BİZ BİR miyiz !

Cevapla
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen halimkok »

Resim

Duygular anlatılamaz…

Bir insan;

- Üzgünüm… Der… Veya
- Mutluyum… Der…

Biz de sorarız;

- Neden üzgünsün? Ya da
- Neden mutlusun?

Sonuçta duyguları değil… O duyguya neden olan hal ve olayları bilmiş oluruz…

Üzgün olmanın ne demek olduğunu biz üzüldüğümüz zamanki hissettiklerimiz ile
anladığımıza inanırız… Ya da diğer duyguları…
O zaman karşıdaki insanın neler hissettiğine dair bilgimiz olur kendimizce…

Bildiğimiz kendi üzüntümüz veya mutluluğumuzdur…
Karşıdaki insanın duygusunu asla bilemeyiz.

Durum böyle olunca aslında her insan içimizde bizim duygu tanımlarımız ile tanımlanmış demektir…

Bir insana;
- Seni seviyorum… Deriz…

Sanırız ki SEVGİ o kimsede de aynı bizdeki gibidir…
Hakikatte ise öyle değildir…
Çünkü tıpkı parmak izlerimiz gibi… Gözbebeklerimiz gibi…
Kaderlerimiz de asla birbirine tıpa tıp benzemez…
Aynı ana-babadan, aynı koşullarda doğan aynı kişi değiliz ki…

Öyleyse Âlem’ de ne kadar da yalnızız aslında…
BİR başımızayız…

Zaten konuşmayı da aynı şekilde öğrenmiyoruz ki…
Bir çiçeği kopardığı için bir tokat yiyen çocukla…
Annesinin-babasının sevgi dolu sesi ile
- Bak yavrum bu güldür…
Şeklinde duyarak öğrenen iki çocuğun çiçeğe bakışı aynı olabilir mi!

Arkadaşlığı dostluğu;
Sevgi, saygı paylaşım, fedakârlık vb. olumlu duygular çerçevesinde öğrenen kimse ile…
Bir çıkar ilişkisi ile dostluk arkadaşlık kuran kimse;
“Dost” dendiğinde aynı şeyi mi anlar… Birinin aklında gönlünde nasıl bir duygu tanımı vardır… Diğerinde nasıldır bu…

Daha birçok örnek verilebilinir…
Hemen her konuda diğer insanlarla iletişimimizde aynı durum söz konusudur…
“ Bu kömürdür…” dendiğinde artık her kömür sesini duyuşumuzda içimizde o şekil
Canlanır ve kömür denilince ne dendiğini bildiğimizi sanırız…

Ama ” Bu kömürdür…” diyen kimse hepimiz için farklı farklıdır…
Ve onu duyduğumuz andaki hallerimiz duygularımız farklı farklıdır…
Onu söyleyen kimseler de her zaman aynı haleti ruhiye içinde değildir…

O zaman hepimiz kömürü bilsek dahi…
Kömür dendiğinde içimizdeki duygu hali hepimiz için aynı değildir…

- E tamam… Sonuç ne peki?
Denilebilinir belki…

Sonuç benim için ne ise sizin için de aynı değildir…

Öyleyse asıl sonuç şudur; Birbirimizi daha iyi anlamalıyız…

- Falan kimseye şöyle dedim bana kızdı…

Kızabilir… Çünkü dediğin şey sence iyidir, güzeldir ve sana göre kızacak bir şey yoktur…
Ama o kimse sana kızdı diye sen de ona kızarak araya iyice erişilmez engeller koyma…
Dediğin şeyin onu niye kızdırdığını anlamaya çalış…
Çünkü o seninle aynı hayatı yaşamadı…

Muhammed Mustafa Sav. Dediğimizde Ebu Cehil’ in gönlünde çirkin bir adam canlanır…
Sahabenin gönlünde ise nasıl güzeller güzeli olduğunu ancak onlar bilir…

Bir başkası O’ nu senin kadar sevmiyor diye hemen o kimseyi kötü belleme…
Sen iyiysen onun da iyi görmesi için uğraş… Ki senin gördüğün güzelliği görmekten mahrum olduğu için o kimseye acı, merhamet et…

