Monsters! - Canavarlar!

Cevapla
cmdunn1972

Monsters! - Canavarlar!

Mesaj gönderen cmdunn1972 »

Resim

I had this conversation at bedtime tonight with my son, Sean, who is 7 years old.

Sean: Mommy, I'm scared to go to sleep because I think there are monsters under the bed!
Me: Okay, Sean, I'll prop up these extra pillows on the edge of your bed like a barrier. Your bed is now a monster-free zone. And I'll give any monster that may bother you a lecture. Monsters don't scare Mommies because monsters hate lectures.
Sean: (giggles) Okay, Mom.
Me: Sean, I have to do my prayers now. When I do sadja, I can peek under the bed to check if there are any monsters insha'ALLAH. My Arabic isn't very good yet, but I think maybe sadja means "monster checking".
Sean: (giggling) That's great, Mommy!
Me: But you know what's more scary than monsters, right?
Sean: (thinking) No...
Me: Bad things like being jealous of other people, or being mean to other people, or lying.
Sean: I was jealous of my friend, Torrence, because he has his own phone and no one else in my class does.
Me: Sean, it's silly to be jealous of things, because things don't last. That fancy phone Torrence has will be out dated soon, and then he'll be bored of it. Better for you to want something that will last forever. Can you think of anything that will last forever?
Sean: (thinking) No...
Me: How about the good things you do? When you're kind to other people, or generous, or helpful? Your good deeds will last forever. Even after you die, which I hope will not be for a long time, God will remember the good things you've done and reward you. See if you can do as many good things as possible. Deal?
Sean: Deal.


Bu konuşmayı 7 yaşındaki oğlum ile bu gece yatma zamanında yapmıştım.

Sean: Anne uyumaya gitmekten korkuyorum çünkü yatağın altında canavarlar olduğunu düşünüyorum

Ben: Tamam Sean, yatağın kıyısına bariyer gibi yastıklarla destek yapacağım, onlar şimdi gelemez yatağına. Seni rahatsız edebilecek canavarlarla konuşacağım. Canavarlar anneleri korkutamaz çünkü onlar konuşmaktan nefret ederler.

Sean: Tamam anne.

Ben: Sean, şimdi bir dua etmem gerekiyor. Secde yaptığımda yatağın altınıda canavar olup olmadığını gizlice kontrol edeceğim inşallah. Arapçam iyi değil henüz fakat "secde" nin "canavar kontrolu" demek olduğunu düşünüyorum.

Sean: (gülüyor)Çok iyi anne.

Ben: Fakat canavarlardan daha korkunç şeyin ne olduğunu biliyorsun değil mi?

Sean: (düşünüyor) Hayır...

Ben: Kötü şeyler diğer insanları kıskanmak veya diğer insanlara kötü davranmak, veya yalan söylemek.

Sean: Arkadaşımı kıskanıyordum, Torrence, çünkü onun telefonu var, sınıfta başka kimse de yok.

Ben:Sean, bu tür şeyleri kıskanmak budalaca çünkü bunlar geçici. Bu güzel telefon bir süre sonra kullanılmaz hale gelecek, Torrence telefonundan bir süre sonra sıkılacak.Senin için sonsuza kadar sürecek şeyler istemek daha iyi. Sonsuza kadar sürecek bir şey düşünebiliyor musun?

Sean: (düşünüyor) Hayır...

Ben: Yaptığın iyi şeyler hakkında ne diyeceksin? Diğer insanlara karşı kibar, cömert ve yardımsever olduğunda? İyi işlerin sonsuza kadar sürecek. Öldükten sonra bile Allah yaptığın iyi şeyleri hatırlayacak ve seni ödüllendirecek. münkün olduğu kadar iyi şeyler yapıp yapmadığını anla. Anlaştık mı?

Sean: Anlaştık.
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: Monsters! - Canavarlar!

