NİYAZİ MISRÎ HZ.
Gönderilme zamanı: 29 May 2019, 09:51
NİYAZİ MISRİ HAZRETLERİ...
1617'de Malatya'nin bir köyünde doğdu. Büyük Âlimlerden dersler aldı. İlim hayatı sonucunda Kahire'ye gitti. Gördüğü bir rüyada, Şeyh Abdülkadir-i Geylanî ks. buralarda boşuna dolaşmamasını, aradığı mürşidin bu şehirde olmadığını, Anadolu'da olduğunu söylemesi üzerine yeniden Anadolu'ya döndü. Bir süre Anadolu'da rüyaları devam etti. Ümmi Sinan hz.lerini bulunca kalbinin şifasını buldu. Kırk yaşlarında Niyazi Mısri Bursa ve İstanbul'da bulundu. Sadrazan Köprülü Fâzıl Ahmet Paşa döneminde sıkıntılı günler yaşanmış, o sıralar tekkeler kapatılmakta, zikir ve semah yasaklanmakta, dervişler tutuklanmaktaymış.
Niyaz-i Mısri hazretleri bir cuma günü İstanbul'da Ayasofya Camisi'ne gitmiş. Padrişah IV. Mehmet namazı Ayasofya'da kılıyormuş. Niyaz-i Mısri hazretleri, cuma vaazına çıkmış ve zikrin faziletlerinden, tarikat mensuplarının din ve millete yaptığı hizmetlerden tekkelerin birer ilim ve irfan merkezi olduklarından ve yetiştirdiği büyük şahsiyetlerden söz eden tesirli bir konuşma yapmış. Tekkelerin katılmasıyla bu irfan ocaklarının söndürülmek istendiğini söylemiş.
Padişah bu vaaz sonrasında harekete geçmiş. Tekkeler açılmı, yine devranlar, zikirler, semahlar başlamış. İrfan ocaklarının kandili yeniden uyandırılmış.
1672 yılında Polonya seferine çıkılacağı sırada padişah, manevi destek olsun Niyaz-i Mısri hazretleri ve müritlerini de sefere davet etmiş. Ancak etrafına topladığı binlerce insandan yönetim ürkmüş ve onun silahlı bir ayaklanmaya önderlik edeceğinden korkarak Rodos adasına sürgün etmişler. 9 ay Rodos adasında kalmış sonra Bursa'ya yine dönmüş.
Sultan 2. Ahmet'in iktidarı döneminde Avusturya muhaberesine davet edilmiş. Sultan Ahmet kendisine karşı büyük bir saygı ve sevgi beslemekteymiş. Bu yeni genç olan padişahın Niyazi Mısri hazretlerine olan sevgisi, saray ve etrafta çıkarları olan bazı çevreleri çok rahatsız etmiş. Niyazi Mısri hazretleri padişahın mektubunu alınca 300 kadar dervişiyle sefere katılmak için gelmiş. Akçeli işlere karışan bazı saray çevrisini Niyazi Mısri'nin sefere katılacağı hususu rahatsız etmiş. Kahinlik, büyücülük gibi sözlerle yaftalayarak padişahı etkilemeye çalışmışlar. Daha sonra Padişah savaşa katılmak yerine dergahında ordunun muzaaffer olması için dua buyurmasının uygun olacağını belirten bir mektup göndermiş. Niyazi Mısri hazretleri, "işittik, itaat ettik deyip Bursa'ya geri dönmüş. Fakat padişah gönlündeki sevgi ve etrafındakilerin anlattıklarından bocaladığı için bir hafta sonrasında tekrar çağırmış, "Küffarla vuruşurken sende bizimle ol, senden manevi kudret alalım." tarzında sözlerle. Niyazi Mısrî hazretleri dervişlerini alıp Edirne'ye gitmiş. Edirne'ye yakın bir yerde konakladıkları sırada üçüncü bir ferman gelmiş. Niyazi Mısri hazretlerinin tekkesine dönüp duada bulunması istenmiş. Saray