MÜHENDİSLER

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

MÜHENDİSLER

Mesaj gönderen Gariban »

Bir arkadaştan bu gün bir e-mail aldım.
Konu başlığı mühendisler idi.
Aşağıda metni ve çala kalem yazdığım cevabı da paylaşıma sunmak istedim.


The Philadelphia Inquirer isimli günlük Philadelphia gazetesinin köşe yazarı Ann Landers, mühendisler ile ilgili bir yazı yazıyor ve akrabaları mühendis olan okurlarından gelen mektupları ikinci yazısına konu ediyor.
İşte gelen mektupların bir kısmı:

Houstondan yazan bayan (eş):
Ömrümde ilk defa bir köşe yazarına mektup yazıyorum.
Yazınızda sorduğunuz, Mühendisler farklı mıdır??
Sorusuna KESİNLİKLE diye cevap veriyorum.
Babam, 4 amcam ve 3 erkek kardeşim mühendis.
Mühendisler farklı yetiştiriliyorlar.
Mühendisler mantıklı, dakik ve çok iyi problem çözücüdürler, ancak insan unsuru hakkında çok az şey bilirler.
Mühendis eşim hayat arkadaşı olarak çok iyidir, ancak iş duygularını açıklamaya gelince ona ancak 10 üzerinden 4 verebilirim.

Arizona:
Mühendisler farklıdır.
MIT mezunu olan mühendis kocam, yeni aldığım eteğimin sırt kısmının 5 mm kısa olduğunu ilk bakışında söyler.
Banyodaki fayans düzgün döşenmemiş ise hemen ölçerek ispat eder.
Sıkışan bir pencere panjurunu derhal tamir eder.
Ancak, ben öldürücü bir migren ağrısı ile evin içinde sürünüyor isem hiç fark etmez.

Santa Barbara:
Mühendis olan kocamın hayatın gri alanlarına hiç toleransı yoktur.
Her şeyi mutlak olarak görür: Siyah veya beyaz, doğru veya yanlış, evet veya hayır.
Asla "olabilir " değil.
Asla neşeli değildir, ancak hiçbir zaman depresyona da girmez.
Her şey mükemmel düzen içinde olmalıdır, aksi halde fatura acı ödenir.
Böyle bir erkek ile yaşamak kolay değil.

Chicago:
Karım bir mühendis.
Dakik,analitik ve görüşlerinde kesindir.
Düşünmeden konuşmaz.
Kendinden çok emin ve buz kadar soğuktur.
Beni hasta ediyor.
Sonraki karım boş kafalı ve moron olacak ve kurtulmuş olacağım.

Carbondale:
Haklısınız, mühendisler farklıdır.
35 senedir benimki ile çok mutlu bir evliliğim var.
Adım atmadan önlerine bakarlar ve dengeli evlilikleri vardır.
Huy olarak problem çözücü, hassas ve sevgi doludurlar.
Mühendis kocasından şikâyet eden hanım yanlış erkek ile evlenmiş, yanlış meslek ile değil.

Şehir belli değil:
30 sene önce bir mühendis ile evlendim.
Evliliğimiz bir duygusal çöplük.
Eğer çocuklarımız onun programlayabileceğ i robotlar olsa idi çok daha iyi baba olurdu.
Mühendisler her şeyi çözebilir, ancak insan olma ve sevme hariç.

Durham:
Kocam gözlükçüdür ve bir mühendis müşterisi olmasından nefret eder. Mühendisler gözlüğe bakar bakmaz milimetrenin kaçta biri kadar hatayı hemen görürler ve yenisini isterler.

St. Paul:
Ben bir iç-dekorasyoncu mimarım.
Mühendisler farklıdır.
Bir parça halı satın almak için iki ayını harcayan bir müşterim olduğunda onun mühendis olduğunu hemen anlarım.
Çünki halının nasıl yapıldığını ve ne kadar dayanacagını bulmak ile meşguldür.
Dünyanın mükemmelcilere ihtiyacı vardır, ancak mühendisler ile çalışmak insanı öldürüyor.

Indianapolis:
Mühendis kocam bana çiçek göndermez.
Hatta bazı günler hiç konuşmayız bile.
Ancak, gömleğinin cebi kalem ve gözlük kılıfı ile dolu, sönük kravatlı buruşuk pantalonlu adamı bildiğim hiç kimse ile değişmem.
Sadık, namuslu, güvenilir ve gerçekçidir.
Asla beni aldatmaz ve yalan söylemez.
Bugünlerde bunlar çok değerlidir.