Mesaj gönderen gullale »

ResimSevgili cmdunn1972 kardeşim, çok uzun zamandır yazılarınızı takip etmekteyim... Çoğuna cevap yazmak istedim... Ancak ne zaman cevap yazmaya niyetlensem ve başlasam, yazılarınızdaki anlam derinliğine tutturamadığım için düşüncelerimi, devam edemedim ve sustum... Dikkat çektiğiniz konular ya çok uzun soluklu anlatımlara yol buluyor ya da duygularınızın doğduğu dibe dalış yapmak gerekiyor. Bu da çok iyi bir konsantre gerektiriyor... Kalakalıyorum...

Bu yazınızda bir annenin oya gibi, kilim gibi, ipek gibi evlâdını hayat desenine muhteşem bir eser olarak hazırlama kıvamını gösteriyor... Annelik çok özel bir duygu. Hâmile kalınan ÂNdan itibâren yaşanan ve İNSANoğlunun erkek olan bir kısmının asla tadamayacağı anlatılamaz muhteşem bir duygu... Meryem aleyha's-selâm'ın İsâ aleyhi's-selâm'a babasız hâmile kalmasını da fikredecek olursak
KADIN olmanın HAMELE olmanın Âlemde bambaşka birşey olduğunu demek istiyorum. Hattâ şunu demek istiyorum, haddimi aşmaktan RABBime sığınırım, MURÂDULLAH olduğunu demeye çalışıyorum. Yâni KADIN ve HAMELE olmanın AKLımızın ÂNlaması için şifrelerle donanmış çok gizli bilgiye ulaşmanın deşifre ede ede varılan son şifresi gibi olduğunu, bunu ÂNlağımızda MURÂDULLAHın da ÂNlaşılacağını sanıyorum...

İslâm Dîni çocuğun, kimin yatağında doğduysa Ona âit olduğunu, Doğuranın doğurmaktan başka görev ve sorumluluğunun olmadığını, çocuğun gelişimi ve eğitimi için BABAnın yükümlü olduğu ilkesini işler.
ASIL olan İNSAN TOHUMunun KADIN RAHİMİYYET'inde TOPRAĞINda felak bulması, açılması, gelişmesi... İblis'in ÂDEMe secde etmeyi inkâr etmesi ÂDEM'in TÎN-topraktan kendisinin ise NÂRdan yaratılmış olduğu gerekçesi ileydi... NÂR MURÂDULLAH için bir sebebti belki ama temel değildi ve ASIL olan TÎN idi... Bu TÎN HABBEyi ZUHÛR kılacak olandı. HABBE MURÂDULLAHın ASIL unsuru idi... Bu nokta, Kul İhvânî PÎRimizin sohbetlerinde demlediği, "ÂDEMin TÎN'den yaratılan bedeni sanki HAVVA idi üflenen RÛH ÂDEM idi." "Sizleri bir tek nefisten yarattık" âyetinden de bu noktayı destekleyen mânâyı anlayabiliriz...

BABAsız ZUHUR bulan İSÂ Aleyhi's-selâm mehdiyyen sabiyya-BeBe iken konuşmuş ve NEBÎliğini BEYAN etmişti... ZÂHİREN BABA ayağı olmayanın gelişimi ve eğitimi RAHMAN tarafından ÂNda İSBAT OLunmuştu...

KADIN nârin, ince, zarif, içli, hassas yapıda yaratıldı? KADIN TOPRAK gibi özenle, sabırla, ilgiyle, sevgiyle işlendiğinde GÖZe BURUNa AĞIZa huzur, tad, râyiha, elvan ve neş vu nemâ sunar... KESRET dediğimiz çokluk, detay Âlemi, İNSAN HABBEsinin felak bulmasıyla ZÂHİR olur. GÖRünür, DUYulur, TADılır, KOKLAnır, TEMAS edilir hâle gelir. Hepsi AKIL denilen RABBâni CHIPin dâiresinde gerçekleşiyor. ÂDEM Aleyhi's-selâm ÂNından Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin ÂNına turfetu'l-AYN-göz açıp kapama süresinde KIBLE, ALLAHu Teâlâ'ya SECDEgâh olarak, ZÂHİRin yedi YÖNlü MEKÂNEsinde KÂBEdir. Arabca'da dişi kelimeler sonuna yuvarlak -te harfi alır. Eril kelimelerde bu ek yoktur! KÂBE"T"ULLAH! KÂBE RAHİMİYYETin semboludur. Kapısı yüksektir. Eşiği ayaklar altında değildir. O kapıdan girebilmek o eşiğe erebilen AYAK-KADEM- RACUL ile mümkündür...ki eril kelimedir...