çevresinde akçeli işlere karışan ve işlerin başında olanların isimlerini padişah'a Niyazi Mısri hazretleri tarafından isimlerinin verileceği söylentisi Kâdızâdelilerden Vânî-i Cânî Lakaplı Mehmet Efendi'de telaş uyandırmış. Sadrazan Bozoklu Mustafa Paşa'nın Niyazi Mısri hazretlerinin sefere çıkılmasında fitneler zuhur edeceği yönündeki telkinleriyle Padişah fikrinden vazgeçirilmiş. Fakat Niyazi Mısri Hazretleri bu son fermandan sonra Bursa'ya dönmemiş. Padişaha, çevresindekilerinn yanlış bilgi verdiklerini bildiren bir mektup yollayıp yola koyulmuş. Niyazi Mısri Hazretleri Edirne'ye gelip vaaz vermek üzere Selimiye Camisi'ne girdiği zaman, halk caminin etrafını doldurmuş. Kalabalıktan içeriye girilemez olmuş. Bu durumu gören Sadrazam, Niyazi Mısri hazretlerinin derhal tutuklanıp sürgün edilmezse kargaşa çıkacağını bildirmesi neticesinde Niyasi Mısri hazretleri tekrar Limni'ye sürgün edilmiş. Ayağına bukağı takılarak bir arayaba bindirilmiş aniden yola çıkarılmış.
Niyazi Mısri hazretleri bu sefer çok incinmiş ve giderken, "Osmanlı'nin inkirazı, çöküşü için dördüncü kat semaya bir kazık çaktım. Bu kazığı benden başka kimse çıkaramaz." demiş. Bir müddet sonra vefat etmiş, Ayağındaki bukağılarla defnedilmiş.
Birinci Dünya Savaşı sonunda ateşkes isteyen Osmanlı Devleti ile İtlaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918 yılında Limni Adasında Niyazi Mısri hazretlerinin gömüldüğü yere bakan Mondros Limanında, Agamemnon zırhlısında yapılan anlaşma ile Osmanlı'nın çöküşü tescil edildi. Osmanlı'yı çökerten anlaşma onca yer dururken Limni adasında imzalandı...
Ruhun şâd olsun Dosd MuhaMMedî-Şah MuhaMMedî...
1617'de Malatya'nin bir köyünde doğdu. Büyük Âlimlerden dersler aldı. İlim hayatı sonucunda Kahire'ye gitti. Gördüğü bir rüyada, Şeyh Abdülkadir-i Geylanî ks. buralarda boşuna dolaşmamasını, aradığı mürşidin bu şehirde olmadığını, Anadolu'da olduğunu söylemesi üzerine yeniden Anadolu'ya döndü. Bir süre Anadolu'da rüyaları devam etti. Ümmi Sinan hz.lerini bulunca kalbinin şifasını buldu. Kırk yaşlarında Niyazi Mısri Bursa ve İstanbul'da bulundu. Sadrazan Köprülü Fâzıl Ahmet Paşa döneminde sıkıntılı günler yaşanmış, o sıralar tekkeler kapatılmakta, zikir ve semah yasaklanmakta, dervişler tutuklanmaktaymış.
Niyaz-i Mısri hazretleri bir cuma günü İstanbul'da Ayasofya Camisi'ne gitmiş. Padrişah IV. Mehmet namazı Ayasofya'da kılıyormuş. Niyaz-i Mısri hazretleri, cuma vaazına çıkmış ve zikrin faziletlerinden, tarikat mensuplarının din ve millete yaptığı hizmetlerden tekkelerin birer ilim ve irfan merkezi olduklarından ve yetiştirdiği büyük şahsiyetlerden söz eden tesirli bir konuşma yapmış. Tekkelerin katılmasıyla bu irfan ocaklarının söndürülmek istendiğini söylemiş.
Padişah bu vaaz sonrasında harekete geçmiş. Tekkeler açılmı, yine devranlar, zikirler, semahlar başlamış. İrfan ocaklarının kandili yeniden uyandırılmış.