DEĞERLENDİRME:
Köşe yazısına verilen cevapları iki grupta değerlendirebiliriz.
Birinci grup doğrudan mühendislerin davranışı ile ilgili olanlar.
İkinci grupta ise mühendis olan kişilerin kendi kişisel karakterleri ile ilgili olanlar.
İkinci grup yazılar şahsî olduğundan değerlendirmemizin dışında tutulmuşlardır.

Olumlu ortak kanaat:
Mühendisler; zeki, dakik, çok iyi problem çözücü, baktıklarını gören, mükemmelci, düşünmeden konuşmayan, önüne bakmadan adım atmayan ve dayanıklı özelliklere sahiptirler.

Olumsuz ortak kanaat:
Mühendislerin insanî tarafları zayıftır ve duyguları ifade edemezler.


Cevaben:

Amerikalıların istatistiksel analizleri beni hep güldürmüştür zaten, herşeye ben merkezli bakarlar.
Evliliğin bir güzelliğide birbirine ayna olmaktır.
Bir Hakk dostu gelir: "Bir ben var benden içeri" der kendinde gizli olana dikkat çeker ve hiç birşeyi sahiplenmez.
Kâinat ve insanlar Allah'ın esmalarının mânâlarıyla bezenmiştir.
Kimi insanda mühendislik için gerekli analiz kabiliyetini sağlıyacak isimlerin etkisi çok görülür örneğin

El-Musavvir: Biçim ve şekil verici olan. Resim, çizim vesaire ile ilgili hususlarda insanda bu ismin etkisi görülür.

El-Hasib: Hesab edeci özelliğimizin geldiği esma.

El-Hakem: Yönetici olan karar verici olanlarda görülür.

El -Câmi: Guruplayıcı, bir araya getirici, sınıflara toplayıcı özelliğimiz bu esmadan gelir.

Er-Rakib: Gözetleyip kontrol eden daima takip eden izleyici olandır. Mühendislikte kullanılan tum monitöre etme, denetleme sistemleri, istatistiksel izleme becerilerimiz bu esmanın zuhuru ile olur.

El-Muksit: Adaletli dengeli hüküm veren. Bütün islerini yerli yerinde yapan. Mühendis bu esma olmasa plan yapamaz neyi nerede yapacagını bilemez.

El-Muheymin: Gözeten ve koruyan. Bu esma zuhur etmese Mühendisler sağlık ve güvenlik sistemlerini kurma yetisine sahip olamazlar.

El-Adl: Dengeyi sağlayan. Her seyde dengeyi bulan. Bu esma zuhur etmese bir mühendis kurduğu sistemlerin hiç birinde denge hesabını çıkaramaz. Evi inşa ederken hangi çeliğin kaç ton çekme dayanımı olacağını bilir ve ona göre inşaa eder.

El-Bari: Bütün herşeyi saat gibi tik tak çalıştıran sistemleri birbiri ile harmonik şekilde uyumlu yaratan ve işleten. Bilgisayar ağlarından, mekanik ağlara, kurulan her sistemi işletme becerisi kişiye bu esmanın mânâsıyla gelir.

El-Fettah: Her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran. Mühendislerin sorun çözme ve darboğaz açma kabiliyetleri bu esma ile ilişkilidir.

El-Mucib: Kendisine dua edenlerin istediklerini veren icabet eden demektir. Tüm müsteri şikayet departmanlarında çalışan insanlar günlük hayatta bu esmadan faydalanırlar esmanın işleyişinde birer alettirler. Mühendistede sorunu bulup çözerek sorundan rahatsız olana cevap verdiği için bu esmanın mânâsının zuhuru görülür.

El-Mani: Bir şeyin meydana gelmesine izin vermeyen. Mühendissiniz bir depo inşaa ediyorsunuz, taşmaması için içine seviye ölçen mekanizmayı yerleştirip taşmasına ortalığı su basmasına mani oldunuz, bir bina inşaa ediyorsunuz, kolonlarını kirişlerini malzeme mukavemetini ona göre hesapladınız çökmesine mani olmak için öyle hesapladınız. Trafik mühendisisiniz hangi yola trafik lambasi gerekli kazalara mani olmak için hesaplayıp o lambayı o yola koyuyorsunuz.

Kiminde ise başka isimlerin kuvvetli tesiri görülür ve şefkat kısmı ağır basar:

Mesela annede El-Vehhab: Karşılıksız verici olan, Er-Rahim: Merhamet ve şefkat gösteren, esmalarının tecellisi çok görülür. Ki bunu yavrusuna karşı koruyucu olan onu besleyen şefkat gösteren hayvanlarda dahi gözlemlersiniz.

