YUNUS A.S- KISSASI -Bawa Muhyiddin (K.S)

Muhammed Rahim Bawa Muhyiddin (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

YUNUS A.S- KISSASI -Bawa Muhyiddin (K.S)

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
Kaynak: ASMA'UL- HUSNA, 1979 Bawa
Muhaiyaddeen Fellowship Press, 2002 print, s158-165

Yazar: M.R.Bawa MUHAIYADDEEN (K.S)
Çeviren:Barbaros SERT, Basildon-8 Ağustos 2008


YUNUS A.S'ın KISSASI

Bir zamanlar Yunus A.S, ALLAH'ın emirlerini tebliğ etmek üzere dünyaya gönderilmişti. Hiç kimse onu dinlemiyordu, ve kimse ona saygı göstermiyordu. Sonra o ALLAH'a yalvardı,

"Bu insanlar bana saygı göstermiyorlar, ne de SEN'in sözlerini dinliyorlar. Ya ALLAH! Lütfen durumlarını incele ve bu halkı ortadan kaldır. Bu ülke şer müptelası olmuş. "

Sonra, ALLAH , "Öyle mi? O zaman onlara tebliğ et Yunus!"

"Fakat, ben onlara tebliğ ettiğimde beni uzaklaştırıyorlar, Ya ALLAH!"

Sonra ALLAH dedi ki, " Öyle ise , senin ümmetin kimse onları al ve git. Orada seni dinleyen ve seni takip eden hiç kimse yok mu?"

Bir kişi bile yok, Ya ALLAH!"

"Peki. O zaman senin duanda dilekte bulunduğun gibi bu ülkeyi yok edeceğim"

"Ya ALLAH, bu yıkımı ne şekilde gerçekleştireceksin" diye sordu Yunus.

Ve ALLAH ,
"Gökler, yer yüzüne doğru ateş şeklinde inecekler. Bu ateş yer yüzü üzerine yuvarlanarak (dönerek) gelecek, ve her şey yok edilecek."

Ve hatta, Yunus ayakta , gök yüzünün ateş şeklinde dönerek aşağıya doğru gelmeye başladığını seyrediyordu.Yunus kendi hayatini kurtarmak için koşmaya başladı. Eşini ve iki çocuğunu kaptı ve kendi hayati için kaçmaya başladı. Onlara

"ALLAH buradaki her şeyi yok edecek. Hadi kaçalım" dedi.

Okyanusa doğru kaçtılar, fakat ilk önce orada geçmek zorunda oldukları bir dere vardı. Eşini ve bir çocuğunu kıyının bir yakasında bırakıp diğer çocuğunu taşıyarak karşıya doğru yüzdü. Ansızın bir timsah çocuğu elinden kapıp onu uzağa götürdü. Kıyıya doğru başını çevirdiğinde bir kaplanın eşi ve diğer çocuğunu götürdüğünü gördü. Eşini ve her iki çocuğunuda kaybetmişti!

Yunus tek başına devam etti , karşı kıyıya geçti, ve orada duran bir gemi gördü. Onlara kendisini gemiye alıp alamayacaklarını sordu. Gemi kaptanı kendi kendine

" Yaşını başını almış, yüzünde güzellik olan iyi birisi" diye düşündü. Normalde kargo ile yüklü olduğu ve hiç boşluk olmadığı için gemiye yolcu almazlardı, fakat yüzü nurla dolu güzel bir insan gibi göründüğü için, kaptan onun binmesine izin verdi. Sonra gemi denize açıldı.

Bir müddet sonra , gemi şiddetli şekilde sallanmaya ve devrilmeye başladı. Hayatları boyunca yaptıkları bütün yolculuklarda dahi hiç böyle bir şey görmemişlerdi ve kaptan düşünmeye başladı. Teknedeki bütün herkesin hayatı tehlikedeydi. Gemide ALLAH'a hıyanet eden birisi olmalı diye düşündü. Ve eğer bu kişiden kurtulabilirlerse bütün diğerleride kurtulabilirdi. Bu yüzden gemideki herkesin isimlerini kağıtlara yazdı ve kura çekti. İlk kura çektiklerinde Yunus'un ismi çıkmıştı. Sonra kaptan sordu ,


"Bu ismi taşıyan kim ? " dedi.

Yunus Nebi ,
"Bu benim ismim " dedi. Fakat kaptan sordu,
"Sen ALLAH'a hıyanette bulunacak birine benzemiyorsun. Bir hata olmalı. Bırak bir daha çekelim" dedi.

Fakat, tekrar Yunus'un ismi çekilmişti. Sonra kaptan
"Yine, ikinci niyet çekilişinde de Yunus'un ismi çıktı" dedi. Fakat kaptan bunu kabullenemedi. Dedi ki

"Bunda bir hata olmalı , bırakın üçüncü bir defa daha çekelim".

