HZ.MEVLANA
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
Canım bedenimde oldukça Kuranın kuluyum,
Seçilmiş Muhammedin yolunun toprağıyım.
Kim sözlerimden bundan başka söz naklederse,
O nakledende bizarım ben o sözden de bizarım.
Gönüller tahtının sultanı saadet mülkünün hünkarı Mevlana :
Alimler peygamberlerin varisleridir hadisinin sırrına mazhar olmuş bir mana eri , insanlar üzerinde parlayan bu gün ışığına her zamankinden çok muhtaç olduğumuz hakikatler güneşidir.
O Ben de benimle ilgili bir şey bırakmadı dediği aşkın gerçek hürriyet olduğunu idrak eder ve bu idrakle insanlığa merkezinde aşk bulunan etrafına dalgalar halinde aşkı yayan öğretiler geliştirir.
Mevlevilik Hz Mevlananın öğretileri ve ayet ayet Kuranı Kerimin bütün manası edepten ibarettir sözü gereğince edep temelleri üzerine oğlu Sultan Veled tarafından müeseseleştirilir. Bu tarikat aşık arif ve kamil müridler vasıtasıyla uzun asırlar boyunca insanları iyiliğe doğruluğa sevgiye hoşgörüye kısaca güzel ahlaka davet eder. Bunları gerçekleştirecek mekan düstur ve icra usullerini mükemmel bir şekilde ortaya koyar.
Mevlevi hanelerde gerçekleştirilen tasavvuf terbiyesine paralel olarak nazari ameli eğitimle devrinin en büyük şair ve hattatları , Türk Musikisinin en kuvvetli bestekar ve icracıları pek çok müzekkip , mücellid , nakkaş ve ressam yetişir.Bir bakıma bu müesseseler günümüzün güzel sanatlar fakülteleri , konservatuarları hükmündedir.
Konya merkezli olmak üzere özellikle Anadolu Balkanlar Kıbrıs Arabistan yarımadası ve Kuzey Afrika da büyük gelişme gösteren pek çok devlet adamı alim ve sanatkarları müntezipleri arasına alan sayısız ilim ve sanat eserinin vücud bulmasında ilham kaynağı teşvik ve hareket unsuru olan Mevlevilik İslam medeniyetini hakkıyla temsil eder.
Mevlevilik tarikatına intisab edenler , üç grupta değerlendirilir. Çile çıkararak dede ünvanını alanlar , çile çıkarmamakla birlikte Mevleviliğin örf ve adetlerine uyarak dervişlik vecibelerini yerine getirenler , dede ve derviş olmadan dergahlara devam etmek suretiyle bendelerinin sohbetlerinden feyz alan muhhibbler.
Farsça kırk rakamından gelen çile kelimesi , tasavvufi bir terim olarak kırk gün müddetle küçük ,temiz ve sakin bir yerde yeme ,içme ve uykuyu azaltarak ibadetle riyazetle meşgul olma anlamına gelir. Muhtelif tarikatlerde dervişler çilehane veya halvethane adı verilen küçük hücrelerde çileye soyunurlar.
Bu uygulama Hz Musa nın Vahiy almak için kırk gün Tur da kalarak ibadet ettiğine işaret eden ayet yoluyla Kurana ; Kırk günü Allah için ihlas ve samimiyetle geçiren kimsenin dili hikmet pınarlarıyla beslenir hadisinden hareketle de Hz. Peygamber (sav) e bağlanır.
Mevlevilikte çile binbir gün müddetle usul ve adaba uygun olarak onsekiz değişik hizmeti görmektir. Çile müddeti , Hz. Mevlananın hayatı boyunca çıkarmış olduğu halvetlerin toplamının binbir gün etmesi , Cenab-ı Hakk ın binbir ismi ve çileden maksadın Allahın rızasını kazanmak olduğu ; rıza kelimesinin de ebced hesabıyla değerinin binbir rakamına karşılık geldiği ile de ilişkilendirilir.