Allah cc. dediğimizde…
O ZAT’ ı ile mutlak bilinemez olan Yüce Yaratıcı; Buyurur ki;
“ Ben kulumun zannı üzereyim… Beni nasıl düşünürse ona öyle muamele ederim…"

Öyleyse O Allah (cc) iken… Kulunun zannına kıymet veriyorsa…
Sen de hiçbir kulun zannını küçümseme…
Ki kulun bilebildiği ancak Allah’ ın bildirdiği kadardır…

BİZ BİR-iz diyoruz… Bunu neden yaşayamadığımızı anlamaya çalışıyordum…
Gönlüme bunlar düştü…
Bilemem ki bunlar sizin gönlünüze nasıl düşer… Nasıl anlam bulurlar…

HÂLimce…
30.06.2010 – 22:23
Muhammedi Muhabbetlerimle…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen MINA »

Bazı kimseler vardır ki, her an için saygı dolu, edep ve incelik dolu, son derece dikkâtli ve uyanık bir ruh hâli içinde, İslâm edebine, inceliğine, Peygamber ahlâkına uyan davranışlar içinde....

ÖZümüz, EY GÜZELLL RABBİMİZ!...
Böylesi kimselerle BİZ'i BİR eyle...


Sübhansın Allahım!


Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen Gul »

Sevgili Halim Can,
Bu sabah "BİZ BİR miyiz!" diye açtığınız başlığı düşünürken bir soru geldi aklıma. Soruda şu idi: "BİZ BİR İZ MİYİZ?"..


Resim

SeS-siz HaRF Soluk Nefes-sİZ
cAN Kuşu, KâBe Kafes-sİZ
ABD-in Mi’racı RABB-ına
AKRABA SıRRı
BİZ-BİR-İZ …


Resim

ZEVK 4157

“Ben-Sen-O” OL-muş KeSReT-i.. rAHMET-i AHMED-de BİZ-İZ!
TeSLiMiyyeT – İSTiKâMeT!.. vAHDET-i AHAD-de BİZ-İZ!
OL!sun! – OL-masın!” ı Bırak!.. “OL!-AN” Hükm-ü HAKK-tır!.. Hak BaK!
DeRYÂ-da DAMLA İÇ-DIŞ-sız!.. DAMLA-da DeRYÂ!..
BİZ-BİR-İZ!..

kul ihvanî
02.07.10 17:29
a k s a r a y
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen halimkok »

Değerli Gül Can...

Biliyorsunuz tefekkür Allah cc. için makbul bir ibadettir.

Bir saatlik tefekkür ... yıllık ibadetten makbuldür.
Arifin bir saatlik uykusu cahilin seksen yıllık ibadetinden makbuldür.


Buradan hareketle aklımız gönlümüz elverdiğince... Kaderimizce ve kadarımızca düşünüyor ve anlamaya çalışıyoruz.
Elbetteki hüküm vermiyoruz. Hakim-i Mutlak Allah' tır cc. Hüküm O' nundur.
Ve O' nu en iyi bilen, en güzel bilen... İki yay mesafesince yaklaşan Sav Efendimiz dahi;
"Biz seni layıkıyla bilemedik" buyurmakta.
Ve o eşsiz makamına rağmen ;" Allahım ilmimi arttır" diye dua etmesi emredilmekte.

Ayrıca BİZ-ZAT Allah cc. Kelam-ı Kuran' da beyan etmektedir ki;


مَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِه اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِىٌّ عَزيزٌ
Ma kaderullahe hakka kadrih, innellahe le kavviyyun azîz.
Allahın kadrini gereği gibi takdir edemediler, hakıkat Allah, yegâne kaviy, yegâne azîzdir
Hac Suresi 74.Ayet


Bunu bilince elbetteki "Bu budur" demek bizim yapabileceğimiz bir iş değildir.

Biz ancak düşünür ve anlamaya çalışırız. Kabımız ölçüsünde...
Bunu da severiz Allah cc için.
Ve sevdiklerimizden de Allah cc. için infak ederken Resulullah Sav Efendimiz adına, hesabına hizmet edebilme niyetindeyizdir.

