâtı suretine sokulmaz. Belki bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyet ile ve dünyadan ve huzuzat-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir. M.)
Feyzîyye : Bolluk ve berekete ait ve müteallik. Feyze mensub.
Rabbanî : (Rabbaniye) Rabbe âit. Cenab-ı Hakk'a dair ve müteallik. İlâhî Kudretin her an dahi nabız atışı gibi yok ve var oluş şeenini redbir ve terbiyesi ile ilgili esmâsı hünerleri. * Ârif-i Billâh olan, ilmi ile amel eden âlim.
Subhânî : Teşbih ve tenzihin ortasındaki TEVHİD noktasında tüm sistemini yaratıp Atomundan tüm kâin3ata kadar boşlukta yüzdürüp tesbih ettirip duran Subhân ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin azametini sergileme yönü kudretini seyir esmâsıyla ilgili hususlar.
Allah vardı ve beraberinde ikinci bir şey yoktu! Mekkesinden,
Şu anda da öyledir! Medinesine göç etmiştir! :
Ahadiyyet: ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin gerçek şahsiyetinin, kişiliğinin, zâtlığının, insanın akıl kapasitesiyle kavranamayacak, anlaşılamayacak ve kaldırılamayacak oluşunun EL AHAD (celle celâluhu) olarak buyurduğu zifiri karanlık ve bilinemezlik perdesinin arkasında bulunup bize perdeli olmasında Tek oluşudur. Bu bakımdan Bir tane, eşsiz ve benzersiz oluşudur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Kânellahu ve lem yekûn mâahu şeyun: ALLAH vardı ve Onunla birlikte hiçbirşey yoktu!
(Buhârî, Bedül-Halk1; El Hindî, Kenzul-Ummâl X-29850)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e soruluyor:
RABBımız, gökleri ve yeri yaratmadan önce neredeydi? Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Üstünde ve altında hava bulunmayan bir amâ daydı buyuruyor.
(İbni Mâce, Mukaddime 13)
İmâm-ı Alî (keremullahi veche) ise: Elân dahi öyledir buyuruyor.
Amâ ise körlüktür...
Sonsuz ve zifirî karanlıkta asla bir şey görememek oraya ait bir hususu bilememektir...
İşte ALLAHÜ ZÜL-CELÂLe ait bu bilinemezlik karanlığının adı AHADdır...
Koyu bir karanlığa benzetildiğinden câhilliğe de mecâzen Ümmî denilmiştir.
Hatta ledün ilminden nâsibsiz ve sözde ilim ehlince Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in Nebîyyül-ümmî oluşu, anasından nasıl doğmuş ise öyle kalıp okuma yazma öğrenmemiş (câhil) kimse sanılmıştır.
Böyle anlayış ve anlatış ahmakçadır.
Arapçada anneye ümm denmesi, karnındaki bebeği için zifiri karanlık içinde emniyet yuvası ve bilinemezlik karanlığının benzeri oluşundandır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e Nebîyyil Ümmî buyurulması ise;
Nebî: haber getiren, Nebîyyil Ümmi ise bilinemezlik amâsından haber getiren ezel habbesinin (Habibîyyetten) zuhûru olan demektir.
Arapça, âri ve asil bir dildir. Cennet dilidir buyurulmuştur. Arapça; birkaç bedevinin çölde bir araya gelip uydur kaydır ortaya çıkardığı bir dil değildir.
Sistemi halk edenin Kurân-ı Kerîmde Keremini indirdiği mükemmel ve mükerrem bir dildir.
Basit bir misâlle bakınız!
ALLAH ismi: Elif-lâm-lâm-heden oluşur.
أ ل ل ه
اﷲ لِلّٰهِ لَهُ هُ = هُوَ
Birer harfini sırayla soyarsak:
ALLAH (celle celâluhu): Şerîatta başlı başına bir târifi olmamakla beraber tüm Esmâ-yı Hüsnâyı toplayan cem eden Lâfzullah
Harf-i târifsiz tek Zâtî Esmâ.
LİLLAHİ: ALLAH (celle celâluhu) için Tarikatte her şey ALLAH (celle celâluhu) için
LEHÛ: ALLAH (celle celâluhu)nun Mârifette her şey ALLAH (celle celâluhu)nundur.