Hazreti Pirin Beri gel , daha beri , daha beri , daha beri çağrısını kabul edip edebi talep edenler muhabbetle acıların tatlılaşacağına dertlerin şifa bulacağına inananlar gönülleri onun derdiyle dertlenip aşksız geçen ömrü hesaba katmayanlar bu tarikatin edeb ve muhabbet zincirinin halkaları olmuşlardır.
Onlar önünde boyun büktükleri kapıda Ey kapılar açan Allahım bana da hayırlı kapılar aç. niyazında bulunur. Nefsi arıtmak , gönül huzuru sağlamak ve olgunluğa erişmek maksadıyla ikrar verilecek kapı aşıklar Kabesi olan Mevlana dergahıdır. Çünkü orası gönül hastalıklarının şifa bulduğu ve noksanların tamamlandığı yerdir.
Ey dil !İstersen eğer , kamil olan ile noksan ol sikkesi altına gir Hz. Mevlananın
Çileye talib olan Mevliyaz matbah-ı şerifte bulunan saka postunda üç gün oturur . Yapacağı hizmetleri görür ve kendisine yapılanlara adeta yok sayılmak suretiyle itibar edilmeyişine tahammül ederse , üç günün sonunda ikrarı alınmak üzere aşçı dedenin huzuruna çıkarılır.
Bizim erbab-ı aşıka sıdk ile ikrarımız vardır anlayışına sahip olan Mevlevilikte ikrardan dönmek asla tasvib edilmeyen bir davranıştır. İkrar verip onsekiz günlük ayakçılık hizmetini tamamlayan Can a aşçı dedenin emriyle arakiyye , mutfak tennuresi ve elif-i nemed verilir.
Can manevi mürebbiye sayılan Kazancı Dede nin nezaretinde Ayakçılıktan başlayarak Çerağcı , Süpürgeci , Pazarcı , Bulaşıkçı , Abrizci , Çamaşırcı gibi onsekiz değişik hizmeti görür.
Kendisine tarikatin tarihçesi hakkında bilgi verilir. Farsça öğretilir. Mesnevi yanında lüzumlu eserler okutulur. Kabiliyetine göre hat , musiki , teshib , şiir talim ettirilir ve sema a çıkartılır.
Onsekiz değişik hizmeti yapmakla geçen binbir günün sonunda meydana giren can Sertarik i müteakip dedelerle , daha sonra da matbahtaki canlarla görüşür. Niyaza durur , sertarik gülban okutulur. Bu merasimden sonra üç gün hücresinde sırr olan Canı meydancı tarikatçi dendin yanına getirir. Kendisine Destegül ve merasim hırkası giydirilerek sikke tekbirlenir. Tennure nefsin kefenini , sikke kabir taşını , hırka da kabri sembolize eder.
Bu suretle Mevlevi dervişleri ölmeden evvel ölme sırr ına ererler. Bir bakıma ham olarak geldikleri dergahın matbahındaki ocakta pişerler ve yanarlar. Nihayet onsekiz günlük hücre çilesinden sonra Sertarik veya Çelebi efendiden evrat ve eskarını talim ederek çilesini tamamlayan derviş dede ünvanını alarak hücre sahibi olur.
Hakiki aşkın mazharı muhabbet sırrının mahremi olan Mevlevi murşidleri feyz kaynağı olan kuvvetli nazarlarıyla müridlerin iç dünyalarında mükemmel bir inkilap meydana getirirler ve adeta toprağı altına dönüştürürler. Fakrı sadece Allah a olan ondan başkasına ihtiyaç duymayan dünyadan müstağni ve kanaat sahibi Mevleviler bilhassa ruhi olgunlukları , fikri incelik ve tekamülleri , sanat kabiliyetleri yanında temizlik ve zerafetleriyle de dikkatleri üzerlerine çekmişler , sosyal hayatı derinden etkilemişlerdir.