BİZ BİR miyiz ! başlıklı yazıya dair ne bir taslak çalışmam vardı ve ne de klavye başına geçip te yazmaya başlayıncaya kadar
aklımda bir düşünce vardı. Yirmi dakika gibi bir sürede yazıldı ve olduğu gibi aktarıldı.

Benim yazdığım hemen tüm yazı ve şiirler de böyledir.

Bunu niye belirtiyorum; Ola ki yazdıklarımı okuyanlar olursa hakkımda yanlış bir zanna kapılmasınlar ve doğrusunu bilsinler.

Çünkü ben yazarken insanlarala bir şey öğretmek maksadıyla yazmıyorum.
Gönlümü, halimi ortaya koyuyorum o an ki haliyle... Unutmadan kayıt altına alıyorum. Kendimi öğrenmek için.

Böyle yapmamın benim için doğru olduğuna inanıyorum.
Çünkü sonradan görüyorum ki o an plansız proğramsız düşünmeden yazdığım satırlarda
aradığım bir çok cevaplarım varmış.

BİZ BİR miyiz!

halimkok yazdı:Öyleyse Âlem’ de ne kadar da yalnızız aslında…
BİR başımızayız…
Evet BİZ BİR-İZ...

Peki
BİZ BİR İZ miyiz !

halimkok yazdı:Eğer ki görmek için göze, duymak için kulağa mecbur ve muhtaç isek…
Ve diğerlerine…
Bir an için bu beş duyumuzdan mahrum kalmış olsak…
Bilinmez bir karanlıkta kalıveririz de geriye yalnızca düşünce kalır…

Mevlanâ Celâleddinî Rumî’ nin dediği gibi;
Sen bir düşünceden ibaretsin… Gerisi et kemik…”
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... =10&t=7766

BİZ BİR DÜŞÜNCE' den ibaretiz... Ve DÜŞÜNCE AKIL' da GÖNÜL' deki BİR İZ' den başka değildir...
Gözümüzden giren ışık dalgasının ( belli bir boyutu yalnızca) beynimizde görüntüye çevrilmekte...
Yine aynı şekilde Kulağımızdan giren ses dalgaları da beynimizde sese dönüştürülmekte...

Kokular,tadlar,dokunuşlar hep aynı şekilde beymizin verileri bizim için...
Dolayısıyla BİZ' e dair herşey BİR TEK BİZ' dedir...
Ve GÖNÜL AYNAmızdaki İZ' lerdir...


Yüreğinize sağlık Değerli Gül Can...
Teşekkür ederim gönlünüzü paylaştığınız için.

Muhammedi Muhabbetlerimle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen halimkok »

Resim

Bilmediğim SÖZ-ler LÂzım,
İÇ' imi AN-latmam İÇ' in.
nASIL AN-LÂ-tayım SANA
İÇ' i HEP-miş DIŞ' ı HİÇ' in

HÂLimce...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen habibi »

Resim

Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka..
Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen,
köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir,
onları deniz harekete getirir..
Fakat sen ne şaşılacak şey, köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun..!
(Mesnevi III, 1270)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen MINA »

İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.

Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; 'Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi...'

Berber çocuğa seslenir: 'Ali, buraya gel!' Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, 'bak şimdi' diye fısıldar ve bir elinde 5 liralık, diğer elinde 50 liralık bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: 'Hangisini istiyorsan alabilirsin? '

Çocuk dalgın dalgın bir 5 liraya bir de 50 liraya bakar ve sonunda 5 liralık banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber işadamına döner ve gülerek: 'Gördün mü? Sana söylemiştim.' der.

Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden 50 liralık değil de, 5 liralık banknotu aldığını sorar.

Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir: ' Eğer 50 liralığı alırsam oyun biter!'


*

Bu kıssadan ANladığım...

Dünya hayatı ancak bir oyundan, eğlenceden, gelip geçici bir süsten, aranızda bir övünmeden ibarettir.” (Hadid Sûresi: 20)

daha bitmediğine göre...herşey yerli yerinde...DENGEde..


Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen halimkok »

Tavşanın Hilesi

Bir zamanlar balta girmemiş bir ormanda, pençeleri güçlü, sesi gür, görüntüsü dehşetli bir aslan vardı. Ormandaki bütün hayvanlar, bu aslanın karnını doyurmak için avlanmasından yılmışlardı. Her gün aralarından biri eksildiğinden dolayı,bugün acaba sıra bende mi korkusundan titrer olmuşlardı.