HÛ: Hû Hakikatte her şey O dur. Ondan başka O yoktur. Lâ hûve İllâ hûve
Birer harfi soymakla ALLAH kelimesinden, Lillah, Lehû ve Hû ya ulaştık
Bir de Tanrı yazalım ve deneyelim. Tanrı-Anrı-nrı-rı!
Zâten her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir!
يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَاب
Yemhullahü ma yeşaü ve yüsbit ve indehu ümmül kitab :
Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır. (Rad 13/39)
Tecellî : Görünme. Bilinme. * Kader. * Allah'ın (C.C.) lütfuna uğrama. * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak nûrunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi
Kudsal : Mübareklik. Kudsilik. Nezafet. Pâk olmak. Noksanlardan uzak olmak.
Kûn : Ol! : ALLAHÜ ZÜL-CELÂLin her an yeniden var edişi!..
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun :
Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir. (Yâ Sîn 36/72)
Ârî : Pâk, pislikten uzak. * Hür.
Hüviyyet : Asıl. Mâhiyyet. Birisinin kimliği, kim olduğu, kökü, esası ve ne olduğu. * Cenab-ı Hakkın varlık sıfatı. * Hamiyyet ve istikametten, ulüvv-ü cenâbdan ibâret olan sıfât-ı hamide.
Tüm sözcüklerin maddelerine yayılan Rahmânî Soluktur!
En Kudsal Bağış
İlâhî bolluk Hazinelerini elinde tutan, o hazinelerin eğilimlere ve yeteneklere göre bölüştürücüsü, dağıtıcısıdır! :
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Rahmetenlil-âlemin Denizinde her varlığın damla oluşu.
Nûrullah, Nûr-u Mîm, Nûr-u Muhammed Sırrı
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin :
(Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik. (Enbiyâ 21/107)
Her insan için bir kez görünen biçimin ilk maddesi, Büyük Rûhudur!
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Evvelü mâ halakallahu nûrî, evvelü mâ halakallahu kâlemü, evvelü mâ halakallahul-akl:
ALLAHın ilk yarattığı şey benim nûrumdur, ALLAHın ilk yarattığı şey kâlemdir, ALLAHın ilk yarattığı şey akıldır.
(İ.Ahmed V/317; Keşfül Hâfâ I/311 (823,824,827); Hilyetül Evliyâ III-318)
İlk akıl, ilk kalem, ilk nûr olan Nûr-u Muhammed.
Tekrar dirilme de Nûr-u Muhammedle başlayacaktır.
Kendisini tecellîlerin sarsamadığı Tûr Dağı!
وَلَمَّا جَاء مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَانِي وَلَـكِنِ انظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ موسَى صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَاْ أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ
Ve lemma cae musa li mikatina ve kelemehu rabbühu kale rabbi erini enzir ileyk kale len terani ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarra mekanehu fe sevfe terani felemma tecella rabbühu lil cebeli cealehu dekkev ve harra musa saika felemma efaka kale sübhaneke tübtü ileyke ve ene evvelül mü'minin :Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!» dedi. (Rabbi): «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim. (Araf 7/143)
Tûr Dağı! : Tûr-i Sinâ : Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)
Yakîn : Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek.(Yakîn: Ma'rifet ve dirayetin ve emsalinin fevkinde olan ilmin sıfatıdır. İlm-i yakîn denir, ma'rifet-i yakîn denilmez.
Ayn-el yakîn: (Ayn-ül yakîn) Göz ile görür derecede görerek, müşâhede ederek bilmek.
Yeğâne : Tek, bir.
Nüsha : (C.: Nüsah) Yazılı şey. Yazılı bir şeyden çıkarılan suret.
Ev halkım Rabbimin yanındadır! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ev halkım Rabbimin yanındadır! buyurmuştur.
Gözlerim uyur ama kalbim uyumaz! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz! buyurmuştur.
(Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/122.)
İki denizin birbirisine karışmaması ölçüsünce Varlık ve Yokluk arasında aracıdır!Birbirlerine karışmalarını önleyen ara mantığınca Sonradan Olan ın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
.