Âlem Hakk'ın esmalarının mânâlarının zuhur yeridir.
Kişi tek başına değildir ve bu isimlerinde yegane sahibi değildir.
Esmalar Allah'a aittir ve kul sadece bundan faydalandırılır.
Ama bir bakmışsınız bir mühendis yahut ressam kalkmış bir resim çiziyor, bir şey hesab ediyor, bir köprü tasarlıyor, zannediyor ki bu yetenek onun kendisinin has malı mülküdür.

Yahut bir kişi diğerine merhamet ediyor ve kendini merhametin menşei zannediyor.
Kul sadece isimlerin zuhur mahallidir, sahibi değildir.
Bunu idrak ettiği anda kendinde neler olduğunun keşfi başlar.
Her şeye başka gözle bakmaya ve seyre başlar.

Bu isimlerin terkibi değişik olarak insanlarda mevcuttur bu yüzden herkesin özellikleri değişik değişiktir.
Kişi kendindeki bu esma tohumlarının kendinden zuhur etmesine izin vermez ve fiillerini yaparken bunları dengeli doğru şekilde kendinde büyütmezse, kendindeki bu esma tohumları zarar görürler , büyüyemezler.
Tohumken çimlenmelerine izin verilmez.

İbadetler ve farz olan bütün hükümler bu isimlerin kuldan zuhuratını doğru bir şekilde yapmak için birer metoddurlar.
İslamdaki küfr etmek deyimi ve kafir kelimeleri örtmek mânâsındadır ve kışının bu isimlerin üzerini benliğiyle örtmesi, herşeyi kendisinin sanması sahiplenmesi ve bu isimlerin kuvvetlenmesini engellemesi ve kendinden bu esmaların mânâlarının fiilen doğru şekilde zuhurunu engellemesi yüzündendir.
Halkın arasında kullanılan küfür kelimesi ile dindeki küfür farklı mânâlardadır.
Kimin bu vucuttan ne büyüttüğü, diken mi yoksa gül mü yetiştirdiği ölünce belli olur.

Bunu anlayamayan bencil insanlar kendilerini geliştiremezler.
Amerika-Avrupa kökenli kişisel gelişim paketleri, kitaplar v.s şeyler habirem yine bencil odakli kapitalist zihniyetle piyasada satılmakta, özel kurs ve seminerleri verilmektedir.
Bunların topyekünü kişiye odakli, mutluluk ve huzur değil kişiyi ASL'ından uzaklaştıran geçici mutluluk sağlıyan sistemlerdir çünkü kişi halen bencil yaklaşmakta , bunları uygularken kariyer, yüksek statü, övülmek, zenginleşmek, başkalarını etkı altına almak, çok başarı sahibi olmak v.b hususlarda insan nefsinin ve kendi içindeki esma tohumlarının zedelenmesine yol açan niyetlerle duruma yaklaşmaktadır ve bilmeden manen ve madden ortalığı kendisi ve başkaları için cehenneme çevirmektedir.

Ölünce ise kendisine verilmiş olan krallık, kraliçelik, mühendislik, annelik, babalık, müdürlük, avukatlık, doktorluk, psikologluk, direktorlük , işçilik oyunlari biter.
Sahnenin perdeleri kapanır ve hakikatın farklı olduğu anlaşılır lakin iş işten geçmiştir.
Bu sistemde hizmetçi olan ayakta kalır.
Kulluk kelimesinin bir mânâsıda hizmetçilik etmektir.
Allah aldığın havadan içtiğin suya kadar herşeyi sana verendir.
Bu yüzden en büyük hizmet edende O dur.

Insan ölünce ruh artık beden aletini kaybetmiştir.
Fiiller beden aleti ile işlenir.
Kendisindeki esmalari potansiyelden kinetiğe çeviremediği için bu isimler kendinde potansiyel olarak saklı örtülü kalmıştır.
Bunu görünce kendisinde olan saklı hazineyi, yeryüzünün geçici vehmi mal mülküne değiştiğini anlayınca o anki hali Kur'an da ve hadislerde çeşitli şekilde açıklanmıştır.

O fiilleri işlemek için bedene ihtiyaç vardır onu geri ister ama beden artık kaybedilmiştir, iş işten geçmiştir.
Bunu anlayamamış kişiler yer yüzünde direktor, mühendis, kral, kraliçe, psikolog v.s ne dalda eğitim görmüş olurlarsa olsunlar, bu meslekleri kişisel düzeyde anlamakta kendilerindeki Muhammedi Nur ile iletişim kuramamakta, kurduklarını zannetmekte ve arınmadıkları için nefislerinin etkilerini işlerine ve sosyal çevrelerine de böyle yansıtmaktadırlar.
Sonra ben duyguları anlıyorum, ben çok sevecenim, ben mühendisim çok güzel tasarım yapıyorum, benim analiz kabiliyetim v.s benler ile ömür tüketip yolculuğun sonunda hüsrana uğrayacaklardır.