Bu sırada geminin başı ve arka tarafı şiddetli şekilde denize yunuslama vurmaktaydı. Üçüncü çekiliştede çıkan isim yine Yunus'tu. Sonra Yunus A.S öne çıktı ve

" Bu isim benim. ALLAH'a hıyanet eden benim. Ben ALLAH'a düşmanlık ettim, ve beni geminizde taşıdığınız müddetçe , bütün bu insanlar yaşamlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklar. Bu nedenle, lütfen beni okyanusa atın."

Fakat kaptan dedi ki, "Seni okyanusa fırlatamayız. Sen ALLAH'a hıyanet edecek birine benzemiyorsun. Bırak bir dördüncü kez daha deneyelim."

Hatta bu seferde yine gelen isim Yunus idi.

Bu yüzden, Yunus koştu ve gemiden atladı. Suya düşer düşmez bir balina tarafından yutuldu. Bu balinanın karnında 40 gün kaldı, ve bu süre boyunca hazımsızlıktan dolayı balinanın karnı ağrıdı. Oraya buraya büyük bir rahatsızlık içinde yüzmekteydi. Sonunda kusmaya çalıştı ve kustu, ve Yunus karaya atıldı. Orada kurak bir çöl buldu, ve tek gördüğü şey bir kabak asması ve bir geyik idi. Tek gölgeyi bu asma sağlamıştı. Güneş çok sıcaktı. Yunus tırmanan asmanın dar gölgesinde oturur ve geyik ona gelir ve geyikten süt sağardı. Bazen bir parça ekmek belirirdi ve nereden geldiğini bilmez bir şekilde onu yerdi.

Aylar geçti. Sonra ALLAH'tan ses geldi.
"Ya Yunus! Şimdi senin güzel bir evin var. Süt ve ekmeğin var ve mutlu bir şekilde yaşıyorsun. Seni buraya göndermemin sebebi bu mu? Rahatlık içinde yaşıyasın diyemi? Geri dön!"

Fakat Yunus , "Ya ALLAH, beni geri götürecek bir taşıt yok. Oraya nasıl geri dönebilirim?"

Fakat bir kez daha ALLAH " Git !" dedi.

Bu yüzden Yunus gitti, ve kıyıda aynı gemiyi buldu ve bu gemi onu daha önceden bindiği yere geri bıraktı. Gemiden indi ve iki çocuğu ile eşini ayni ağacın altında dururlarken gördü. Orda şimdi dere yoktu. Sonra gidip eşine sordu,
"bütün bu zaman zarfında burada hep böylemi duruyordun sen? Timsah çocukların birini götürmedimi? Siz kaplan tarafından götürülmedinizmi?"

Fakat eşi cevapladı, " Hiç bir şey olmadı bize. Biz bu süre zarfında hep böyle burada duruyorduk."

"Öylemi" diye sordu Yunus.

"ALLAH bana geri dönmemi emretti. Hadi gidelim" dedi.

Şehre döndüklerinde bütün insanların kendisine doğru geldiklerini ve onu peygamber diye övdüklerini gördü. Geldiler ve
"Biz seni kabul ediyoruz Ya Yunus ! Ey ALLAH'ım bizi yok etme. Biz Yunus'u kabul ediyoruz " diye bağırıyorlardı. Hepsi onun ayaklarına kapandılar ve af dilediler.

Sonra onlara sordu ,
" Siz nasıl oldu da ölmediniz? Ateşten nasıl kaçtınız? Ne oldu?"

"Sen gider gitmez, gökyüzü dönerek aşağıya indi ve herşey alev aldı. Sonra ALLAH'ın sesi geldi, 'Siz Benim peygamberimi kabul etmediniz, ve bu nedenle ateşe av olun şimdi' Biz ağladık, 'Ey ALLAH'ım , kabul ediyoruz! BİZ SEN'i ve PEYGAMBERini kabul ediyoruz. Lütfen kurtar BİZi'. Ve ALLAH 'Peki . O zaman onu kabul edin( Peygambere Teslimiyet), emirlerimi kabul edin(EMRULLAH'a Teslimiyet) ve size dediği şeyleri dinleyin(Peygambere itaat). Sizi BEN yarattım, sizi koruyan ve size rızık veren BENİM.' Sonra biz dedik ki , 'BİZ ALLAH'ı kabul ettik ve BİZ bunun yanında seni de kabul ettik EY Peygamber!' Derhal ateş yükseldi ve gök yüzüne geri döndü."

Sonra Yunus mutlu bir şekilde "Öylemi ? " dedi ve onlara Kelimeyi(ŞEHADET) talim ettirdi.