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
Mereclbahreyni yeltekiyani. Beynehuma berzahun la yebğiyani. :
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar. (Rahmân 55/19-20)
Birbirlerine karışmarlını önleye ara mantığınca Sonradan Olan ın Hep Olan ile ilişkilenmesi için Tek Bağdır!
İçteki ve dıştaki kuşatmanın Merkezidir! :
İçteki kuşatma :
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid :
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 50/16)
Dıştaki kuşatma :
وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şey'im mühiyta :
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır ve Allah her şeyi kuşatmıştır. (Hiçbir şey O'nun ilim ve kudretinin dışında kalamaz). (Nisâ 4/126)
Tedbir : Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık.
Mescid-i Haram : Mekke-i Mükerreme'de ve içinde Kâbe'nin bulunduğu en büyük, mukaddes ibadet yeri.
Mescid-i Aksâ : Kudüs'te çok eskiden gelen peygamberlerin (A.S.) yaptırdıkları mâbed.
Yakaza :Yakza. Uyanıklık. Dikkatte olma.
Siddretül- Münteha : Mahlukat ilminin ve amelinin kendisinde nihayet bulup kevn âlemini hududlandıran bir işaret. Yedinci kat gökte olduğu rivayet edilen ve Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ulaştığı en son makam.
Nitelik : Keyfiyet. Mâhiyet. Nasıllık.
İki yay gibi belki daha da yakın!
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
Summe dena fe tedella. Fe kane kabe kavseyni ev edna :
Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. (Necm 53/ 8-9)
Keskin görüşünde ve gönlünde bir sapma olmamıştır!
فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى
Fe evha ila abdihi ma evha. Ma kezebel fuadu ma raa :
Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. (Necm 53/ 10-11)
Habibullah : (Habib-i Hudâ) Allah'ın sevgilisi. Hz. Muhammed (A.S.M.)
İrade : İstek, arzu. Dilemek. Emir. Ferman. * Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç
Itlak : Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak.
Sâye : f. Gölge. * Mc: Himaye, sahip çıkma, koruma. * Muavenet, yardım.
Kâmil : (Kemal. den) Bütün, tam, olgun, eksiksiz, kemalde olan, kusursuz. Kemal ve fazilet sâhibi. * Resul-i Ekrem'in de (A.S.M.) bir vasfıdır. * Yaşını başını almış, terbiyeli ve görgülü kimse. * Âlim, bilgin kişi.
Yâ Rabbî!
Yüce Sevgiline olan o salât sâyesinde, Şeylerin Varlık Kokusu koklamadığını, aslında Yok ve Kayıp olduklarını anlayarak, böylece Şey leri oldukları gibi görebileyim!
Şey : Nesne, şey.
ALLAHÜ ZÜL-CELÂL yarattığı sonsuz sayıdaki şeyleri Kurân-ı kerîminde tek kaleme indirip: Külli şeyin buyurmaktadır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Allahümme erinel-eşyâe kemâ hiye: ALLAHım bize herşeyi nasıl ise öyle göster!... buyuruyor...
Eşyânın hakikatini...
ALLAHÜ ZÜL-CELÂL yine Kurân-ı kerîminde her şeyin var gözüken geçici ve izafî mevcudiyetinin sonunda yokluğa mahkumiyetini buyurur:
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
Kullu men 'aleyha fan :
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak. (Rahmân 55/26)
Cem : Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma.
Haşr : (Haşir) Toplanmak, bir yere birikmek. * Toplama, cem'etmek. * Kıyametten sonra bütün insanların bir yere toplanmaları. Allahın, ölüleri diriltip mahşere çıkarması. Kıyamet.
Fark : Ayrılık, başkalık. Ayırma, ayrılma, seçilme, * Başın tepesi, baştaki saçın ikiye ayrıldığı yer.
Neşr : Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak.
Ehil : (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur.
Vicdan : İnsanın içindeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevî his.
Tılsımlı Hazinenin açıcısı, Kulluk ve Rabblıkı birleştiren eksiksiz görünme yeri! :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : Kim nefsini bilirse kesinlikle Rabbini de bilir. buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfül-Hâfâ II/343 (2532)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
SALÂVÂT-I SEYYİDİNÂ.
Kerkük Türkmenlerinden Arapça Hocam kâmil insan Fatih Bayraktarın verdiği ve her namaz sonunda 1 defa çekilmesinde faydalar olan Salâvât..