Can dostum Halim Kök bir şiirinde şöyle söylüyor:


Her hayat SIRAT-tır KUL’a,
Araya da HAKK-ı bula,
Kimi sağa kimi sola,
Hep keyfince gezen de var


Halen sen, ben diyenlere Hocamın şu yazısını okumalarını tavsiye ederim:
http://muhammedinur.com/modules.php?nam ... 0&thold=-1

ALLAH EN DOĞRUSUNU BİLİR

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Can kardeşim Gariban, ALLAH yanıltmaya, doğru görüşten ayırmaya, her daim seni gördüğümüz bulduğumuz yerde, doğrultan, olanı görüp anlatan, derinlere kadar inip zirveye taşıyan halin ile yine ne güzel belirtmişsin. Aklına, idrakine, fehmine sağlık. Bizleri de aydınlattığın, belki hatırlattığın bu mükemmel oluşu, "yusebbihu lehu ma fi's-semavati ve'l-ardi" gören âlemi okumaya başlamıştır sanırım.
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Can Kardeşim Barbaros… diline gönlüne sağlık…
CAN-lar… Beden ÖRTܒsünde… Bu Âlem BİR ESMA defilesidir…
Esmaları OKU-yan İǒte OL-AN’ı görür bilir ve bu yüzden “Yaradılanı sever-iz YARADAN’dan ötürü…”

Sen SEVGİ yüklü gönlünle ne güzel OKU-yorsun…
Ama senin öyle okuduğunu bak başkası başka türlü okuyor…
Öyle okuyanı da OKU-mak gerek… O da ÖRTܒye bürünmüş…

OKU-mayı bilene ancak ve ancak O VAR-dır…
VAR OL-AN her ŞEY’de görülen O’dur görmesini bilene…
TEK BİR NOKTA OL-AN İLİM… farklı farklı okunduğu içindir ÇOK-luk görüntüsü…

Ha sanki bilmediğin şeyler… bunları da niye söylüyorsam
Ama işte O da biliyordu her şeyi ama yine de yarattı…

HAYY GÖNLÜNE sağlık…
En son halimkok tarafından 20 Eki 2008, 23:48 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Kardeşlerim Güllale ve Halim ,
Yorumlarınız icin müteşekkirim.
Sevgi yüklü yüreklerinizden gelen güzel sözler için ALLAH razı olsun. Halim kardeşim doğru söyler, öyle okuyanı da okumak lazım, aslında onlarda öyle okumakta kendi acılarından haklılar, herşey için bir basamak vardır, öyle düşünmeden digerine geçilmez, hep ilerlemeliyiz, Rabbimizin herşeyi bize hakikatiyle gostermesini umarız.
Gaflet içinde olduğum şeyleri saymakla bitmez!...

Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen NuruM »

Sonra ben duyguları anlıyorum, ben çok sevecenim, ben mühendisim çok güzel tasarım yapıyorum, benim analiz kabiliyetim v.s benler ile ömür tüketip yolculuğun sonunda hüsrana uğrayacaklardır.
Hüsrana uğramıyanlardan olalım inşaallah
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: MÜHENDİSLER

Mesaj gönderen der-ya »

T – H ..

Sırrı-ı Subhân ALLAH’a (cc)
Sığundık Sırr-ı ŞAH’a (kv)
TEVHİD Rüzgârı Tâ-Hâ
Tâ-Hâ esti Gönlümüz!..

*

Gâh Muhit gâh Merkezde
Cümle CEM’ OLdu BİZde
BİRlik BULduk DENİZde
Tâ-Hâ kesti Gönlümüz!..

*

Gâh Harun gâh Sâmir’iz
ASLın AYNında BİRiz
“KÛN!” Kervanı.. Kıtmiriz
Tâ-Hâ Mesti Gönlümüz!..

*

CANda CÂNÂNa ERdik
CÂNÂNa CANı VERdik
Ayak altına SERdik
Tâ-Hâ Postu Gönlümüz!..

*

DUYduk Sırr-ı Subhân’ı
Hükm-ü Hikmet Kur’ân’ı
DOST’un DOST’a DOST CANı
Tâ-Hâ Dostu Gönlümüz!..

24.08.97 11:43
Lârâ.. yğmr yğyr..
Tâ-Hâ OKUnmakta..
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“Esmaü’l – Hüsna” sayfasına dön