ANNE olmanın muhteşemliğinden bakın nerelere vardı kelâm... Dahası var elbette ancak uzmanlık ister ve bu noktada susmam, bana daha evlâdır...

Yatağın altındaki
CANAVAR ayaklarımızın üstündeki AKLımız olmuş da bizi îmânın hakîkatiyle yüz-yüze getirmeye PERDE oluyor... AKIL VELEDimize vermeye çalıştığımız RAHİMİYYET eğitimi gibi NAKİL GULAMımıza RAHMÂNİYYET eğitimi bulabilsek...

Ve... evet, dediğiniz gibi, yatağın altındaki canavardan
ANNEler korkmaz!!!...
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: Monsters! - Canavarlar!

Mesaj gönderen gullale »

Resim
Yazımda bahsettiğim, "AKIL VELEDinin" çocukların yatağında doğurulan ERKEK-BABA'ya âit olması ve çocuğun eğitim ve beslenme sorumluluğunun da BABA'ya âit olması ifâdelerinin isnad yerlerine misalleri belirtmeyi unutmuşum... Buraya ekliyorum in şâe ALLAH!
Resim

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Çocuk yatağın sâhibi olan kocaya âittir. Zînâ edene ise taşla kovulma ve mahrûmiyet vardır." buyurmuştur.
( Buhârî, Büyû', 3, 100, Husûmât, 6, Vesâyâ, 4, Meğâzî, 53, Ferâiz, 18, 28, Hudûd, 23, Ahkâm, 29; Müslim, Radâ', 36, 37; Ebu Dâvud, Talek, 34; Tirmizî, Radâ', 8, Vesâyâ, 5; İbn Mâce, Nikâh, 59, Vesâyâ, 6; Mâlik, Muvatta', Akdiye, 20; Ahmed b. Hanbel, I, 25, 59, 65, 59, 104, II, 179, 207, 239, 280.)

Resim---Mekke fethedildiğinde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz:

"Benî Bekir kabilesine karşı Benî Huzâ'a kabilesi hariç, herkes silahını bıraksın" diyerek ikindi namazına kadar Benî Huzâ'a kabilesine silah kullanma izni verdi. İkindi namazından sonra Huzâ'alılara da: "Artık silahlarınızı bırakın" buyurdu.
Buna rağmen ertesi gün Müzdelife'de, Huzâ'a kabilesinden birisi, Benî Bekir'e mensub birisiyle karşılaştı ve onu öldürdü. Bu haber Rasûlullah'a geldiğinde, kalkarak:
"Harem'de, katilinden başkasını veyâ câhiliye devrinden kalma bir düşmanlıktan ötürü adam öldüren kimse, ALLAH'ın en büyük düşmanıdır" buyurdu.
O esnâda bir kişi kalkarak:
"Falan adam benim oğlumdur" dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz: "İslâm'da böyle bir iddia yok. Câhiliyye geleneği tamâmen gitmiştir. Çocuk kimin yatağında doğarsa onundur. Zînâ eden kişiye de "esleb" vardır" buyurdu.
"Ey ALLAH'ın Rasûlu! Esleb de nedir?" dediler. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz: "Esleb, taşlanmaktır" dedi ve devamla "Sabah Namazından sonra güneş çıkıncaya kadar artık namaz yok. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar artık namaz yoktur. Kadın, teyzesi veya halası ile birlikte aynı kişinin nikâhı altında bulunamaz" buyurmuştur.
(Taberani, Abdullah b. Amr'dan)