Günün birinde hayvanlar, bu korkuya yeter demek için, ormanın güzel bir vadisinde toplandılar. Aralarında aslanla başa çıkabilecek hiçbir hayvan olmadığı için, en doğru çözümün, her
gün aslana içlerinden birini yemek olarak sunmak olduğuna karar verdiler. Her gün kura çekilecek, kurada çıkan hayvan kendi isteği ile gidip aslana yem olacaktı. Böylece diğer hayvanlar, ormanda korkusuzca dolaşabilecekti. Aslanın huzuruna gidip tekliflerini açıkladılar. Aslan, ''Hile yapmayacağınıza, sözünüzde duracağınıza inansam, güzel bir teklif. Fakat ben şundan bundan çok hile gördüğümden, ağzım yandı. Onun için size güvenmiyorum. Avlanmaya devam edip rızkımı kendim arayacağım'' dedi. Orman sakinleri, aslana tevekkül etmesini, tevekkülle rızkının çalışmadan geleceğini, av peşinde koşmasına gerek olmadığını söylediler.

Aslan, ''Yaşamak için çalışmalı ve rızkımızın peşinde koşmalıyız. Bizleri ve bu dünyayı yaratanın önümüze koyduğu merdivenden çıkmak gerekir. Kural budur. Hayatta kalmak için çalışmak esastır'' diyerek teklife sıcak bakmadı. Orman sakinleri, bin bir örnekler vererek tevekkül etmenin yeterli olduğunu, Allah'ın yarattığı canlıyı aç bırakmayacağını anlatıp aslanı ikna ettiler. Aslanla aralarında bir anlaşma yaparak dağıldılar. Ormandaki hayvanlar anlaşmaya uydular. Her gün aslanın
yemeğini ayağına kadar götürdüler. Bu şekilde günler geçti.

Bir gün kura tavşana çıktı. Tavşan yan çizip başkaldırdı ve,

''Bu zulüm ne zamana kadar sürecek? Birinin çıkıp buna engel olması gerekir'' dedi.

Diğer hayvanlar, ''Böyle yapma. Bugüne kadar herkes uyum içerisinde davrandı. Hepimiz ormanda rahat
dolaşır olduk. Verdiğimiz sözün, ettiğimiz yeminin gereğini yapmak zorundasın'' dediler.

Bunun üzerine tavşan arkadaşlarından süre istedi. Bu belâdan tamamen kurtulmanın bir çaresine bakacağını bildirdi.
Düşüncesinin ne olduğunu soranlara sırrını açıklamayacağını belirtti. Aslan geciken yemeğini beklerken, bir yandan da öfkesinden pençesiyle yeri kazıyordu. Tavşanın yavaş yavaş geldiğini görünce, kükreyerek bağırdı:

''Ey aptal hayvan! Beni bekletmekten korkmuyor musun? Neredesin? Niye salınarak gelirsin?''

Tavşan, ''Aman efendim, lutfedip bağışlarsanız gecikmemin sebebini açıklayayım'' dedi.

Aslan, ''Ahmağın özrü kabahatinden büyük olur. İyiliği de lâyık olunca yaparım'' dedi.

Tavşan, ''Her ne kadar lutfunuza lâyık değilsem de söyleyeceklerim sizin için çok önemlidir''
diyerek anlatmaya başladı:

''Efendim, sabahın kuşluk vaktinde, daha semiz bir tavşan arkadaşımla birlikte size gelmek üzere yola çıktık. Yolda önümüze bir başka aslan çıktı. Bizi öldürüp yemek istedi. Kendisine, .Biz bu ormanın padişahının yiyeceğiyiz, ona gidiyoruz, bizi geciktirme' dediysek de laf anlatamadık. .Sizin padişahınız da kim oluyor? Benim yanımda onun adını nasıl ağzınıza alırsınız? Sizi de padişahınızı da parça parça ederim' dedi. Bunun üzerine ben kendisinden size haber vermek için izin istedim. Karşımıza çıkan aslan da, .Arkadaşını bana rehin bırakırsan olur' dedi. Ona çok yalvardım, ancak fayda etmedi. Arkadaşımı rehin olarak bıraktı. Beni de size gönderdi. Ya bu korkusuz aslanı yolumuzdan çekiniz ya da bundan sonra size gönderilecek yemekten ümidinizi kesiniz.''