Ve ALLAH'ın sesi tekrar geldi,
"Ya Yunus! Seni peygamber olarak göndermemin sebebi, bütün bu insanları ölürken bırakıp, sadece çocuklarını ve eşini koruyasın diye değildi. Eşini ve çocuklarını güvene almak için öyle titizdin ki. Sen peygambersin, ve bütün bu çocuklar senin. Bunu anlamadınmı? Onların hepsi senin çocukların , senin takipçilerin ve senin kardeşlerin. Fakat sen BEN den bütün bu insanları yok etmemi istedin ve yalnız eşini ve çocuklarını korudun. Ve gördünmü ne oldu! "

Ve ALLAH , "Bu doğru yol değil. O SENin sözün ve ayırımcılığındır ki o senin imanını etkiledi. Sende ayrımcılık ve farklılıklar olduğu müddetçe, seni kabul edemezler. Sadece bu ayırımcılık ve kayırma senden ayrıldığı zaman, seni kabul edeceklerdir. Sende bir bağ olduğu müddetçe, hakikat seni kabul etmeyecektir, ve adalet seni kabul etmeyecektir. Bunu anla. Peki , şimdi ne kadar süre uzaktaydın(ne kadar süre geçti farkındamısın)?"
Yunus tahmin etti, "40 gün balinanın karnında , yaklaşık 6 ay bir çöl adasında, ve geriye yolculuk ise yaklaşık yedi buçuk aydı!"

Fakat ALLAH , "Bunların hepsi sadece 15 saniye sürdü! Senin gemiye gidişin, balina karnındaki seyahatin, her şey sadece 15 saniye sürdü. Bu 15 saniyede
kendinden bezdirilip oraya buraya sürüldün. İste o, bu senin aklında bulunan gezintiler(dolanmalar, şaşkınlıklar)dir. Sen BENİM emirlerimi almana karşılık, böyle kendinde o kadar fazla dolanmalar var iken, onların seni kabul etmelerini nasıl umarsın? Sen çok fazla hürriyete sahipsin, ve buna rağmen kendinde bencilliği barındırdın. Bu yüzden sen BENİM emirlerime ilk ihanet eden oldun. ALLAH'ın emirlerini yerine getirmeyen ilk hain sensin ve bu yüzden hiç kimse seni kabul etmezdi. Öyle degilmi? 15 saniye içinde sana öyle şeyler olduki. Fakat onlar BENİ iki saniyede kabul ettiler.

BEN hiç kimseye karşı değilim. BEN hilkatimin hiç birisine düşman değilim. BENİM ruhum onların her birinde, ve onların ruhlarıda BENde. BEN baktığım zaman TEK BİR görüyorum. İKİ görmüyorum. Fakat sen ÜÇ görüyorsun. Fark bu işte.

Şu andan itibaren, İman’ın ağırlığını ve değerini anla. Kelime'nin kılıfının ne olduğunu anla. ALLAH'ın emirlerini anla, ve bunları kabul ettiğin zaman, İman’a olan başlangıcı(mukaddemeyi, önsözü, giriş kelimesini) anla . İman’a olan ön söz, ALLAH'a olan şeksiz şüphesiz en ufacık bile şüphe olmayan mutlak kabul(teslimiyeti) içerir ! Daha sonra , İslam’a(mutlak saflık haline) olan ön sözü anlamalısın. Bu ön söz SABIR, ALLAH'a HAMD ve ŞÜKÜR ve TEVEKKÜL'dür ve ELHAMDÜLİLLAH halidir. Islamın ön sözü bu dur. Eğer bu haller sende olsaydı, seni herkes kabul ederdi. Fakat sen bunlara sahip değildin, ve bu nedenle bu hale düştün.

Bu nedenle, Ey Yunus, bundan sonra Emirlerimi doğru bir şekilde yerine getir ve onlara, halkına tebliğ et. BENİ bilmelisin. BENİM cömert bakışımı , BENİM niteliklerimi , ve BENİM faaliyetlerimi görmelisin, ve bunlar senin halkın tarafından anlaşılmalı. Sadece böyle bir kişi Benim Nebim yahut RESULÜM olarak adlandırılabilir. Onların seni ve BENİ kabul etmelerine sebep olan şeyler, işte bu nitelikler ve fiillerdir. Bunu anla."
Resim
Kullanıcı avatarı
Hilmi
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 95
Kayıt: 07 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen Hilmi »

Çok güzel bir çeviri eline sağlık barbaros.
Kullanıcı avatarı
MBurak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 415
Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen MBurak »

ALLAH(c.c) razı OLSUN, EFENDİMİZ(s.av) hoşnut olsun, Bawa Muhyiddin (K.S)'nin sırrı aziz olsun...
Emeğine, Canına sağlık Barbaros Abi
SELAM BİZ diyebilenlere OLSUN
Cevapla

“►Bawa Muhyiddin◄” sayfasına dön