Resim--- Hz. Âişe radıyallâhu anhâ'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir. Ebû Süfyanın karısı Hind b. Utbe Rasûlullah'ın huzûruna girdi ve "Ey ALLAH'ın elçisi, gerçekten Ebû Süfyan çok cimri bir adamdır. Bana kendime ve çocuklarıma yetecek kadar nafaka vermiyor. Onun malından haberi olmaksızın birşey alırsam, bana günah var mıdır?" dedi. Rasûlullah; "Onun malından sana ve çocuklarına yetecek kadarını ma'ruf şekilde al" buyurdu
(Buhârî, Büyû', 95; Nesâî, Kudât, 31; İbn Mâce, Ticârât, 65)


Resim

لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنفِقْ مِمَّا آتَاهُ اللَّهُ لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا

Resim---Li yunfık zû seatin min seatih(seatihî), ve men kudire aleyhi rızkuhu fe'l-yunfik mimmâ âtâhullâh(âtâhullâhu), lâ yukellifullâhu nefsen illâ mâ âtâhâ, seyec’alullâhu ba’de usrin yusrâ(yusren).
Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da ALLAH'ın kendisine verdiğinden versin. ALLAH bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. ALLAH bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
(65 / TALÂK - 7)



أَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنتُم مِّن وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّ وَإِن كُنَّ أُولَاتِ حَمْلٍ فَأَنفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتَّى يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأْتَمِرُوا بَيْنَكُم بِمَعْرُوفٍ وَإِن تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُ أُخْرَى

Resim---Eskinû hunne min haysu sekentum min vucdikum ve lâ tudârrûhunne li tudayyikû aleyhinn(aleyhinne), ve in kunne ulâti hamlin fe enfikû aleyhinne hattâ yeda’ne hamle hunn(hunne), fe in erda’ne lekum fe âtûhunne ucûre hunn(hunne), ve’temirû beynekum bi ma’rûf(ma’rûfin), ve in teâsertum fe se turdıu lehû uhrâ.
O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştırmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Şâyet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin. Sonra sizin için emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup danışın. Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.
(65 / TALÂK – 6)


وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلاَدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ لاَ تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلاَّ وُسْعَهَا لاَ تُضَآرَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلاَ مَوْلُودٌ لَّهُ بِوَلَدِهِ وَعَلَى الْوَارِثِ مِثْلُ ذَلِكَ فَإِنْ أَرَادَا فِصَالاً عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَإِنْ أَرَدتُّمْ أَن تَسْتَرْضِعُواْ أَوْلاَدَكُمْ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُم مَّآ آتَيْتُم بِالْمَعْرُوفِ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Resim---Ve'l-vâlidâtu yurdı’ne evlâdehunne havleyni kâmileyni li men erâde en yutimme'r-radâah(radâate), ve ale'l-mevlûdi lehu rızkuhunne ve kisvetuhunne bi'l-ma’rûf(ma’rûfi), lâ tukellefu nefsun illâ vus’ahâ, lâ tudârra vâlidetun bi veledihâ ve lâ mevlûdun lehu bi veledihî ve ale'l-vârisi mislu zâlik(zâlike), fe in erâdâ fısâlen an terâdın min humâ ve teşâvurin fe lâ cunâha aleyhimâ ve in eradtum en testerdıû evlâdekum fe lâ cunâha aleykum izâ sellemtum mâ âteytum bi'l-ma’rûf(ma’rûfi), vettekullâhe va’lemû ennellâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun).
Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine âit olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla berâber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Vârise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişâre edip, her ikisinin de rızâsıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur. Bununla berâber ALLAH'tan korkun ve bilin ki, ALLAH yaptıklarınızı görür.
(2 / BAKARA – 233)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: Monsters! - Canavarlar!