Derviş ; kelimeyi oluşturan Dal, Ra, Vav , Ye, Şın harflerinin sembolize ettiği Dünya , Riya , Varlık , Yalan ve Şehvetten kendini arındıran insandır.İşte bu derviş semazenler mahsunca boyunlarını bükerek ötelerdeki hakikatlere açılırcasına Sema a başlarlar ve Hak tan aldıkların halka dağıtırlar.
Mevlanadan Altın Öğütler 1-2-3 ün hediyesi olan
Hamdım , piştim , yandım VCD sinden alıntıdır. 2007 Kozmik.
Yönetmen : İshak Buhar
Yönetmen Yrd. Neslihan Karaduman
Program danışmanı ve metin: Dr. Mustafa Çıpan
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu ile
Mevlana Müzesi Müdürlüklerinin katkılarıyla.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
SEMA-İ MEVLANA
tennure giymiş ağaçlar
aşk niyâz eder
mevlânâ
içimdeki nigâr
başka bir nigârdir
içimdeki sema'a
nece yıldızlar akar
ben dönerim
gökler döner
benzimde güller açar
güneşli bahçelerde ağaçlar
halak-semâvâti-vel'ard'h
yılanlar ney havalarını dinler
tennure giymiş ağaçlarda
çemen çocukları mahmur
câaan
seni çağırıyorlar
yolunu kaybedengüneşlere
bakıp gülümserim
ben uçarım
gökler uçar
ASAF HALET ÇELEBİ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- NuruM
- Saygın Üye
- Mesajlar: 350
- Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00
Dertsiz Dua Soğuktur
Dua edenin, 'Rabbim' demesi, Allah'in 'efendim' demesinin ta kendisidir..
Birisi her gece kalkip Allah'i aniyor, O'na dua ediyordu..
Seytan ona dedi:
- Ey Allah'i cok anan kisi, butun gece 'Allah' deyip cagirmana karsilik
seni buyur eden var mi? Sana bir tek cevap bile gelmiyor,
daha ne zamana kadar dua edeceksin?..
Adamin gonlu kirildi, basini yere koydu ve uyudu.
Ruyasinda ona söyle dendi:
- Kendine gel uyan! Niye duayi, zikri biraktin?.. Neden usandin?..
Adam:
- 'Buyur' diye bir cevap gelmiyor ki, kapidan kovulmaktan korkuyorum dedi.
Bunun üzerine dendi ki ona:
- Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir..
Senin yalvarisin, Allah'in senin ruhuna haber ucurmasindandir..
Senin cabalarin, careler araman, Allah'in seni kendine yaklastirmasi,
ayaklarindaki baglari cozmesindendir..
Senin korkun, sevgin, umidin Allah'in lutfunun kemendidir..
Senin her 'Yarabbi' demenin altinda, Allah'in buyur demesi vardir..
Gafilin, cahilin cani, bu duadan uzaktir..
Cunku 'Yarabbi' demeye izin yok ona..
Agzinda da kilit var, dilinde de..
Zarara ugradigi zaman, aglayip, sizlamasin diye Allah ona dert, agri,
sIzI, gam, keder vermedi..
Bununla anla ki, Allah'a dua etmeni, O'nu cagirmani saglayan dert,
dunya saltanatindan daha iyidir..
Dertsiz dua soguktur. Dertliyken yapilan dua gonulden kopar..
MEVLANA
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Ah MEVLAM, Ah MEVLANAM
Ki naat
Der ki
Hak dost
Tam düşecekken
Zirvede bulursun kendini
Şeytana inat
Bu benim sevdam
Helaldir sana herşey
Hakettiğinde
Sevmeden yaşamansa haram
Gözleri yüzlerinde değil
Hüzün oturmuş yüzlerine
Bakışlarını anlamak
Mümkün değil
Sabrettiğimiz özgürlüğe
Esir ruhlular ehil değil
Ah mevlam ah mevlanam
Kahır anbarında darı olmak
Bile haram
Sevmeden yaşamayı oldum olası
anlamam
Sev ki var olsun
Sev ki yar olsun
Sev ki gönüller,diyar olsun
Sevgiden sevmeden başkası da
Olmaz olsun.