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى قَاءِدِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى رَاءِدِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى بَدْرُ الدُّجَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى شَمْسُ الضُّحَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَىنُورُ الحُدَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى عَبْدِكَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلى نَبِيِّنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى رَسُولِنَا وَ أَكْرَمِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى شَافِعِنَا وَ شَافِعِ الذُّنُبِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
بِعَدَدَ مَا فِي عِلْمُ الّلهِ صَلَاةً دَاءِمَةَ بِدَوَامِ مُلْكُ الّلهِ وَ عَلَى آلِه ِوَ اَصْحَبِهِ وَ أُمَّةِهِ أجْمَاءِينَ
الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلَى سَيِّدِنَا الْأوَّلِينَ وَ الْآخِيرٍ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَاوَاتُ الرَّحْمَانَ
الْحَمْدُ لِلًّلهِ رَبِّ الْعَلَمِينْ
TÜRKÇESİ:
Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Kâidinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Râidinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Bedrüd- Dücâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Şemsüd-Duha Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Nûrul- Huda Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Abdike Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Nebiyyinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Resûlinâ ve Ekreminâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Şefîinâ ve Şefîiz- zünübinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Bi adade mâ fî İlmillahi salâten daimeten bi devami Mülkillahi ve alâ âlihi ve ashabihi ve ümmetihi ecmâîn..
Es Salâtü ves-Selamü alâ seyyidel- Evvelin Vel- Âhirin Seyyidinâ Muhammedin Salâvâtür-Rahmân...
Elhamdülillahi rabbil-âlemin..
MÂNÂSI:
Allahım!
Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Biz Müslümanları çekip götüren Başkomutanımız, Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Dünyada, dinde ve âhirette doğru duraklarımızı göstermek için önceden gönderdiğin Önderimiz, Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Bizi kandırıcı ve yutucu zulmet ve karanlıkların Dolunayı Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Maddî-mânevî en parlak zamanın ve beyânın tek ve eşsiz Güneşi Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Nurundan Nûrunu yarattığın Huda Nûru Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Sana dönük hâlliyle Resûlullah, bize dönük yüzüyle Abdullah Kulun Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Bize Hakkın ve hayrın haberlerini getiren Peygamberimiz Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Risâlet Tâcı giydirdiğin ve tek kerem ve ikram kaynağımız Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Günahlarımızın affı için tek yardımcımız ve her hususta şefâatçımız Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Sonsuz İlminde var olanlar adedince ve muhteşem Mülküyün devamınca Efendimiz Muhammede,
Azîz âilesine,
Kendisine sahib çıkan ve sahib çıktığı sahabelerine,
Çilekeş ümmetinin cümlesine-hepsine salât ve selâm et!
Allahu zül- Celâlin Salât ve Selâmı,
Er Rahmânın salâvâtları Evvel ve âhirin seçilmiş Efendisi
ve Efendimiz olan Muhammede olsun!
Hamd âlemlerin Rabbı Allaha mahsustur!
Âlemlerin Rabbına hamdolsun!
Kerkük Türkmenlerinden Arapça Hocam kâmil insan Fatih Bayraktarın verdiği ve her namaz sonunda 1 defa çekilmesinde faydalar olan Salâvât..
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى قَاءِدِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى رَاءِدِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى بَدْرُ الدُّجَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى شَمْسُ الضُّحَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَىنُورُ الحُدَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى عَبْدِكَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلى نَبِيِّنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى رَسُولِنَا وَ أَكْرَمِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى شَافِعِنَا وَ شَافِعِ الذُّنُبِنَا سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه ِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
بِعَدَدَ مَا فِي عِلْمُ الّلهِ صَلَاةً دَاءِمَةَ بِدَوَامِ مُلْكُ الّلهِ وَ عَلَى آلِه ِوَ اَصْحَبِهِ وَ أُمَّةِهِ أجْمَاءِينَ
الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلَى سَيِّدِنَا الْأوَّلِينَ وَ الْآخِيرٍ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَاوَاتُ الرَّحْمَانَ
الْحَمْدُ لِلًّلهِ رَبِّ الْعَلَمِينْ
TÜRKÇESİ:
Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Kâidinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Râidinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Bedrüd- Dücâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Şemsüd-Duha Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Nûrul- Huda Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Abdike Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Nebiyyinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Resûlinâ ve Ekreminâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Allahümme salli alâ Şefîinâ ve Şefîiz- zünübinâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi Seyyidinâ Muhammed.