Mesaj gönderen Gariban »

GULLALE WROTE:

My Dear sister cmdunn1972 ,
I have been following your writings for a long period of time…I wanted to write reply to many of them…but whenever I wanted to intend to write a reply and started to write, I couldn’t continue and I’ve been silent because I could not fatom the depth of meanings in your writings with my thoughts...
The subjects you draw our attention to is either finding a way to a long winded expressions or it is becoming necessary to dive into the depth of where your emotions were born. And this requires a very good concentration…I am left open-mouthed…

This writing of yours is showing the consistence of the preparation that a mother does for her child to prepare him to take his place as a magnificent piece in the pattern of life like an embroidery , like a carpet or like a silk…Motherhood is a very special feeling. It is a magnificent feeling which is lived from the MOMENT one gets pregnant, and a portion of mankind who are males will never be able to taste it…If we think over Mary (Maryam) alaiha’s -salam who got pregnant (Hamala) to Jesus (Isa) alaihi’s-salam without a father, I mean the being of WOMAN and “HAMALA (pregnant)” is totally a different thing in this world. And even I mean to say that, this is MURADULLAH (Will of ALLAH). I seek refuge to my Rabb from transgressing the limit.


[*] Hamala: To be loaded, to carry.

This means being WOMAN and “HAMALA” is the last code of the very secret knowledge surrounded by codes which will be reached and decoded by our MINDS to understand, and I think the WILL OF ALLAH (MURADULLAH) will be known when we understand and live this.
The religion of Islam expresses the principle that responsibility of the child belongs to the one in whose bed the child was born, and the one who gives birth does not have any responsibility (to provide sustenance or supply for the child) other than giving birth so FATHER has the main responsibility for the education and the development of the child. THE TRUTH is that THE HUMAN SEED will find “FALAQ (dawn, sunglow, fajr, plain area between two hills, whole creation)” in the RAHIMIYYAT and EARTH OF WOMAN and it will crack open and develop…

"Iblis" who rejected to prostrate (sajda) to ADAM was because ADAM had been created from the earth (TIYN) and Iblis had been created from the fire (NAR)…”NAR” was perhaps a cause for the will of ALLAH (MURADULLAH) but it was not the base, and the ACTUAL one was “TIYN”…This “TIYN” was the one which would make the HABBA emerge (appear). “HABBA” was the REAL element of the MURADULLAH (will of ALLAH)…Jesus (ISA) a.s who emerged without a FATHER had spoken when he was a “Mahdiyyan Sabiyya (BaBy)” and he had stated (BAYAN) that he was a Prophet (NABI)…Development and education of the one who does not have the foot of the FATHER had been PROVEN (ISBAT) in the MOMENT (AN) by RAHMAN…

WOMAN was created in a slim, fine, delicate, sensitive and emotional structure? When a WOMAN is treated and farmed by care, patience, interest and love, she presents and offers to the EYE, NOSE and MOUTH, peace, taste, fragrance (rayiha), color, and development (nashv u nama)…
What we call the world of manyness-multiplicity (KASRAT) becomes apparent and visible (ZAHIR) by the SEED (HABBA) of HUMAN which makes the “FALAQ”. It is SEEN, HEARD, TASTED, SMELLED and it comes to a touchable (TAMAS) state. All of these are occurring within the RABBANI CHIP which we call “MIND (AQL)”. From the MOMENT (AN) of ADAM Alaihi’s Salam to the MOMENT (AN) of RASULULLAH sallallahu alaihi wa sallam, the “KIBLAH” is the “KAABAH” in the 7 wayed PLACE of “ZAHIR” as a PROSTRATION place (SAJDAGÂH) to ALLAH Almighty. In Arabic, the female terms take the letter, round “Ta” at the end of them. There are no suffixes like that for the male terms! “KABA’T’ULLAH!”, KABA” is the symbol of “RAHIMIYYAT”. Her door is high. Her threshold is not under the feet.To be able to enter through that door is only possible by the foot (QADAM) which will be able to reach to that threshold…

Look where our words have reached to while discussing the magnificence of being a MOTHER…The monster under the bed has been our MIND which is above our feet , and it is becoming a VEIL for the truth of FAITH (IMAN)…
I wish we could find the education of RAHMANIYYAT to our GULAM of NAQL just as we are trying to give the Education of RAHIMIYYAT to our MIND CHILD (WALADUL AQL)…
And… yes, as you said , MOTHERS don’t get scared of the monsters under the bed!!!...[/b][/size]
Resim
Cevapla

“►Islam General◄” sayfasına dön