Vesselam
MUSTAFA NURİ İNANÇ
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- melami
- Yeni Üye
- Mesajlar: 9
- Kayıt: 09 Nis 2008, 02:00
Ben seninim, benim isteklerimi yerine getirmen, her hususda beni memnun etmen gerek. Çünkü bu şehirde herkes senden ve benden söz etmektedir. İster gönlünü katılaştır, bana sert davran, ister yumuşak ol, beni okşa. ne olursan ol, ne şekilde hareket edersen et ben senin o katı gönlünden el çekmem, çünkü seni seviyorum.
huuuuuuuuuuuu
huuuuuuuuuuuu
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Gel gönülden konuşalım!
Dostun nazargâhı olan gönülden. O gönül ki; dost onu sevdi, onu beğendi, onu yer bildi. Ona aşkı, ona sevgiyi öğretti. Aşkı bir gök gibi yaydı gönüllere. İşte, oradan sesleniyorum sana...
Gel gönülden konuşalım!
Sözlerin iflas ettiği yerde buluşalım. Sükûta boyansın her yer. Sükût boyasın her yeri. Yürekten selamlaşalım. Kapat gözlerini. Gözlerin kendiliğinden kapansın. Kalbinden kalbime, kalbimden- kalbine yollar açalım. Göz göze gelsin gönüllerimiz. Bütün âzâlarımız dil olsun. Sonra vedâlaşsın birbirleriyle. zâlarımızla vedalaşalım.
Gel gönülden konuşalım!
Sarmaş-dolaş olsun ruhlarımız. Kulaklardan dudaklardan gizlice buluşalım. Mesâfeler kalksın, ayrılıklar bitsin,acılar dinsin kucaklaşalım. Kanatlansın ruhlarımız ,ruhlarımız şâha kalksın. İçimizdeki aydınlığa koşalım.
Gel gönülden konuşalım!
huuuuuuuuuuuuuuuuu
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Gönül evi dostundur. Dostun evi gönüllerdir. Gel dost ile kalalım.
Gönül evi sonsuzdur. Dost aşkına sevelim. Dost aşkına yanalım.
Aşk gönül işidir. Gönüller bu yüzden aşkı iş edinir. Gel aşkı iş edinelim.
Aşksızlık gönüllerin ecelidir.Aşkla yanalım ikimiz.
Aşıklar yanar bilirsin. Aşkta dirilelim ikimiz. Aşıklar ölmez bilirsin.
Gel gönülden kavuşalım!
Gel gönülden konuşalım!
Gel, gel aramıza katıl;
biz Hakka gönül vermiş aşk insanlarıyız!
Gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver,
Giriver ve evimizde bizimle beraber otur...
Gel birbirimizle içten konuşalım,
Kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım...
Güller gibi dudaksız ve sessiz görüşelim,
Tıpkı düşünce gibi dudaksız, dilsiz görüşelim...
Mademki hepimiz biriz,
Birbirimize dilsiz, dudaksız gönülden seslenelim...
Madem ki ellerimiz kenetli,
Gel bu halden bahisler açalım.
El ayak gönül hareketlerini daha iyi anlar,
Öyle ise gel dilimizi tutalım,
Titreyen gönüllerimizle buluşalım
(Hz. Mevlana)
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
Kasırga, birçok ağaçları kökünden sökersede alçacık bir ota ihsanda bulunur.
O sert rüzgar, otun zayıflığına acır.
Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
Balta ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer. Fakat bir ota saldırmaz.
Neşter yaradan başka yere vurulmaz. Aleve odunun çokluğundan ne gam? Kasap koyun sürüsünden kaçar mı?