Aslan, ''Çabuk düş önüme. Beni o kendini bilmezin yanına götür. Onun gibi yüzlercesinin cezasını verdim, onun da cezasını vereyim'' deyince tavşan önde, aslan arkada yürümeye başladılar.

Tavşan daha önceden işaret koyduğu bir kuyuya doğru aslanı götürdü. O derin kuyuya yaklaştıklarında tavşan geride kalmaya, çok korktuğunu belirten davranışlarda bulunmaya başladı. Bu durumu gören aslan iyice sinirlendi ve,

''Neden geride kalıyorsun? Benim yanımda korkmana gerek yok'' dedi.

Tavşan, ''Padişahım o aslan şu ilerideki kuyuda oturuyor. Onun için korkumdan yürüyemiyorum'' dedi.
Aslan, ''Korkma gel. Ben onun işini bir pençede bitiririm. Sen yürü bak bakalım kuyuda mı?'' dedi.
Tavşan, ''Ben korkumdan yaklaşamıyorum. Efendim, siz beni kucağınıza alırsanız, cesaret edip bakabilirim'' dedi.

Aslan tavşanı kollarının arasına aldı. Beraber kuyunun yanına yaklaştılar. Kuyuya baktıklarında suyun üzerinde aslan ve tavşanın aksi göründü. Aslan kuyuda heybetli bir aslanla, şişman tavşanı görünce kollarının arasındaki tavşanı bir kenara fırlatıp, kükreyerek kuyuya daldı. Derin kuyunun içinde boğulup gitti. Tavşan sevinçle müjde vermek için diğer hayvanların yanına koşarken bir yandan da dans ediyordu.

Nice zamandır canlarına kıyan aslandan kurtulduklarını öğrenmek bütün ormanı sevince boğdu. Bayram gibi kutlamalar yaptılar. Herkes küçük tavşanı tebrik etti, övgü dolu sözler söylediler.

Küçük tavşan tevazuyla, ''Ben küçük bir tavşanım. Güç veren Allah'tır. O yardım etti. Zihnime kuvvet, gönlüme nur ihsan etti. Onun yardımıyla aslanı alt ettim'' dedi.

Alıntı
Mesnevi' den...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen MINA »

Biçare kalb-İ insan, her vakit yaralanıyor

Resim

İnsan evvela nefsini sever. Sonra akaribini, sonra milletini, sonra zihayat mahlukları, sonra kainatı, dünyayı sever. Bu dairelerin herbirisine karşı alakadardır. Onların lezzetleriyle mütelezziz ve elemleriyle müteellim olabilir.

Halbuki şu herc ü merc alemde ve rüzgar deveranında hiçbir şey kararında kalmadığından biçare kalb-i insan, her vakit yaralanıyor. Elleri yapıştığı şeylerle, o şeyler gidip ellerini paralıyor, belki koparıyor. Daima ızdırab içinde kalır, yahut gaflet ile sarhoş olur.

Madem öyledir, ey nefis! Aklın varsa, bütün o muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver, şu belalardan kurtul. Şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur. Ne vakit hakiki sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı onun namıyla ve onun ayinesi olduğu cihetle ızdırabsız sevebilirsin.

Demek şu muhabbet, doğrudan doğruya kainata sarfedilmemek gerektir. Yoksa muhabbet en leziz bir nimet iken, en elim bir nıkmet olur.

Bediüzzaman Said Nursi – 24. Söz’den
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: BİZ BİR miyiz !

Mesaj gönderen MINA »

halimkok yazdı:
Öyleyse Âlem’ de ne kadar da yalnızız aslında…
BİR başımızayız…

Kapıya kadar gelmek girmek içindir.
Beklemek ise nasıl girileceğini anlamak içindir.
O kapıdan SENim diyen girebilir.
SENim diyen yalnızdır.SEVdiğiyle BİR liktedir çünkü.

Selam ve sevgiyle.
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön