Keşke

Cevapla
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Keşke

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Resim

Geçenlerde bir radyo programı dinliyordum. İnsanlara “keşke” lerini soruyordu. Keşke ile başlayan cümleler istiyordu. Herkesin o kadar çok “keşke”si vardı ki… Evli olduğu için keşke diyen, tayini çıktığı için keşke diyen, Fatih Sultan Mehmet köprüsü yerine Boğaziçi köprüsünü kullandığı için keşke diyen, uzar gider… Kendi kendime sordum “senin keşke dediğin bir şey var mı” diye. Düşündüm, düşündüm. Bu yaşıma kadar çok yanlışlar yaptığımı ve her pişmanlığımdan sonra “keşke” dediğimi biliyordum. Ama şu an için bir “keşke”m yoktu. Benim cevabım, “keşke, keşke demeseydim” olurdu sanırım diye karar verdim. Çünkü insan kaderince yaşar. Biliriz ki o an için yaşadığımız bizim için hayrolandır. ‘Keşke’ lerle pişmanlıklar çekeceğimize, olana razı olmak en iyi ruh hali gibi geliyor bana. Yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın bir aşaması, İlahi nizamın bir parçası değil mi?
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: Keşke

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Tamerşah Tarık canım, güzel bir tesbit yapmışsınız hamdolsun. Sözleriniz bana Hz.Rumi (k.s)'nin bir sözünü hatırlatt. Aynı konuda olmasa da paralelinde bir söz:

"Ey geçmiş günahlarına tövbe etmeye kalkışan kişi, sen, şu tövbe etmekten ne vakit tövbe edeceksin? Onu söyle!. "

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: Keşke

Mesaj gönderen der-ya »

~ KÜLÜ VARSA ~

Ateş vardı – dumanı vardı

Âşığa armağan aşkı Mevlâ’nın
Sorulmaz sebebi sırr-ı sevdânın
Bulmasa seherde izin LEYLA’nın
MECNUN dolaşmazdı gönül çölünde…



Mecnun mesttir, Leylâ muhabbet sazı
TÂHİR’in niyazı ZÜHRE’nin nazı
“ŞAH SENEM Türküsü” GARİB avazı
ASLI HAN ahı var KEREM külünde…



Gönlümüze giren aklımız çelen
Şol “ŞUH – ŞAH” dilberin derdiyle gelen
FERHAD bülbül; aşk diliyle dağ delen
ŞİRİN güler yüzdür gonca gülünde…



“Daima zikretmek” Yârini “zikir”
Şikâyetin Yâre - eylemek şükür
Ağarır karbeyaz bâtını fikir
Cefâlar çekeriz çile çölünde…



Dilim dilip edip; “dil” in dilmezler
Gönül ekranının tozun silmezler
Tutmasınlar “taş” a, aşkı bilmezler
Ne isek öyleyiz “YÂR”in yolunda…



Ar eyleme ÂRİF aşk; âşık “İZ” e
Bin yankı buluruz “BİR” sesimize
Sarı Yıldız titrer göz kırpar BİZe
Buluruz kokusun seher yelinde…



“ESSELÂ!...” âşıklar aşka ünlüyor
Dörd âlemin dört kulağı dinliyor
Âyet – hikmet – kudret - vahdet inliyor
Sefil sazın sırr saklamaz telinde…



Ayırdı hâlimden “sevgilim” oldu
Gönlümü boşalttı aşkıyla doldu
Sırr idi sevgimiz ey âşık n'oldu
Şâyâ oldu aşkımız agyâr dilinde…



Gördük güzelliğin hayrette kaldık
Desturun diledik divana daldık
Derimiz yüzdürdük, serimiz saldık
Can derdine düşdük sevdâ selinde…



Derdi hoş divânem istemez tabib
Ehl-i Beyt’e vurgun RESÛL’e Habib
Gönlünde Yâriyle “İhvâni GARİB”
Çalar sazımızı gurbet elinde…

Kulihvani

11.12.1988 15:45

Şâyâ : Açıklanan sırr.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: Keşke

Mesaj gönderen simurg »

"Erma Bombeck Kanserden Ölmeden hemen önce şunları yazmış...

Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer,
şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda ona engel olmazdım..
Yerler leke olacak diye korkmazdım..
Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım..
Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim..
Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine,
hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim..
Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim..
Onlara daha çok "seni seviyorum", ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..

Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için Allah'a şükredin..
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.. Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz!.."
.. Alıntıdır..


Bu yazıyı az önce okudum.
Bütün beynim ağrımaya başladı ve
kalbimde daha büyük pişmanlıklar hissetmeye başladım

Hayatı nasılda kendi ellerimizle zorlaştırdığımızı düşündüm,
ve yazdıklarımızı yaşamanın,
yazmaktan çok daha önemli ve öncelikli olduğunu anlamaya başladım sanırım.
Anlamak ise hayatı daha güzel bir hale dönüştürmeye tek başına yetmeyecek gibi.

Biz yaşatılıyoruz ve yaşatıldığımızın sonucunda ise, YAŞATAN VE YARATAN Rabbimize mes'ulüz.
aslında en önce ve evvelinde kendimize karşı sorumluyuz.
Rabbimiz "ölmeden evvel ölmemizi istiyor" u yanlış anlayıp,
dünyadan şikayetvâri bir uzaklaşma ile el ayaklarımızı çekmek
açık ifade ile "kaçmak!"

bunun ise, yapılabilecek en makul seçeneğimiz olduğunu düşünsek bile,
kendimize verebileceğimiz en büyük cezâ olduğunu çoğu zaman farkedemiyoruz bile.