Bi adade mâ fî İlmillahi salâten daimeten bi devami Mülkillahi ve alâ âlihi ve ashabihi ve ümmetihi ecmâîn..
Es Salâtü ves-Selamü alâ seyyidel- Evvelin Vel- Âhirin Seyyidinâ Muhammedin Salâvâtür-Rahmân...
Elhamdülillahi rabbil-âlemin..
MÂNÂSI:
Allahım!
Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Biz Müslümanları çekip götüren Başkomutanımız, Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Dünyada, dinde ve âhirette doğru duraklarımızı göstermek için önceden gönderdiğin Önderimiz, Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Bizi kandırıcı ve yutucu zulmet ve karanlıkların Dolunayı Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Maddî-mânevî en parlak zamanın ve beyânın tek ve eşsiz Güneşi Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Nurundan Nûrunu yarattığın Huda Nûru Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Sana dönük hâlliyle Resûlullah, bize dönük yüzüyle Abdullah Kulun Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Bize Hakkın ve hayrın haberlerini getiren Peygamberimiz Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Risâlet Tâcı giydirdiğin ve tek kerem ve ikram kaynağımız Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Günahlarımızın affı için tek yardımcımız ve her hususta şefâatçımız Efendimiz Muhammede ve Efendimiz Muhammedin âilesine salât ve selâm et!
Allahım!
Sonsuz İlminde var olanlar adedince ve muhteşem Mülküyün devamınca Efendimiz Muhammede,
Azîz âilesine,
Kendisine sahib çıkan ve sahib çıktığı sahabelerine,
Çilekeş ümmetinin cümlesine-hepsine salât ve selâm et!
Allahu zül- Celâlin Salât ve Selâmı,
Er Rahmânın salâvâtları Evvel ve âhirin seçilmiş Efendisi
ve Efendimiz olan Muhammede olsun!
Hamd âlemlerin Rabbı Allaha mahsustur!
Âlemlerin Rabbına hamdolsun!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- gulgoncaa
- Aktif Üye
- Mesajlar: 182
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Abdulkadir Geylani Hz.'nin (ks) Vird'i Kübra'sından
Bismillahirrahmanirrahim
Allahım, salât ve selâmını; ruhlar arasında bulunan Efendimiz Muhammedin ruhuna, bedenler arasında bulunan Muhammedin bedenine; kabirler arasında bulunan Muhammedin kabri üzerine indir. Salât ve selâmın; işitenler arasında bulunan Muhammedin işitmesi üzerine, hareketler içerisinde bulunan Muhammedin hareketi üzerine, sükûnlar arasında bulunan Muhammedin sükûnu üzerine, oturanlar arasında bulunan Muhammedin ayakta durması ve ebedi olan açık lisanı üzerine, ebedi yüzük taşı üzerine olsun.
Allahım, salâtın ve selâmın -bildiğin şeyler sayısınca ve bildiğin nisbet ölçüsünce- ona olsun, âl ve ashabına olsun. Allahım, salât ve selâmın, Efendimiz Muhammede olsun ki; ona nice ihsanlar ve nimetler verdin, onu mükerrem kıldın, onu üstün tuttun, ona yardım ettin, onun elinden tuttun, onu Kendine yaklaştırdın, onu dünyaya indirdin, onu suladın, onu temkinli kıldın, nefs ilminle onu doldurdun, süsleyici ve kaplayıcı sevginle onu yeryüzüne yaydın, sözünle onu süsledin. O, feleklerin övünmesi, ahlâkın en tatlısı, Senin apaçık nurundur. Kadim kulun, en sağlam urganın, sağlam kalen, hikmetli celâlin, keremli cemâlindir o. Efendimizdir, mevlâmızdır. Muhammed aleyhisselâmdır. Salât ve selâmın ona, âl ve ashabına, hidayet lemhâları olan arkadaş ve yakınlarına, vücud kandilleri ve tertemiz kimselerin yükselme kemali olan yakın dostlarına olsun.