Bu rüzgarın hareketi onun manasından ( o suretle zahir olan manadan, Allah cc nun kudretindendir) değirmen çarkına benzer; çark, ırmak suyunun esiridir.
Bu nefesin alınıp verilmesi, girip çıkması da hevesli candan başka kimdendir? Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkar da bulunur). Gah o sözü barış sözü yapar, gah savaş sözü.
Mesneviden
Esselam
O sert rüzgar, otun zayıflığına acır.
Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
Balta ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer. Fakat bir ota saldırmaz.
Neşter yaradan başka yere vurulmaz. Aleve odunun çokluğundan ne gam? Kasap koyun sürüsünden kaçar mı?
Bu rüzgarın hareketi onun manasından ( o suretle zahir olan manadan, Allah cc nun kudretindendir) değirmen çarkına benzer; çark, ırmak suyunun esiridir.
Bu nefesin alınıp verilmesi, girip çıkması da hevesli candan başka kimdendir? Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkar da bulunur). Gah o sözü barış sözü yapar, gah savaş sözü.
Mesneviden
Esselam
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
- sdemir
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 487
- Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Her gün kalbe doğan fikir,
sabah vakti eve gelip ev sahibine tahakküm eden
yeni misafire teşbih ve temsildir ki,
konuğun nazına tahammül ile onu ağırlamanın faziletine dair...
Konuk evine her gün bir misafir geldiği gibi
Her an bir fikir de gönle gelir onun misafiri olur,
Sen o fikri bir misafir bil, çünkü insana fikri can gibidir.
Gam fikri, sevinç yolunu vurursa ,
o başka sevinçler
hazırlıyor demektir.
Yeni bir neşenin gelmesi için
evi başka
şeylerden temizliyordun.
Gönül
dalından sararmış yaprakları ayıklar.
Taze yaprakların yeşermesini sağlar.
Vuslat yolunda
yeni bir zevk bulmak için
eski sevinçleri kökünden çekip çıkarır.
Senin de gönlüne
kat kat belalar geldikçe
Onlara hep gülerek bak,
"Ya Rabbi,
beni,
belaların şerrinden emin eyle.
Mahrum kılma, ihsanlarda bulun"
"Ya Rabbi
beni,
belalara karşı inayetinle şükredici kıl.
Geçmiş şeylerin hasretiyle azap çektirme"
de.
O yüzü asık derdin içine itibar et.
O acılığı
şeker tatlılığında say.
BEKLEYİŞ
YEMEĞİNİN TADIYSA ZEHİR GİBİDİR
DAİMİ BİR ÖLÜM İÇİNDE İNLER DURURSUN.
ONU ASIL
BİLİP KUCAKLADA
BEKLEYİŞ BELASINDAN KURTUL...
(Mesneviden)
sabah vakti eve gelip ev sahibine tahakküm eden
yeni misafire teşbih ve temsildir ki,
konuğun nazına tahammül ile onu ağırlamanın faziletine dair...
Konuk evine her gün bir misafir geldiği gibi
Her an bir fikir de gönle gelir onun misafiri olur,
Sen o fikri bir misafir bil, çünkü insana fikri can gibidir.
Gam fikri, sevinç yolunu vurursa ,
o başka sevinçler
hazırlıyor demektir.
Yeni bir neşenin gelmesi için
evi başka
şeylerden temizliyordun.
Gönül
dalından sararmış yaprakları ayıklar.
Taze yaprakların yeşermesini sağlar.
Vuslat yolunda
yeni bir zevk bulmak için
eski sevinçleri kökünden çekip çıkarır.
Senin de gönlüne
kat kat belalar geldikçe
Onlara hep gülerek bak,
"Ya Rabbi,
beni,
belaların şerrinden emin eyle.
Mahrum kılma, ihsanlarda bulun"
"Ya Rabbi
beni,
belalara karşı inayetinle şükredici kıl.
Geçmiş şeylerin hasretiyle azap çektirme"
de.