1672 yılında Polonya seferine çıkılacağı sırada padişah, manevi destek olsun Niyaz-i Mısri hazretleri ve müritlerini de sefere davet etmiş. Ancak etrafına topladığı binlerce insandan yönetim ürkmüş ve onun silahlı bir ayaklanmaya önderlik edeceğinden korkarak Rodos adasına sürgün etmişler. 9 ay Rodos adasında kalmış sonra Bursa'ya yine dönmüş.
Sultan 2. Ahmet'in iktidarı döneminde Avusturya muhaberesine davet edilmiş. Sultan Ahmet kendisine karşı büyük bir saygı ve sevgi beslemekteymiş. Bu yeni genç olan padişahın Niyazi Mısri hazretlerine olan sevgisi, saray ve etrafta çıkarları olan bazı çevreleri çok rahatsız etmiş. Niyazi Mısri hazretleri padişahın mektubunu alınca 300 kadar dervişiyle sefere katılmak için gelmiş. Akçeli işlere karışan bazı saray çevrisini Niyazi Mısri'nin sefere katılacağı hususu rahatsız etmiş. Kahinlik, büyücülük gibi sözlerle yaftalayarak padişahı etkilemeye çalışmışlar. Daha sonra Padişah savaşa katılmak yerine dergahında ordunun muzaaffer olması için dua buyurmasının uygun olacağını belirten bir mektup göndermiş. Niyazi Mısri hazretleri, "işittik, itaat ettik deyip Bursa'ya geri dönmüş. Fakat padişah gönlündeki sevgi ve etrafındakilerin anlattıklarından bocaladığı için bir hafta sonrasında tekrar çağırmış, "Küffarla vuruşurken sende bizimle ol, senden manevi kudret alalım." tarzında sözlerle. Niyazi Mısrî hazretleri dervişlerini alıp Edirne'ye gitmiş. Edirne'ye yakın bir yerde konakladıkları sırada üçüncü bir ferman gelmiş. Niyazi Mısri hazretlerinin tekkesine dönüp duada bulunması istenmiş. Saray çevresinde akçeli işlere karışan ve işlerin başında olanların isimlerini padişah'a Niyazi Mısri hazretleri tarafından isimlerinin verileceği söylentisi Kâdızâdelilerden Vânî-i Cânî Lakaplı Mehmet Efendi'de telaş uyandırmış. Sadrazan Bozoklu Mustafa Paşa'nın Niyazi Mısri hazretlerinin sefere çıkılmasında fitneler zuhur edeceği yönündeki telkinleriyle Padişah fikrinden vazgeçirilmiş. Fakat Niyazi Mısri Hazretleri bu son fermandan sonra Bursa'ya dönmemiş. Padişaha, çevresindekilerinn yanlış bilgi verdiklerini bildiren bir mektup yollayıp yola koyulmuş. Niyazi Mısri Hazretleri Edirne'ye gelip vaaz vermek üzere Selimiye Camisi'ne girdiği zaman, halk caminin etrafını doldurmuş. Kalabalıktan içeriye girilemez olmuş. Bu durumu gören Sadrazam, Niyazi Mısri hazretlerinin derhal tutuklanıp sürgün edilmezse kargaşa çıkacağını bildirmesi neticesinde Niyasi Mısri hazretleri tekrar Limni'ye sürgün edilmiş. Ayağına bukağı takılarak bir arayaba bindirilmiş aniden yola çıkarılmış.
Niyazi Mısri hazretleri bu sefer çok incinmiş ve giderken, "Osmanlı'nin inkirazı, çöküşü için dördüncü kat semaya bir kazık çaktım. Bu kazığı benden başka kimse çıkaramaz." demiş. Bir müddet sonra vefat etmiş, Ayağındaki bukağılarla defnedilmiş.
Birinci Dünya Savaşı sonunda ateşkes isteyen Osmanlı Devleti ile İtlaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918 yılında Limni Adasında Niyazi Mısri hazretlerinin gömüldüğü yere bakan Mondros Limanında, Agamemnon zırhlısında yapılan anlaşma ile Osmanlı'nın çöküşü tescil edildi. Osmanlı'yı çökerten anlaşma onca yer dururken Limni adasında imzalandı...
Ruhun şâd olsun Dosd MuhaMMedî-Şah MuhaMMedî...