Bismillahirrahmanirrahim
Allahım, salât ve selâmını; ruhlar arasında bulunan Efendimiz Muhammedin ruhuna, bedenler arasında bulunan Muhammedin bedenine; kabirler arasında bulunan Muhammedin kabri üzerine indir. Salât ve selâmın; işitenler arasında bulunan Muhammedin işitmesi üzerine, hareketler içerisinde bulunan Muhammedin hareketi üzerine, sükûnlar arasında bulunan Muhammedin sükûnu üzerine, oturanlar arasında bulunan Muhammedin ayakta durması ve ebedi olan açık lisanı üzerine, ebedi yüzük taşı üzerine olsun.
Allahım, salâtın ve selâmın -bildiğin şeyler sayısınca ve bildiğin nisbet ölçüsünce- ona olsun, âl ve ashabına olsun. Allahım, salât ve selâmın, Efendimiz Muhammede olsun ki; ona nice ihsanlar ve nimetler verdin, onu mükerrem kıldın, onu üstün tuttun, ona yardım ettin, onun elinden tuttun, onu Kendine yaklaştırdın, onu dünyaya indirdin, onu suladın, onu temkinli kıldın, nefs ilminle onu doldurdun, süsleyici ve kaplayıcı sevginle onu yeryüzüne yaydın, sözünle onu süsledin. O, feleklerin övünmesi, ahlâkın en tatlısı, Senin apaçık nurundur. Kadim kulun, en sağlam urganın, sağlam kalen, hikmetli celâlin, keremli cemâlindir o. Efendimizdir, mevlâmızdır. Muhammed aleyhisselâmdır. Salât ve selâmın ona, âl ve ashabına, hidayet lemhâları olan arkadaş ve yakınlarına, vücud kandilleri ve tertemiz kimselerin yükselme kemali olan yakın dostlarına olsun.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/gulgonca.jpg[/img]
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
47. Salâvât
FATİMATÜZ- ZEHRÂ ANNEMİZİN SALÂVÂTI :
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ رُحُهُ مِحْرَبُ الْاَرْوَاحِ وَ الْمَلاَئِكَةِ وَ ألْكَوْنِ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ هُوَ إمَامُ الْأَنْبِيَاءِ وَ الْ مُرْسَلِين
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ هُو إمَامُ أهلِ الْجَنَّةِ وَ إبَادِاللّهِ الْمُؤْمِنِين
TÜRKÇESİ :
Allhümme salli alâ men ruhuhu mihrabül- ervâhi vel- melâiketi vel- kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmül- enbiyâi vel- mürselin,
Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehlil- cenneti ve ibâdillahil- müminin
MÂNÂSI :
Allahım!
Ruhu, kâinâtın, meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
Allahım!
Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
Allahım!
Cennet ehlinin ve Allahın mümin kullarının İmamı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
.
(7 letâfimizin sallini-isalini-sılasını-ulaşımını sağla!)
FATİMATÜZ- ZEHRÂ ANNEMİZİN SALÂVÂTI :
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ رُحُهُ مِحْرَبُ الْاَرْوَاحِ وَ الْمَلاَئِكَةِ وَ ألْكَوْنِ
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ هُوَ إمَامُ الْأَنْبِيَاءِ وَ الْ مُرْسَلِين
الّلهُمَّ صَلِّ عَلَى مَنْ هُو إمَامُ أهلِ الْجَنَّةِ وَ إبَادِاللّهِ الْمُؤْمِنِين
TÜRKÇESİ :
Allhümme salli alâ men ruhuhu mihrabül- ervâhi vel- melâiketi vel- kevni
Allahümme salli alâ men hüve imâmül- enbiyâi vel- mürselin,
Allahümme salli alâ men hüve imâmü ehlil- cenneti ve ibâdillahil- müminin
MÂNÂSI :
Allahım!
Ruhu, kâinâtın, meleklerin ve ruhların Mihrabı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
Allahım!
Katından gönderilenlerin ve peygamberlerin İmamı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
Allahım!
Cennet ehlinin ve Allahın mümin kullarının İmamı olan O yüce Zâta (sav) salât ü selâm et!
.
(7 letâfimizin sallini-isalini-sılasını-ulaşımını sağla!)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00