O yüzü asık derdin içine itibar et.
O acılığı
şeker tatlılığında say.
BEKLEYİŞ
YEMEĞİNİN TADIYSA ZEHİR GİBİDİR
DAİMİ BİR ÖLÜM İÇİNDE İNLER DURURSUN.
ONU ASIL
BİLİP KUCAKLADA
BEKLEYİŞ BELASINDAN KURTUL...
(Mesneviden)
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Herkes gibi biz de gittik;
Susanların arasına girdik
Biz gittik,kalanlar sağ olsun;
doğan mutlaka ölür.
Gök kubbede oturanlar,
damdan düşmeyen bir taşı görmemişlerdir asla.
O kadar konuşmayın ,o kadar yorulmayın;
Şu yerin altında çırak ne olmuşsa,usta da olmuştur.
A güzel nazlanma !
Bu mezarda nice şirinler ,Ferhat gibi yok olmuş gitmiştir.
Direği yelden olan yapı ,ne kadar dayanabilir ki?
Kötüysek,kötülüğümüzle geçip gittik;
İyi idiysek anın bizi hayırla !
Zamanın tek eri bile olsa bile,
Tek tek gidenler gibi sende gidersin bir gün.
Yalnız kalmayı istemiyorsan,
hayırdan,iyilikten evladın olsun.
O gizlilik deminin bükülmüş ipliğidir kalan;
dünya ya direk olanların canıdır o.
O süzülmüş,seçilmiş aşk cevheri yok mu ;
ölümsüz olarak kalan,o dur ancak.
Şu akıp giden kum selinin ne durması vardır ne dinlenmesi;
bir şekil bozuldu mu ,başka bir şeklin temelini atarlar.
Bu kupkuru yerde Nuhun gemisine benziyorum ben;
tufan da vademin gelip çatması.
Nuhun gemisi de gayb aleminde ,
pusudaki dalgaları bekliyordu hani !
Susanların arasına girdik ,yattık uyuduk;
Çünkü sesimiz ,feryadımız haddi aşmıştı zaten.
Hz MEVLANA
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- hatve
- Yeni Üye
- Mesajlar: 16
- Kayıt: 17 May 2008, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Beni dinleyen her insan, benim neler dediğimi anlayamaz.
Benim feryadımı duyamaz.
Beni anlamak, beni duymak için ayrılık acısı çekmiş,
gönlü yaralanmış, içli bir insan isterim ki,
acılarımı, dertlerimi ona anlatayım.
Cömert insanın günahına takılıp kalmayınız.
Çünkü her ayağı kaydığında Allah cömert insanın elinden tutar,
düştüğü yerden kaldırır!
Allah için ateşe atılmak vardır.
Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır.
Çünkü ateş seni değil İbrahimleri tanır ve yakmaz
Benim akrabam eşim dostum âşıklardır, âşıklardan başka
akrabam da soyum sopum da yok!
Hz. Mevlâna
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Ne Olursan Ol
Paranı ver, gönlünü ver, canını ver
Ama SIRRINI VERME! ...
Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say
Ama YERİNDE SAYMA! ...
İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen
Ama KENDİNİ BEĞENME! ...
Emek ver, kulak ver, bilgi ver
Ama SAKIN BOŞ VERME! ...
Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle
Ama KİN BESLEME! ...
Davet et, hayret et, ülfet et, affet
Ama İHANET ETME! ...
Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku
Ama LANET OKUMA! ...
Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç
Ama GÜLÜP GEÇME! ...
Gönül al, dost al, yoldaş al
Ama BEDDUA ALMA! ...
Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş
Ama UŞAKLAŞMA! ...
Doğrul, sayrıl, evril, devril
Ama EĞRİLME! ...
Hislen, tasalan, seslen, uslan
Ama PASLANMA! ...
İtil, ütül, atıl, katıl
Ama SATILMA! ...
Mevlana Celaleddin Rumi
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]