"keşke!" demek istemiyorsak eğer,
en başta güçlü durarak hayata yenilmemek gerekiyor belki de,
belki de bütün bu sözlerimin hiç manası yoktur.
herşeyi olduğu gibi kabullenebilmek ve
her şart ve koşul karşısında bile tükenmemek esas mârifettir.

Düşündürme yolu ile görüşümüzü berraklaştırma gayret ve emekleri için bütün kardeşlerime çok teşekkür ederim.

Allah daimen razı yaşatsın inşaallah hepimizi! BİZ-i!...



ResimErma Louise Bombeck
(21 Şubat 1927 – 22 Nisan 1996)
Amerikalı bir mizahçıdır. 1960’lardan 1990’a kadar varoşlardaki ev hayatını tanımlayan gazete sütunlarıyla halk içinde müthiş popüler olmuştur.Bombeck bunun yanında çoğu eniyi satanlar listesine giren 15 kitap yazmıştır.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: Keşke

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim"keşke"

Beni bu günlere getiren hiçbir şeye "keşke" demiyorum.
Eğer halime merhamet edip, işlediğim günahlarla kendimi ne hallere düşürdüğüme bakıp,
beni benden çok kayıran Mevlâmın, ilgi ve alakasını çekmişsem "keşke " demiyorum.
O'nun Tevvab Esmasına mazhar olmuşsam ve bir daha tövbe ettirdiği günaha dönmeme engel olmuşsa,
"keşke" demiyorum.
Mecnun -Leylâ masalındaki gibi, yaşayamadığım, vuslatlar, beni O'nun aşkına düşürmüşse, "keşke" demiyorum.
Gökten yağdırıp, yerde dağıttıran O olduktan sonra, yığamadığım, mallara altın ve gümüşe "keşke" demiyorum
Yoktan yaratıp gönderdiği, önce sevdirip, koklattığı gülü geri alıp, yerine daha cennet kokulu güller verene asla "keşke" demiyorum.
Aslında, olanda bitende kendime ait hiçbir tasarruf göremediğimden, "Külli Şey'in Kadir" , " Mâlikü'l- Mülk" , "Hayyum ve Kayyum" ,
Bana benden daha yakın olan, O olduğunu kavradığım andan itibaren, "keşke" diyemiyorum.
Kader hükmünü icra etmiş, olan olmuş yaşanmışsa, Allahım yüce Mevlâm da buna onay vermiştir ki, sırf bu yüzden de "keşke" diyemiyorum.
Bazen "Allah cc işini çok iyi biliyor". derim..
Ne yapmışsa yerli yerinde...
Şu benim nefsime, fırsat verseydi onunla asla başedilimezdi" diye hayıflanır dururum.
Bazen çok kibirli, ukelâ insanlar görürüm: "Ne iyi etmiş de mevlâm buna birde makam mevki, ve zenginlik vermemiş, asla zalimliği ile baş edilemezdi" diye düşünüyorum.

Kısacası, dostlar, Allahcc neyi bize eksik vermiş se (bu bize göre öyledir), aslında tamamen doğrusu Rabbimin takdiri gibidir.
"Der" ve asla "keşke" ile dertlenmem.
Bilirim ki, her şey yerli yerinde, en uygun ve bizim için en hayrlı olacak şekilde zuhur etmiştir.
Yani, netice olarak, bu günden razı olan dün için asla "KEŞKE" DEMEMELİ....
NASIL OLSA ÂLEMİ BİZ İDARE ETMİYORUZ.
Hangi taşı, hangi kiremiti en uygun şekilde nasıl ve nereye koyacağını, inşayı yapan USTA en iyi bilir.
Bir taştan bir kiremitten daha fazla hükmüm mü var ki şu yalan dünyada?**

"KEŞKE" "DEMEK BİR ŞEKİDE, "ALLAHIN KADERİNİ TENKİT ETMEK TİR.
ÜSTAD SAİD NURSİ derki: "KADERİ TENKİT EDEN BAŞINI ÖRSE VURUR"

MuhaMMedi Sevgilerimle, CAN Dostlar!..
....
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: Keşke

Mesaj gönderen simurg »

Nerede bir "keşke" var ise,
orada muhakkak eksik olan bir şey var
ve bir şeyin eksikliği hissedilmekte ise o zaman "keşkeler" var olmakta sanırım.

düşündükçe geldiğim bu noktada,
B'ism'illah'ir'rahman'ir'rahim mührü tam ve tüm hale gelemediği her yerde
hep bir eksiklik var,
ve o eksiklik ise "pişmanlık" ve "keşke" lere sebep olmakta.

Bir bebeğin dünyaya gelmesi için anne ve baba gerekli olduğu gibi,

her OL-AN'ın olması için verilen "KÛN" emrine vurulan mühür
B'ism'illah'ir'rahman'ir'rahim

Besmele tamam olmadan, hiç bir şey tamm ve tümm olamamakta.
Ve insanoğlunun "keşke"leri de bitmemekte bu sebeple.
Resim
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön