RÜYA VE BİLİM!...
Gönderilme zamanı: 31 May 2019, 13:54
RÜYA VE BİLİM!...
وعن أبى هريرة رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللَّه #: لَمْ يَبْقَ بَعْدِى مِنَ النُّبُوَّةِ إَّ الْمُبَشِّرَاتُ قَالُوا: وَمَا الْمُبَشِّرَاتُ؟ قالَ: الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ[ أخرجه البخارى متص، ومالك عن عطاء مرسوزاد: يَرَاهَا الرَّجُلُ المُسْلِمُ أوْ تُرَى لَهُ
---Ebu Hureyre radıyallâhu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhi-salâtu ve’s-selâm şöyle demişti: "Benden sonra, peygamberlikten sâdece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!"
Yanındakiler sordu: "Mübeşşirât da nedir?"
"Sâlih rûyâdır!" diye cevab verdi"
Muvatta'nın rivâyetinde şu ziyâde var: "Sâlih rûyâyı sâlih kişi görür veya ona gösterilir"
(Buharî, Tabir 5; Muvatta, Rüya 3, (2, 957); Ebû Dâvud, Edeb 96, (5017))
وفي أخرى للبخارى ومالك عن أبى سعيد رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]رُؤْيَا المُؤْمِنِ جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأرْبَعِينَ جُزْءاً مِنَ النُّبُوَّةِ[
---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Mü'minin rûyâsı, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür"
(Ebu Saîd radıyallâhu anh ‘dan; Buharî, Ta'bir 4, Muvaatta 1, (2, 956))
Sigmund freud rüyaları, bilinçaltına giden kral yolu olarak tanımlar.
Roma Döneminde bazı rüyalar Roma Senatosu tarafından analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Rüyaların tanrıdan gelen mesajlar olduğuna inanılmıştır. Rüya yorumcuları askeri liderler ile savaşa bile gitmişlerdir. Ayrıca çoğu sanatçının, üretici, akıcı fikirlerini rüyalarından edindiği bilinmektedir.
Mendeleyev'in Periyodik tabloyu bulması, John Von Neuman'ın bilgisayarların temelini atan buluşlarını yapması, Borbert Wiener'in radarı bulması, Einstein'in rolativite kuramı ile ilgili gerçekleri formule etmesi.
Niels Bohr adlı bir yüksek okul öğrencisi genç şöyle bir rüya görür. Kendisi güneşin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler ince ipliklerle bağlı oldukları güneşin etrafında dönüyorlar. Her gezenin Bohr'un yakınından geçerken bir de düdük çalıyor. Sonra yanan gazlar soğuyup katılaştı. Güneş ve gezegenler uzaklaşıp gitti ve Bohr uyandı. Bu rüya Güneş sistemi ve atom yapısı arasında bir benzerlik olduğunu gösteriyordu. Böylece atomun ilk modern tablosu ortaya çıktı.
Alman kimyac Friedrich August Kekule, 1850 yıllarında İngiltere'nin sisi eksik olmayan şehri Londra'da çalışmalarını sürdürürken yorgun argın laboratuvarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyor, bazıları da el ele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.
Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yararlanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.
Aradan on beş sene geçti. Bir kış günü Kekule çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuya kaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirlerine kenetleyip zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da kekule uyanıverdi.
Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözülemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.
وعن أبى هريرة رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللَّه #: لَمْ يَبْقَ بَعْدِى مِنَ النُّبُوَّةِ إَّ الْمُبَشِّرَاتُ قَالُوا: وَمَا الْمُبَشِّرَاتُ؟ قالَ: الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ[ أخرجه البخارى متص، ومالك عن عطاء مرسوزاد: يَرَاهَا الرَّجُلُ المُسْلِمُ أوْ تُرَى لَهُ
---Ebu Hureyre radıyallâhu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhi-salâtu ve’s-selâm şöyle demişti: "Benden sonra, peygamberlikten sâdece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!"
Yanındakiler sordu: "Mübeşşirât da nedir?"
"Sâlih rûyâdır!" diye cevab verdi"
Muvatta'nın rivâyetinde şu ziyâde var: "Sâlih rûyâyı sâlih kişi görür veya ona gösterilir"
(Buharî, Tabir 5; Muvatta, Rüya 3, (2, 957); Ebû Dâvud, Edeb 96, (5017))
وفي أخرى للبخارى ومالك عن أبى سعيد رَضِىَ اللَّهُ عَنْه قال: ]رُؤْيَا المُؤْمِنِ جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأرْبَعِينَ جُزْءاً مِنَ النُّبُوَّةِ[
---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Mü'minin rûyâsı, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür"
(Ebu Saîd radıyallâhu anh ‘dan; Buharî, Ta'bir 4, Muvaatta 1, (2, 956))
Sigmund freud rüyaları, bilinçaltına giden kral yolu olarak tanımlar.
Roma Döneminde bazı rüyalar Roma Senatosu tarafından analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Rüyaların tanrıdan gelen mesajlar olduğuna inanılmıştır. Rüya yorumcuları askeri liderler ile savaşa bile gitmişlerdir. Ayrıca çoğu sanatçının, üretici, akıcı fikirlerini rüyalarından edindiği bilinmektedir.
Mendeleyev'in Periyodik tabloyu bulması, John Von Neuman'ın bilgisayarların temelini atan buluşlarını yapması, Borbert Wiener'in radarı bulması, Einstein'in rolativite kuramı ile ilgili gerçekleri formule etmesi.
Niels Bohr adlı bir yüksek okul öğrencisi genç şöyle bir rüya görür. Kendisi güneşin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler ince ipliklerle bağlı oldukları güneşin etrafında dönüyorlar. Her gezenin Bohr'un yakınından geçerken bir de düdük çalıyor. Sonra yanan gazlar soğuyup katılaştı. Güneş ve gezegenler uzaklaşıp gitti ve Bohr uyandı. Bu rüya Güneş sistemi ve atom yapısı arasında bir benzerlik olduğunu gösteriyordu. Böylece atomun ilk modern tablosu ortaya çıktı.
Alman kimyac Friedrich August Kekule, 1850 yıllarında İngiltere'nin sisi eksik olmayan şehri Londra'da çalışmalarını sürdürürken yorgun argın laboratuvarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyor, bazıları da el ele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.
Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yararlanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.
Aradan on beş sene geçti. Bir kış günü Kekule çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuya kaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirlerine kenetleyip zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da kekule uyanıverdi.
Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözülemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.